GİZEMLİ YABANCI

Bởi SenaHera

698K 28.8K 4.1K

Adımlarım hızlanmaya başlamıştı. Korkuyu iliklerime kadar hissederken ne yapacağıma karar veremiyordum. Uzun... Xem Thêm

Gizemli Yabancı
Gizemli Yabancı 1
Gizli Yabancı 2 ( Savaş Bartur )
Gizli Yabancı 3
Gizemli Yabancı 4
Gizemli Yabancı 5
Gizemli Yabancı 6
Gizem Kokulu Ev
Gizemli Yabancı 8
Gizemli Yabancı 9
Gizemli Yabancı 10
Gizemli Yabancı 11
Gizemli Yabancı 12
Gizemli Yabancı 13
Gizemli Yabancı 14
Gizemli Yabancı 15
Gizemli Yabancı 16
Gizemli Yabancı 17
Gizemli Yabancı 18
Gizemli Yabancı 19
Gizemli Yabancı 20
Gizemli Yabancı 21
Gizemli Yabancı 22
Gizemli Yabancı 23
Gizemli Yabancı 24
Gizemli Yabancı 25
Gizemli Yabancı 26
Gizemli yabancı 27
Gizemli Yabancı 28
Gizemli Yabancı 29
Gizemli Yabancı 30
Gizemli Yabancı 31
Gizemli Yabancı 32
Gizemli Yabancı 33
Gizemli Yabancı 34
Gizemli Yabancı 35
Gizemli Yabancı 36
Gizemli yabancı 37

Gizemli Yabancı 38

12.4K 428 140
Bởi SenaHera

Hala Savaş'a bakarken onun ilk işi Işıl'ı odadan çıkarmak oldu. Yanıma geldiğin de onun şaşkın hali gözümden kaçmadı ama yine benden bir şey saklamış olması sinirimi iyice bozdu.

" Neyi söylemedin Savaş? " dediğimde gerçekten kendimi sakin tutmaya çalışıyorum.

" Sana yemin ederim neden bahsettiğini bile bilmiyorum Zehra. Bildiğim her şeyi sana anlattım zaten. " derken onunda şaşkınlığı gerçekten belirgindi.

Resmen kadının hayatıma girmesi de hayatımdan çıkmadı da benim için sorundu.

" Neden bahsediyordu o zaman? "

" Bilmiyorum Zehra gerçekten bilmiyorum. Bana inanmıyor musun gerçekten? "

" Savaş bak inanıyorum ama geçen sefer olanları da tam unutmuş değilim. Lütfen bana anlatmadığın bir şey varsa şimdi anlat. " dedim.

  Gerçekten kendimi oldukça sakin tutmuştum. Anlatmadığı ya da arada unuttuğu bir şeyler olabilirdi. O kadın durduk yere bana kızım demez. Mutlaka bir şeyler olmalı. Ya da aklımı mı karıştırmaya çalışıyor anlamadım. Savaş'a bakarken gerçekten bilmediği birşeyler olduğunu fark ediyorum ama bir yandan da içim içimi yiyor.

" Zehra gerçekten sevgilim sana anlatmadığım bir şey yok. Ama istersen öğrenirim ne olduğunu. " dediğin de gerçekten istersem öğrenebileceğini fark ettim.

" Gerek yok. Onun hakkında başka bir şey öğrenmek de duymak da istemiyorum. "

" Tamam bir tanem lütfen şimdi moralini bozma. "

" Hiç niyetim yok moralimi bozmaya bir tanem. Bir gün ayırmışım kendime onu da Işıl cadalozuna yedirtmem. "

" Vav codoloz ne demek ilk defa duyuyorum. "

" Daha çok duyarsın sevgilim merak etme sen. Ama şuan açıklamakla uğraşamayacağım gerçekten. Sevmediğimiz birisine hitap şekli desem de pek doğru değil. Aman Savaş boşver ne yapacaksın öğrenip, hem senin kullanabileceğin kelime değil zaten. " derken taramalıysa bağladığını fark edince derin bir nefes alıp eski halime döndüm.

" Boşver sevgilim boşver. " dediğim de Savaş kahkaha atmaya başladı.

