Önceki Bölüm...
Veena yine psikoloji siken bir video çekmiş. Theo bunu izledi. İçinde jann'ı (okulda bir jojuk) tecavüz ettiğini söylüyprdu 8kütüphanede bağlamış ve sikmiş. Ayrıca o gün bu çocuğun kafasını fazla haraket ettirip bayılttılar falan.
-*-*-
Boynumun ağrısıyla uyandım. Elimde kamerayla halının üzerinde sızmıştım. Ve oldukça beklendik bir şekilde boynum felç derecesinde tutulmuştu.
Kamerayı dolabımda, kıyafetlerimin arasına bir yere gizleyip yerden kalktım. Saat kaçtı bir fikrim yoktu. Klaus'a ışıkları açtırdım ve saatime baktım. 6:47. Alarmımın çalmasına yarım saat falan vardı. Normalde yatıp geri uyurdum ama bu boyunla tekrar uyuyabileceğimi sanmıyordum. Masanın üzerindeki telefonumu alıp alarmı kapattım.
Bir yandan Klaus boynuma masaj yaparken bir yandan bildirimlerime bakıyordum. 273'ü Tess ve Cian'dandı, o yüzden direkt görüldü attım zaten hepsi boş muhabbetti. Sınıf grupları, yüzüncü derece kuzenlerimin falan olduğu sülale gurubundan olan bildirimleri atladığımda anca çekirdek aile gruplarına ulaşabilmiştim. Evet, Aile Grupları. Neden iki aile grubumuz olduğuna gelirsek... Açıkçası çok karışık ve açıklaması zor bir olaydı. O kadar karışıktı ki ben de pek anlayamıyordum.
Biri abim, ben, annem ve babamın olduğu gurup; diğeri de Veena, ben, annem ve babamın olduğu guruptu. Abimle Veena... pek anlaşamazlardı, yani asıl mevzuyu ben çok iyi bilmiyordum ama yaklaşık 7-8 yıldır birbirleri için ölülerdi. Öncesinde de yakın değildiler gerçi, çocukken de anca fotoğraflarda yan yana gelirlerdi. Şimdi ise fotoğraflarda dahi yan yana gelmiyorlardı.
Fakat son 8 yıldır onların aynı ortamı bırakın aynı Whatsapp gurubunda olduklarını dahi görmemiştim. Bu yüzden aile/akraba gurupları hep iki taneydi. Veena'nın olduğu grup ve abimin olduğu grup... Hatta Kraliyet organizasyonlarına bile sırayla katılıyorlardı- bir Veena bir abim diye ilerliyordu bir aralar ama abim tahttan çekildiği için(ve Veena inanılmaz bir hızla taht sırasında yukarı tırmandığı için gözdeydi) artık her 10 törenden birine anca geliyordu-, açıkçası bu konuda onları kıskanmıyor değildim. Taht sırasında 44.'yken neden hâlâ kraliyet ailesinde sayıldığımı dahi anlamıyordum, törenlere katılmam gereksizdi. Neyse, dediğim gibi bu küslüğün nedenini tam bilmiyordum, annem ve babam da bu konudan fazla bahsetmezdi.
Bildiğim tek şey: 8 yıl önce birgün uyandığımda abim Saray Mektebi'nde yatılı okumaya başlamış ve Veena da... birkaç hafta evden kaybolmuştu. Sanırım bir çeşit aile rehabilitasyonuna, ya da akıl hastanesine falan gönderilmişti. Annemler küçükken kötü etkilenmemem için bana bir şey anlatmamıştı ve ben de yıllar geçmesine rağmen hiç sormamıştım. Açıkçası, şimdi merak da etmiyordum. Şu lanet giresi kameradan sonra başka bir probleme ihtiyacım yoktu.
Oflayıp telefonumu aldım ve mutfağa doğru ilerlemeye başladım. Beynim error mesajlarıyla zonkluyor sanki zihnimde durmadan şu error bildirim sesi yankılanıyordu. Vınk, vınk, vınk... Sonra o sesler böyle bir yankıda toplanıp Veena'nın inleyişlerine dönüşüyor ve benim kulaklarıma kezzap dökesim geliyordu.
Buzdolabına elim uzanmış kaldım bir süre. Jann... Veena'nın bahsettiği şeyi yapmasına imkan yoktu değil mi? Dün Veena ne kadar şüpheli davransa da... Veena, Jann'a tecavüz etmiş olamazdı değil mi?
Yine kendi kendime havaya giriyordum. Öyle bir şey olsa dahi Veena o kamerayı ne zaman bulacağımı asla bilemezdi, bu yüzden Jann'a tecavüzüyle kaydı izleme günlerimin denk gelmesi biraz olasılıksızdı. Ve bahsettiğimiz kişi Veena'ydı. Kendimin bile Jann'a tecavüz ettiğine inanabilirdim ama onun... Veena'nın isteyerek kalp kırdığını bile görmemişken, tecavüz uçuk kaçıyordu. Aman neyse, bugün Jann'ı biraz yoklardım, hani olmamıştır öyle bir şey de... emin olmak lazım.
