DİLRUMA (RAFLARDA)

By serifemustafauzun

176K 8.2K 946

YA KAN DÖKÜLECEKTİ URFA SOKAKLARINDA YADA BERDEL OLACAKTI YA ABİSİNİN HATASINI DİLRUMA ÖDEYECEKTİ YA ABISI CA... More

2.bölüm
3.bölüm
4.bölüm
5.bölüm
6.bölüm
7.Bölüm
8.bölüm
9.bölüm
10.bölüm
11.bölüm
12.bölüm
13.bölüm
14.bolum
15.Bolum
16.Bolum
17.bölüm
18.bölüm
19.bölüm
20. bölüm sezon finali
21.bolum
22. bölüm
23. bölüm
24. bölüm
25.bölüm
26. Bölüm
27.bolum
28. bölüm
29. bölüm
30.Bölüm
31. BÖLÜM
32.bölüm
33 bölüm
34 bolum
35.bölüm
36. bölüm
37. bölüm final
Hayırlı bayramlar

1.bölüm

23.6K 499 48
By serifemustafauzun

Merhabalar canlar yeni bir hikayeyle geldim bu sefer araniza sizleri çok seviyorum mardin güzeli kuma  da olduğu gibi bu kitabimdada yanimda olacağınızı biliyorum ve şimdiden teşekkür ediyorum.....

DÜZENLENDİ...
1. Bölüm

Büyük bir neşeyle kalkmıştı bu sabah dilruma bu neşesinin sebebi  bugün abisi'nin  geliyor olmasiydi. Çok özlemişti abisini üniversite okumak için urfaya  gitmişti abisi  Dilruma hemen yataktan kalkarak lavaboya gitti işlerini hallederek odaya girdiğinde ilk balkona çıkarak sevdiği istanbul kokusunu içine çekti seviyordu istanbulu ne kadar büyük trafiği çok olsada onun yaşayıp büyüdüğü yerdi istanbul annesinin sesini duyunca arkasına dönerek odaya girdi.

"Dilruma bugün abin gelecek ve sen hala odandan çıkamadın üzerini giy ve bana yardıma gel akşama bir sürü hazırlık yapılacak " dedi ve odadan çıktı zühre hanım .

Dilruma annesinin arkasından göz devirerek krem rengindeki gardirobunu açtı. Dolabının içine soyle bir bakarak ne giyeceğini düşündü. Gözleri pencereden dışarıya kayınca havaların git gide soğuduğunu düşünerek mavi bir kazak ve lacivert bir pantolan çıkartarak giyindi. Siyah saçlarını maşasıyla hafif dalgalandirdi hafifte makyaj yaparak odasından çıktı. Istanbul da iki katlı sahile yakın bir evde annesi babası ve abisiyle yaşıyordu dilruma daha 19 yaşındaydı. Babası rıza bey emekli  öğretmen annesi zühre hanım ev hanımıydı. Abisi can  ise 22 yaşında   üniversite okumak için urfadaydi. Dilruma okumak istememiş bir kafede garsonluk yapıyordu. Dilruma  hazırlanıp odasindan çıktı  mutfağa geldiğinde babası herzamanki gibi baş köşede gazete okuyor annesi ise çayları dolduruyordu. gulumseyerek  yanlarına giderek babasını öptü

"Günaydın benim çekirdek ailem" dedi rıza bey kızına bakarak gülümsedi zühre hanım dilruma'nın da çayını doldurarak rıza beyin s tarafına oturdu.

"Bugün kafeye gitmeyeceksin degilmi dilruma abin bugün geliyor " dedi dilruma ağzına zeytini atarak

"Gitmeyeceğim zühre sultan evdeyim" dedi zühre hanım kızının ona zühre sultan demesini seviyordu gülümsedi.

"Ozaman hemen kahvaltı yapılıyor ve ev işlerine başlanıyor kucuk hanım " dedi.

dilruma annesini başıyla onaylayıp kahvaltisina  kaldigi yerden devam etti rıza bey çayını bitirince gazetesini katlayarak ayağa kalktı ne kadar emekli öğretmende olsa hala öğretmenlik yapıyordu. Zühre hanım ve dilruma rıza beyi kapıda uğurlayarak işlere başladılar...

Dilruma   elindeki son işi de bitirerek yorgun bir şekilde koltuğa attı kendini bütün gün dip bucak temizlik yapmış ve yorulmuştu. Zühre hanım dilruma'nin yorgun halini gorunce gülümsedi küçük yaşında öğretmişti ona temizlediği ve yemek yapmasını dilruma annesinin ona baktığını hissetmiş gibi ona bakarak gülümsedi.

"Temizlik bitti zühre sultan " dedi ve aklına gelenle neşeli bir şekilde

"Abim sütlacı sever akşama sütlaç yapayım " dedi. Zühre sultan gulumseyerek

"Yemekler hazır sende tatlıyı yapınca herşey tamam olacak " dedi. Dilruma koşarak mutfağa girerek sütlaç 'a başladı...

Zühre hanım oğlunun odasina hiç dokunmamış bıraktığı gibi kalmıştı oda sadece temizliği yapılıyor eşyalara bile dokunmuyorlardı. Dilruma arada abisiyle konuşurken onu sınır etmek için

"Odan benim kütüphanem oldu bugün eşyaları attım " desede can onun şaka yaptığını bildiği için ses çıkarmazdı.

