Düzenlendi.
Marinette, okulun duvarına karşı güçlü bir şekilde çarpılmıştı. Kafasına değen tuğlalar yüzünden acı çekiyordu.
"Marinette!"
Kara Kedi , mavi gözlü kıza doğru koşarken bağırdı. Bu sabah bir az acı verici olacak diye düşündü.
45 Dakika önce
Marinette, yanağını not defterinden kaldırdığında, sayfadaki yazılar yüzüne geçmiç bir şekilde kalktı.
"Marinette? Saat kaç?"
Onun kwamisi, Tikki tereddütle sordu. Küçük vücuduyla Marinette'nin omzunun yanına doğru uçtu.
"09:30".
Gerçekler esnemeden önce Marinette'in yüzüne çarptı.
"Ah hayır! Okul zaten başlamış!"
Merdivenleri aşağı inmeden ve ebeveynlerinin hazırladığı yemeği yemeden okula hazırlanmak için odasının etrafında koşuşturuyordu. Çok geçmeden evden ayrılarak köşeyi döndü. Okulun kapısından geçip merdivenlerden yukarı çıkarak , sınıfın önüne geldi. Ağır bir şekilde nefes alırken, en iyi arkadaşı Alya'nın yanındaki koltuğa oturmadan önce kapıyı sessizce açmıştı.
"Yine uyuya mı kaldın?"
Ombré saçlı kız, öğretmen derse devam ederken sırt çantasının arkasında gizlenerek fısıldadı.
"Evet."
Marinette notları kopyalamaya başladı. Alya, notlarına devam etmeden önce mor çantasının arkasından Marinette'in parlak mavi gözlerine baktı. Yaklaşık 15 dakikalık nottan sonra, sınıfın dışından yüksek bir gürültü sesi geldi.
Adrien ve Marinette ikisi de hızlı bir şekilde ayağa kalktığında, sınıfın geri kalanı da onları takip etti. Bir başka gürültü daha çıktığında, ikiside odadan çıktılar. Onların gördüğü manzara korkunçtu.
Siyah kravatlı, kırmızı ve yeşil elbiseli bir adam spor salonunda durmuştu ve hademe yerde yatıyordu. Adam eğilip kulağına fısıldamadan önce kapıcıya dokundu. Kapıcı önce başını salladı ve sakince ayağa kalktı.
Herkes dağılmıştı. Adrien boş bir dolaba yönlenip, beyaz gömleğinin iç kısmını hafifçe çekti.
Onun küçük kwamisi siyah renkte ve yeşil gözlü Plagg gömleğin içinden çıktı.
"Plagg, Pençeler!" Diye bağırdığında küçük kwami, onu Kara Kediye dönüştürmek için gümüş yüzüğe girdi. Kara Kedi sessizce girdiği dolaptan çıktı.
"Hey İş Adamı!"
Akumalıya doğru bağırdı ve onun dikkatini iki kızdan uzaklaştırdı. Gülünç renklerle giyinen takım elbiseli adam, onu bir Kedi olarak görmezden geliyordu. Her şeyi kaydeden Alya'da oraya doğru ilerliyordu.
Adam kolunu salladı, ve Alya'yı vurması gereken güçlü bir hava akımı, en iyi arkadaşını uzaklaştırmaya çalışan Marinette'i vurdu. Marinette acıyla bağırdığında Kedi neredeyse yetişecekti.
"Alya dikkat!"
Onu yerine darbe aldığında arkadaşını zorla kenara çekmişti. Saldırı sayesinde Marinette, okulun duvarına güçlü bir şekilde çarpmıştı. Duvardan aşağıya doğru kaymadan önce kafasını tuğlalarla çarptığı için ağrıyordu.
"Marinette!"
Kara Kedi dört kişinin üzerinden atlayarak hafifce Prensesinin yanına iniş yaptı.
"Prenses, iyi misin?"
Endişeli yeşil gözleri yarı kapalı olan mavi gözlere dikkatle baktı. Rüzgar esiyor ve nefes almakta zorlanıyordu. Sırtının ağrısından dolayı daha önce hiç olmadığı kadar acı çekiyordu.
Genç kız başını salladığında, sendeleyerek nefes alıyordu.
"Sakin ol, sen prensessin. Derin nefes al."
Marinette Kedinin söylediklerini yapmaya çalıştı ve derin bir nefes aldı.
"Ben iyiyim Pisi. Git o akumayı yakala." diye yavaşca söylendi.
