Happenstance||Kim Taehyung

By pjmddl

40.5K 3.2K 2.1K

Kim Taehyung,oğlunun ısrarı üzerine anaokulu öğretmenini bakıcı olarak işe almıştı. 14818 boyxgirl More

first meeting
little tiger
dinner
about first day
a little park adventure
the end of the story
duyuru

new babysitter

6.6K 554 442
By pjmddl

"Bayan Song,bakıcı adaylarından sınavı geçebilen var mı?"

"Hayır efendim.Hala uygun birini bulamadım."

"Acele etsen iyi olur." dedim masamdaki dosyaları düzelterek.

"Aslında,aklımda biri var.Ama kabul eder misiniz bilmiyorum."

Masamdan kalkıp kalemimi ceketimin yakasına taktım ve kapıya doğru ilerledim.O sırada Eunha da beni takip ediyordu.

"Kimmiş?" dedim duraksayıp ona bakarak.

"Daehyun'un öğretmeni,Bayan Yuna."

"O bir öğretmen Bayan Song.Bakıcılık eğitimi alan kişileri seçtiğimi biliyorsun."

"Ama anaokulu öğretmenleri de bu eğitimi kısa da olsa alıyor.En önemlisi de,Daehyun onu çok seviyor.Sorun çıkartmayacağına eminim."

"Ben öğle yemeğine çıkıyorum.Restaurantta düşünür sana haber veririm."

"Peki efendim."

Telefonumu masamda unutmuş olacaktım ki arkamı döndüğümde Eunha'nın uzattığı elinden aldım.

"Sağol."

Asansörün düğmesine basıp beklemeye başladım.Yanımda beliren silüete göz ucuyla baktım.

"Yemeğe mi?" dedi Sowon gülümseyerek.Kısa yeşil elbisesi,o çekiştirmese daha da yukarı çıkacaktı.

"Evet."

Telefonumla ilgilenirken cevap verdim.

"Ben de gelsem sorun olur mu?Yalnız yemek yemeyi sevmiyorum da."

"Farketmez." dedim gelen asansöre binerken.O da ardımdan asansöre bindi.

Sowon şirketin iletişim bölümünden sorumluydu.Malzeme şirketleriyle bağlantı kuruyor ve pazarlama yapıyordu.Yaptığımız binalar için en iyi malzemeyi bulmak zorundaydık.

"Sana söylediğim şirketi ikna edebildin mi?" dedim asansörden inerken.

"Evet,zor oldu ama başardım.İndirim bile yaptırdım."

"Güzel."

Valenin önceden şirketin önüne getirdiği arabamın kilidini açtım.

"Ah,valeyi çağırmayı unuttum." dedi Sowon sahte bir panikle.

"Atla." dedim kapımı açarken.

"Daehyun nasıl?Görmeyeli uzun zaman oldu."

"Aynı."

"En yakın zamanda onu görmeye geleceğim."

Şirkete en yakın restaurantın önüne geldik.Genelde öğle molasında buraya gelirdim.Arabadan inip içeri girdik.Deniz manzaralı olan masalardan birine oturduk.

Gelen garson önümüze menüleri koydu.

"Hoşgeldiniz Bay Kim."

"Hoşbuldum.Her zamankinden istiyorum." dedim menüyü kapatarak.

"Siz ne alırdınız efendim?"

"Ben bir deniz mahsüllü salata alayım."

"Peki efendim."

"Onunla doyacak mısın cidden?"

"Doymuyorum ama alıştım." dedi gülümseyerek.

Güzel fiziğini buna borçluydu demek.Halka ilişkiler yerine modellik okumalıydı diye düşünüyordum.

Yemeklerimiz geldiğinde ilk söze giren Sowon oldu.

"Hergün yalnız geliyorsun.Sıkılmadın mı artık yalnızlıktan?"

Lokmasını yuttuktan sonra konuşmaya devam etti.

"Yani hayatında birileri yok mu?"

"Yok.Olsun da istemiyorum.Zaten yeterince sorumluluğum var."

Düz ve açık cevabım onu afallatmıştı.

"Bence bu kadar kesin olma.Kim bilir,belki karşına biri çıkar."

