Saplantı

By YldzAsyaUzunpnar7

1.9M 63.1K 16.6K

Gençkurgu #25 Ay tenli adamın, güzel gözlü kadını. Kimsesiz, güzel bir kadın. Kadının aşkı ile yanıp kavrul... More

B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
İ K İ N C İ B Ö L Ü M
Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
A L T I N C I B Ö L Ü M
Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
O N U N C U B Ö L Ü M
O N B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
O N İ K İ N C İ B Ö L Ü M
13. Bölüm| ALINTI
O N Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
O N D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
O N B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
O N A L T I N C I B Ö L Ü M
O N Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
O N S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
O N D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
Y İ R M İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ B İ R İ N C İ B Ö L Ü M /Part 1
Y İ R M İ B İ R İ N C İ B Ö L Ü M /Part 2
Y İ R M İ İ K İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
Y İ R M İ D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
Y İ R M İ B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ A L T I N C I B Ö L Ü M
Y İ R M İ Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M /Part 1
Y İ R M İ S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M /Part 2
O T U Z U N C U B Ö L Ü M
DUYURU
RÖPORTAJ
O T U Z B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z İ K İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
O T U Z D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
Dolunay |Nuntius 1 |
O T U Z B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z A L T I N C I B Ö L Ü M /Part 1
O T U Z A L T I N C I B Ö L Ü M/ Part 2
O T U Z Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
Peri Kızı
s a p l a n t ı °1° y a ş ı n d a
F İ N A L
M U T L U S O N S U Z
200 BİN 🌸
1 M İ L Y O N💦❤️

Y İ R M İ D O K U Z U N C U B Ö L Ü M

28.5K 1K 205
By YldzAsyaUzunpnar7

               SAPLANTI - 29. BÖLÜM

    Okuduğum kelimelerle sinir katsayım tavan yapmıştı. Mesajın kimden geldiği aşikardı. Ebru denen kadındandı.

Ama resmen bu kadın beni tehdit ediyordu. Cesaret hapı içmiş olmalıydı.

Sinirden ne yapacağımı şaşırmıştım. Sabah buraya geliyor, akşam bana tehdit mesajı atıyordu. Kadın hastaneye iyileşmek için girmiş, daha beter olarak çıkmıştı resmen. Sinirle arkamı dönmüştüm ki Ateş'le karşı karşıya gelmem bir oldu.

Artık ne kadar sinirlendiysem onun odaya girişini bile fark etmemiştim.

"Ne oluyor güzelim? " dediğinde

"Yok birşey." diyerek bütün sinirime konuştum.

"Ne bu sinir. Konuşurken ağzından alev çıkacak resmen." dediğinde cevap vermedim. Mesajı ona göstericektim ama sinirle birşey yapar diye korkuyordum.

Telefonu ona doğru uzattığımda elimden hızla alıp açık olan ekrandan mesajı okudu.

Bir anda telefonu yere doğru fırlattığında beklemediğim için korkuyla geri çekildim.

"Başlarım onun psikolojik sorununda, hastalığınında gelmiş benim ömrümü resmen tehdit ediyor ya. Kimseyi değil seni tehdit ediyor. Ama bu sefer yapacağımı bilirim ben." diyip odadan aniden çıkınca hızla peşine takıldım.

Çıkış kapısının oraya gelip ayakkabısını almıştı ki hızla elinden tuttum.

"Gitme Ateş."

"Ne demek gitme. Seni tehdit etmiş resmen."

"Saat gecenin 12'si. Bu saate gitme. Tabi ki de beni tehdit eden birine hesap sormayacak değilim. Ama yarin sabah gideriz." dediğimde. Bir süre durdu. Bende elinde ki ayakkabıları alıp yerine koydum.

Daha sonra elinden tutup odasına doğru ilerlettim. Odaya girdiğimizde sakince konuştum.

" Mesaj atan numara farklı. Ebru olduğundan emin miyiz? "

" Ondan başka kimse sana böyle bir mesaj atmaz." dediğinde başka birşey demedim.

Ateş dolabına ilerlerken bende sabah toplarken yarım kalmış yatağa baktım. Oysa bugün güzel bir gün geçirecektik. Üzerimizde Beşiktaş forması varken çocuklarla maç yapacaktık. Hepsi o kadının gelmesiyle yerle bir olmuştu. Yavaşça Ateş'in yatağının üzerine oturdum.