Kara Kedi, Marinette'in önünde dövüş duruşunda durdu, ve sopasını çıkardı. Adam diğer çocukları Marinette ve Kara Kediye odaklandığı için unutmuş gibiydi. Hawk Moth'un onunla konuştuğunu gösteren bir işaret olarak, mor parlak kelebek tasviri adamın yüzünün önünde belrmişti.
"Kızı al, Kara Kedi mucizesini verecektir." diye Hawk Moth ona emir vermişti. Kara Kediye saldırmadan önce başını salladı.
Kara Kedi, Marinette önünde en iyi duruşunu sergiledi ancak sonunda acı verici bir saldırıyla diğer tarafa düştü.
Adam, Marinette'i bileğinden tuttu ve onu aynı anda kolundan tuttuğu gibi kaldırdı. Genç kız omuzlarının acıdığını hissettiği için acıyla çığlık attı. Kara Kedinin endişeyle gözleri genişledi. Leydisi neredeydi?
Adamın üzerine saldırmak için yönelerek, sopasını kullanıp ona saldırdı ama akumalı Marinette'i kendi önüne çekti. Kara Kedi soldan saldıracağı sırada kendini durdu. Durdu ve akumalıya baktı.
"Gitmesine izin ver!" diye sinirle tısladı.
Herkes, Kara Kediden yayılan öfkeyi neredeyse hissedebiliyordu ve o sadece en yakın arkadaşlarından birini kötü adamın ellerindeyken sadece izliyordu. Marinette bacağını kaldırarak onu tutan akumalıyı tekmeledi.
Kara Kedi, akumalı kızı serbest bıraktığı an çabucak yakaladı ve boş bir sınıfa geçtı. Kedi bilmeden sırtına dokunduğu için genç kız birazcık acı çekmişti.
"Burada kal."
"Kara Kedi bekle!"
Marinette ona doğru yaklaştı.
"Kravat, akuma kravatın içinde."
Başta kafası karıştı ama sonra anlayarak başını salladı.
"Teşekkürler Prenses." dediğinde yüzünde arsız bir gülümseme belirdi. O gidince Tikki, Marinette'ın cüzdanından uçarak çıktı.
"Tikki, Benekler!"
Tikki, sihirli sözleri duyunca hemen küpelere uçtu ve Marinette'i Uğur Böceği'ne dönüştürdü. Sonunda olay yerine geldiğinde, Kara Kedi sırıttı.
"Leydim, buradasın. Kedi-tastik. Akuma kravatta."
Onunla buluşmak için ona doğru dönerken gülümsedi.
"Güzel iş sergilemişsin"
Daha önceki çarpışmadan sırtındaki acıyı hissettiği için yüzünü buruşturdu.
"İyi misin Leydim?"
Kara Kedi endişelenen gözlerle ona baktı.
"Harikayım."
Bir saldırı onlara doğru gelirken geriye doğru atladılar.
"Şanslı Tılsım!"
Benekli bir ip ellerine düştüğünde , g3nç kız hiçbir şey anlamadan önündeki spor salonuna baktı.
Sonra aklına bir plan geldi.
"Kara Kedi! Kediklizmini kullan!"
Kara Kedi sırıttı. Kediklizmi elinde belirdikten sonra, basketbol direğini devirmek için oraya doğru koştu. Çember akumalının üzerine düştü ve Uğur Böceği onun ellerini şanslı tılsımdan çıkan iple sırtının arkasına bağladı.
Akumalı ipten kurtulmadan önce genç kız kravatı aldı ve yırtdı.
"Artık kötülük yapamayacaksın, küçük akuma!"
Arındırma işlemine başladı. Yakaladıktan sonra beyaz bir kelebeği serbest bıraktı.
"Güle güle, küçük kelebek."
Genç kız bağladığı adamın iplerini çözdükten sonra, orta yaşlı adam ayağa kalktı. Elindeki ipi havaya atarak bağırdı.
"Mucizevi Uğur Böceği!"
Bir sürü pırıltılı pembemsi kırmızı böcek etrafa saçılarak verilmiş hasarın hepsini onarmıştı.
"Çak Bakalım!"
Uğur Böceği ve Kara Kedi, yumruklarını bir araya getirerek her zamanki repliklerini söylediler.
Bipleyen mucizeleri onlara gitme zamanı olduğunu işaret ediyordu.
"Güle güle Kedicik!"
Genç kız olay yerinden çabucak kaçmak için yoyo'sunu kullandı.
"Hoşcakalın Leydim."
Kara Kedi geri dönüşmek için güvenli bir yere saklanmak amacıyla oradan ayrılırken kendi kendine düşünerek odasına indi.
Umarım Marinette iyidir.
________________________
İnstagram: @miraculoustime.tr