Saplantı

Por YldzAsyaUzunpnar7

1.9M 62.7K 16.5K

Gençkurgu #25 Ay tenli adamın, güzel gözlü kadını. Kimsesiz, güzel bir kadın. Kadının aşkı ile yanıp kavrul... Más

B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
İ K İ N C İ B Ö L Ü M
Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
A L T I N C I B Ö L Ü M
Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
O N U N C U B Ö L Ü M
O N B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
O N İ K İ N C İ B Ö L Ü M
13. Bölüm| ALINTI
O N Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
O N D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
O N B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
O N A L T I N C I B Ö L Ü M
O N Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
O N S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
O N D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
Y İ R M İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ B İ R İ N C İ B Ö L Ü M /Part 1
Y İ R M İ B İ R İ N C İ B Ö L Ü M /Part 2
Y İ R M İ İ K İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
Y İ R M İ B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ A L T I N C I B Ö L Ü M
Y İ R M İ Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M /Part 1
Y İ R M İ S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M /Part 2
Y İ R M İ D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
O T U Z U N C U B Ö L Ü M
DUYURU
RÖPORTAJ
O T U Z B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z İ K İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
O T U Z D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
Dolunay |Nuntius 1 |
O T U Z B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z A L T I N C I B Ö L Ü M /Part 1
O T U Z A L T I N C I B Ö L Ü M/ Part 2
O T U Z Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
Peri Kızı
s a p l a n t ı °1° y a ş ı n d a
F İ N A L
M U T L U S O N S U Z
200 BİN 🌸
1 M İ L Y O N💦❤️

Y İ R M İ Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M

35.3K 1.3K 255
Por YldzAsyaUzunpnar7

         SAPLANTI - 23. BÖLÜM

1 Hafta Sonra

   Okuduğum kitabın bitmesiyle sakince kitabı kapatıp bacaklarımın üzerine koydum. Diğer elimdeki sıcak çikolata bardağımdam bir yudum daha alıp dışarıyı izlemeye başladım. Yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Su damlaları pencereye çarpıyor hoş bir tını oluşturuyordu. Normalde bu ses bana her zaman huzur verirdi. Ama şimdi kalbimde hissettiğim acı, huzur denen şeyi ortadan kaldırıyordu.

Bir haftadır Ateş yoktu. Sadece bir kaç kere gelmiş ondada üzerini değiştirip tek bir kelime etmeden gitmişti.
Şuan Ateş'in evindeydim. Bir hafta önceki kavgamızın nedeni olan evde. Yine dediğini yapmıştı. Beni bu eve getirmişti. Ama benim yokluğuma dayanamayan, beni görmezse yaşayamam diyen Ateş eve bile doğru düzgün gelmiyordu. Bu durum beni daha da incitiyordu.

Gözlerimin önünde bir hafta önceki kavgamız tekrar canlandı. Gözlerimden yaşlar Süzülmeye başlayınca oturduğum koltuktan kalktım. Gözlerimin yaşını silip  Elimdeki kitabı, kitaplığa bıraktım. Daha Sonra ise oyalanmadan odadan çıktım.

Ardından mutfağa girip bardağı tezgaha bırakıp kendi odama doğru ilerledim. Odaya girdikten sonra yatağımın yorganını kaldırmıştım ki aklıma gelen fikirle öylece durdum.
Ateş madem benim yanıma gelmiyordu. Peki ben neden gitmiyordum.
Hemen dolabın karşısına geçip bir kazak ve pantolon çıkardım. Üzerimdeki pijamalardan kurtulup çıkardığım eşyaları giydim.

Tekrar odadan çıkıp dış kapıya doğru ilerledim. Kapının yanında ki dolaptan siyah montumu ve uzun çizmelerimi alıp giydim. Hazır olduktan sonra evin kapısını açıp evden çıktım.
Çıkmamla daha önce görmediğim iki adam bana doğru döndü. Bahçe kapısının oradaydılar. İkisi birbirine bakıp bir şeyler dedikten sonra teki yanıma doğru ilerledi.

"Bir şey mi istemiştiniz?"

"Ben Ateş'in yanına gidecektim. Araba varsa anahtarını ala bilirmiyim. Araba yoksa da taksi çağırırım." diyince adam kararsız bir şekilde bana baktı. Daha sonra cebinden telefonunu çıkarıp bir arama yaptı ama telefonu açan olmayınca tekrar bana döndü.

