Vatsap Survivor

By Parodi-TR

91.7K 4.6K 4.4K

Esrasdfgh'nın kaleminden WhatsApp Savior adlı kitabın parodisidir. •Yazarın izni alınmıştır• More

Vatsap Survivor
2. Bölüm
Karakter İsimleri
4. Bölüm
5. Bölüm
DEVAM EDELİM
6. Bölüm
7.bölüm

3. Bölüm

11.3K 596 1.1K
By Parodi-TR

Kucağıma mı düştün? Bu adam terbiyesizin tekiydi. Önerilerini düşünüyordum sanırım sapıklıklarına katlanıcaktım.

Ben: "Önerilerin neler?"

O: "Öneri mi? Sana öneri falan vermeyeceğim. Hayata toz pembe bakmanı önleyip gerçeklere yoğunlaştıracağım."

Ben: "Bir yardımın olmayacak gibi."

O: "Sen bi raad olsana"

Ben: "Ne yapmam gerek"

O: "Ödevleri yapma."

Ödevleri yapmazsam ne olucağını bilmiyordu herhalde. Emine arkadaşlarıyla birlikte canımı çok yakabilirdi.

Ben: "Okulda ne yapacağım?"

O: "Kızdan korkmadığını göster. Gözlerinin içine bak. Ödevini yapmadığını ve hiç bir bok yapamayacağını iddia et."

Ben: "Ama yapar"

O: "Korkak mısın? Sen böyle davranırsan ilerde çok dayak yersin."

Ben: "Deneyeceğim, şimdi gitmeliyim."

O: "Ödevleri yapmayacaksın değil mi?"

Ben: "Uyumam gerek, iyi geceler."

O: ":))"

Telefonumu şarja takarak yatağıma girdim. Yarın olucakları düşünmek bile istemiyorum. Kemal'in dediklerini nasıl yapacaktım ki.

***

Bir adım ile kapıdan girdim. Gözüm sadece Emine'yi arıyordu. Umarım ishal olup altına kaçırmıştır ve eve gitmek zorunda kalmıştır.

"Hey"

Bu senin kime ait olduğunu biliyordum. Şuan ben ishal olmayı umuyordum.

"Ödevimi ver acelem var"

Gözlerinin içine bak. Ödevini yapmadığını ve hiç bir bok yapamayacağını iddia et.

Derin bir nefes aldım. "Yapmadım."

"Ne dedin?"

"Ödevini yapmadım"

"Zuhahahahaha, Seni okula bir adım atamayacak hale getirebilirim."

Altıma sıçıcaktım şimdi. Korkudan kalp ritmim normalden daha hızlı artmaya başladı. "Babayı yaparsın"

Şuan cesaret patlaması yaşıyordum. Ahh Kemal beni ne hale getirdin!

"Bu cesaret nerden geliyor?"

"Kahvaltıda yürek yedim."

Gülmeyi bırakıp "Sadece bugün olucaklar için kendini hazırla"

Çok daraldım hava almak için bahçeye çıktım. İçerde olanlara nasıl cesaret ettim diye düşünüyordum. Yavaş yavaş okula girdim.

Koridorlardan ilerlerken herkes bana ayıplayıcı gözle bakıyordu. Sınıf kapısının önünde bekleyen iki kızı unursadan sınıfa girmeye çalıştım ama engel oldular. Sarışın olan göğsümden iterek geriye doğru sendelenmemi sağladı. Neler oluyordu?

"Ayzek seni ne kadar uçurdu?" dedi siyah saçlı olan.

Gözlerim şok içinde açıldı. Ne bokumdan bahsediyordu bunlar?

"Söylesene kaç kere yattınız?"

Beynim kısa süreliğine işlevini kaybetmişti.

