PAMUK PRENS | Texting

By kitapgurmesi

850K 60.3K 28.4K

Herkesin karanlık bir geçmişi olabilirdi, hem de herkesin. Ama onunki pembe bir geçmişti. Düştün elime PAMUK... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-

-38-

14.2K 1.1K 523
By kitapgurmesi

Selamün Aleyküm kardeşlerim şlskdflşkdsf

Bölüm biraz gecikti üzgünüm ama uzun yazarak telafi ettim bence...

Neyse siz okumaya geçin bölüm sonunda görüşürüüüz ♥

***

Öğle teneffüsü bittiğinde farkında olmadan tuttuğum nefesimi dışarı verdim. Kaan yemek boyunca bizimleydi ve ben şimdiden iki sevgilinin yanındaki üçüncü kişi konumuna düşmüştüm. Üstelik henüz sevgili bile değillerdi!

"Hadi bana müsaade." Heyecanla ayağı kalkıp yemekhanenin çıkışına ilerlerken ne yazık ki olaylar beklediğim gibi gelişmemişti. Müge koluma girerken Kaan da ona bir şeyler anlatarak bizimle yürüyordu.

Bu halleri çok tatlıydı aslında, yani normal bir ruh halinde olsam şuracıkta feels geçirebilirdim ama yine yatağın ters tarafından kalkmıştım. Zaten anım anıma tutmuyordu, Anıl'a dengesiz diyordum ama ben ondan da beterdim.

İti an çomağı hazırla.

Anıl bizim sınıfın yakınlarındaki cama yaslanmış birkaç kızla konuşuyordu. Bir kız da değil, birkaç kız... 

Dün gece ona yanlışlıkla attığım fotoğraf aklıma geldiğinde yine sinirlenmiştim. Kim uyurken fotoğrafını çekip gıcık olduğu çocuğa atacak kadar şanssız olabilirdi ki?

Tabii ki ben.

Hala o fotoğrafı nasıl çekip attığım konuşunda bir fikrim yoktu, telefon elimde uyuyakalmıştım ve uyandığımda gördüklerimle hüsrana uğramıştım.

Ama şükretmek lazımdı, en azından fotoğraf atmıştım. Video atsaydım bu benim sonum olurdu çünkü annemin dediğine göre uyurken horluyordum...

Anıl'la göz göze geldiğimizde o kızlara hafifçe gülümseyip veda ettikten sonra yanımıza geldi.

"Kardeş ayboluyo ama. Sattın hemen bizi." Kaan'ın omzuna hafifçe vurduğunda Kaan'ın cevabı gecikmedi.

"Makarnam nereye, ben oraya. İşte o kadar!" Kaan'ın bu şirin hallerine göz devirirken hep birlikte sınıfa girdik. Onlar da neden bizimle geldiyse...

Sınıf boştu, henüz kimse öğle arasından dönmemişti anlaşılan.

Müge'yle sıramıza doğru ilerlerken gördüğüm çiçek buketiyle kaşlarımı çatarak Müge'ye baktım. Müge'yse gayet mutlu bir şekilde sıraya doğru koşup çiçekleri kucağına almıştı.

"Kaan? Ya sana inanamıyorum. Bunlar çok güzel..."

"Makarnam valla ben de kendime inanamıyorum. Bunları kim aldı lan?" Müge'nin gözleri şaşkınlıkla büyürken Kaan büyük adımlarıyla yanımıza kadar gelip Müge'nin elindeki çiçekleri aldı.

"N-nasıl yani, sen almadın mı?"

"Almadım." Kaan'ın ses tonuna ilk kez ciddiyet hakimdi. Çiçekten düşen kartı elime alıp okuduğumda suratım birden kızarmıştı.

Çiçek Müge'ye değil, bana gelmişti.

Bana bana...

Hafifçe öksürüp boğazımı temizlerken Kaan'ın elindeki çiçekleri aldım.

"Çiçekler banaymış." Hepsi birden şaşkın şaşkın bana bakarken Anıl bir şey söyleme zahmetinde bulunmadan sınıftan çıktı.

Bozulmuş muydu? Muhtemelen.

"Okusana, ne yazıyor?"

"Sevdiğine kavuşamadığından mı boynu bükülür gelinciğin?" 

"Gelincik diyor, bu herif niyeti bozmuş amına koyayım." Müge Kaan'a ters ters baktıktan sonra bana bakarak konuştu.

"Arkasında da bir şey yazıyor." Kartın arkasını çevirip yazılanı okuduğumda Kaan ve Müge de benimle birlikte okumuştu.

"Belki bir gün kavuşuruz ha? Ne dersin Alya? Bu da ne demek, kim bu çocuk ve daha önce neden bana böyle birinden bahsetmedin?"