" Sinirlenince kendinden geçiyorsun bazen. Özellikle sana bir şey sorduğum da tam anlamını bilmiyorsan hep kızıyorsun. "

" Kızmıyorum Savaş ama emin ol sinirlenmeye başlıyorum. "  dediğim de kaşlarımı çarptığımdan eminim.

" Tamam aldım mesajı. Terasa çıkalım mı hem yemek vakti geldi. "  dediğin de ben onun saatlerdir burada çalışıyor olduğunu unuttum tabi. Herhalde acıkmıştı.

" Çıkalım sevgilim. Zaten sonra da ben giderim. "

" Daha yeni geldin nereye gidiyorsun hemen? " dediğin de sesin de kızgınlıkmı yoksa telaşmı vardı anlamadım.

" Ben senin yanına gelebilmek için deli gibi çalışıp işlerimi bitirmeye çalışıyorum. Sen geldiğin gibi gitmekten bahsediyorsun Zehra! " dediğin de kızdığını anladım ama ben onu meşgul etmiyim diye gitmekten bahsetmiştim zaten.

" Savaş burası bir iş yeri ve ben seni meşgul etmemek için gitmekten bahsettim bir tanem. Gitmem yoksa. " dediğim de beni hızla kendine çekerek " Gitme. " dedi ve dudaklarıma yapıştı.

Yapıştı diyorum çünkü ilk defa bu kadar tutkulu öpüşüyoruz. O kadar çok sıkı sarılıyoruz ki birbirimizi dış dünyayla olan ilişki mi kesmiş bulunuyorum. 

" Iımm öhö öhö... "

" Savaş bey. "

Savaş o kadar kibar ve nazikti. Kendimi tamamen ona bırakmıştım. Arada duyduğum sesleri anlayamayacak kadar da kaptırmıştım kendimi. En sonun da Savaş yavaşça benden ayrıldığın da derince nefes aldım içime.  Birden Savaş' ın

" Salim ne işin var burada? " demesiyle aldığım nefesi veremez oldum.

" Efendim size seslendim ama duymadınız. İron Macgreydorin geldi. " dediğin de Savaş'ın yüz ifadesi değişti ve gergin bir hal aldı.

" Bugün gelmemesi gerekiyordu. "

" Evet ama bugün geldim Savaş Bartur sorun olur mu? " diyerek içeri giren adam iki metreydi herhalde oldukça geniş omuzları vardı ve vücudu da yapılıydı.
     Boynunda ve yüzün belli yerlerin de dövmeler vardı ve bembeyaz yüzünü gölgede bırakan koyu renk gözleri vardı.

" Bu seferlik olmaz diyelim İron ama müsait değilim seni ağırlayamayacağım. "

" Ağırlanmaya ihtiyacım yok Savaş. İstediğimi almadan gitmeyeceğim biliyorsun değil mi? "

" Şimdi sırası değil! "

" Aav  pardon bu genç bayan kim? " derken gözlerinin incelemesinden rahatsız olmuştum.

" Gözünün ucuyla bile bakamayacağın biri İron kavga etmek istemezsin dostum. Pakottaen mahdollisuudet. ( Şansını zorlama.) "

" Okej, lat oss göra det nu. ( Tamam, şimdi işi halledelim. ) "

" Okej. ( Tamam. ) "

Ne dediklerini asla anlamadığım iki adamın gözleri de bana döndüğün de biraz gerildim. Ama yanımda Savaş olduğu için ve hala elini tuttuğum için kendimi güvende hissediyordum.

" Güzelim akşama seni almaya gelsem ve güzel bir yemeğe çıksak olur mu şimdi biraz ilim çıktı. " derken güvenle gülümsüyordu bana.

" Tamam ama kötü bir şey yok değil mi? "

" Ah hayır İron benim eski bir arkadaşım. Fazla soğuk biri sadece. "

" Anladım. O zaman akşam görüşürüz. "

" Görüşürüz bir tanem Cihan seni bırakır. "

" Tamam. " diyerek yanağına küçük bir öpücük kondurdum ve odadan çıktım.

Sinan beyinde bana eşlik etmesiyle beraber plazadan çıktık. Açıkçası şuan da ondan biraz utanıyorum. Hadi ama bizi öpüşürken görmek zorunda mıydı yani! Cihan'ın beni görmesiyle arabanın kapısını açması bir oldu. Bende Sinan beyin yüzüne bile bakamadan iyi günler dileyip hemen arabaya bindim. 

