-
Kısık gözlerle bakmaya devam ederken, Hoseok düştüğü yerden kalktı ve üstünü düzeltti. Gri Na ayağa kalktı ve saçlarını bozup at kuyruğu olarak topladı.
Sinirlenmiştim onlara.
Mutfağa gidip kahvaltılık şeyler hazırlamaya başlamıştım ki, arkamdan sarılan ellerle ödüm kopmuştu.
Gri Na, çenesini omzuma dayadığında konuştum.
"Sevgilinin kollarına gitsene sen be! Ne de olsa abin bakmıyor bana. Kız kurusuyum ya ben yok ya benim sevg-"
"Ayh yeter be!" deyip bağırdığında elimdeki bıçakla ona doğru döndüm ve doğrulttum.
"Bağırma bana!"
dediğimde gözlerini kocaman açtı ve öksürürmüş gibi yaptı.
"Ama sevgilim seni odaya kadar taşıdı üşümeyesin diye. Bu mu yaptığın yani. Nankörsün Mi Na." dediğinde göz devirdim ve işimi yapmaya devam ettim.
"Yardıma ihtiyacınız var mı kızlar!" diye Hoseok'a döndüm ve başımla Gri Na'yı gösterdim.
"Bana yardım etmek istiyorsan öncelikle sevgilini buradan uzaklaştır, Hoseok."
•
"Şuan yıkık bir kız profili çiziyorsun, Mi Na."
Ofladım ve elimdeki çatalı bıraktım.
"Zaten öyle değil miyim, Hoseok?"
"Neden hala açılmıyorsun Mi Na?"
Siktiğim gururu yüzden.
"İşte, Gri Na." dedim ve tabağı ileri iktirdim.
"İnsanda yeme şevki bırakmıyorsunuz yemin ederim." dedim ve masadan kalkıp kapıya doğru iletliyordum ki, Gri Na'nın sesiyle durdum.
"Nereye gidiyorsun aptal?"
"Evime?"
"Araban mı var?" dediğinde alnıma şaplak attım ve geri masaya oturdum. Şu pezevenk Taehyung, insanda akıl falan bırakmıyordu!!
—
"Abin aniden kolumdan çekip evden çıkarınca, telefonum, çantam, her şeyim sizde kaldı." dedim ısıtıcının önüne elimi koyarken.
"Annem de ne merak etmiştir şimdi."
kırmızı ışıkta durdu ve bana döndü.
"Merak etme ben annene söyledim benimle olduğunu."
Kaşlarımı çatıp Gri Na'ya döndün ve konuştum.
"Ne yani? annem ve babam Taehyung'un bu evliliği istemediğini biliyor mu?"
Yeşil ışık yandığında gaza yüklendi ve hafif öne sendelendim.
"Hayır, yani umarım bilmiyorlardır. Abimin kolundan çekip dışarıya çıkarmasını seni, buna yormamışlardır."
"Umarım."
Önüme döndüm ve geriye yaslandım.
"Peki.. sen ne düşünüyorsun bu konuda?"
"Hangi konuda?"
"Abinle benim evlenmem konusunda."
Gözlerini yoldan ayırmadan konuşmaya devam etti.
"Biliyorsun, senden çok ben istiyorum diyebilirim. Ama.."
Aniden dayadığım sırtımla koltuk arasında biraz boşluk bıraktım ve Gri Na'ya döndüm.
"Ama?"
"Abim istemiyor, bunu da biliyorsun. Sonucunda sen üzüleceksin diye ödüm kopuyor bebeğim."
Haklıydı galiba,
Haklı mıydı?
Evet, dibine kadar.
"Ama.. annen ve baban istiyorlar, Taehyung'un kararına saygı duyup kabul ederler mi? Biliyorsun," dedim ve tekrar geri yaslandım.
"Annem ondan hoşlandığımı öğrendi."
"Tam bir aptalsın." deyip kahkaha atmaya başladığında kafasına şaplak vurdum. Şuan şoför olup, içinde bulunduğumuz arabayı sürüyor olması hiç de ilgilendirmiyordu.
"Ne var yani, Taehyung'un fotoğrafını yastığımın altına koyup uyuduysam. Annem de hemen her şey anlam çıkarıyor. Yastığımın altında fotoğrafını barındırıyorum diye aşık olmuyorum ya ona?"
"Aptal Mi Na. Hangi gerizekalı hoşlanmadığı(!) birinin fotoğrafını yastığının altında saklar ki?"
tekrar kahkaha atmaya başladığında, kaşlarımı çattım ve ellerimi göğsümde birleştirip koltuğa daha da sindim.
"Önüne bak önüne. Çarpacaksın şimdi birine, yemin ediyorum annene Hoseok'la dün bir şeyler kırıştırdığınızı söylerim."
Aniden fren yaptığında, emniyet kemerini takmış olmama şükrettim.
"YAH Mİ NA! DÜN ASLA ÖYLE BİR ŞEY OLMADI!!"
"Tamam ya ne bağırıyorsun. Şaka yapmıştım sadece..."