ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Krali...

By sogukcehennem

247K 10.7K 1.9K

Sakarlıklarıyla bezdiren bir kadın... Öfkeli ve bir o kadar anlayışlı bir adam... Klişelere kafa tutan patron... More

1.Bölüm ( Mektup)
2.Bölüm( Alyans)
3.Bölüm ( İnatçı Keçi )
4.Bölüm ( Skandal)
5.Bölüm ( Blöf)
6.Bölüm ( Ayakkabı)
7.Bölüm (İntikam)
8.Bölüm(İntikam 2)
9.Bölüm(Zorla Güzellik)
10.Bölüm( Hırsız)
11.Bölüm (Parti)
12.Bölüm(Dans)
13.Bölüm(Yandım!)
14.Bölüm(Enişte)
15.Bölüm( Konser)
15.Bölüm(Konser2)
16. Bölüm(Şehir Dışı)
18.Bölüm(Sahil)
19.Bölüm(Hastane)
Duyuru!
20. bölüm(Açıklama)
Lütfen okuyun🙏🏻
21. Bölüm( Yüzleşme )
22.Bölüm (Duygusal mood)
Yeni bölüm duyurusu
23.Bölüm (Ortaya çıkan yalanlar) 1.Kesit
Selammmm ben geldimmm!
24.Bölüm (Tehdit)

17.Bölüm(Selvi)

5.8K 308 84
By sogukcehennem

Multi;Selvi

Başım önde içimi kemiren korkularla Korkmaz Beyin odasının yolunu tuttum. Bu durum beni niye bu kadar rahatsız etmişti ki bahaneydi sanırım. Dünkü yaşananlardan dolayı, oluşan pişmanlığımı öne sürerek, bu sinire bir ad koymaya yeltensem de malesef fayda etmiyordu. Hiç öyle sakarlık yapacak hevesim de kalmamıştı ki...
Asık suratımı toplamayı umarak kendimi rahatlatmayı denedim kuruntu yapıyordum. Bir süre sonra bu sesli bir siteme dönmüş "kızdan banane" deyip durmuştum. Karşımda Orhan'ı görmeyi beklemiyordum şu mendeburla sürekli karşı karşıya gelmek canımı sıkıyordu. Yüzünde o soytarı sırıtışı, bana doğru yürümeye başladığında kaşlarımı çattım. 'Ne var' der gibi başımı salladım ve yolumu değiştirdim. Ailesi böyle bir hataya nasıl düşmüşler, insan oksijen israfı doğurur mu?
"Ayşe!" Bana seslendi ve yetişerek yanımda yürümeye başladı.

" Sen söyleyince adımdan tiksindim." Yüzümü kırıştırdım. Hiç oralı olmadı bile.

" Seni özledim." Yüzsüzlüğün daniskası!

" Dayak yemek istemiyorsan uzak dur benden." Hızla yürüyerek ondan uzaklaşmayı denediğimde arkamdan kurduğu cümle yere çivilenmeme ve söylediklerini beynimde fokurdatmaya neden oldu. Onun için ölüm planları yapmaya başlamıştım bile.

" Korkmaz bir kızla şehir dışında diye mi bu öfken? Ah! Şu saçma intikam duyguna dayanan çakma kıskançlığını bir kenara bırak ta bana olan hislerinin farkına var artık." Oldum olası zaten öfkemi kontrol edemiyorum yanına ilerleyerek gerizekalının kravatından tutup boyun kısmını iyice sıktım. Kıpkırmızı olmuş, elimden kurtulmaya çalışıyordu. Daha yeni farkettiğim yanındaki adam telaşla ellerimi ayırdı kıravattan. Öksürük krizine girerek derin nefes almaya başladı.

" Seni boğarım. Duydun mu? Seni boğarım!" Gülmeye başladı.