Merkeze doğru giderken bütün planımın da içimde kalmasıyla biraz moralim bozuldu. Savaş'la vakit geçirmek istemiştim ama İron bozuntusu gelip güzel anımızı mahvetmişti.

Cihan;

" Sizi nereye bırakmamı istersiniz Zehra hanım. " diye sorduğunda hiç düşünmeden ;

" Kitabevine bırak lütfen. " dedim.

Nedense bir kere hevesim kaçınca eve gidip kendimi odama kapatasım geliyor. Oysaki gitme dediğinde beraber vakit geçireceğimiz için çok heyecanlanmıştım. Gerçi o adamın da pek sağlam pabuca benzer hali yoktu ama Savaş işini bilir gerçi.
En azından amcamla teyzeme de yardımcı olucam böyle düşünmek daha iyi değil mi?
Az ileriden sağa biraz daha ileriden de sola girince nihayet kitabevine geldik. Cihan'ın arandan ineceğini fark edince;

" Hiç zahmet etme Cihan kapımı kendim açabilirim. " deyip indim.

Camdan ona teşekkür edip gönderdikten sonra hafif gıcırdayarak açılan kapıyı itip içeri girdim. Amcam ve teyzem yanyana oturmuş çay içiyorlardı. Teyzem başını amcamın omzuna yaslamıştı.

" Hava aşk kokusu mu var acaba? " dediğin de iki de gülümseyerek bana baktı.

" O kadar belli mi ediyor teyzen bana aşık olduğunu canım. " derken amcam bana göz kırpmayı da ihmal etmemişti. Ama tabi ki teyzem tarafından iyi bir azar yiyeceği de belliydi.

Tahmin ettiğim gibi teyzem cevap vermeye başladığın da bende merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Uzun zaman olmuştu tadilata girip bakmayalım. İşçiler de artık paydos verdiği için burası boş olduğundan rahatlıkla girip gezebilirdim. Anlaşılan bugün itibariyle badana ve boya işleri bitmişti gerçekten de güzel olmuş. Sipariş ettiğimiz eşyalar gelince daha da güzel olacak eminim. Büyük bir hevesle yukarı çıkarken ;

" Amca. " diye bağırmayı da ihmal etmiyorum bir yandan.

" Gördün mü sürprizimi? " dediğinde omunda yüzü gülüyor.

Mutlulukla başımı sallarken; " Boya da birmiş artık dekor etmemiz kalıyor sadece. Amca çok güzel olacak. " diyip üstüne atladım.

" Hey yaramaz kız artık yaşlı bir adamım unutmuyorsun değil mi? Seni sırtımda taşıdığım günler eskide kaldı. " dedi.

Gerçekten de yaz aylarında beni yurttan alıp sahile gezmeye çıkarttıkların da hep omuzuna oturttururdu beni. Çok mutlu olurdum o zamanlar. Kimseye belli etmesem de kahramanımdı o benim.

" Hadi ama kahramanlar yaşlanmaz. " dedim. Tamam artık onlardan gizlemeyeceğim bir şeyim yok. Herşeyimi duygularım da buna dahil onlara söyleyebilirim.

Tabi amcamın şuan küçük bir şok üzerine büyük mutluluk duyucağını biliyorum ama gözlerinin dolması dayanamayacağım bir şey.

" Amcacım. " dediğimde

" Ben senin Kahraman'ın mıydım? " diye sordu.

" Evet bütün babalar çocuklarının kahramanıdır. " diyerek tekrar sıkıca sarıldım boynuna.

" Teşekkür ederim güzel kızım. Seni çok seviyorum. "

" Bende seni seviyorum amca. "

" Tamam yeter bu kadar sa sarılmak ağlatmayın beni. " derken teyzem her zaman ki gibi ağlamaya başladı.

Onları gerçekten sevdiğimi her söylediğim de böyle duygusal bir an yaşamak onlara sevdiğimi hissettirememişim gibi geliyordu.

" Merhaba. " diyerek içeri giren kişiyle amcamla sarılmamız son buldu.

" Merhaba hoşgeldiniz. " diyerek amcam müşteriyi ağırlarken ki bir dakika bu müşteri Sami'nin yerine gelen öğretmenimiz.