 Kaan ve Müge bir açıklama beklercesine bana baktığında cebimdeki telefonun titremişti.

Feci bir şekilde köşeye sıkışmıştım. Müge kızmakta sonuna kadar haklıydı, arkadaşlar birbirlerinden böyle bir şeyi saklamamalıydı.

"Anlatmaya değer bir şey olduğunu düşünmemiştim." İçimden bir ses bu çiçeklerin bilinmeyenden geldiğini söylüyordu. Çünkü böyle ince şeyleri sadece ondan duymuştum.

"Anlatmaya değer değil? Sana kalkıp çiçek almış lan. Bir de edebiyat patlatmış ama anlatmaya değer değil. Ne zamandan beri birbirimizden bir şeyler saklıyoruz Alya?"

"Müge, ciddi olduğunu bilmiyordum. Benimle dalga geçtiğini düşünüyordum ki hala ciddi olduğundan emin değilim."

"Emin olman için kalkıp sana evlenme teklifi etmesi gerekiyor sanırım."

"Bu konuyu neden bu kadar büyüttüğünü anlayamıyorum. Alt tarafı bir çiçek, sana ihanet etmişim gibi konuşuyorsun."

"Çünkü bu benden sakladığın ilk şey değil Alya. Gelip bana anlatmanı beklemekten yoruldum artık. Ben sana her şeyimi anlatıyorum, ama sen? Ne zaman bana güveneceksin? Ne zaman aslında bildiğim şeyleri senden dinleyeceğim ben?" Çenem histerik bir şekilde titrerken başımı iki yana sallayıp hışımla sınıfı terk ettim. Ben sınıftan çıkarken insanlar yeni yeni girmeye başlamıştı.

Merdivenleri hızla inip tiyatro sınıfına girdiğimde kapıyı kapatıp arkasına yaslandım.

Dibine kadar haksız olduğumun farkındaydım ama Müge'ye bunları anlatmama sebebim ona güvenmemem değildi. Ona tanıdığım herkesten daha fazla güveniyordum. 

Ona anlatmamıştım çünkü... Onun gerçekten muhteşem bir ailesi vardı. Babası ve annesi gerçek bir aşkla bağlıydı birbirine. Kızlarını da bu yüzden çok seviyorlardı. Müge'ye karşı her zaman ilgili ve sorumluluk sahibi olmuşlardı.

Ama benimkiler... Boşandıklarından beri umurlarında bile değildim. Annem kullandığı sinir haplarından dolayı sürekli uykuluydu ve doğum günümü bile unutmuştu. Babamın benimle ilgili gibi görünmesinin tek sebebiyse vicdanını rahatlatmaktı.

Kısacası o mükemmel bir aileye sahipken ben ona bunları anlatmaya utanmıştım. Beni anlamayacağını düşünmüştüm.  

Telefonum bir kez daha titrediğinde kapının dibine oturup telefonumu cebimden çıkarttım. Biraz kafa dağıtmak iyi gelebilirdi.

Bilinmeyen Numara: Hediyemi beğendin mi?

Bilinmeyen Numara: Seni sınıftan koşarak çıkarken gördüm

Bilinmeyen Numara: İyi misin?

Alya: Neden bana hediye aldın?

Bilinmeyen Numara: Sana hediye aldığım için mi ağlıyorsun?

Alya: Ağlamıyorum, ağladığımı nereden çıkardın?

Bilinmeyen Numara: Gözlerin dolmuştu sınıftan çıkarken

Alya: Yanlış görmüşsün

Bilinmeyen Numara: Tekrar başa döndük, iyi mi?

Bilinmeyen Numara: Müge'yle mi kavga ettiniz?

Alya: Nereden biliyorsun?

Bilinmeyen Numara: Çünkü o da senden sonra ağlayarak tuvalete gitti.

Bilinmeyen Numara: Ve hala orada

Bilinmeyen Numara: Belki bir gidip bakmak istersin

Alya: Teşekkür ederim.

Telefonu tekrar cebime koyduktan sonra oturduğum yerden doğrulup kapıyı açtım ve tuvalete doğru koşarak ilerledim.

Tuvaletin kapısını aynı hızla açtığımda kapı duvara çarpıp tok bir ses çıkarmıştı. Müge çıkan sesle irkilirken kızarmış mavi gözleri kendimden nefret etmeme sebep olmuştu, gerçi ben de ondan farklı değildim ya.

Hiçbir şey söylemeden öylece üzerime atlayıp bana sarıldığında sarılmasına karşılık verdim.

"Ben özür dilerim, öyle konuşmamalıydım. Gerçekten çok özür dilerim Alya. Seni üzdüğüm için kendimden nefret ediyorum."