"Ateş beyin haberi yok. Sorun ola bilir."

"İkinizden biri benimle gelebilir. Zaten bara gideceğim. Sorun olmaz" diyince adam biraz ikna olmuş gibiydi

"Peki. Ben gidip arabayı getireyim." diyince zaferle gülümsedim. Madem sen gelmiyorsun ben gelirim Ateş bey.

~

Kısa sürede bara gelmiştik. Arabadan inip barın girişine doğru ilerledim. İçeriye girecektim ki kapıdaki güvenliğin biri beni durdurdu.

"İsminiz Miray'dı değilmi efendim. " diyince şaşkına ona baktım. Beni nereden tanımıştı. Sakince kafamı evet anlamında salladım.

"Ateş beye bakmaya geldiyseniz kendisi burada yok. Ama isterseniz barda ki özel odasına kadar size eşlik edeyim." dedi. Hafif gülğmseyip tamam dedikten Sonra adam bardan içeriye girmem için eliyle işaret etti. İçeriye girdikten sonra adamın göstermeleriyle barın arka Tarafında bir odaya geldim.

"Burası efendim.  Siz içeride bekleyin ateş bey gelirse burada olduğunu kendisine bildiririm." diyip yanımdan uzaklaştı. Bende odaya girdim. Ateş bu kapıyı niye kitlemiyor her önüne gelen içeriye girip eşyalarını karıştırır diye düşünüyordum ki içeriye girince neden kitlemediğini anladım.

Oda iki bölümden oluşuyordu. Birincisi yani benim olduğum yer sadece iki küçük kanepe ve bir masadan oluşuyordu. Diğer bölüm ise sırf beton kapalıydı sadece demir bir kapı vardı. Demek ki Ateş'in asıl önemli eşyaları bu odada saklıydı. Demir kapının yanına gittiğimde şifresinin parmak izi olduğunu gördüm. Demek ki baya önemli eşyaları vardı bu bölümde.
Daha fazla ayakta durmayıp koltukların birine oturdum. O sıra gözüm masanın çekmecelerine takıldı. Tek çekmeceyi Açtığımda bir sürü kağıt vardı. Diğerini Açtığımdaysa bir kaç gazete. Gazeteleri elime alıp incelediğimde eski oldukları belliydi  Üzerindeki tarihlere baktığımda yanılmadığımı anladım.

12.05.2015 tarihli bir gazeteydi. Gazeteyi incelediğimde yazan yazılar ağzımın kocaman açılmasına sebep oldu.

  Ünlü iş adamı Mehmet Karan'ın oğlu Ateş Karan, Karan şirketler gurubu ortaklarından Fırat Karadumanın oğlu Mert Karadumanla yine gecelerde.
İki yakışıklı gece sonu iki genç kızla ayrıldılar.

Okuduklarımla birlikte nutkum tutuldu. Ateş'in geçmiş böyle iğrenç miydi. Ben böyle tipleri sevmezdim ki. Ateş demi öyle adamlardan.
Her gece barlara giden ve bar çıkışı yanında kızların ayrılmadı bir adam mıydı?
Diğer gazeteleri de karıştırdıktan sonra Ateş'le ilgili başka bir haber daha buldum.

Bu sefer ki 08.01.2016 tarihliydi

Gecelerde artık görülmeyen Ateş Karan artık Kendi barı ve şirketlerinden başka bir yere gitmediği gözlemlendi.
Ateş Karan'a kendi barından çıkarken bunun nedenini sorduğumuzda cevapsız kaldı. Acaba Ateş beyi etkileyen bir hanımefendi mi var?

Ateş o kızlarla çıktığı haberden neredeyse bir yıl sonra artık böyle davranmamaya mı başlamıştı.  Tarihe tekrar baktığımda benim yurttan ayrılmamdan 3 ay sonraydı!

Aklım karışırken daha fazla hiç bir şey yapmayıp gazeteleri tekrar çekmeceye koyup kapattım. Daha sonraysa odadan çıkmak için ayaklandım. Kapıyı açıp odadan ayrıldım. Boş koridorda ilerleyip tam sağa dönecektim ki diğer koridordan bir erkek sesi işittim. Kullandığı ateş kelimesiyle olduğum yerde durup dinlemeye başladım.