Hiç görünmemek daha iyi olacak düşüncesiyle aşağıya inerken adamın çoktan beni incelediğini fark etmemle geç kaldığımı anladım. O zaman yapacak bir şey yok okulda görünmez olmaya çalışırım. Aşağıya indiğim de eskiden odam olan şimdi ise kafenin bir bölümü olan yere geçip sıralı sandalyelerden birine oturdum.
Ne zaman çıkacağımı ise kesinlikle bilmiyorum.

" Zehra daha ne kadar orada oturacaksın kızım? Hem neden birden aşağıya kaçtın sen? "

Teyze kurtarıcı bir melek misin yoksa sorgu amirimisin gerçekten karar veremiyorum bazen.

" Ne kaçması teyzecim biraz daha bakayım dedim aşağıya. "

" Neden orada oturuyorsun o zaman kızım. "
" Ya teyzecim şey topuklu biraz rahatsız etti de. " dediğim de en azından inandırıcı bir yalan olduğunu düşündüm. Gerçekten de biraz ağrımaya başladı.

" Eh be yavrum ayda yılda bir giyersen böyle olur tabi. Sık sık giyki alışsın ayağın. Neyse çık bakalım yukarıya müşteriyle mi ilgileneyim kasayla mı? Amcan eve gitti dinlensin biraz adam sabahtan beri çalışıyor. "

" Tamam teyzecim geliyorum. " diyerek yukarı çıktım.

Gerçekten de bu aralar sınavlar için test kitapları almaya gelen öğrenciler de bir çoğalma vardı. Zaten geçen aylarda yaptığımız aylık kitap satışıyla durumumu biraz daha düzeltmiştik ama günde neredeyse on beş, yirmi kişinin de gelmesi bizim için çok iyi oluyordu.

Saat yedi ye doğru gelen fazla kişi olmadığı için teyzemle beraber rafları düzeltmeye başladık. İşimiz bittiğin de teğmen kasanın hesabını yapıp kasayı kapattı.

Savaş'ın mesaj atmasıyla onu on dakikadır kapıda beklettiğimi fark ettim. Ama arabanın içinde oturuyordu yani teyzemi de yalnız bırakamam ya.

" Sevgilim biraz daha bekle lütfen şimdi çıkacağız. Teyzemi de eve bırakabilir miyiz? "

" Bırakırız hayatım bekliyorum. "

" Teyze bitti mi işin? "

" Bitti kızım hadi giyin de gidelim. "

" Tamam Savaş bizi almaya geldi seni bırakıp oradan yemek yemeğe gideceğiz. "

" Tamam kızım geç gelme ama olur mu? "

" Tamam teyzecim geç kalmam. " dedim ve nihayet çıkabildik.

Teyzem her zaman ki gibi bütün anahtarları kitleyip üzerine duasını okuyup iyice kapılara sonra da nefesinin yettiği her yere üfleyince gerçekten işimiz bitmiş oldu.


Yemen yanımızda Savaş'da arabadan çıkmış yanımıza gelmişti.

" Merhaba Nur teyze nasılsınız? " derken çoktan teyzemin elini öpmüştü bile.

Teyzemde;

" İyiyim yavrum sağol. Sen nasılsın? " derken içinden aferin çocuğum der gibiydi.

" Bende iyiyim. Zehra'yla programımız vardı. "

" Biliyorum evladım söyledi. Siz hiç beni bırakmakla uğraşmayın ben şurdan biner giderim. Kaç yaşında kadınım ayol tek başıma evime giderim ben. "

" Teyzecim tabiki de tek başına eve gidebilirsin sadece bizim içimiz rahat etmez. Hem Savaş amcama ne açıklama yapar sonra. Olmaz öyle şey. Hadi minnoşum gel binelim arabaya. " dediğim de nazlı nazlı bana baktı.

" Amcan pek tabi merak eder beni. " derken omuzları dikleşmiş bakışları da biraz hülyalanmıştı sanki.

" Ya tabi. " derken arabaya bindik.

Yol boyunca kitabevinin işlerinden bahsettik ve cumartesi günü eşyalarda geleceği için Savaş'da bize yardıma gelecekti. Teyzemi bıraktıktan sonra
Madam Darci'nin yerine geçtik. Savaş birkaç kişiyi görünce onlara selam verdi. Cam tarafın da denizi gören masalardan birine geçtik.