Bu olanlar güzel giden hayatımıza resmen bir leke gibi bulaşmıştı. Sabah olanlar, biraz önceki mesaj resmen içimi karartmıştı. Ruhum daralmıştı.

Öyle dalgın dalgın ellerimle oynarken yanıma oturan Ateş'le yavaşça ona doğru döndüm. Mutsuz suratım onu daha da suratsız yapıyordu.

Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Bende kollarımı ona sardığımda az da olsa içimin kararması geçmişti.

"Uyuyalım artık" diyen Ateş'le ondan yavaşça ayrıldım. 

"İyi geceler" diyip ayağa kalktığımda elimden hızla tuttu.

"Birlikte uyuyalım."

"Ben odamda uyuyayım Ateş." dediğimde diğer elimide tuttu.

"Bugün seni kaybedeceğim korkusuyla yaşadım. Ne olur birlikte uyusak." dediğinde gözlerimi kaçırarak bakışlarımı odada dolandırdım

"Lütfen Güzelim." dediğinde daha fazla direnmeyip " Peki. Gidip üzerimi değiştirip geliyorum." dediğimde yavaşça gülümsedi.

Odadan çıkıp kendi odama geçtim. Pijamalarımı giydikten sonra saçımı sık olmayacak bir şekilde ördükten sonra kendi odamdan çıkıp onun odasına geçtim.

İçeri girdiğimde ateş camın önünde dışarıya bakıyordu. Yavaşça yanına yaklaştığımda onunda tıpkı benim gibi dalgın oldunu anladım. Benim geldiğimi bile fark etmemişti.

Kollarımı kocaman açıp sarıldığımda transtan çıkmış gibi bakışları bana döndü. Daha sonra kocaman gülümseyerek kollarını belime sardı.

Birlikte gökyüzünü izlemeye başladığımızda ikimizden de hiç ses çıkmıyordu. 

Bir kaç dakika sonra tek elini kaldırıp bir yıldızı işaret etti.

"Şuradaki yıldızı görüyormusun. Yanında tek bir yıldız bile yok. Ve en karanlık yerde." dediğinde yavaşça kafamı salladım. 

Eliyle bu sefer de kutup yıldızını gösterdi. "Kutup yıldızını bilirsin. Karanlıkta değildir. Çevresinde bir çok yıldız vardır." dediğinde yine kafamı salladım

"İşte o karanlıkta kalan, yalnız yıldız bendim. En karanlık, kimsesiz, yalnız. Hayattan bıkmış bir haldeydim.  Bu hayattan hiç zevk almayan biriydim. Taki o gün kutup yıldızımı görene kadar. Dibe batmış hayatım o yıldızla ışıldamaya başladı. Onun ışığıyla karanlıktan, kimsesizlikten ve yalnızlıktan kurtuldum." gökyüzündeki bakışları bu sefer benim gözlerime kenetlendi.

"Işığım sensin Miray. Benim hayatımı anlamlı kılan. Yaşamak için sebebim olan sensin.."  dediğinde içtenlikle gülümsedim

"Bu hikayede yanlışlık var." diyip elimle kutup yıldızını gösterdim.

"Evet kutup yıldızı bendim ama bahsettiğin gibi değildim. Kendi ışığım artık beni boğmaya başlamıştı. Etrafımda olanlar sadece kuru kalabalıktan ibaretti. Bıkmış, sıkılmış durumdaydım. Ne kadar mutlu gözüksemde içten içe bitiyordum. Ama ne zaman o en karanlık kısımda kalan yalnız yıldızla karşılaştım o zaman hayatım düzene girdi. Mutluluğu iliklerime kadar hissetmeye başladım. " diyip belindeki elimi çekip onun ellerine kenetledim.

" Sen, bana şimdiye kadar yaşamadığım mutluluğu verdin. Sen asıl beni ortaya çıkardın. " dediğimde gözlerinde gördüğüm hayranlığı bir daha unutmayacak gibiydim.

Alnını, alnıma yasladıktan sonra gözlerime derin derin baktı.

"Her zaman yanımda ol. Beni karanlığa bırakma."