Tekrar derin bir of çekip buzdolabından bir muz aldım. Veena'nın konuşurken ki yüzü bir türlü aklımdan gitmiyordu. Filmlerdeki kötü adamlar gibiydi adeta. Gözlerindeki delilik, dehşet ve kana susamışlık geniş gülümsemesiyle birleştikçe içim ürperiyordu. Muz yediğim gerçeği bile durumun ciddiyetini bozmaya yetmiyordu. Ki ben normalde muz yerken hiçbir şeyi ciddeye alamam.
"Yarasın, koçuma, yarrrasın!" Veena r'leri vurgulaya vurgulaya bağırarak mutfağa girdi. Ya şimdi şu tipe bakıp tecavüzcü olduğundan şüphe edin kolaysa. Üstünde sadece Loki'li donu, neden şu an taktığını anlamadığım okul kravatı ve dizine kadar gelen kaka emojili çoraplarıyla götünü kaşıya kaşıya ortada geziniyor.
"Bir enerjiksin hayırdır." Kaka çoraplarını uğuru kaçmasın sadece diye güzel günlerde giyerdi.
"Ben enerjik değilim senin için ölmüş." Ah, neden acaba Veena Bey? Durmayan sikiniz yüzünden olabilir mi? Enseme şaplak atmasıyla muz burnumdan fışkıracaktı neredeyse. "Boynum tutuldu, bir daha vurmayı denersen o elini götüne sokarım." Boynumu ovuşturdum, dokununca bile acıyor du nasıl tutulduysa.
"Boynun için biokinezi çalabilirim ama karşılığını ödersin." Dedi Veena gözleri sinsice parlıyordu. Abi bir insanın kardeşinin gücü güç çalmakken nasıl kendi gücü klonlamak ama sadece kendini klonlamak olabilir yahu? Adalet nerede? Herif insanların gücünü kullanabiliyor, ben anca kendimi çoğaltayım. Pü adaletini hayat. Ağzımdaki muzu yutma zahmetine bile girmeden konuştum "Geç bu işleri, ne istiyorsun?"
"Götünü sikmek." Ani şokla muz her deliğimden fışkırma girişiminde bulundu. En beklenmedik anda en ciddi sesiyle böyle şeyler diyordu ya hayrandım.
"Ah, tabii ki. Lafı mı olur?" Sandalyede sağa meyil yapıp götümü hafifçe kaldırdım. Veena kes be dercesine bir ifade yaptı ve cocopopsunu masaya koyup yanıma oturdu. "Şu an istediğim bir şey yok, bir istek borcun var diyelim." Bakışlarındaki piçliği görünce bir an pişman oldum anlaşmadan.
"Abartmak yok bak. Haysiyetim anlaşma dışında." Veena tek kaşını kaldırıp cocopopstan bir kaçık aldı ve ağzında yemekle konuştu. "O zaman bi saksoya el sıkışırız, madem göt siktirmiyorsun." Dalga geçer bir ifade takındım. "Ehehühü, çok güldüm bahçeye diktiler. Gerizekalı."
Bir süre sessizce yemek yedik. Muzum bitince cocoposları kutudan cips gibi yemeye başlamıştım. Jann konusunu nasıl tam olarak açmadan açabileceğimi düşünüyordum. Ad vermeden de sorulacak bir şey değildi hani. Aa Veena, son günlerde birine tecavüz ettin mi? falan mı diyecektim? Ağlamaklı bir ifadeyle, isyan içinde cocopopsları sömürdüğümü gören Veena dirseğiyle kolumu dürttü. "Noldu len?"
"Tipin midemi bulandırdı da... birazdan geçer." Ağzıma paketten biraz daha cocopops döktüm ki Veena omzuma bir tane geçirdi. "Dalga geçme gevşek herif, ergen ergen intihar edicim triplerine girersen cesedine pamuğu sikerek sokarım bilesin." Veena'ya çevirdim gözlerimi. Gülümsemesi hâlâ yerinde dursa da gözlerindeki ciddiyeti görebiliyordum. "Bu yüzden kazığa oturarak intihar düşünüyorum, sikilecek göt bırakmam sana, bak nasıl da zekiyim."
—-
Teneffüse 10 dakika vardı ve şimdiden saniyeleri sayıyordum. Açıkçası neden bu kadar stresliydim bir fikrim yoktu. Okula gel kaldığımız için derse girmeden önce Jann'ı kontrol edememiştim ve resmen şu an içim sikişiyordu. Neden bu kadar abarttığımı da bilmiyordum. Veena'nın birine tecavüz etmesi...
