Metamorfoz Serisi-Başlangıç

By monna_hisya

130K 10.5K 1.8K

Amacımız daha güçlü bir insan ırkı oluşturmaktı. İlk başta yaptığımız şeyin insanlık için enerji içecekleri k... More

Metamorfoz Serisi-Başlangıç
Bölüm 1- Büyük Patlama
Bölüm 2- Gurme
Bölüm 3- Umut
Bölüm 4- Kuş Bakışı
Bölüm 5- Çamurlu Sular
Bölüm 6- Şifacı
Bölüm 7- Tatlı Rüyalar
Bölüm 8- Korkusuz ve Hevesli
Bölüm 9- Son Akşam Yemeği
Bölüm 10- Şehirden Uzakta
Bölüm 11- Vahşi Atlar
TANITIM VİDEOSU
Bölüm 12- Gün Düşü
Bölüm 13- Dejavu
Bölüm 14- Çapraz Ateş
Bölüm 15- Üç Maymun
Bölüm 16- Aşk Kokusu
Bölüm 17- Diva
Bölüm 18- Beyaz Kraliçe
Bölüm 19- Kraliçe Arı
Bölüm 20- Halka
Bölüm 21- Kaos
Bölüm 22- Hüma
Bölüm 23- Söz
Bölüm 24- Oyunbozan 1
Bölüm 25- Oyunbozan 2
Bölüm 26- Çoklar Meydanı
Bölüm 27- Yüzleşme
Bölüm 28- Yolculuk
Bölüm 29- Beklenmeyen Misafir
Bölüm 30- Beklenmeyen Misafir 2
Bölüm 31-Beklenmeyen Misafir 3
Bölüm 32- Muhtaç
Bölüm 33- Kaygan Zemin 1
Bölüm 34- Kaygan Zemin 2
Bölüm 35-İstişare
Bölüm 37- Aşık
Bölüm 38- Kızıl Tilki
Bölüm 39- Oyuncu
Bölüm 40- Tatlı Telaşlar
Bölüm 41- Mürit
Bölüm 42- Aslan Baba
Bölüm 43- Uğruna Ölünecek Şeyler
Bölüm 44- Tedavi
Bölüm 45- Başlangıç'ın Sonu 1
Bölüm 46- Başlangıç'ın Sonu 2
Bölüm 47- Başlangıç'ın Sonu 3
Bölüm 48- Müjde
Bölüm 49- Yeniden Aile Olmak
Veda - Karakter Dolapları 1
Karakter Dolapları 2

Bölüm 36- Taç

753 72 80
By monna_hisya

Patlamadan sonra 32. gün, Hüma...

Rahatsız yatakta gözlerimi sıkıca kapattım. Yaşadığımı sandığım her şeyin bir rüya olmasını umut ediyordum. Evet ağabeyim değişenlere katılmış olacaktı ama biz o salak parkta o salak adamla muhatap olmayacaktık. Emir vücudundan ateşler saçmayacak, görevliler bizi kovalamayacak ben de buraya düşmeyecektim. Üç dediğimde gözlerimi açacaktım. Sağa döndüğümde Süreyya annemi, yan odaya gittiğimde ise üzeri açılmış Bukra'yı görecektim. Kardeşimin üzerini örtüp, ailemi koruması için Allah'a dua edecektim. 1! Ağabeyimin horultusunu duyuyorum ama.... 2! Bunlar gerçek değil ağabeyim aslında burada değil, bunlar bir rüya... 3! Gözlerimi açtım, işte! Rüya değildi. Ağabeyim gerçekten odayı inletiyordu. Kardeşim ve dostlarım alıkonmuş, onların kurtarmak için sonunu göremediğim bir maceraya yuvarlanmıştım. Gözüm yerde yatan Burak'a takıldı. Uyurken daha sevimli gözüküyordu. En azından Melisacığı hakkında konuşup kafamı şişirmiyordu. Üstü tamamen açılmıştı, yatağımdan kalkıp yanına gittim.

-Allah'ım sen ailemi, dostlarımı ve bize karşılıksız yardım eden bu çocuğu koru.

Tam battaniyeyi Burak'ın omuzlarına doğru çekiyordum ki gözleri fal taşı gibi açıldı. Yorgunluktan kan çanağına dönmüş gözleri ile deli deli bakıyordu. Üzerini örten elimi sıkıca tuttu:

"Yat artık baş belası. Uyumak için sadece iki saatim var."

-Keşke senin üstünü örtmek yerine seni yastıkla boğmayı deneseydim.