"Senin her zaman yanımda olacağın gibi, her zaman yanındayım." dediğimde kalbimi hızlandıracak bir gülümseme bahşetti bana.

Bende ona gülümsedikten sonra peşinden beni ilerleterek yatağa doğru yürüdü. Yatağa girdikten sonra beni kendine doğru çekti.  Kafamı göğsüne yaslayıp derin bir nefes aldım.

Ciğerlerime giden onun kokusuyla içim gitti. Onun kokusuyla aklıma gelen anımla gülümsedim.
Evime girdiği ilk zamanlar onun hakkında birşey bile öğrenmek için kapşonunu koklamıştım.

Orda ciğerlerime dolan sadece sigara ve açıklayamadığım bir kokuydu. Ama şimdi biliyordum o diğer kokunun ne olduğunu.

Ateş resmen huzur kokuyordu.

Gözlerim ve zihnim onun kokusu ve bu huzura daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım.

         
           * * * *

~ 1 hafta sonra ~

Yıkadığım bezi tezgahın üzerine bırakıp hazırladığım kahvemi alıp salona doğru ilerledim.

Koltuğun tekine oturduktan sonra kahvemden bir yudum aldım.

Tehdit dolu mesajın üstünden bir hafta geçmişti. O olayın ertesi günü ateşle o kadının evine gitmiştik.

Olanlar aklıma geldiğinde yine sinirlenmiştim.

Geçmiş - 1 hafta önce

Ateş'le erken kalkmış direk o kadının evine gelmiştik. Dahaa doğrusu ailesiyle yaşayan evine.

Arabayla gittiğimiz yolun sonunda gördüğüm evle Ebru'nun da zengin olduğunu anlamıştım. Büyük bir villa bizi karşılamıştı.

Arabadan indikten sonra Ateş'le kapıyı doğru ilerlemiştik ki kapı biz daha çalmadan açıldı. Kapıda ki kadın üzerinden anlaşıldığı gibi evin yardımcısı olmalıydı.

Kadın ağzını açmış bize birşey söyleyecekken ateş kadını es geçip içeriye doğru girdi. Tabi elimi tuttuğu için beni de peşinden ilerletti.

Arkadaki kadının bey efendi içeriye kim olduğunuzu söylemeden giremezsiniz lafını bile dinlememişti. Girdiği eve şöyle bir baktıktan sonra kafasına göre ilerledi.

Ama doğru yol olduğu kesindi. İçeriye girdiğimiz salonla gözüme ilk çarpan büyük bir masada yemek yiyen orta yaşlı bir adam ve arkası dönük ebru oldu.

Bizi gören adam hızla ayağa kalktı. Onu kalkmasıyla ebru kafasını çevirip bizi gördüğünde kocaman gülümsedi.  Oda hızla ayağa kalkınca babası bize doğru ilerledi

"Ne istiyorsun Ateş." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Asıl senin kızın bizden ne istiyor." diye sert sesiyle konuşan Ateş'le, Ebru hemen lafa atladı

"Senden ne istiye bilirim ki? Asıl sen benim peşimi bırak. Şu kızıda yanında tutup onu sevdiğini söylüyorsunya." diyip bana döndü. "Yazık sana!"  dediğinde bende şarteller attı. Hızla Ebru'nun üzerine doğru yürüdüm ama Ateş beni tutunca bu sefer bağırmaya başladım

"Ne diyorsun be sen. Asıl sana yazık. Ateş beni sevdiği halde kafanda kurduklarınla onun seni sevdiğini zannediyorsun. Hala sorunların olduğunun bile farkında değilsin." dediğimde kahkaha atmaya başladı

"Seni böylemi kandırdı ateş. Sorunlu muymuşum. Kafamda mı kuruyormuşum" diyip tekrar kahkaha attı.

"Baban seni hastaneye yatırmışken bunları söylemen de ayrı bir olay." dediğinde yüzü yavaşça soldu. Benim kafamı karıştırmaya çalışıyordu kendince.

Babası daha fazla dayanamayıp bağırdı.

"Ne istiyorsunuz. Sana dün açıklamıştım Ateş."

"Evet açıklamıştın. Ama kızının Miray'ı tehdit etmesiyle herşey değişti." dediğinde adamın suratı bir hal aldı.