Yanımıza gelen garsona siparişlerimizi verdikten sonra içimi kemiren soruyu nihayetinde sordum.

" Bugün yanına gelen İron kim? "

" Söyledim ya sevgilim eski bir arkadaşım. "

" Tamamda ben ayrıntı istiyorum Savaş. Pek sağlam pabuca benzemiyor o adam. "

" Tamam zaten pek sağlam birisi de değildir. Ama benim dostum o Zehra. "

" Peki ne işinden bahsediyordu sana? "

" Burada büyük bir şirket kurmak istediğimi biliyorsun o da yeni beğendiğimiz yer için olan ihaleyi yönetiyor. Onu konuştuk. "

" Hımm kötü bir şey yok yani? "

" Kötü bir şey yok sevgilim. "

" Tamam. Cumartesi İstanbul'a gidecektin ama teyzeme dükkana yardıma geleceğini söyledin. "

" Evet çünkü İron ihaleyle ilgilenecek benim gitmeme gerek yok. "

" Güveniyorsun yani o adama? " diye sorarken güvenmemesi gerektiğini ifade ediyorum sanki.

" Evet Zehra güveniyorum. Dediğim gibi İron benim eskiden beri arkadaşımdır. Neden bu kadar tedirgin olduğunu anlamadım. "

" O adam da kötü olan bir şey var sanki Savaş, nedenini bilmiyorum ama iyi düşünceler de geçmiyor aklımdan. "

" İron eskiden paralı askerdi, doğal olarak sert bir mizacı ve yaşam şekli var. Ayrıca çok soğuk görünür. Onun için sana kötü gelmiş olabilir ama seni temin ederim bizim için iyi birisi. Şimdi bizden başka herkesi bir kenara koysak ve sadece biz olsak olur mu küçük hanım? "

" Memnuniyet duyarım beyefendi. " derken bana uzattığı kadehine aynı şekilde karşılık verdim. 

Güzel bir gece geçirmiştik ve ben fark etmeden Pazartesi günü için İstanbul'a gideceğimize söz verdim. Savaş öyle bir konuştuk daha neye tamam dediğimi bile anlamadan bir de söz vermiş bulundum. Ama mutluyum da söz konusu o olduğun da onu fazla ihmal ediyormuşum gibi geliyor. Bu yüzden de söylediği herşeyi yapmak istiyorum. 

Gecenin sonunda eve geldiğimiz de Savaş kapımı açarak;

" Leydim lütfen bu güzel gece için teşekkürlerimi kabul edin. "

" Ah bilemiyorum kandırıldığımı hissediyorum Lordum. "

" Sizi kandırmak ne mümkün ancak siz beni kandırabilirsiniz muhteşem güzelliğinizle. "

" İşte o konuda haklısın Savaş kesinlikle çok güzelim. "

" Ve çok şımarıksın güzelim. "

" Evet öyleyim ki bunu sadece sana yapıyorum. "

" Bir ömür çekmeye razıyım. "

" Emin ol çekmek istemediğin zaman hatırlatırım. " derken parmağımı uyarı niteliğin de sallamayı da unutmadım.

" Hatırlatmazsan üzülürüm. " dediğin de yine dudaklarıma yöneldi.

Tam birbirimize yaklaşmışken yüzümüze gelen ıslaklıkla ikimizde birbirimizden uzaklaştık. Camda teyzemi görmemle onun;

" Ayy elimden kaydı bardak vah vah... " demesini de duyduk.

Keyifli okumalar herkese.
SİZLERİ SEVİYORUM : ))))))))

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

160K 11.3K 34
Agra bebeğiyle çaresizce sokakta yaşarken bir gece karşısına çıkan adamla hayatı tamamiyle değişir. Ferişte - Masum, melek ve günahsız demek. Not: +...
798K 33.5K 50
30-50k izlenen Yağız her gün yayın açar, Sohbet eder ve korku oyunları oynar. Işıl ise o yayıncıya aşık bir kızdır. Işıl habire yağıza Instagramdan y...
1.9M 86.3K 68
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
2.2M 36.2K 55
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...