" Sen eskiden de bu kadar hırçındın." Kesik kesik kurduğu cümle iyice celallenmeme neden olunca üstüne atıldım ve saçını çekip kafasını ısırdım.
***
Bana olan sevgisinden, karşılık vermemesi işime gelmişti, yoksa dövse elinden kimse kurtaramazdı beni. Arsız güle güle uzaklaşmıştı yanımdan. Onu geçtim içimdeki hüzne bir türlü ad koyamıyordum içimden bir ses cabbar olsun dedi hayır iç sesimde salak... Geldiğinde Korkmaz efendiyle konuşmamayı planlıyordum ama sonra düşündüm de hangi vasıfla? Durdum saatlerce düşündüm artık bunalıma girecek noktaya gelmiştim. Bananeydi banane! Ama en çok ta banaydı içime çöreklenmişti onun şu umursamaz halleri. Üstelik maymun kılıklı şu herifin dilinede de düşürmüştü. Patron yok bahanesiyle bir günlüğüne izin alıp Kübra ve Merveyle dışarı çıktık ve pizza yemeye gittik. Yüzümün asık oluşundan anladılar bir şeylerin ters gittiğini. Daldığım bir anda kübra elini yüzümün önünde salladı.
"Ayşe iyi misin?" Başımı olumlu anlamda sallayıp iyi olduğum yalanınını onlara inandırmaya çalıştım. Pizzalar geldiğinde bir solukta tabağın hepsini bitiren ben, sürekli tabakla bayışıyordum. Merve çatalını bırakıp seslice ofladı.
"Bunaldım ama... Ayşe neyin var anlatsana artık." Tek diyebildiğim.
"Korkmaz Bey..." oldu. Öyle mahsumca bir mırıldanıştı ki bu sanki yıllarca özlemini çekmişim de adı ilk defa dilimde ağırlanmış gibiydi, boynumu büktüm. İçimden ağlamak geliyordu ama yapamıyordum gururum duraksamama neden oluyordu. İkisi de panikle
"Ne oldu Korkmaz Beye?!"
"Bir kadınla şehir dışına çıkmış." İkisi de sessizliğe gömüldü. Pizzayı yemeye devam ettik. Soru soracak cesareti kimse bulamadı ben de dahil onlara "Acaba sevgilisi midir?" diye soramadım, alacağım cevaptan korkuyordum. Onlar da her ihtimale karşı bu konu hakkında, en ufak bir görüşlerini söylemediler;Ancak Kübra'nın son sorusu günlerdir aklımı kurcalayan soruların tam ortasına değinmişti.

"Sen bu adamı seviyor musun?"

Yüzünde büyük bir ciddiyet vardı, bir taraftan içindeki korkuyu hissetmem uzun sürmemişti. Merve büyüyen gözlerini üzerime diktiğinde, ikisinden de gözlerimi kaçırıp yemeyi bıraktım.

"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." Yutkundum. Ayağa kalkarken ikisi de üzgün bakışlarını üzerime dikti.
" Bunun ihtimali bile olmamalı. Bir daha bu soruyu ikinizden de duymak istemiyorum. Lütfen..." sesim titredi, devam ettiremeden bulunduğum mekandan uzaklaştım ikisi de arkamdan seslenmişler, daha sonra beni yalnız bırkamayı tercih etmişlerdi. Hava çok soğuktu montuma iyice sindim ve düşüncelerimden kaçmanın her yolunu denedim. Aklıma Yaşar Kemal'in ünlü bir sözü gelmişti oldun olası yüreğime kazımıştım o eşsiz satırları '' İnsan bir defa birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez."

Geç kaldığım insanlar için vaktinde o kadar kızdım ki kendime ve gereksiz acele ettiğim insanlar için de...
Yüreğimdeki yaraların bütün sorumlusu bendim, ağlayıp sızlayıp hayıflansam da dibine kadar hak ediyordum her şeyi
Durdum ve düşündüm...
Bunun konumuzla ne alakası vardı?
Yemin ediyorum son günde yaşadıklarım beni iyice şair kafasına sokmuştu. Kendine gel dedim, kendine gel sakarmen! İnsan kusurları üzerinden kendine arsız gibi lakap takar mıydı? Söz konusu ben isem EVET sokor mon ne yapıyordum ben Allah aşkına, hızlı adımlarla evin yolunu tuttum birazdan yağmur başlayacaktı ıslanmak istemiyorsam, biran önce eve varmam gerekiyordu.

***
Korkmaz Beyin döneceğini duyunca sabah erkenden kalkıp hızla hazırlandım ve hemen evden çıktım. Neden bilmiyorum ama gayet mutluydum. Uzun zamandır didişmeyi özlemiştim onunla, bana şempanze demesini bile özlemiştim. Ne saçmalıyorum! Her zamanki gibi yoğun bir trafik vardı ve yol boyunca çektiğim çile , beni zıvanadan çıkarmıştı. Her gün işe geç kalan ben orda olmam gereken saatten 30 dakika erken varmıştım. Masamın yanına gidip koltuğuma kuruldum ve geleceği saati sabırsızlıkla bekledim. Acaba hoşgeldin sürprizi olarak kahvesine tuz mu atsaydım? Yuh! Bir de ertesi günü nikahı da basayım aman çok güzel bir sürpriz hiç fena olmaz dedi iç sesim. Siz ona bakmayın kendisi geveze ve patavatsız olur kapatma düğmesini bir türlü bulamadım dokunmadığım yerim kalmadı (Bunu söylemem gerekiyordu) kapanmıyor keziban nasıl bir yokluk ateşiyse. Senin iç sesin olduğumu unutuyorsun galiba
Dili pabuç gibi mübarek! Kime çekti bu anlamıyorum ki...

