❝ back to you , chaesoo ❞ ✓

By richsland

1K 174 99

→ ᴋısᴀ ʙᴏ̈ʟᴜ̈ᴍʟᴜ̈ ʜɪᴋᴀ̂ʏᴇ. ❝Kim Jisoo, sevgilisinin yaşadığı zamana geri dönmek isterdi.❞ More

ᴸBir」
ᴸİki」

ᴸSon」

318 57 37
By richsland

Üç dakika.

Jisoo, ağlamak üzereydi.

Zaman bu kadar hızlı geçmiş olamazdı.

"Güzelim, kaç saat olduğunu bile sayamadım, bu kadar gezmek yetmez mi? Biraz evde vakit geçirelim..."

Hayır, hayır.

Jisoo, o kadını tekrar görmek için Tanrı'ya dualar ediyordu.

Ondan biraz daha zaman istiyordu.

Tanrı'nın bir kez daha sesini duymasını istiyordu.

"Biraz bekleyelim Chae, lütfen..."

Chaeyoung, Jisoo'nun yaptığı hiçbir harekete anlam veremiyordu.

O bugün,

Çok tuhaftı.

"En azından tuvalete gideyim, olur mu? Hemen döneceğim."

Jisoo, başını "evet" anlamında salladı.

Chaeyoung gittiğinde,

Jisoo her tarafa bakmaya başladı.

Aramadığı yer kalmamıştı.

O kadını bulmalıydı.

Ona yalvarmalıydı,

Chaeyoung'u bu kadar erken kaybetmek istemiyordu.

Ve aniden bir kadının hızla yanından geçmesiyle,

Jisoo, o olduğunu anlamıştı.

Kadın hızlı adımlar ile giderken, Jisoo onun kolundan tuttu ve gitmesini engelledi.

"Hanımefendi, ne yaptığınızı anlamadım. Bir şey mi istemiştiniz?"

"Sensin, o kız sensin! Bana dilek hakkım olduğunu söyleyen kadın!"

Karşısında duran kadın, daha fazla saklamaması gerektiğini anlamıştı.

"Benden ne istiyorsunuz? Size başka dilek hakkınız olmadığını söylemiştim."

"Lütfen, lütfen! Bana üç dakika daha verin, yalvarırım! Onunla son kez vakit geçirmek istiyorum..."

Jisoo, haykırışları içerisinde ağlamaya başlamıştı.

"Hanımefendi, bunu gerçekleştirmeyi çok isterdim. Ancak kurallar böyle, bunu ben değiştiremem, üzgünüm."

Kadın tam gidecekken, Jisoo, tekrar kolundan tuttu.

"Bakın, size yalvarıyorum... sadece üç dakika. Yemin ederim, daha fazla istemeyeceğim."

Kadın, dayanamamıştı.

Bir genç kızın, bu denli yalvarmasına karşı koyamamıştı.

"Pekâlâ... sadece üç dakika."

Jisoo, göz yaşlarını silip gülümsemişti.

"Teşekkür ederim... gerçekten, teşekkür ederim."

Kadın, eli ile Jisoo'nun kolundaki saati işaret etti.

"Üç dakika daha ekledim, vaktini iyi değerlendir. Bu son görüşün olacak."

Jisoo, kadının dedikleri ile hayal kırıklığına uğramış olsa da, başını saatinden kaldırdı ve yukarıya baktı.

"Teş-"

Fakat kadın, çoktan gitmişti.

"Hey sevgilim, beklettiğim için üzgünüm."

Jisoo, ona seslenen kız arkadaşına döndü ve burukça gülümsedi.

"Sorun değil! Haydi, eve gidelim."

Chaeyoung, elini Jisoo'ya uzattı.

Jisoo ise, o eli tuttu.

Son kez.

Bir dakika.

Son bir dakikası kalmıştı.

Jisoo, mutfağa gidip ilacın olduğu dolabı açtı.

Chaeyoung zaten ölecekti, onun yaşamasına ne gerek vardı ki?

İlacı eline aldı,

Ancak tam ağzına atacakken Chaeyoung gelmiş, elindeki ilacı alıp çeşmenin içine fırlatmıştı.

"Jisoo, sen ne yaptığını zannediyorsun?! Bu ilaçları kullanmayacağına söz vermiştin!"

Jisoo, kolunu Chaeyoung'dan kurtardı ve bağırmaya başladı.

"Neden bana engel oluyorsun?! Bir dakika kaldı, hatta daha az! Ölümünü tekrar görmek, tekrar izlemek istemiyorum, anladın mı? Bırak, öleyim. Sen olmadığın sürece, yaşamamın hiçbir anlamı yok."

Chaeyoung, Jisoo'nun bedenini kolları arasına aldı.

30 saniye.

Jisoo, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Artık, gücü kalmamıştı.

Zayıftı.

Yaşamak için gücü kalmamıştı.

Kim Jisoo 30 saniye sonra, yapayalnız kalacaktı.

"Yaşayacaksın, benim için. Mutlu olduğun her anı, yaptığın her başarıyı bana anlatacaksın. Ben de seni izliyor olacağım, anlaştık mı?"

Jisoo, hıçkırıklar arasında cevap verdi.

"Anlaştık."

5,

4,

3,

2,

1,

. . .

Jisoo, aynı yere gelmişti.

Chaeyoung'un öldüğü yere.

Belki onu engelleyebilirdi!

Belki hâlâ şansı vardır!

Chaeyoung, Jisoo'ya el sallıyordu.

Tekrar.

Jisoo, elleri ile gitmesini işaret ediyordu.

"Gelme, Chaeyoung! Lütfen, gelme!"

Ancak son, asla değiştirilemezdi.

Chaeyoung, Jisoo'ya doğru yürürken, tekrar aynı kaza olmuştu.

Tekrar kanlar içerisinde kalmıştı.

Tekrar, arabanın altındaydı.

Jisoo, bacaklarının titrediğini hissetti.

Ayakta duracak gücü bulamıyordu.

Yere çömeldi ve sevgilisinin onu tekrar terk edişini izledi.

1 hafta sonra.

Jisoo, sevgilisinin gömüldüğü yere, elinde çiçekler ile gelmişti.

Gülümsedi, elindeki çiçekleri bıraktı ve konuşmaya başladı.

"Bak sevgilim, söz verdiğim gibi mutluyum. Her zaman olduğu gibi, sana başardığım bir şeyi daha anlatmaya geldim. Artık, o ilaçları kullanmayı bıraktım. Çünkü senin mutlu olmanı istiyorum," yavaşça yere çömeldi ve sıcak bir gülümseme sundu.

"Gittiğin yerde mutlusun, değil mi?"

bence çok saçma oldu ya :(

neyse, en azından yazmak istediğim shipi yazmış oldum hehe

sizi seviyorum

Continue Reading

You'll Also Like

474K 54.8K 33
alfa jungkook, en yakın arkadaşının kardeşi olan omega taehyung'a deliler gibi aşıktı.
298K 22.2K 52
WATTYS 2018 KAZANANI! (KAHRAMANLAR KATEGORİSİ) Hreak ayağa aheste bir şekilde kalktıktan sonra kenarda yayılmış geniş postları eğilerek aldı. Geniş...
92.2K 3.9K 21
Yabani dizisinden tanıdığımız Asi ve Alaz'ın muhtemelen hiç yazılmayacak anlarına dair tek veya birkaç bölümden oluşacak hikayelerdir.
12.1M 589K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...