Yeni Okul Alarmı

By ulanazra

291K 15.4K 8.9K

"Ya benden uzak durursun, ya benim olursun." dedi genç adam alacağı cevabın korkusunu gizlemeye çalışırken. ... More

BİRİNCİ BÖLÜM
İKİNCİ BÖLÜM
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BEŞİNCİ BÖLÜM
ALTINCI BÖLÜM
YEDİNCİ BÖLÜM
SEKİZİNCİ BÖLÜM
DOKUZUNCU BÖLÜM
ONUNCU BÖLÜM
ON BİRİNCİ BÖLÜM
ON İKİNCİ BÖLÜM
ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
ON BEŞİNCİ BÖLÜM
ON ALTINCI BÖLÜM
ON YEDİNCİ BÖLÜM
ON SEKİZİNCİ BÖLÜM
ON DOKUZUNCU BÖLÜM
YİRMİNCİ BÖLÜM
YİRMİ BİRİNCİ BÖLÜM
YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM
YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
YİRMİ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
YİRMİ BEŞİNCİ BÖLÜM
YİRMİ ALTINCI BÖLÜM
YİRMİ YEDİNCİ BÖLÜM

FİNAL

12.8K 575 1K
By ulanazra

Bitirme tarihleri bu satıra :)

"Cansu... Cansu uyan."

Sarsılan bedenim ve duyduğum ses uyanmama sebep olmuştu.

İrkilerek gözlerimi açıp yatakta hızlı bir hareketle doğruldum.

Elimi kalbime götürdüğümde derin bir nefes aldım.

Rüyanın etkisiyle sırılsıklam olmuştum.

Karşımda bana korkmuş gözlerle bakan eşimi buldu gözlerim.

Gözyaşlarımı tutamadım.

Hüngür hüngür ağlarken sesim çocuklara gitmesin diye başımı eşimin omzuna gömdüm.

Bana sıkıca sarılıp sakinleştirmek için sırtımı sıvazladı.

"Sakin ol güzelim, kabus gördün. Geçti. Bak ben yanındayım."

Lise yıllarımı, onu kaybedişimi görmüştüm.

Yaklaşık bir dakikanın ardından kafamı kaldırıp elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim.

"Biraz sakinleştikten sonra anlatmak ister misin?" diye sorunca başımla onayladım.

"Bugün pazar diye uyandırmaya kıyamadım seni. Kahvaltıyı hazırladım. Hadi sen biraz toparlan ben çocukları oyalıyayım. Seni böyle görmesinler he?"

Gülümsedim.

"İyi ki varsın."

Alnımdan öpüp uzunca baktı bana.

Sanırım anlamıştı neden böyle uyandığımı.

Bakışlarındaki kırgınlığı kalbimin en diplerine kadar hissetmiştim çünkü.

Yatak odamızdan çıkınca ben de odadaki ebeveyn banyosuna doğru ilerledim.

Aynadan kendimi görünce biraz daha hak verdim Mete'ye.

Sırılsıklam olan tişörtüm, alnımda biriken damlalar ve kızaran gözlerimle pek de benzemiyordum sabah kuşlarına.

Uzun zamandır görmüyordum kâbuslarımı.

Çok eskide kalmıştı, yıllar olmuştu.

Aynadan uzun uzun süzdüm kendimi.

İstemsizce düşünmeye başladım mezuniyet gecesi olanları.

*

Beyaz elbisemin üzerime oturuşunun verdiği özgüvenle gülümsedim caddenin karşı tarafında bana gülümseyen sevgilime.

O da gülümsüyordu.

Bir an önce koşup sarılmak istiyordum ona.

İki adım ötesi bile o kadar uzak geliyordu ki bana.

Öyle özlüyordum ki onu iki adım ötemdeyken bile.

Bana doğru attığı ilk adımda karardı dünya.

Sustu tüm şehir.

Söndü tüm ışıklar.

Durdu zaman.

Durdu dünya.

Arabanın altında kanlar içinde acıyla kıvranan sevgilime bakıyordum.

İlk şoku atlattıktan sonra yanına atmıştım kendimi.

Yüzünü tutan ellerim kana bulanmıştı.

Beyaz elbisem kırmızıydı artık.

Pembe dünyam siyahtı.

"Alp, Alp sevgilim gitme. Gitme bırakma beni."

Söyleyecek hiçbir şey bulamazken öylece ağlayıp yardım çığlıkları atıyordum.

"Cansu," dedi öksürükler içinde.

Canı yanıyordu.

Gülümsemesi geri dönmüştü.

Ama buruk bir gülümsemeydi bu.

Ucunda ölüm olan bir gülümseme.

"Cansu,"

"Bir gün yanında olmamı istediğin ama bunun imkansız olduğu bir zaman gelirse gözlerini sıkıca kapat ve elini yüreğine götür. Ben senin gözkapaklarının ardındaki karanlıkta, kalbinin çarpıntısında olacağım. Sen ne kadar hissetmek istersen ben o kadar var olmaya devam edeceğim,"

"Anladın mı sevgilim?"