Ebru'ya dönüp baktığında ebru sanki bunları yapmamış gibi sakindi.

"Benim psikolojik sorunlarım var. Mesaj belki atmışımdır belki atmışımdır." dediğinde bu kızın kesin manyak olduğunu anlamıştım. Ateş bir anda köşedeki vazoyu aldığı gibi Ebru'nun ayaklarına yakın bir yere fırlattı.

Ebru bunu beklemediği için korkuyla çığlık attı.

" Bu seni son uyarım. Bizden uzak dur. " dedikten sonra elimden sıkıca tutup evin dış kapısına doğru ilerledi..

~Günümüz ~

Hatırladıklarım sinir katsayımı artırıyordu.

Kadın resmen manyaktı. İki dakika önce söyledikleriyle iki dakika sonra söyledikleri uyuşmuyordu bile. Ne yaptığını şaşırmıştı.

Ben iyice sinirlenmiştim ki içeriden gelen sesle hemen başımı o tarafa çevirdim.

Evde benden başka kimse olmayışı bu ses karşısında biraz korkmamı sağlıyordu.
Saat 20. 17  sularıydı ve Ateş evde değildi. Acil babası şirkete çağırmıştı. Yaklaşık 1 saat öncede gitmişti.

Güneş battığı için dışarısı karanlıktı ve evde tek ışığı yanan yer salondu.

Ayağa kalkıp etrafıma şöyle bir baktığımda masanın üzerinde ki telefonum gözüme çarptı. Hızla alıp Ateş'i aradım. Uzun uzun çaldı ama açmadı. Tekrar arayacaktım ki benim odamın olduğu tarafta sesler çoğalarak yükselmeye başladı. Hızla kendimi korumak için birşeyler aradım salonda göremeyince  hızla mutfağa yürüdüm. O an benim odamın olduğu koridor kısmında bir gölge görmemle kalbim ağzımda atmaya başladı.
Kalbim küt küt ne yapacağımı bilmiyordum. Tek elimde telefon dururken mutfağa hızla girip  tezgahın üstünde gördüğüm bıçağı diğer elime aldım.

Tekrar zaman kaybetmeden Ateş'i aradığımda bu sefer açılan telefonla sessizce konuşmaya başladım.

"Ateş evde biri var." dediğimde endişeli sesiyle konuştu.

"Ne demek evde biri var. Ebru mu?"

"Bilmiyorum. Gölgesini gördüm. Korkuyorum. Çabuk gel."

"Sakin ol güzelim. Kendini koruyacak birşeyler bul. Zaten yola çıkmıştım. En az 10 dakikaya evdeyim" dedi. Elimdeki bıçağı iyice sıkı sıkı tutarken ne yapacağımı bilmiyordum.

O an koridorun ışığı yanmasıyla iyice korkmaya başladım. Ama ne olursa, kim olursa olsun kendimi koruyacaktım.

Mutfağın kapısının orada görünen gölgeyle geri geri gittim. Ateş'in sesi telefonda geliyordu ama cevap verecek halde değildim.

Bir anda içeriden gelen sesle Ateş telefonda küfretmeye başladı.

"Miray tatlım içeriye gelmeyecek misin?  Ebru'nun sesi kulaklarımı doldurduğu anda artık bu kadının hastaneden kaçışı olmayacaktı.

Bıçağı ne olur ne olmaz diye arka cebime koyarken telefonuda diğer cebime koyup yavaşça mutfağın kapısına geldim.

Işığı açık salondan Ebru'nun karşıdaki koltuğa oturduğunu görmemle kaşlarımı Çatarak yanına doğru ilerledim.

"Bu sefer o hastaneden çıkamayacaksın." dediğimde küçük bir kahkaha attı.

"Korkudan betin benzin atmış hale ne diyorsun." dediğinde bende yapmacık bir kahkaha attım.

"Daha ne yaptığını bilmeyen birinden korkacağımı sanmıyorum." dediğinde bozulan suratıyla hızla ayağa kalktı. Aramızda bir metre kalana kadar yanıma ilerledikten sonra durdu.

"Ateş senin neyini sevdi anlamıyorum ki. Benim gibi biri dururken, senin gibi birini sevmesi. Gerçi gönül bu ota da konar..." diyerek başladığı cümleyi daha tamamlamadan karnına doğru savurduğum tekmeyle hızla yere düştü.

