Saplantı

By YldzAsyaUzunpnar7

1.9M 62.7K 16.5K

Gençkurgu #25 Ay tenli adamın, güzel gözlü kadını. Kimsesiz, güzel bir kadın. Kadının aşkı ile yanıp kavrul... More

B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
İ K İ N C İ B Ö L Ü M
Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
A L T I N C I B Ö L Ü M
S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
O N U N C U B Ö L Ü M
O N B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
O N İ K İ N C İ B Ö L Ü M
13. Bölüm| ALINTI
O N Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
O N D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
O N B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
O N A L T I N C I B Ö L Ü M
O N Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
O N S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
O N D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
Y İ R M İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ B İ R İ N C İ B Ö L Ü M /Part 1
Y İ R M İ B İ R İ N C İ B Ö L Ü M /Part 2
Y İ R M İ İ K İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
Y İ R M İ D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
Y İ R M İ B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ A L T I N C I B Ö L Ü M
Y İ R M İ Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
Y İ R M İ S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M /Part 1
Y İ R M İ S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M /Part 2
Y İ R M İ D O K U Z U N C U B Ö L Ü M
O T U Z U N C U B Ö L Ü M
DUYURU
RÖPORTAJ
O T U Z B İ R İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z İ K İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z Ü Ç Ü N C Ü B Ö L Ü M
O T U Z D Ö R D Ü N C Ü B Ö L Ü M
Dolunay |Nuntius 1 |
O T U Z B E Ş İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z A L T I N C I B Ö L Ü M /Part 1
O T U Z A L T I N C I B Ö L Ü M/ Part 2
O T U Z Y E D İ N C İ B Ö L Ü M
O T U Z S E K İ Z İ N C İ B Ö L Ü M
Peri Kızı
s a p l a n t ı °1° y a ş ı n d a
F İ N A L
M U T L U S O N S U Z
200 BİN 🌸
1 M İ L Y O N💦❤️

Y E D İ N C İ B Ö L Ü M

59.9K 1.8K 285
By YldzAsyaUzunpnar7

                                    SAPLANTI - 7. BÖLÜM

Bölüm Şarkısı : Merve Özbey - Vuracak

Miray'dan

Karanlık!

Zihnim karanlık bir sis bulutu içindeydi. Ucu bucağı görülmeyen bir karanlık.

Tek görebildiğim karanlıktı. Sanki gözlerim kör olmuştu.

Konuşamıyordum da. Dilim lal olmuştu sanki. Tek anlaya bildiğim ise karanlık!

Ucu bucağı olmayan bir karanlıkta bir ışık belirdi birden. Minicik, ufak bir ışık.

Yürüdüm yürüdüm yürüdüm. Ne kadar yürüdüm bilmiyorum. Ne ben yaklaştım o ışık kümesine ne o ışık yaklaştı bana. Nasıl bir yoldu bu. Git git bitmiyordu.

Durdum.

Pes etmiştim. Olduğum yerde durdum. Kıpırdamadım.

Elimde bir sıcaklık hissedince kafamı ellerime indirdim. Hiç birşey yoktu. Ama biri sanki elimi tutuyor gibiydi.

Zihnimde bir ses yankılandı. Böyle bulanık bir ses.

"Özür Dilerim" Tanıdık bir ses zihnimi ele geçirdi. Kim di bu senin sahibi. Zihnim aynı kelimeyi tekrar etmeye başladı. "Özür Dilerim, Özür Dilerim, Özür dilerim."

Tanıdık sesin sahibi geldi birden gözlerimin önüne gelmeye başladı.

Önce gece karası gözleri geldi. Sonra sert çehresi. En sonda siyah dağınık saçları.

"Ateş!"

Zihnim bu isimle depremler yaşadı sanki. İçinde bulunduğum karanlık sis bulutu çatırdamaya başladı. Uzakta ki ışık kümesi şimdi daha çok belli oluyordu sanki.

Koştum! Işığa doğru koştum.

Bu sefer ulaştım da ışığa. Yine bir ses daha duyuldu zihnimde. Ama bu sefer daha net, daha keskin.