"Peki Ateş. Anladım tamam  ***** Restorantındasınız. Hayır merak etme bir sorun yok. Tamam görüşürüz." Dedikten sonra ses kesildi. Daha sonra ise adım sesleri duydum. Biraz bekledikten sonra kafamı koridordan uzattım kimse olmayınca seri adımlarla koridordan yürüyerek barın çıkışına doğru ilerledim.

Dışarı çıktıktan sonra beni getiren adamı aradı gözlerim ama bulamadım. Daha sonra ise Yoldan geçen bir taksiyi durdurup bindim

"Nereye gidiyoruz hanım kızım?" diyen amcaya dönüp cevap verdim

" ***** Restorantına gidelim amca." diye cevap verdim. Bugün ne olursa olsun Ateş'le konuşacaktım

*

Geldiğimiz yere boş gözlerle bakmaya başladım. Nasıl bir yerdi böyle. Her taraf ormanlık alandı. Ama bu kadar yeşilliğin içerisinde şık restorant resmen fazlalık olarak öylece duruyordu. O an amcanın sesiyle o döndüm

"120 TL" diyen amcayla yanımda para olmadığı aklıma dank etti. Ne yapacaktım diye düşünürken taksinin kapısı bir anda açıldı. Açılan kapıdan gelen kişiye baktım.

"Buyurun efendim. Size içeriye kadar eşlik edeyim. "  dedi elimde ki şemsiyeyi bardaktan boşalırcasına yağmur yağan gökyüzüne karşı açarken.

"Rica etsem taksi parasını ödermisiniz. Ben Ateş Karan'ın misafiriyim. Kendisinden nakit aldıktan sonra size geri iade ederim." dediğimde adam hiç birşey demeden taksi parasını ödedi. Daha sonra arabadan inip şemsiyeyi tutarak restoranta doğru ilerledik. İçeri girdikten sonra yanımda ki adama doğru döndüm

"Ateş Karan beyin masası tam olarak nerede?" diye sordum. Adam eliyle arkamda ki masayı gösterince oraya doğru döndüm. Dönemle yerimde öylece kala kaldım.

Ateş ve sarı saçlı bir kadın masada yemek yiyordu!

Üstelik kadının eli Ateş'in elinin üzerindeydi. Ve kocaman gülümsüyordu. Ateş ise tepkisizdi. Elini kadının elinin altından çekip kadehinde ki içecekten bir yudum aldı. Yavaşça yerimden harekete geçip masaya doğru ilerledim. Yanlarına yaklaştıkça konuşmalarını yavaş yavaş anlamaya başladım.

"iyi ki teklifini kırmayıp gelmişim. Burası çok güzel."

diyen kadın elini tekrar Ateş'in elinin üstüne koydu. Daha sonra o da yetmiyormuş gibi sandalyesini Ateş'in yanına biraz daha çekti. Resmen Ateş'e yürüyordu ve Ateş buna hiç bir şekilde karşı çıkmıyor, bir şey söylemiyordu.

İyice yanlarına doğru ilerlediğim de kadın Ateş'e bir şey söyleyip kahkaha attı ve Ateş'in bu sefer koluna dokundu.
Gördüklerimi aklım almıyordu. Ateş ve bu kadın neden yemek yiyorlardı. Üstelik ateş yemek teklifini sunmuştu.

Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başladı. Kavga ettiğimiz ilk zamanda hemen başka kadınlara mı gitmişti. O an Ateş'in bakışları beni buldu. Beni gördüğü an masadan hemen kalktı. Şaşırmış bir haldeydi. Beni burada görmeyi tabi ki beklemiyordu. İlk önce öylece kaldı ayakta. Daha sonra ise masadan ayrılıp yanıma doğru ilerledi.

"Miray. Burada ne işin var? " diye sordu. Dolu dolu gözlerle ona doğru baktım.

"Ne o yoksa istemiyormusun beni. Hani bensiz yapamazdın. Şimdi gördüğüne sevinmedin mi?" diyip tam karşısında durdum. "Yoksa o kadında mı sensiz yapamam diyorsun? " diyip onu göğsünden ittim. Bunu beklemediği için biraz yalpaladı.

"Miray saçmalıyorsun. Yanlış anladın." diyip yanıma doğru yaklaştı. Elini koluma uzatınca iki adım geriledim.