"Themisto bacağını sallama yazı yazamıyorum." Tess bacağıyla dizimi dürttü. "Ay, gören de ders dinliyor sanacak." Bir saattir Theena fanfiction çizdiğini görmüyorum ben sanki. Bir de koluyla kapamaya çalışıyor gerizekalı. "Kes lan, sümük." Dedi Tess ve çizimde saçlarıma ayrıntı ekledi. Bu kadar iyi resim çizerken potansiyelini Theena çizerek harcaması üzücüydü. Özellikle ben ve Veena açısından. Eğer video gerçekse bir de Jann- Sikeyim, ben ne diyordum? Veena'nın böyle bir şey yapmış olmasını düşünmem bile tuhaftı.
"Bir dalgınsın sen. Çok mu sevdin çizimimi?" Dedi Tess dirseğiyle hafifçe dürterek. "Şimdi sana tamamen farazi bir soru soracağım. Ama tamamen uydurma, şu sol kolun mu internet mi soruları gibi." Tess kalemi sayfanın arasına bırakıp kitabını kapadı, ardından da hafifçe bana döndü.
"Şimdi diyelim ki bir arkadaşında yatıya kaldın ve onun günlüğünü buldun."Ben ne diyordum? Sikeyim, kelimeler ağzımdan bir anda püskürmüştü. "Cian'ın günlüğüne falan mı baktın?"dedi gülerek Tess. Aynı şakacı gülüşle karşılık verdim. "Hayır, psikolojim onu zaten kaldırmaz. Neyse devam ediyorum. Günlüğünü okudun ve içi tamamen psikopat planlarla dolu. Böyle şuna tecavüz edeceğim, şunun kolunu kopartıp mezar taşı yapacağım gibi. Ne yaparsın?" Veena bunları söylemiş sayılmazdı ama yani direkt olarak günlükte Jann'ı kütüphanede bağlayıp siktim yazıyor diyelim dersem biraz tuhaf kaçardı.
"Yani.. büyük ihtimalle gerçek anlamında yazmamıştır. Yani herkes birilerini öldürmek ister ama sadece lafın gelişi olarak... ciddi olduğunu sanmam." Ofladım ve gözlerimi birkaç saniyeliğine yumdum. Kullanmadığı mantığını kullanacak zamanı da bulmuştu hani. "Diyelim ki ciddi."
"O zaman... Öldürmek istediği kişilerden biri olmadığımı varsayıyorum, onunla aramı iyi tutarım ve çaktırmam bildiğimi ona, ama gizlice kurbanlarını ondan uzaklaştırmaya çalışırım." Ya Tess'e bu soruyu sorarak ne cevabı almayı amaçlamıştım bilmiyordum. Aama kafam oldukça karışıktı ve zekamı pek kullanabildiğim söylenemezdi. Ortada ölüm falan yoktu ve büyük ihtimalle tecavüz de yoktu. Kabullenmek istemesem de Veena'dan şüphelenmemiş değildim. O bakışarı, gülüşü, konuşuşu... Şüphelendiğpim kişinin kendi ikizim olması ve şüphelendiğim suçun tecavüz gibi siktirik bir konu olması da kendimi bok gibi hissetmem konusunda pek yardımcı değildi. Herif benim suratımı taşıyordu yahu! Onu iş başında hayal etmek kendimi hayal etmek gibiydi ve her türlü rahatsız edici bir görüntüydü. Ve an kafamdan aşağı kaynar sular boşaldı.
"Polise falan gitmez misin?" Ya gerçekse? Ya Veena gerçekten Jann'a tecavüz ettiyse? Ya bu ilk sefer bile değilse? Ne bok yiyecektim? Yüzümü buruşturmamak için kendimi zor tuttum. Dersin bitmesine son bir dakika... Sikeyim, stresten karnım ağrıyordu.
"Ne diyeceksin ki polislere günlüğüne bunu öldüreceğini yazdı falan mı? " Haklıydı, hadi inandılar diyelim bahsedilen kişinin Veena olduğunu söylediğim an tüm inanadırıcılık yok olurdu. Veena kraliyet tarihi boyunca doğuştan hakkı olmamasına rağmen taht sırasında bu kadar yükselebilmiş tek kişiydi. 43. sırada doğup güç seviyesi, karakteri ve örnek nitelikleriyle 26. sıraya yükselmişti. Aklımı kaçırmak üzereydim, sikeyim, Veena ve tecavüzün aynı cümlede kullanılma olasılığı klavyeye rastgele basıp yanlışlıkla anayasayı yazmanın olasılığına denk falandı. "Peki, öldürmek değil de tecavüz diyelim." Üzerimdeki baskı giderek artıyordu adeta. Derin bir nefes verdim ağırlıktan kurtulmak için.