"Çok özür dilerim senin bu hale gelmendeki bütün sorumlusu benim. Çok özür dilerim. Seni yanıma almasaydım böyle olmazdı. Ama artık dayanamıyordum. Sensizliğe dayanam Miray. Sensiz benim yaşamama bile gerek yok. Lütfen aç gözlerini güzelim. Lütfen göreyim o taptığım gözlerini"

Kurduğu cümleyle bu sefer karanlık sis bulutu çatladı. Işık kümesi sayesinde o çatlaklardan ışıklar yükselmeye başladı.

Ne demişti. "Lütfen göreyim o taptığım gözlerini."
Bu kadar mı çok istiyordu gözlerimi açmamı.

Zorladım. Gözlerimi açmaya zorladım.

Başardım da. Işık kümesi büyüdü büyüdü kocaman oldu. Gözlerim kamaştı ilk başta. Kırpıştırdım gözlerimi. Duruma alışmaya çalıştım.

Işığa alışan gözlerimle etrafı süzdüm. Bir hastane odasında olduğumu anlamam uzun sürmedi. Gözlerimi saçlarıma kafasını gömmüş adama çevirdim bu sefer.

Benim ona baktığımı hissetmiş gibi bir anda kafasını kaldırdı. Mavi gözlerim onun siyahlarıyla çarpışınca bu sefer yağmurlar yağıp, şimşekler çakmadı. Bu sefer yağmurdan sonra ki gökkuşağı oluştu gözlerimizde.

Ateş'in gözlerinde sevinç duygusunu görmüştüm. Kollarını bana sarıp sıkıca sarıldı. Ağzından "Çok şükür" nidaları dökülüyordu.

Bana sarılması bitince hafif geri çekildi. Kafamı ellerinin arasına alıp saçlarımı okşamaya başladı. Gözlerimin içine derin derin baktı. Onu itmek istiyordum. Peki neden itemiyordum.

"Çok korktum Miray. Sana birşey olacak diye çok korktum. Mavi gözlerini bidaha göremicem diye deli oldum. Beni bir daha kendinle sınama."

Alnıma dudaklarını değdiğinde içiö titredi. Neden hep böyle oluyordu. Neden bana dokunduğunda içim titriyor, vucudum kaskatı kesiliyordu.

Odayı bir boğaz temizleme sesi gelince kendimi hemen geri çektim. Ateş'in arkasından gelene baktığımda uzun boylu, üzerinde doktor önlüğü olan bir adam gördüm. Ateş' te dönüp arkasından kimin geldiğine baktı.

Doktor Ateş'in yanına gelip sırtına vurdu iki kere.

"Demek uyandı seni bir gün de böyle deli eden hanım efendi."
Bakışlarım Ateş ile doktor arasında gezinirken ne demek istediklerini anlamaya çalışıyordum.

"Nasıl yani?" Diye sordum.

"Şöyle ki, seni hastaneye getirdiğinden beri bütün doktorlar ondan bıktı. Bir senin iyi olup olmadığını öğrenmek için başımızın etini yiyor, bir seni görmek için hastaneyi başımıza yıkacak neredeyse. Yani böyle" Dedi doktor. Ateş'in beni bu kadar umursadığını bilmiyordum aslında.

Ateş' in doktoru uyarmasıyla düşüncelerimden çıktım.

"Uzatma istersen levent."

"Tamam be bişe demedik!" Dedi levent. "Neyse hastamıza geri dönelim. Nasıl hissediyorsun Miray. Görmeme, duymama gibi sorunlar yaşamıyorsun şuan anlaşılan."

"İyiyim. Hayır öyle rahatsızlıklarım şuan yok."

"Güzel. Zaten bizim yaptığımız testlerde de bir sorun çıkmadı. Çıkış işlemlerinizi yapabilirsiniz." Ateş'e dönüp "Görüşürüz kardeşim" Dedi Ateş' te karşılığını verince levent odadan çıktı.
Ateş'e dönüp "Sen çıkış işlemlerini hallet. Ben de üzerimi değiştiriyim" Dedim

"Tamam. Şuradaki dolapta giyecek birşeyler var. Ben halledip geliyorum.