"Neler görüp, duyduğumu biliyorum." diyip geri geri yürüdüm sonra arkamı dönüp koşarak restoranttan çıktım. Hızla yola çıktım. Göz yaşlarım artık akmaya başladı.
Beni kandırmıştı. Bana sevdiğini söylemiş başka kadınla yemeklere çıkmıştı. Yol boyu koşmaya başladım. Peşimden geleceğini biliyordum çünkü.

Bir yandan yağmur yağarken bir yandan da deli gibi ağlıyordum. Arkamdan bağırmasıyla daha da hızlı koşmaya başladım.

"Miray dur! Yanış anladın."

Durmadım. daha fazla koştum. Sonra ormanlık alana doğru ilerledim. Bir yandan ağlıyor bir yandan takılıp düşmemek için çaba gösteriyordum.
O an sert bir şeye çarpmamla yalpaladım. Kollarımdan tutulmamla düşme tehlikesini atlatmıştım ama onun beni yakalamasıyla çırpınmaya başladım.

"Bırak beni yalancısın sen. Sana inanmıştım! Beni sevdiğine inanmıştım ama beni kandırdın. Adi herifin tekisin." diyip elimden kurtulmaya çalıştım.

"Miray asla öyle bir şey yapmam. Seni seviyorum ben. Başka kimseyi değil" diyip beni tutmaya çalışıyordu. Bir anlık dalğınlığıyla kollarının arasından çıktım. Ondan biraz uzaklaşıp içimde ki bütün öfkeyi kustum.

"Hala yalan söylüyorsun. Beni sevsen başka kadınlara yemek teklifinde bulunmazdın. Onların sana dokunup yaklaşmalarına izin vermezdin. Sana güvenmiştim. Beni sevdiğini sanmıştım. Üstelik ben  Senden hoşlanmaya başlamıştım! Ama hepsi yalanmış." dedim  hızla yanıma gelip kollarımdan tuttu.

" Yalan değil. Seni seviyorum. Sana aşığım. Sana asla yalan söylemedim ben. Yemin ederim şirketimiz için olan bir konuşmaydı. O kadını o yüzden yemeğe davet etmiştim. Karşı şirketin Ceo'su. Yemin ederim sadece iş için. Ben seni seviyorum. Asla senin güvenini kıracak bir şey yapmam. Üstelik sende beni sevmeye başlamışken. " diyip beni kendine çekti.

İlk başta kolunun altından çıkmak için cabalasam da izin vermedi. Daha fazla çırpınmayı kesip kendimi ağlamaya bıraktım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Göz yaşlarım neredeyse hepsi ıslanmış kazağını ne kadar ıslata bilirse o kadar ıslatıyordu. Gökyüzü delinircesine yağmur damlalarını üzerimize akıtıyordu. Koskoca ormanda birbirimize sarılmış durumdaydık. Daha doğrusu o bana sarılıyordu. Ben ağlarken o ise küçük bedenime öyle bir sarılıyordu ki hiç bırakmayacak gibiydi. Bir şimşek çaktığında titrek bir nefes aldım.

Bakalım bu günden sonra yağmur durup gök kuşağını mı oluşturacaktı bizim için, yoksa yağmur bize daha büyük fırtınaları mı getirecekti?

                   «BÖLÜM SONU »

Bölüm Sınırı: 130 Vote 100 Yorum

Uzun sayılacak bir aradan sonra herkese merhabalar.
Neredeyse 1 haftadır bölüm atmadım. Daha doğrusu bölüm hazırdı ama sınır geçilmişti ve hala da geçilmemiş. Ama benim minnoş kalbim dayanamadı. Dedim en iyisi bölümü atayım.

Neyse bölüme geçelim.

Nasıl buldunuz bölümü?

Ateş hakkında yazılan gazete haberleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Miray'ın restorantta ki tepkisi sizce nasıldı.?

Restorantta ki kadın hakkında ne düşünüyorsunuz?

Neyse çok konuştuk. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın 💦

Sevgilerimle, Asya

Instagram| Yldz_asya


Seguir leyendo

También te gustarán

708K 31.5K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
22K 2.4K 31
wooyoung: hocam benimle çıksanıza nolur ¡fazlasıyla başkası yerine utanabilirsiniz!
6.4M 280K 61
Her şey abimin düğününde beğendiğim çocuk yerine abimin arkadaşının numarasını almakla başladı. Liya; ANALAR NELER DOĞURUYOR Liya; KAYNANAM ABARTMIŞ...
829K 37.7K 28
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...