"Bizim o türden bir yakınlaşmamız olmadı"

"Bana bak," dedi sarışın olan beni duvara sıkıştırırken "Ayzek'i nasıl kandırdın bilmiyorum bilmiyoruz ama bir daha ona yaklaşıcak olursan..." yanındaki arkadaşına kısa süreliğine bir bakış attı.

Bir anda elini saçıma dolayarak kendine çekti.

"Aman tanrım" dedim.

Yanındaki arkadaşıda bir anda yanağıma tokatı geçirdi. Acı yanağıma yayılmaya başlamış, vurduğu yer yanıyordu.

"Küçük bir uyarı sadece." diyerek güldüler ve arkalarını dönerek uzaklaştılar.

Acının etkisiyle yere düşmüştüm. Duvardan destek alarak ayağa kalktım. Sınıfın kapısından içeri girer girmez gökkuşağına dönmüştüm. Herkes ellerinde renkli küpleri üstüme atıyordu. Sınıftan hemen ayrılıp okulun en sakin yeri olan arka bahçeye kaçtım. Çantamdan peçete çıkartarak üstümü silmeye çalışmıştım fakat her yerim boya olmuştu. Şuan gerçekten birisiyle konuşmaya ihtiyacım vardı. Kemal aklıma geldi telefonumu çıkartarak vatsapa girdim.

Ben: "Orada mısın?"

Yazar yazmaz çeviriçi olmuştu. Bu benim için iyiydi.

O: "Bana göre burda oluyorum."

Ben: "Komik değilsin, önerin işe yaramadı."

O: "Sonuçlar?"

Ben: "Saç diplerimdeki ağrılarla birlikte gökkuşağını bile utandıracak türden boyalar. Bir de yanağım yanıyor, sanırım beşininde izi çıktı."

O: "Oh, görmek isterdim."

Ben: "Sorumlusu olarak görmen iyi olurdu."

O: "Hey, ben bir şey yapmadım tamam mı?"

Ben: "Okuldan çıkamıyorum. Geriye dönersem ağzıma sıçarlar. Yardım et!

O: "Fikirlerimden şikayetçi olduğunu sanıyordum."

Ben: "İnan bana şikayetçiyim, başka seçeneğim yok."

O: "Duvarlarda tel var mı?"

Ben: "Okulun bahçesinde olduğumu nerden anladın?"

O: "Esrasdfgh sağolsun :)"

Ben: "Yok"

O: "Boyuna göre nasıllar?"

Ben: "Hey, duvardan falan atlayamam."

O: "Daha fazla rezil olmak istemiyorsan ordan kurtul."

Ayağa kalkarak duvara göz attım. Çantamı arkama takarak duvara tutundum. Bir bacağıma yukarı attım diğerinide aynı şekilde attım. Kısa süreliğine kendimi diğer tarafta buldum.

Yeniden telefonumu çıkardım.

Ben: "Özgürüm"

O: "O zaman koşmaya başla, bahse varım insanlar yürüyen gökkuşağı görmeye alışkın değillerdir."

Annemler evde yoktu. Bu benim için kesinlikle olumlu bir şeydi. Eve geldiğimde hemen duşa girdim. Duşta en az iki saat kalmıştım. Artık bir gökkuşağı değildim. Yeniden eski beyaz tenli, sade halime geri dönmüştüm. Telefonumu mesaj bulmak için kontrol ettiğimde, Kemal'den mesaj gelmişti

O: "Sanırım henüz yolda değilsindir."

Ben: "Yatağımdayım."

O: "İyi :)"

Ben: "Fikirlerin çöpe gitmeli."

O: "Okulu bırakabilirsin"

Ben: "Zaten 2-3 gün gitmeyi düsünmüyorum."

O: "Başlangıç olarak güzel."

Ben: "Niye okulu bırakmamı istiyorsun?"

O: "Okula ihtiyacın yok, onsuz daha mutlu olabilirsin."

Ben: "Arkadaşları nerden edineceğim?"

O: "Onlara ihtiyacın yok, anana bile."