Ateş' gittikten sonra üzerimi değiştirip üzerime çeki düzen verdim. Odadan çıkmıştım ki Ateş'le karşı karşıya geldik.

" Hadi gidelim" diyip kolumdan tutup destek olmaya çalışınca kolundan çıktım.

"Gerek yok. Yürüye bilirim."

Ben önden ilerlerken o da bir kaç adım arkamdan geliyordu. Asansöre bindikten sonra 1. Kata indik. Birlikte hastaneden çıkıp arabaya doğru ilerledim. Ateş arabanın kilidini açınca kapıyı açıp arabaya bindim. O da gelip arabaya binip, çalıştırdı. Yine o lanet dağ evine doğru yol aldık.

*

Eve varınca arabadan indim. Ateş'te arabadan inip evin kapısını açtıktan sonra içeri geçtim. Sarsak adımlarla odama doğru ilerledim. Arkamdan adım seslerini duyunca ateş' in arkamdan geldiğini anladım. Odama girip tam kapıyı kapatacakken Ateş kolunu kapıdan içeri uzattı.

"Çek şu elini" Diye memnuniyetsizce konuştum.

"Hayır. Aç kapıyı"

"Açmayacağım. Defol" Dedim. Kapıyı birden itince sarsaklayarak geri geri gittim. Bunu fırsat bilerek kendiside içeri girdi.

"Ne var be ne var? Rahat bırak artık beni." Biranda üstüme doğru gelince ne yapacağımı şaşırdım. Bende geri geri gitmeye başladım. En sonunda sırtım duvara değince sağıma soluma Korkuyla bakmaya başladım. Bana sinirle bakan siyahlara çevirdim en sonunda bakışlarımı. Ateş tam dibimde bitip kolumu tutunca kolumu bırakması için kıpırdanmaya başladım. Kolumu öyle sıkıyorum ki daha önce sıktıkları yanında hiç kalırdı. İşaret parmağını gözüme sokar gibi sallamaya başladı.

"Bana bak. Sana iyi davranmam bakıyorum da seni şımarttı. Sana seni seviyorum, sensiz yapamam dedim diye senin her dediğin, her yaptığına boyun eğecek değilim. Bir daha bana sesini yükseltirsen bir işe yaramayan dilini keser dışarıdaki köpeğime yediririm. Şimdi bir daha bana ters davranır, istemediğim bir harekette bulunursan karşında tam tersi bir Ateş Karan görürsün. Ona göre ayağını denk al."

Gözlerim yine istemsizce doldu. Siyahları bana o kadar öfke ve sinirle bakıyordu ki şuraya oturup çocuk gibi ağlayacaktım neredeyse. Elimi hızla savurarak bırakınca elim sert duvara çarptı. Ağzımdan küçük bir inleme döküldü. Ama bu onun bakışlarında hiç bir değişim yaşatmadı. Yanımdan çekip giderken kapının orada durdu.

"Ne bok yiyorsan ye, Yarım saat içinde salonda ol. Geç kalayım da deme!

Kapıyı çarpıp çıkınca bende kendimi yere bırakıp ağlamaya başladım. Beni kaçırdığı yetmiyormuş gibi ben hep tehdit ediyordu. Artık bıkmıştım bu durumdan.

On dakika felan oturduğum yerden kalmamıştım. Daha sonra 'Yarım saat içinde salonda ol" demesi aklıma gelince yerimden kalktım. Gardıroptan pijamaları alıp giydim. Şuan hiç banyo yapacak halim yoktu. Saçımı da yukarıdan bir topuz yaptıktan sonra odadan çıktım. Salona geldiğimde Ateş' i şöminenin yanında elindeki bardakta birşey içerken gördüm. Şöminenin yanına gidip yerdeki puf'lara oturdum.

Üşüyen ellerimi şömineye doğru uzattım. Bakışlarım Ateş' teydi. Konuşmasını bekliyordum. Elindeki içki bardağından sın bir yudum alıp bana döndü. Yüzümü uzun bir süre incele di.