Dövüş eğitimimin bir gün işe yarayacağını biliyordum.

Şok içinde bana bakan Ebru'yla kendimden emin gülümseme yolladım. Zar zor yerinden kalkıp bana saldırmıştı ki kolumu karın boşluğuna geçirmeme tekrar yere düşer gibi oldu ama kendini toparlayıp tekrar saldırdığında kolundan tutup arkaya katladım.

Bu hareketime bile karşılık verecek halde değildi. Yavaşça kulağına yaklaştım

"Çok yanlış kişiye çattın tatlım!" diyip kolunu biraz daha kıvırmamla çığlık atmaya başladı. Az daha çevirdiğimde evi inleten çığlığıyla bir bez parçası gibi salonun ortasına savurdum onun bitkin bedenini.

Benim Ebru'yu fırlatma la evin kapısı hızla açıldı. İçeriye
"Miray" diye bağırarak gelen Ateş yerde yatan Ebru'yu gördüğü an öylece durdu.

Bakışlarım bu sefer beni bulduğunda hızla yanıma geldi.

"İyi misin? Sana birşey yaptı  mı?"

"Yapmadı,yapamadı." dediğimde hızla bana sarıldı.

"Sana birşey yapacak diye çok korktum." dediğinde bende ona sıkıca sarıldım.

Benden ayrıldıktan sonra telefonunu hızla cebinden çıkardı.

"Artık bu kadının o hastaneye bir daha çıkmamak üzere girmesi lazım." dedikten sonra birilerini aradı.
Bir kaç konuşma sonrasında tekrar bana gelip sarıldı. Kafasını saçlarıma gömdüler sonra bir kaç öpücük kondurdu.

"Ne yaptında bayıldı"

"Acıdan bayılmış olmalı." dediğimde bana sorar bakışlar attı.

"Kolunu biraz kıvırdım da."  dedim.  Bana inanmaz bakışlar attığında sesiz kalıp bekledim.

Ateş'in çağırdığı kişiler biran önce gelse de şu kadını alsalar artık.

~Yarım saat sonra ~

Ateş'in çağırdığı adamlar gelmiş hala baygın olan Ebru'yu alıp hastaneye götürmek için arabaya bindirmişlerdi.

Arabanın çalışmasıyla yanımda olan Ateş'le arabanın arkasından baktık. 

"Kurtulduk." dediğimde Ateş beni kollarının altına aldı.

"Kurtulduk güzelim."

                    *

       «BÖLÜM SONU»

Bölüm Sınırı: 125 Vote 135 Yorum

Ebru' dan kurtulduğumuz bir bölümle herkese Merhabalar...

Uzun bir bölümle geldim. Tam 1700 küsür. Umarım beğenirsiniz.

Ebru'yu dövmek isteyenler vardı. Herkesin yerine Miray dövdü. 😈

Bölüme geçersek

»» Bölümü nasıl buldunuz?

»» Ateş ve Miray'ın yıldızlar hakkında olan konuşmasını nasıl buldunuz?

Bölüm hakkında yorum yapıp, vote verirseniz çok sevinirim.

Daha fazla konuşmadan. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın 🌼

Sevgilerimle, Asya

İnstagram|Yldz_asya

Continue Reading

You'll Also Like

456K 21.5K 48
Hiç beklemediği bir anda baba olan Bora Bey ve hiç beklemediği bir anda iş sahibi olan Sevgili Bakıcı Yasemin.. ** Gözlerimi ağlama sesiyle açtım. G...
44.8K 2.6K 30
Aşiret Gerçek ailem serisi : İzem Güneş Ulukan 21 tanesi abisi olan izemin gerçek ailesi ortaya çıkarsa ne olur? Kaos tabi ki ! Neyseki izem kaos aş...
İNAT By Aida

ChickLit

15.7K 628 10
"Gelmeyeceğini bile bile beklemek saflık değil, aşktır." 🔆🔅🔆 Derler ki; aşk ömür tüketir. Bazıları da der ki, eğer se...
1.8M 53.1K 70
Bir berdelle kaç kişinin hayatını kurtarabilirsin? Bir berdelle kaç kişiyi hayatından edebilirsin?