O sersemin suratına bakmadan yatağıma yattım.

"Ha bu arada, biliyorum."

-Neyi?

"Uyurken ne kadar tatlı göründüğümü. Daha önce söyleyen başkaları da olmuştu."

Burak'a vereceğim cevabı düşünürken kendimi uykunun yumuşacık kollarına atıvermiştim. Ne yazık ki yastıkla kavuşmamız çok uzun sürmedi, gün doğmadan kapımız ritmik bir şekilde tıklatılıyordu. Üçümüz de ayaktaydık, Burak beni odanın tenha bir köşesine fırlattı ve iki adım önümde durarak beni gizledi. Kapıyı ağabeyim açtı. Timur Bey içeri girdi. Sabahın bu saatinde takım elbisesi, şekil verilmiş saçları ve yaka mendili ile çok etkileyici duruyordu. Çivit mavisi gözleri ile bizi süzdü. Çizgili pijamayı beyaz atletle kombinleyen ağabeyim, paçaları kıvrılmış erkek pijaması giyen kısa bir kız yani ben ve Burak. Zavallıcığın hali içler acısıydı, gözleri kızarmış, ağzının kenarı salya izi olmuştu.

"Ezan okundu mu?" deyiverdi şapşal bir şekilde.

Timur Bey odanın kapısını kapatıp içeri girdi. Odayı havalandırmak için camı açtıktan sonra elindeki saman renkli torbayı bana uzattı.

-Bu senin için küçük hanım, Doktor'un ufak bir hediyesi.

Hevesle poşeti açtım. İçinde Beyaz bir gömlek, füme renkli kalem etek, pahalı bir gerdanlık, kırmızı rujun da içinde olduğu bir takım makyaj malzemeleri ve destekli sutyen vardı. İç çamaşırını havaya kaldırıp, Timur Bey'e baktım. İlgisiz bir ses tonuyla:

-İhtiyacın olduğunu düşünmüş olmalı, dedi. Sonrasında Burak'a döndü.

- Genç hanım hazırlanırken sen de bir yüzünü yıka istersen.

"Hanım kim ya?..." Biraz etrafına bakındıktan sonra beni fark etti. "Ha, onu diyorsun. Elinde ne var senin? Dantelli mi o?" Çamaşırı gördükten sonra ayıldığına emindim. "Yüzümü yıkamak iyi fikir, yüzümü yıkayayım ben."

Son konuşmalardan ağabeyimin rahatsız olduğu belliydi. Utanarak sutyeni poşete geri koydum.

-Ben tuvalette hazırlanırım.

Çok büyük olmayan ama temiz bir tuvaletti burası. Boy aynası, el yıkama yeri ve minik dolapları ile banyoyu andırıyordu. Üzerimdeki emanetleri çıkarıp yenilerini giymem birkaç saniyemi almıştı. Tüm kıyafetler tam bedenime göre olmuştu. İtiraf etmek ne kadar zor olsa da bu adam benden çok daha zevkliydi. Ruju sürmek konusunda pek beceriksizdim ama bu gül kadifesi doku, dudaklarıma çok yakışmıştı. Bizimkilerin yanına dönmek için davrandığımda ağabeyim ve mavi gözlü adam arasında geçen konuşmalar dikkatimi çekti.

- Bu eve geldiğimiz günü hatırlıyor musun? O gün sana iki söz vermiştim. İlki bu evi sizin için yeterli bir yer haline getirmekti. Hoşumuza gitmese de Bakan ve Başkan'ın desteği ile tüm ihtiyaçlarımız karşılandı. İkincisi ise seni ve aileni korumak, yeri geldiğinde intikamımızı almaktı. Bakan öldü, Başkan 40. gün yargılanacak. Kız kardeşin yanında, karın güvende. Ben ise oğlun ve onun arkadaşlarını kurtarmak için bugün buradayım. Sana verdiğim sözü tutmak istiyorum o yüzden lütfen toplantıda aklına yatmayan noktalarda bile benim yanımda ol olur mu? Bana güven.

Ağabeyimin cevap vermesine fırsat kalmadan tuvaletten çıktım, Burak da banyodan çıkmıştı.

-Hazırsanız Doktor'un yanına gidelim, artık. Dedi, Timur Bey.

