emir bi saatir bana bişler anlatıyo benim yaptıgım nemi '' tamam '' diyip kestirip atmak sanki bebekmişim gibi davranıyo tamam ölümden döndüm niye döndüysem orada daş huriler vardı
aslında hoşuma gidiyodu benle ilgilenmesi sürekli yanımda beni seviyodu galiba evet seviyodu bide şu bebek olayı vardı hamileydim inanamıyorum emirden bi parça taşıyodum ve o parçayı yarın alcaklar kürtaja karşıyım ama bebegi isteyip istememek arasında gidip geliyorum ve bebeğin sakat olma durumu veya tümor onada bulaşmış olabilirmiş ama ben onu kaybetmek istemiyorum o allahın bana verdigi bir mucize ona nasıl kıyarım
- emir
- emir
- looooo
- bizim köylüüüüüü
- camışşş
- uyudun mu lan it
- emirrrr
ayağımla kafasını türttüm
- loooo gelmişek haaa
- emirr bişi konuşcaam
- konuşcak ben bişi
- ben bişi konusmak
- siz türkler nasıl diyor ummmmm eşşolueşşek uyan
son kez kafasına vurdum bi hıa mıa gibi ses çıkartıı yatağımdan doğruldum telefonu ve kulaklıgı alıp emirin kulaklarına taktım sonra şarkı listesine girip
Bring Me The Horizon - "Go To Hell, For Heaven's Sake" son ses olarak actım tam nakarat kısmında şarkıyı başlattım yataga uzanmamla emirin hıamınaaa diye bağırak kalkması bir oldu bende emire inat şarkıyı söylemeye başladım aynı onlar gibi bağırark elimlede rock işaretini yapıp dağınık saçlarımı sallamaya başladım
For the love of god, will you bite your tongue
-Tanrı aşkına, şu dilini ısıracak mısın?
Before we make you swallow it
-Biz sana onu yutturmadan önce
It's moments like this where silence is golden
-Şu sıralar sessizliğin altın olduğu anlar.
(And then you speak)
-(Ve sonra sen konuşuyorsun)
No one wants to hear you
-Kimse seni duymak istemiyor
No one wants to see you
-Kimse seni görmek istemiyor
So desperate and pathetic
-Çok umutsuz ve acıklı
I'm begging you to spare me
-Beni bağışlaman için sana yalvarıyorum
The pleasure of your company
-Topluluğunun zevkine
(When did the diamonds leave your bones?)
-(Elmaslar ne zaman kemiklerinden ayrıldı?)
I'm burning down every bridge we make
-Kurduğumuz tüm köprüleri yakıyorum
I'll watch you choke on the hearts you break
-Kırdığın kalplerde boğuluşunu izleyeceğim
I'm bleeding out every word you said
-Söylediğin her kelimede kanıyorum
Go to hell for heavens sake
-Cennetin hatırına cehenneme git
I'm burning down every bridge we make
-Kurduğumuz tüm köprüleri yakıyorum
I'll watch you choke on the hearts you break
-Kırdığın kalplerde boğuluşunu izleyeceğim
I'm bleeding out every word you said
-Söylediğin her kelimede kanıyorum
Go to hell for heavens sake
-Cennetin hatırına cehenneme git
(Go to hell for heavens sake)
-(Cennetin hatırına cehenneme git)
No one wants to hear you (Save your breath)
-Kimse seni duymak istemiyor (Nefesini harcama)
No one wants to see you
-Kimse seni görmek istemiyor
So desperate and pathetic
-Çok umutsuz ve acıklı
You think that no one sees this
-Kimsenin bunu görmediğini düşünüyorsun
I think it's time you knew the truth
-Sanırım gerçeği öğrenmenin zamanı geldi
I'm burning down every bridge we make
-Kurduğumuz tüm köprüleri yakıyorum
I'll watch you choke on the hearts you break
-Kırdığın kalplerde boğuluşunu izleyeceğim
I'm bleeding out every word you said
-Söylediğin her kelimede kanıyorum
Go to hell for heavens sake
-Cennetin hatırına cehenneme git
I'm burning down every bridge we make
-Kurduğumuz tüm köprüleri yakıyorum
I'll watch you choke on the hearts you break
-Kırdığın kalplerde boğuluşunu izleyeceğim
I'm bleeding out every word you said
-Söylediğin her kelimede kanıyorum
Go to hell for heavens sake
-Cennetin hatırına cehenneme git
When did the diamonds leave your bones
Leave your bones
-Elmaslar ne zaman kemiklerinden ayrıldı?
You're not a shepherd, you're just a sheep
-Çoban değilsin, sadece bir koyunsun
I'll cut my depths of everyone you meet
-Konuştuğun herkesle bağlarımı keseceğim
You're own flesh with no bones
-Senin kendi etinle, kemiklerin olmadan
Feed them to the sharks
-Köpekbalıklarını besleyeceğim
And throw them to the wolfs
-Ve onları kurtlara fırlatacağım
I'm burning down every bridge we make
-Kurduğumuz tüm köprüleri yakıyorum
I'll watch you choke on the hearts you break
-Kırdığın kalplerde boğuluşunu izleyeceğim
I'm bleeding out every word you said
-Söylediğin her kelimede kanıyorum
Go to hell for heavens sake
-Cennetin hatırına cehenneme git
I'm burning down every bridge we make
-Kurduğumuz tüm köprüleri yakıyorum
I'll watch you choke on the hearts you break
-Kırdığın kalplerde boğuluşunu izleyeceğim
I'm bleeding out every word you said
-Söylediğin her kelimede kanıyorum
Go to hell for heavens sake
-Cennetin hatırına cehenneme git
Go to to hell for heavens sake
-Cennetin hatırına cehenneme git
yeahhhhhhhhhh
emir aynı uzaylı görmüş köylüler gibi bakıyodu bağdaş kurmuş kücük emrah modunda gözlerini açarak izedi
bende son cümleyi bağırak önce yabancı olarak söyledim
go to to hel for heavens sake
sonra sakince kısık sesle türkçee cevirdim
CENNETİN HATRINA CEHENNEME GİT.
ardımdan oda tekrarladı
cennetin hatrına cehenneme git.
- emir ben cocugu aldırmıcam
- what
- emir yeter bu kadar ingilizce ingilizcem 3
- konuyu değiştirmesen
- ben aldırmıcam o ikimiz bi parçası ona kıyamam
- benim avradım işte
- krommm
- şımarma
- kes
-yapıştır
masadan gözlükleri alıp taktım
- uza.
emir ellerini suclular gibi havaya kaldırdı
- tamamm tamammmm teslimmm oluyorummm
multimedyada derin var sürekli değiştiriyom D:
gene sıkıcı bi günle karşınızdayımmmmm biraz yorum artsın 10 yorum gelmeden yazmıcaammm -_-