Ben: "İnan bana anama çok ihtiyacım var."

O: En son annenle ne zaman gerçek anne kız vakti geçirdiniz."

Bu tuzak soruydu. Bunun cevabını vermek için biraz düşündüm. İnanın, bende bilmiyordum."

Ben: "Annemle aramı mı bozmaya çalışıyorsun?"

O: "Sadece soruma cevap vermeni istiyorum."

Ben: "Geçen ay ağda partisi yapmıştık. Annem beni sever."

O: "Ona şüphem yok ama bu sevgiyi sana gösteriyor olması gerekmiyor mu?"

Ben: "Gösteriyor zaten."

O: "Bahsettiğim fiziki olarak"

Ben: "Bunu gösterdiğini hatırlamıyorum."

O: "Gördün mü, onların sevgisi olmadan da yaşayabiliyorsun."

Ben: "Ne diyon sen değişik!"

O: "Gerçekleri görmeni sağlıyorum sadece."

Ben: "Bilmiyorum.."

O: "Kendini dünyaya somutla. Biliyor musun, ben sadece odamdan işemek için çıkıyorum."

Aman tanrım, bunu gerçekten söylemek zorunda mıydı?"

Ben: "Odamdan hiç çıkmama mı falan söylemiyorsun değil mi?"

O: "Tam da bunu söylüyorum."

Ben: "Dayanabilir miyim, bilmiyorum."

O: "Aslı, tam üç yıldır sadece beş kere dışarı çıktım. Lanet olsun, dene."

Ben: "Deneyeceğim."

O: "Sonunda ikna oldun. Ne kadar inatçıymışsın sen."

Ben: "Cidden odamda hiç çıkmayacak mıyım?"

O: "Odanda hela varsa işin kolay."

Ben: "Hela ne bee!"

O: "Tuvalet işte."

Ben: "Acıkırsam?"

O: "Ölmemek için arada bir çıkabilirsin."

Ben: "Gitmem gerek"

O: "Ders çalışmayacaksın değil mi?"

Ben: "Yemek yicem."

Yazmasını beklerken aniden kapım açıldı. İçeriye neredeyse 2 gündür görmediğim babam girdi. Sanırım sıçtım.

"Bu saatte evde ne işin var?"

Altıma sıçmıştım galiba. Söyleyecek hiç bir lafım yoktu.

"Okuldan mı kaçtın?"

"Ne ben hayır--"

"Okuldan kaçtığını biliyorum." dedi.

"Öyle bir şey yok--"

"Bir hafta cezalısın."

"Bu adil değil" diyerek sesimi yükselttim. Şuan çocuk gibi görünüyor olabilirim ama gerçekten adil değil."

"Telefonunu ver."

Az önce yaşam kaynağım olan aleti benden mi istemişti?

"Pederr lütfen--" yanıma geldi ve telefonumu elimden çekip aldı. Resmen yaşam kaynağımı benden almıştı.

İşin garibi telefonumun gitmiş olması değildi. Kemal ile bir hafta konuşamayacak olmamdı.

Continue Reading

You'll Also Like

23.4K 2.6K 30
"Benimle dans etmeye kalkma Jeon, seni yürümeye hasret bırakırım emin ol." İnstagramdan tanıştığı çocukla flörtleşip ondan sıkılınca ghostlayan Jungk...
1.2M 58.4K 55
Texting SİZ: Kardeşim kargomu getirsenize ne demek kurye vefat etti!? SİZ: Hayır aldığım şey de az buz bir para değil. SİZ: Ben o gitarın parasını...
5.7M 417K 43
*Tamamlandı* "Sence bizden bir cacık olur mu?" dediğimde önce bana öylece baktı, sonra kahkahalarla gülmeye başladı. Öyle ki boynumdaki kolunu çekip...
965K 100K 41
İngilizceden nefret eden Han Jisung ve onun ingilizce ögretmeni Lee Minho.