Herkes uyurken, sessizce çatı katına kadar çıktık. Doktor'un odasında toplanacağımızı sanıyorduk ki, kapının önünde Barbie bebeğe benzer iki kız bizi karşıladı. "Doktor planını değiştirdi, sizi pembe odada misafir edecek lütfen bizi takip edin." Deyiverdiler, bıcır bıcır ses tonlarıyla. Kızlar önde biz arkada -1'e kadar indik. Pembe odaya girdiğimde ise neredeyse kusuyordum. Her yer pembeydi! Ama her yer! Zemin, tavan, duvarlar, dekorlar... Odanın ortasında tomurcuk bir gülü andıran dev bir masa vardı. Gülün dış taraftaki her bir yaprağı oturak olarak dizayn edilmişti iç yapraklar ise masa görevindeydi. Tavan tamamen balonlarla kaplıydı. Yerde gül yaprakları vardı. Odanın ikinci yarısında tek boynuzlu atı anımsatan iki adet taht bulunuyordu. Karşılarında ise gökkuşağı renklerinde, kesik birer daireye benzeyen tekli koltuklar vardı. Doktor, toz pembe üzerine hafif beyaz çizgili pamuklu bir takım giymiş, boynuzlu tahtında oturuyordu. Yana taranmış saçları ve elindeki ördek başlı bastonuyla Muhteşem Gatsby'den* fırlamış gibi duruyordu. Neşe ile ayağa kalktı:

- Ah sevgili dostlarım ve zihin okuyucu çocuk... Lütfen girin!

Bana bile dostum demişken, Burak'ı ayrı tutması garip gelmişti. Aralarında bir husumet olmalıydı. Masanın yapraklarına sırayla yerleştik. Oturulacak alanlar bizim sayımızdan çok daha fazlaydı o yüzden dağınık olarak oturduk. Ev sahibi konuşmaya benden başlamıştı:

- Kıyafetleriniz çok şıkmış küçük hanım, evimize hoş geldiniz.

Bu adama karşı öfke duyuyordum ama o kadar centilmendi ki aramızdaki buzları yavaş yavaş eritiyordu. Güvenebileceğim bir değildi ama ona sempati duymaktan kendimi alıkoyamıyordum:

- Güzel hediyeleriniz için çok teşekkür ederim, Doktor Bey.

Ona lakabıyla hitap etmemden rahatsız olmuştu. Yüzündeki gülüş değişti. Omuzları geride, başı önde kafasını sağa sola dairesel şekilde oynatarak değişik bir hareket yaptı. Kötü bir şey yapmadan önce kendini tutuyor gibiydi. Dişlerinin arasından zoraki bir gülümsemeyle sözü kesti:

- Sen Kemal'i kullan lütfen.

"Hay hay..." diyerek konuyu kapattım, Doktor ile konuşmak beni ürkütmüştü. Yardımıma ağabeyim, dünyanın en haklı ama aynı zamanda yersiz sorusuyla yetişti.

- Bu odanın hali ne lan?

Doktor boynunu bir kez daha kütletti, sinirlerine hakim olmak için çok çaba harcıyordu.

- İki saat sonra Esen ve birkaç dostu bize katılacak. Ona bir sürprizim olacak. O yüzden bu odayı seçtim ve kızlar da dizayn konusunda yardım ettiler. Balonların yanında asılı kalmak isteyen biri varsa çekinmesin konuşmaya devam etsin.

Kemal, ellerini masanın üstünde birleşmiş, tüm ağırlığını kollarına vererek bize doğru yanaşmıştı. Onu sakinleştirmek mavi gözlü adama düşmüştü.

- Sakin ol Doktorcuğum, bu ekip bize lazım. Müstakbel eşin gelmeden toplantımızı bitirelim hadi.

Doktor, Timur Bey'e resmen itaat etmişti. Hemen derdini anlatmaya başladı. Bizi buraya toplamıştı çünkü bizim ona onunsa bize ihtiyacı vardı. Kemal, panzehirin peşindeydi. Panzehirin kendi kanından elde edildiğini yaptığı araştırmalar sonucu öğrenmişti. Tüm değişenleri 2 ana kategoriye ayırmamızı sağlayan iki çeşit gen varmış. Bu kodlar değiştirici ile çalışırhale geliyor, hastalığa ya da kişiselleştirilmiş yeteneklere dönüşüyormuş. İlginç olan Doktor'da her iki gen çeşidinin de bulunuyor olmasıymış. Kemal'i Doktor yapan bu özellik, hasta değişenlerin tedavisi ve değiştiricinin etkisinin ortadan kalkması için anahtarmış. Anahtarın şeklini tam olarak bilen tek kişi Esenmiş ve o da hiçbir şekilde bu bilgiyi paylaşmıyormuş.