"Ben izin vermediğim sürece hayatıma kimse giremez.Hem bu Daehyun'u olumsuz etkiler."

Elimdeki çatalı tabağıma yasladım.

"Daehyun'un seveceği biri olabili-"

"Neden biraz da senden konuşmuyoruz?Sen neler yapıyorsun?"

Konuşmasına başlamadan önce güldü.

"Hala aynıyım,yalnız."

"İstersen sana şirketten birilerini ayarlayabilirim." dedim alayla.

"Aslında şirkette ilgimi çeken biri var ama,o henüz farkedemedi."

"Zamanla farkedeceğine eminim." dedim arkama yaslanarak.

"Kalkalım mı?"

"İşine bu kadar bağlı olman beni gerçekten şaşırtıyor Taehyung."

"Profesyoneller böyle davranmaz mı?"

Dediğime gülerek karşılık verdi.

"Hesabı alabilir miyiz?"

●●●

"Efendim Mina?Hayır bugün seninle dışarı gelemem.Hava çok sıcak zaten!Hem sen ne zaman dışarı çıktın?Pekâla,ama tek bir şartla.Eğer bu benden gizli bana ayarlanmış bir randevuysa seninle bir ay boyunca konuşmam.Aslında 3 ay derdim ama,dua et ki kız kardeşimsin.Tamam,yarım saate orada olurum."

Telefonu kapatarak uzandığım koltuğumdan ayağa kalktım.Hazırlanmak için odama çıktım.Dışarı çıkmaya çok üşeniyordum fakat Mina'yı da kırmak istemiyordum.Genelde beni cafeye çağırdığında bana bir randevu ayarlamış oluyordu ve ben utancımdan yerin dibine giriyordum.Her ne kadar evlenme yaşımın yavaş yavaş geçtiğini ve evde kalacağımı söylede de ben halimden memnundum.En azından birine deli divane aşık olana dek.

Mina'nın bahsettiği cafeyi konumundan zor da olsa bulabilmiştim.İçeri girdiğimdeyse bana el sallayan Mina'ya doğru ilerledim.

"Ablaların en güzeli!"

"Mina,bak eğer bir şeyler karıştırıyorsan--"

"İltifat da mı etmeyelim ya!"

"Onu bunu bırak,okul nasıl gidiyor?"

"İ-iyi~"

Gözlerini kaçırmasından bir şeylerin yanlış gittiğini anlamıştım.

"Emin misin?"

"Hemen de anlıyorsun ya."

"Ablan değil miyim?Anlarım tabii.Dökül bakalım."

"Bir dersten kaldım."

"Yine mi?"

"Ama söz,önümüzdeki sene gerçekten geçeceğim."

"Mina,o okulun taksidinin ne kadar olduğunu biliyor musun?Annemler de yardımcı olmasa tüm maaşımı oraya vereceğim."

"Abla biliyorum ama gerçekten zordu!"

"Tamam tamam.Seneye göreceğim ben seni.Eğer yine kalırsan seni evlere temizliğe yollarım."

Dediğim şeye gülerken,garson yanımıza geldi.Menüleri bırakıp uzaklaştı.

"Ne alacaksın?" dedi menüyü incelerken.

"Limonata istiyorum.Şuan gerçekten sıcaktan bunaldım."

"Ben sütlü kahve alacağım."

"Bu sıcakta?"

"Evet,canım sütlü kahve istedi."

"Değişiksin."

Gülerek menüyü masaya bıraktım.

Mina ayaklandı.

"Ben lavaboya gidip geliyorum.Siparişimi söylersin."

"Tamam."

Mina uzaklaşırken gelen garson menüleri topladı.

"Bir limonata,bir de sütlü kahve lütfen."

"Hemen efendim."

Garson uzaklaşınca telefonumla uğraşmaya başladım.Sosyal medyadan gelen bildirimlerimi kontrol ettikten sonra,yer bildirimi yaparak bir fotoğraf attım.Gelen çığlıkla arkamı döndüğümde gördüğüm manzara şaşırmama sebep oldu.

Mina,tanımadığım bir adamın kollarındaydı.Büyük bir ihtimalle çarpışmışlardı ve çocuk onu tutmuştu.Tüm cafe onları izlerken Mina çocuğa hayranlıkla bakıyordu.Rezil olacağımı bilmesem gidip Mina'nın kolundan tutacaktım.