"Çok tuhaf sorular soruyorsun Themisto. Bir sorun mu var?" Benim bir yalan uydurmama gerek kalmadan zil çaldı ve ben de sıramdan fırladım. "Sanırım birazdan öğreneceğiz."
Derin araştırmalarıma göre Jann, geçen yılın yılığına bakmıştım tabii ki, koridorun sonundaki sınıftaydı. Hatta öyle bir koştum ki 100 metrelik yolu 3 saniyede bitirmiş dahi olabilirdim. Sınıfa bakındım, Jann... yoktu. Tüm masalara tek tek baktım belki gözden kaçmıştır diye ama yoktu. Yoktu işte. Sınıfta tanıdığım birkaç kişi vardı ama adlarını pek hatıurlamıyordum. Doğru olduğunu umarak birine seslendim. "Anita!" Birkaç adım ötedeki sarışın kız bana doğru döndü.
"Jann... Soyadını bilmiyorum. Bu sınıfta değil mi?" Kafasını sallayarak yanıma geldi ve uzunca beni süzdü. "Evet. Ah, sen Themistoklaus'sun değil mi?" Şaşırmışçasına sormuştu.
"Evet, noldu ki?" Anita yok bir şey dercesine güldü. "Yok, sadece Jann'ı genelde Veena sorardı da... neyse." Ah, tanrım, ah, sikeyim, ah vaziyete sokam. Olasılıklar giderek yükseliyordu ve ben bu stresten şuracıkta kalp krizi geçirecektim. "Nasıl yani?" Anita bana salak mısın dercesine baktı. "Yakın arkadaşlar sanırım?" Anita bu konuşmanın bu kadar uzamasından rahatsız olmuşa benziyordu. Ama ne derler bilirsiniz: Hayat her zaman istediğin gibi gitmez. Ve Anita, şu an benim kardeşimin tecavüzcü olup olmadığını anlamaya çalıştığımı hesaba katarsak şu an katlanması gereken taraf sen oluyorsun.
"Sınıfa gelince beni bulmasını söyler misin? Veena'yla ilgili."
"Ah, Jann bugün gelmedi." Ov, fak.
"N-ne?" Kafamda yangın alarmalrı çalıyordu. Jann. Okula. Gelmemiş.
"Bugün gelmedi, onu görürsen söyle basketbol koçu öfkeden delirmişti maçı ektiği için." Cennete yolum mu gözüküyordu ne? Jann ve maç ekmek... Jann'ı çok iyi tanımazdım ama arkadaşlar aracılığyla tanışıklığımız vardı. Hakkında bir şey biliyorsam o da bugüne kadar hiçbir maçı ekmediğiydi. İçimden çığlıklar atarak konuştum. "Sağ ol, söylerim." Sınıftan çıkana kadar da yangın alarmları ve çığlıklarımı sadece zihnimde tutmayı başardım.
Üç gün... Üç gün Jann'ı görmedim, Theo. Üç gece amansız aşkım aklımdan silindi, üç gece boyunca insanlık sınırlarındaydım. Güneş aşkına, devamı bulmuştum Theo! Sonunda bu kaşıntı diniyordu.
Duvara yaslandım ve derin bir nefes aldım. Gerçekti. Amına koduğumun videosu gerçekti. Gerçek... Ellerim titriyordu, gülesim geliyordu. Veena, ikizim, kardeşim... Jann'a tecavüz etmişti. Şaka gibiydi, sanki bir film izliyordum da bu yaşananlar benim hayatımın gerçekliği değildi. Gözlerimi yumdum. Ne bok yiyecektim? Polise mi gitmeliydim? Yoksa Jann'ın evini bulup konuşmalı mıydım onunla? Ya da Veena'ya her şeyi anlatıp-
"İyi misin Theo?" Az kalsın koridorun ortasından çığlığı basacaktım. Gözlerimi açtığımda Veena tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. İyice inceledim yüzünü. Aynı samimi gülüş, gözlerindeki aynı sevecen parıltı... Bunun bir maske olma düşüncesi bana o kadar yabancıydı ki... Parçalar birleşiyordu. ...birkaç kuş, birkaç sokak hayvanı... İzlediğim onca film bana bir şey öğrettiyse psikopatların deneylerine hayvanlarla başladığıydı. Ah, sikeyim! İkizim üzerinden böyle konuşmak kusacak gibi hissettiriyordu.
Birkaç derin nefes daha aldım. Tess haklıydı. Kimseye anlatamazdım, şimdilik. Tek yapabileceğim Jann'dan emin olana vkadar başkasına zarar vermediğinden emin olmaktı. Kesin de değildi hani, sadece olasılık oldukça yükselmişti. Gülümsedim ve kolumu Veena'nın omzuna attım. "Ders çok sıktı da... Ee en sevdiğim ikizim, sen nasılsın?"
—-
Ehehühühü
Sorular?