Dilruma sütlacı bitirmiş ve soğuması için dolaba koymuştu. Zühre hanım kızının becerikli halini begeniyordu eli çabuk ve hızlıydı. Ne verilirse verilsin hızlı ve güzel bir şekilde yapardı. Rıza bey eve gelerek can 'ın gelmesine bir saat kaldığını  ve onu otagarda karşılayacağını söylemişti. Dilruma hemen atılarak

"Baba bende gelebilirmiyim?" Diye sordu.  rıza bey kızını başıyla onaylamış ve hazırlanarak evden çıkmışlardı. Dilruma heycanliydi abisini  görecekti ne kadar telefonda konuşsalarda onlara yetmemişti. Otogar evlerine uzak olduğu için bir saatte gelmişlerdi. Dilruma hızlıca arabadan inerek karşısında gördüğü abisine  doğru koştu ve boynuna atladı. Can dilrumayi kahkaha   ile kucaklayıp döndürmeye başladı küçük kardeşi büyümesine rağmen hala küçüktü. Dilruma hızlıca abisinden ayrılarak

"Hoşgeldin abicim " dedi ve tekrar sarıldı. Can gulumseyerek

"Hosbuldum kardeşim ama bırakmazsan eve sağ degil ölü gidecegim " dedi. Dilruma abisinin sözüyle hızlıca ayrılarak gülümsedi.

"Kötüye birsey olmaz " can gülümsedi. Rıza beyde yanlarına gelince can babasının elini öperek sarılırken dilruma abisinin yanındaki kızı fark etti ve gulumseyerek

"Merhaba ben dilruma " dedi kiz utangaç ve çekingen bir şekilde elini uzatarak

"Bende samira " dedi dilruma kızın ismini beğenmişti kendisinin ismi gibi değişikti ismi samira rıza beyin'de elini öpmüş ve Can 'ın yanına geçmişti dilruma ve rıza bey can'a soru dolu bakışlarla bakmışlardı bu kızın kim olduğunu merak ediyorlardı. Can onlarısoru dolu bakışlarına bakarak samira'nin elini tuttu.

"Evde herşeyi anlatacağım " dedi. Rıza bey başıyla onaylayıp arabaya doğru giderken üçüde onu takip ediyordu...

Eve geldiklerinde zühre hanım oğlunu gorunce sarılmış ve ağlamıştı özlemişti oğlunu oğlundan ayrılınca fark etti samiray'ı 

"Sende hoş geldin kizim " dedi sevecen sesiyle samira utanarak

"Hoşbuldum  efendim " dedi zühre hanım kızın utanmasina gülümsedi masum bir kızdı.

Dilruma neşeli sesiyle

"Hadi sofraya geçelim yemekler soğumasın " dedi ve abisine bakarak

"Hem sutlaç'ta var " dedi can sütlacı duyunca hemen masaya koşmuş ve babasının sol tarafına oturmuştu onun bu hâline samira da dahil hepsi gülmüş ve masaya oturmuşlardı. Yemek boyunca kimse tek bir kelime açmamıştı samira utandığı için birsey yiyemiyordu can onun bu halini gorunce gülümsedi ve eğilerek

"Utanmana gerek yok canım ailem öğle şeylere birsey demezler " dedi. Samira canin söyledikleriyle ona bakarak gulumsedi.   Dilruma bu kızı sevmişti sürmeli gözleri kendisinin gibi siyah saçları ve gül yüzü bu kiz çok güzeldi ve abisiyle mutluydu.

Yemekler yenmiş dilruma ve samira masayı toplamıştı zühre hanım ve dilruma ne kadar yapma deselerde samira onları dinlememiş ve yardım etmişti. Şimdi ise çaylar iciliyordu ve bütün bakışlar can ve samiradaydi. Can samira'ya bakarak ailesine döndü

"Samira benim evleneceğim kiz baba " dedi rıza bey gulumseyerek oğluna bakti.

"Orası belli oğlum ama burada senin yanında ne işi olduğunu merak ediyoruz " dedi. Can sıkıntıyla samira'ya baktı ve tekrar konuşmaya başladı.

"Biz samirayla kaçtık baba " dedi. Onun bu dediği ile ailesi gözlerini sık etkisiyle açmış ona bakıyorlardı.

"Nasıl kaçtınız oğlum " dedi rıza bey can sevdiği ne kısa bir bakış atarak babasına bakti.

"Samira urfada bir aşiretin kızı babası onu başkasıyla evlendirecekti ve bunu duyunca hiç birşey düşünmeden kaçtık ve buraya geldik " dedi. Rıza bey sıkıntıyla nefes verdi oğlu çok yanlış birsey yapmıştı.

"Gider isterdik oğlum ama çok yanlış yapmışsın dedi.Can samira'nin elinden tutarak sıktı.

"Biz sadece sevdik baba sadece sevdik " dedi dilruma abisine bakti gerçektende abisi bu kızı sevmişti bakışlarından belliydi. Rıza bey oğluna bakti sevdiği belliydi

"Peki ne yapacaksınız?" Dedi  sıkıntıyla can babasınin sesindeki sıkıntıyı anlamısti ama can'ın cevabı netti.

"Evlenecegiz"...

Continue Reading

You'll Also Like

ASYA By Su

ChickLit

269K 14.8K 30
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
33.8K 548 8
04052024
46.3K 1.4K 35
Arkadaşı tarafından para için ihanete uğrayan bir kızzın adama mahküm edilmesi ön izleme : 3.bölüm Helin ben çok özür dilerim pişman oldum gerçektenn...
207K 11K 37
Şanlıurfa ☞ Muğla 0546****; Fotoğraf* 0546****; Belli ki bu yoldan yürümüşsün... 0546****; Yoksa etraf böyle çiçeklenmezdi. İlsu; Var öyle marifet...