"Teşekkür ederim." dedi Mina büyülenmişcesine.

"Sorun değil.İyisin değil mi?" dedi çocuk elini Mina'nın belinden çekerken.

Sanki araba kazasından kurtulmuşcasına sorması gülmeme sebep olmuştu.

"İyiyim."

"Görüşürüz,sakar kız."

"Görüşürüz."

Mina gözlerinden kalpler çıkarak yanıma geldiğinde şaşkınlıkla masaya yaklaştım.

"Ne oldu orada?Bir filmde başrol falan oynuyorsun da benim mi haberim yok?Resmen herkes sizi izledi!"

"Ne olduğunu ben de bilmiyorum ama tek bir şeyi biliyorum.Çocuk çok yakışıklı!" dedi ellerini çenesinin altında birleştirerek.

"Birdaha görmeyeceğin bir insandan mı hoşlandın şimdi sen?"

"Eğer o da benden hoşlandıysa,kader bizi buluşturacaktır."

"Çok biliyorsun sen.Önce derslerden kalmamayı öğren."

Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra masaya yaslandı.

"Acaba adı neydi?En azından stalk yapar bulurdum."

"Mina cidden sana diyecek söz bulamıyorum."

"Sen ne anlarsın aşktan falan?Sen git çocuklarına bak."

"En azından işimi severek yapıyorum.Senin gibi zorla okumuyorum canım."

Dediğime göz devirdi ve kahvesinden bir yudum daha aldı.

"Ee sen ne yapacaksın?Okul da bitti.Ek iş aramaya başladın mı?"

"Başladım tabii.Şimdilik bir şey bulamadım.Peki sen neler yapmayı düşüyorsun sevgili kardeşim?"

"Şey,biz kızlarla tatile gidecektik aslında.."

"Tatil matil yok efendim!Bu yaz buradasın.Bana yardım edeceksin.Evi tek başıma idare ediyorum zaten.Yardım etmezsen annemleri arar bu sene de okulu bitiremediğini anlatırım." dedim sırıtarak.

"Of!Tamam.Çalışacağım.Ama son ay tatile gideceğim ona göre."

"Bakarız."

Göz kırptığımda umutsuzca ofladı.Limonatamı yudumlarken çalan telefonumu çantamdan çıkarttım.

"Kim?"

"Yabancı numara."

"Açsana hadi.Belki platoniğin falandır."

"Saçmalama Mina."

Gülmemeye çalışarak telefonu açtım.

"Alo?Buyrun benim.Evet.Daehyun mu?Bugün mü?Ah,olur tabii ki.Saat 3'te orada olacağım.İyi günler."

Telefonumu kapatıp sevinçle ellerimi çırptım.

"Ne oldu ya?Ne bu sevinç?Yoksa evleniyor musun?"

"İş buldum iş!Hem de Daehyun'un evinde!"

"Daehyun mu?Hani sana aşık gibi davranan şu velet?"

Mina kahkahalarla gülerken yüzüm duygusuz bir hal aldı.

"Velet deme,o daha bir çocuk."

"İyi,adına sevindim.Umarım yüksek bir maaş verirler de şu yeni çıkan mat rujdan alabilirim!"

"Anlamadım?O çerçöp için sana asla para vermem.Çalış,kendin al."

"İyi be,senin parana kalmadım." dedi kollarını kavuşturarak.Ayaklanıp yanağına bir öpücük kondurdum ve çantamı sırtıma aldım.

"Ben gidiyorum,kadın 1 saat sonrasına randevu verdi.Dua et de iyi birileri olsun."

"Umarım işi alırsın." dedi hevessizce.

"Seni seviyorum~"

"Ben de seni~"

Hızlı adımlarla giderken birden hesabı Mina'nın üstüne bıraktığım aklıma geldi.Geri dönüp masaya parayı bıraktım.

"Çalıştıktan sonra artık hesaplar senden olur." dedim ve gülerek cafeden ayrıldım.

Nasıldı? :)

Continue Reading

You'll Also Like

82.5K 3.4K 29
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
52.6K 2.7K 41
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
18K 774 28
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...
353K 32.5K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...