"Asıl ben sana daha önce anlatmalıydım." Birbirimizden ayrıldıktan sonra Müge gözlerini silip burnunu çekti.

"Bunları burada konuşmayalım bence." Hafifçe başımı salladığımda koluma girip beni bahçeye doğru sürükledi. 

Sanırım öğleden sonraki dersleri astığımız için Muhsin Hoca bir saat boyunca bize nutuk çekecekti...

Bahçedeki çardaklardan birine oturduğumuzda derin bir nefes alıp aklımdaki soruyu sordum.

"Nasıl öğrendin?"

"Teyzem nüfusta çalışıyor. O söylemişti. Aslına bakarsan en başından beri biliyordum boşandıklarını ama senden duymayı bekliyordum." Ellerimi birbirine kenetlerken gözümü tavandaki bir noktaya sabitledim. 

"Ben sana söylemeye utandım." Boğazımda oluşan yumruyu yutkunarak geri itmeye çalışırken ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

"Yani ne bileyim. Sizin çok güzel bir aileniz var. Benim yüzümden kendini kötü hissedecektin ve annenle babanın tatlı atışmalarını bana anlatmaya çekinecektin. Bunu göze alamadım."

"Alya, benim ailem senin ailen. Annem seni benden daha çok seviyor neredeyse. Bunun ne kadar saçma bir düşünce olduğunun farkında mısın?" Omuz silkip başımı yere eğdim. Evet, fazlasıyla saçmalamıştım.

"Peki neden boşandılar?" Derin bir nefes alıp tek çırpıda söyledim.

"Babam annemi aldattı ve sonra o kadınla evlenebilmek için annemden boşandı." Bunu sesli bir şekilde dile getirmenin beni bir yıkıma uğratacağını düşünmüştüm bu güne kadar. Bunu herkesten saklama nedenim de bir bakıma buydu belki. Evet, babamın böyle bir şey yapmış olması beni utandırıyordu ama gerçeklerden kaçma isteğimin de bunu saklamamdaki payı büyüktü.

Gerçeklerden kaçmak beni huzurlu ya da mutlu yapmamıştı, aksine gergin biri olmuştum. Ama şimdi bu yükten kurtulduğumu hissediyordum.

İki yıldır ilk kez özgür hissediyordum.

"Peki şu çiçekler, onları kim gönderdi?" Nefesimi sesli bir şekilde dışarı üflerken konuştum.

"İşte onu ben de bilmiyorum. Şu Anıl'ın yaptığı pezevenklikten sonra ortaya çıktı. Nasıl yapıyor bilmiyorum ama beni anlıyor. Üstelik onu tanımıyorum. Bu çok saçma."

"Seni anlıyor? İlk kez bir erkekten bahsederken hakaret etmiyorsun."

"Edecek bir hakaret bulamıyorum çünkü. Onu çok az tanıyorum."

"Shiplemeli miyim?"

"Hayır. Böyle bir şeye hazır değilim. Yani herhangi bir erkekle kendimi düşünemiyorum."

"Peki, bu ne zamana kadar böyle sürecek? Yani bir yanda Anıl, bir yanda adını bilmediğin çocuk... Bir de son zamanlarda... Hasiktir!" Müge kocaman açtığı gözleriyle bana baktığımda kaşlarımı çatarak sordum.

"Ne oldu?"

"Bilinmeyen Uras olabilir mi?"


***

Bu bölümü sebepsizce sevdim, Alya ve Müge'nin dostluğu çok hoş bence...

Artık Alya ve Müge şipliyorum sdlfkjsdşjfdşlg

Kaan'la da Anıl olsun...

Alya artık sırtındaki yükten biraz kurtuldu gibi, gelecek bölümlerde bizi daha neşeli bir Alya bekliyor.

Eee, siz nasıl buldunuz bölümü?

Beni seviyonuz mu?

Tşk

Öd

Bb

Snne






Continue Reading

You'll Also Like

23.6K 546 21
Abisi tarafından emanet edildiği adamın karanlık yüzüyle tanışmaya başlayan Işık kurtuluş ve onu kendi cehennemine çeken suç örgütü lideri Han Barlas...
23.5K 1.7K 22
adeen_celik: Şimdi de benimle evlenirsen reçeteyi veririm falan mı diyeceksin? marselerenpekdemir: Benimle evlenirsen reçeteye gerek kalmaz Geçeceği...
89.7K 4.3K 28
"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bakış, iki sarılış. Başka! Başka ne oldu! N...
54.9K 3K 18
Siz:SELAAAMMM Siz:Pışt baksana cinsiyetinin ne olduğunu bilmediğim için seslenemediğim kişiii. Siz:BAKSANA LAAAN. Siz:Mal mısın lan sen? Siz:Nuğlar b...