"Bir anlaşma yapacağız." Kaşlarımı çattım.

"Nasıl bir anlaşma."

"Şöyle ki..." ellerini bacaklarına yerleştirip bana biraz daha yaklaştı. "... Benim le burada hiçbir kaçma girişimi içinde bulunmaksızın üç ay boyunca kalırsan üç ayın sonunda buradan elini kolunu sallaya sallaya gide bilirsin."

"Peki ben bunu kabul etmezsem. Belki ben senin yanında üç ay değil üç saniye bile durmak istemiyorsam"

Kaşlarını çatarak bana baktı. O an aklıma tehditi gelince hemen ağzımı kapatıp bakışlarımı yere indirdim.

"Evet bu seçeneği seçemezsin siye düşünüp bir seçenek daha buldum" Kafamı kaldırıp ona baktım

"Diğer seçenek ne?

"Burada benimle bir ömür boyu kalman. Hatta belki çocuklarımızla bir ömür burada kalman. Sence hangisi Miray. İki seçeneğin var." Gözlerimi nefretle onun gözlerine diktim.

"Bunlar nasıl seçenek ya."

"Burada kuralları ben koyarım küçük hanım. Şimdi söyle bakayım hangisi birinci seçenek mi, ikinci seçenek mi? "

Bakışlarımı ondan çekip sömineye çevirdim. İki ateş arasında kalmış gibi hissediyordum şuan kendimi. Bana sunduğu seçenekler doğru düzgün değil di ki. Derin bir nefes alıp ona döndüm

" Peki ben birinci seçeneği seçip ama kaçarsam ne olur?" sırtını dikleştirip arkasına yaslandı.

"Şöyle ki. Eğer üç ay yanımda kalmayı seçip kaçarsan o çok sevdiğin arkadaşın Dolunay'ın başına istemediğin şeyler gelebilir. Ya da kendimi öldürmemek için zorladığım Atakan'ın ölüm haberini alabilirsin " Gözlerimi aça bildiğim kadar açtım.

"Sen bütün işlerini tehditle mi yapıyorsun pislik. Hem beni kaçırıyorsun hemde tehdit ediyorsun." Elleriyle yeni çıkan sakallarını sıvzladı.

"Sana bir teklif sundum. Üç ay yanımda kal sonra git. Ama görüyorum sen bu teklifi elinin tersiyle reddediyorsun. Peki öyleyse" Diyip ayağa kalktı. Onun ayağı kalkmasıyla bende hemen kalktım. Aslında mantıklı bir karar vermem gerekiyordu. Onunla bir ömür yaşamak yerine üç ay sadece yaşaya bilirdim.

Odasına ulaşmak üzere olan Ateş'e doğru koştum. Kolunu tutunca arkasını dönüp bana baktı. Ne var dercesine baktı.

"Birinci seçeneği kabul ediyorum"

                                         «BÖLÜM SONU»

Herkese merhaba.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum! Sekizinci bölümde görüşmek üzere.

Sevgilerimle, Asya

İnstagram| Yldz_asya

NOT: Arkadaşlar İnstagram'da bana istek atarsanız kitaptan gelip gelmediğinizi anlayamadığım için kabul etmiyorum. Siz Dm yoluyla bana mesaj atıp wattpad'dan geldiğinize dair mesaj atarsanız o zaman isteklerinizi kabul ederim.

Continue Reading

You'll Also Like

95.7K 6K 29
Savcı ve asker hikayesidir aynı zamanda bir gerçek aile hikayesidir kitabıma bir şans verin lütfen
338K 22.2K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
ZİFİRİ By EBRU POLAT

Science Fiction

148K 9.8K 29
Beni büyük bir hayranlıkla süzüyordu. Sanki ona dünyaları bahşetmişim gibi itinayla izliyordu. Ona seni seviyorum desem, en fazla bu kadar güzel baka...
SESSİZ By siyah_melek11

General Fiction

997 116 10
Sessiz olabilirdi kendisi ama hiç susmayan gözleri vardı... 8 Mayıs başladı