Bunları söyledikten sonra elime uzandı eli.

Önce sıkıca tuttu, sonra ilk gördüğümdeki gibi gülümsedi.

Sonra elleri gevşedi birden.

Kapandı gözleri.

Yüzünde dondu gülümsemesi.

Siren sesleri kapladı etrafı.

Sonra bir karanlık çöktü.

Sustu tüm şehir.

Söndü tüm ışıklar.

Durdu zaman.

Durdu dünya.

*

Kafamı iki yana sallayıp yüzüme çarptım suyu.

Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra rutin işleri de halledip çocukları ve Mete'yi daha fazla bekletmemek için mutfağa doğru yürüdüm.

Yüzüm hâla soluktu.

Mete'nin bakışlarıysa hâla biraz endişe dolu.

"Günaydın benim ballarıma," deyip oğlum ve kızımın alnına birer öpücük kondurdum.

Mete'nin tam karşısındaki yerimi aldıktan sonra çocuklar kahvaltıya başladı.

Mete bana bakıyordu.

Ben Mete'ye bakıyordum.

Ölmeyi çok istemiştim ben.

Kaldıramamıştım hiçbir zaman olanları.

Kaldıramamıştım onu kaybetmiş olmayı.

Bayılmıştım o dizlerimde can verdiğinde.

Gözlerimi hastanede açtığımda ölüm haberini almıştım.

Cenazesine gidememiştim.

Mezarına bile gidememiştim uzun yıllar.

Bakmaya kıyamadığım adamın toprağın altında üşüyor olması hiç âdil değildi benim için.

Çok tedavi görmüştüm.

Yaşayan ölü gibiydim o yıllarda, ilaçlarla ayaktaydım.

İlk yıl doktorum ve ailem dışında kimseyle konuşmamış, kimseyi görmemiştim.

Çünkü kimi görürsem onda Alp'i arayacaktım, biliyordum.

Herkes dağılmıştı.

Kimse toparlayamıyordu.

İkinci yıl tedavilerim devam ederken normal hayatımdaki insanlarla görüşmeye başlamıştım.

Mete de bir şekilde tekrardan girmeyi başarmıştı hayatıma.

Tedavim iki yıl daha devam etmişti ve Mete hep yanımda olmuştu.

Alp'in anısına bir kez bile saygısızlık etmemişti, hâla etmiyordu.

Hastanede geçirdiğim onlarca gün, onlarca ay.

Hepsinde vardı yanımda.

Üç yıllık tedavim bittiğinde yanımda yine o vardı.

Artık bitmişti her şey. Kâbuslar, krizler, ataklar...

Alp'in ölümünün beşinci yılında Mete'yle evlenmiştik.

Bu bir aşk evliliği değildi, en azından benim için.

Mete o kadar çok yanımda durmuştu ki bizimkilerle beraber. O kadar sağlam tutmuştu ki beni, ona olan saygım sonsuzdu ve kader bir şekilde birleştirdi yollarımızı.

Hayat böyleydi işte, çetindi.

Bir kapıyı kapar, her şeyini elinden alırdı. Seni çaresiz bırakırdı.

Ama beklerdi, bir kapıyı muhakkak aralık bırakırdı.

Beklerdi ki sen yolunu bulasın. Beklerdi ki sen o kapıyı göresin.

Ben o kapıyı çok geç olmadan buldum.

Bugün Alp'in ölümünün üzerinden tam on beş yıl geçmişken, bir yanımda sekiz yaşındaki kızım Alen, bir yanımda altı yaşındaki oğlum Alp ve karşımda on yıllık hayat arkadaşım Mete duruyorken, annem, babam, Bora, Ezgi, Tuğra, Baran ve Alp'in ailesinden oluşan kocaman bir ailem varken, Alp'i de hâla yüreğimde hissediyordum.

Gözümden firar eden bir damla yaşı gülümseyerek silip önümdeki suyu yudumladım.

Ben Cansu Derin Alkan, bu da benim yeniden doğuş hikayem.

17.02.2020 - 04.25

Bu yola benimle çıkıp bu satıra kadar gelen herkese sonsuz teşekkürler <3

Bu satıra kadar gelip her satırda ağzıma sıçan okurlara da teşekkürler fiWĞTĞGWÖWPCOSA öptüm çook sıçmayın yeter

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 63.5K 57
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
312K 7.4K 11
Arya: Görüntü* Kaan: siktir Kaan: hemde kocaman bir siktir Kaan: sen kimsin kızım gece gece Arya: Ne oldu aklını başından aldığım için kim olduğum...
7.1M 511K 59
Tamamlandı MaaşıYatırmayanAdam: Ne? Siz: Ne için yazdığımı unuttum ben. Siz: İsmini görünce hatırladım. Siz: Maaşları yatırsana amk 04.02.2022 #kur...
2.6M 83.7K 60
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...