-İnsanlık umurumda değil, ben panzehiri kendim için istiyorum, diyordu Doktor.

Büyük patlamada son şişe panzehir Esen'in vücudunda dağılınca, ak saçlı kadın yürüyen şifa haline gelmiş. Doktor'un yanında çalışan ve Kraliçe'nin tedavisi ile yakından ilgilenen yaşlı bir kadın varmış. Ona göre Esen'in bir damla kanı değiştiricinin tüm özelliklerini ortadan kaldırmaya yetermiş. Hiç aktive edilmemiş gibi... Bu çılgın aşık, sevdiği kadına zarar vermek istemiyordu.

- Bilirsiniz, kimse sevdiğine zarar vermek istemez. Onun bedenine, onun izni olmadan dokunmak çok kötü....

Cümlesini tamamlamakta zorlanıyordu, başını öne eğmiş, boynunu kaşıyordu. Utanmıştı sanırım...

- Ben daha önce ona zarar verdim ve onu sonsuza kadar kaybedeceğimi sandım. Geçenlerde ise herkesin önünde boğazını sıkıp, tehdit ettim onu... O ise benimle evlenmek istedi. Ben ona bir daha dokunamam.

Bir anda neşesi yerine gelmişti. Ayağa kalktı ve ellerini ağabeyimin omuzlarına koydu. Dudakları ağabeyimin sol kulağının yanındaydı.

- Beni bu durumdan kurtaracak olansa senin oğlun ve onun geri zekalı arkadaşları. Çocuklardan birinin özel gücü korktuğu şeylerin başına gelmesi ve bu çocuğun adı Cesur. Duyduğum en saçma şey.

Cesur'un özel gücü mü varmış?! Ağabeyim homurdandı, Doktor ise kıkırdayarak ondan uzaklaştı. Konuşma sırası Timur Bey'de idi.

- Olay şu, Esen bizimkilerin güçlerini elinden almak için panzehire ihtiyaç duyacak. Doktor panzehirin peşinde, biz ise çocukların güçlerini kaybetmemesini istiyoruz. Olay günü panzehiri çalacak, çocukları kaçıracağız. Kraliçe'den aldığımız emaneti ise, eşine vereceğiz. Bundan sonrası aile arasında yaşanacak problemler olur o da bizi bağlamaz, değil mi Doktorcuğum?

Kemal, masada duran havuçlu toplardan birini ağzına atıp, kürdanı ile dişlerini karıştırdı. Sabırla onun cevap vermesini bekledik.

- Hı hı...

"Hı hı..." mı? Gözlerimi devirdim. Bu tepkim onun dikkatini çekmişti.

- Hiç gözlerini devirme şekerparem, istersen sende yiyebilirsin lütfen al bir tane. Beyler sizde yiyin lütfen, iri göz sen tok gibisin sen yemesen de olur!

Burak bugün oldukça sessizdi. Atıştırmalıklardan yemedi. Bir şeyler yiyip, planımızın ayrıntılarını konuştuk. Sabah ezanı okunmuş, bir buçuk saat kadar geçmişti. Tam her şeyi konuştuk derken kapı aralandı. Önde muhteşem elbisesiyle "o kadın", arkasında Oktay, Burak'ın Melisası ve tanımadığım kişiler vardı.

--------------------------------------------------------------------------------------------

*Muhteşem Gatsby: Muhteşem Gatsby, 1925 tarihli F. Scott Fitzgerald romandan sinemaya uyarlanmış olan Mayıs 2013'te vizyona giren film.

Continue Reading

You'll Also Like

2.6M 259K 53
☆YAKINDA KALDIRILACAK☆ Bir yıldız kaydığında hep tek dilek dilerdim... 'Uzaylı istilası istiyorum.' Ve bir uzaylı gelip tüm kalbimi istila etti. O bi...
104K 10.2K 51
Fantastik'de#26. Notata adında ki ilk ve tek kitaptır. Ailesinin yıllardır yaptığı meslekte kendi payını almak için sıra bekleyen Anoc, babasının ya...
13.2K 6.2K 57
Topu topu kaç şiir yaşar ki insan Kaç kez yeniden, yeniden başlar şiirlerde zaman..
YASAK DENEY By 👑

Science Fiction

179K 16.8K 36
Tarih boyunca sadece birkaç kez cesaret edilen ve eşine az rastlanan, insanlık dışı bir yöntemle yapılan dil yoksunluğu deneylerine bundan yirmi iki...