İç sesimle salakça tartışırken, birden asansörün kapısı açıldı ve gördüğüm manzara nefesimi tutmama neden oldu.

Yavaş yavaş ayağa kalkarken, gözlerim Korkmaz Bey ve yanındaki kadın arasında mekik dokuyordu, içime öyle bir hüzün oturdu ki ikisini öldürme isteği oluştu aniden içimde. Korkmaz Bey gözlerimin içine bir müddet baktı ve masama doğru ilerlemeye başladı. Yanında duran koca siyah gözlu  kadın da ona eşlik etmişti. Kız çok güzeldi aşırı, güzeldi. Fiziği kusursuz ve ona özel bir mimik yapısı vardı gülüşü albeniliydi. Bir kadın olarak beni bu kadar etkileyen bir kadının... Cümlemin devamını getiremedim. Korkmaz Beyin tam göz zevkiydi ve hiç açık değildi üzerindekiler. Belli ki onu kıskanmış müsade etmemişti açık saçık giyinmesine.

"Asistan odama iki kahve istiyorum."
Kadına dönüp işaret etti.

"Selvi gel yanıma." İnsan en azından nasılsın iyi misin der. Nasıl pislik bir adam, kaç gündür yolunu gözledim bir nasılsın demeyi çok gördü. Kız sadece bir bakış attı ve beraber yanımdan geçtiler odaya doğru ilerlediler. onları durduran sesim olmuştu.

"Korkmaz Bey" başını bana doğru çevirip ne oldu der gibi baktı yanına doğru yürüyüp önce kızın yüzüne baktım, daha sonra onun gözlerine... Onun olmadığı zaman diliminde oluşan üzerimdeki baskı öfkelenmeme ve istemsizce bir hareket yapmama neden oldu. Olabildiğince kuvvetli bir toktat attım yüzüne.

"Bu kadar şahsiyetsiz olduğunuzu bilmiyordum."

"Ne yaptığını sanıyorsun!" Kadın öfkeyle üzerime gelip kaşlarını çattığında sivri dilimi yine çıkarıp çemkirdim.

"Canın mı çekti güzelim!" Korkmaz bey tokattan gram etkilenmedi ama çok sinirlendi. Hayır ben olsam biri sevgilime toktat atsa onu deşerdim, kızın umrunda değil. Bakışları beni rahatsız ettiğinden ona da sinirlenip üstüne atılıyordum ki Korkmaz Bey beni kolumdan tutup kendine doğru çekti bir elim hâlâ avucundaydı çekemedim dip dibeydik sinirli bakışlarını gözlerime hapsedip içimi parçalayan o sözleri bahşetti kulaklarıma.

" Ondan uzak dur." Kadınsa Korkmaz Bey'in kolundan tutup elimi elinden ayırdı kendine doğru çekti ve...

Toplanın gençler yb geldi🤭🤭🤭 Çok özür dilerim çok meşgûlüm anca yazabildim hem kitap eski okunmasını eski desteğini kaybetti ona ayrı üzülüyorum😔 Sizi çok seviyorum. İnanın bana her biriniz ayrı kıymetlisiniz artık yb yaz dediğinizde alıyorum zorla yb yazmaya çalışıyorum size karşı mahçup olmamak için. O değerli yorumlarınızı ve oylarınızı lütfen eksik etmeyin. Bir gün pes ettiğim bir noktada final yapıp sizi üzmek istemiyorum çünkü bu ikilinin daha çok komik macerasına şahit olacaksınız. Beni yalnız bırakmayın🙏 bir dahaki bölümde beklenmedik bir olayla karşılaşacağız beklemede kalın en kısa zaman da tekrar sizinleyim. Öpüyorum #Okurcanlar😘👸

Continue Reading

You'll Also Like

41.1K 1.2K 33
Arkadaşı tarafından para için ihanete uğrayan bir kızzın adama mahküm edilmesi ön izleme : 3.bölüm Helin ben çok özür dilerim pişman oldum gerçektenn...
53.2K 990 45
Bu kurgu can sıkıntısı yüzünden yazılmıştır ciddiye almayın. - Arkadaşının düğünü için Mardine giden Pırılı neler bekliyor
3.5M 73.8K 24
• Daddy issues • || Mardin'den Kaçış Serisi: I || * Kurgu ve isimler değiştirildi. "Bazen evler, dört duvar olmaz." Kadın küçücüktü fakat adamın k...
115K 892 7
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...