''Çağırıcının yüzüne tükürdüm!''
Küçük kız korkuyla önünde var olan tuhaf bir canavara bakarken, aklından dehşet içinde bu cümleyi geçirmişti. Çağırıcı Sınıfını bilmeyen kimse yoktu. En özel sınıflardan biri olan bu sınıf sadece büyük tehlikelerin barındığı yerlerde çok az ihtimalle ortaya çıkardı ki, böyle birisinin kendisini almasından dolayı çekiniyordu.
Üstelik bu kişi normal bir insan boyuna sahip değildi. Sanki kırma bir ırk gibi gözükecek kadar uzundu. Göz bebeğinin olmayışıyla birlikte nereye baktığı anlaşılmasa da, suratında oluşan gülümseme hiç bir şeyden endişe etmediğini belli ediyordu.
------------------------------------------------
''Şimdi sana yapacaklarını söyleyeceğim. İlk olarak bana ismini ve neden köle olduğunu anlatacaksın.''
Leo akademiye geri döndüğünde, herkesin önüne eğilmesini umursamasa da bu kız çocuğu için geçerli değildi. Kendileri akademinin içlerine doğru ilerlerken, herkes onların önünde eğildiği için çocuğun kalbi korkuyla dolmuştu ki, Leo bunu sebebini tahmin edebiliyordu. Yüzüne tükürdüğü kişinin önemli biri olduğunu anladığı için cezalandırılmaktan hatta öldürülmekten korkması olağan bir durumdu. Fakat onu odaya soktuğunda kendi koltuğuna otururken, çocuğa da karşısında ki bir kanepeyi işaret etmesiyle birlikte elini sallamış ve yüzüğünden çıkan bir sürahi ile birlikte bir bardak ve kendi dünyasından getirdiği pişmiş eti önünde belirttiği gibi kızın yemeğe saldırması anında gerçekleşmişti. Leo ise bu süreç boyunca ses çıkarmayarak çocuğun yemeğini bitirmesini beklemiş, en sonunda ise bu cümleyi söyleyip beklemeye başladı.
Kız çocuğu ise karnına dolan yemekle birlikte rahatlarken, kaybedeceği bir şey olmadığını düşünerek anlatmaya başladı.
''Ailem tarafından Terazi Klanına satıldığım için köle oldum. Benim adım Alice. 9 yaşındayım. Ailemin beni satma sebebi ise babamın söylediği gibi parasal sıkıntı. Orta Kıtadan geliyorum.''
dediğinde Leo parça parça anlatılan bu olayları kafasını sallayarak dinlediğinde sadece Orta Kıta'dan geldiğini duyunca şaşırmıştı. Akademi kütüphanesinde ve Mezar'da özümsenmeden önce tüm bilgileri alınan esirleri sayesinde bu dünya hakkında ayrıntılı bilgiye sahipti. Fakat bunu şuan için umursamasına gerek olmadığı için kıza bakarken gözleri soğuk bir bakışla kaplandı.
''Senin gibi küçük bir kıza neden 500 beyaz altın verdiğimi merak ediyorsundur. Bu adam sapık mı? Kötü emelleri mi var? Şimdi seni neden yanıma aldığımı anlatacağım. Ondan sonra ise seninle ne yapacağıma karar vereceğiz. Bildiğin gibi Çağırıcı sınıfına sahip olsam da, aynı zamanda bir Büyücü, Savaşçı, Ejderha Lordu, Avcı, Demirci ve Efsunger sınıflarım da bulunmakta. Ejderha Lordu sınıfını pek kullanmadığım için sadece İyi seviyesinde olsa da, diğer sınıflarımın hepsi Olağanüstü mertebesine ulaştı. Seni yanıma almamın sebebi ise açık arttırmada sergilediğinde nefret ve öfke aurası. Senden uzakta olmama rağmen bu aurayı kalın bir şekilde saldığından dolayı beni etkiledin. Sana teklifim ise şu. Bu kıtayı yakın zamanda terk edecek olsam da, benim adıma burayı yönetecek birisi gerekiyor. Bu yöneticinin ise güçlü olması çok önemli ki, buda seni eğiteceğim anlamına geliyor. Aileni unut ve benim çocuğum ol. Bende seni bu dünyada zirveye ulaşman için gereken her şeyi hazırlayayım. Seni yeterince eğittiğim zaman sana Çağırıcı ve Ejderha Lordu sınıfını vereceğim. Bir tane de istediğin bir evcil hayvanı.''
derken oldukça ciddi gözüküyordu. Çünkü gerçekten bunu yapacak güce sahipti. Dış Kıta oldukça zayıf olduğu için Leo bu kıtada istediğini yapma hakkına sahip olsa da, bu durum Orta ve İç kıtalarda geçerli değildi. Orada bulunan herkes yıldız enerjisi ile gelişiyorlardı ki, Alice'in bile bu aurayı yayma sebebi Orta Kıta'da doğmuş olmasıydı.
Alice ise kalbinin heyecanla teklemesini umursamadı. Bu kadar fazla sınıfa sahip olmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. Kimse bu adama karşı koyamazdı. Savaşçıların en büyük korkusu Büyücülerdi. Büyücülerin en büyük korkusu ise Savaşçılardı. Bilinen tüm sınıfların bir dezavantajı bulunurken, bu adam hem Çağırıcı hem de Ejderha Lorduydu! Ejderha Lordunu çok fazla işitmişti. Hem büyücü hem de savaşçı olan yegane sınıf...
Üstüne üstlük karşısında duran bu kişi kendisine güç vereceğini ve Çağırıcı ile Ejderha Lordu sınıfıyla birlikte bir evcil hayvan vereceğini söylüyordu ki, böyle bir şeyi kim kabul etmezdi ki?
''Kabul ediyorum.''
dediği anda Leo'nun yüzünde oluşan gülümsemeyle birlikte elini salladığı gibi Alice'in üzerini saran bir cüppe ve parmağına giren bir boyutsal yüzükle birlikte
''İyi o zaman. Şimdi beni takip et ve yeni hayatına ilk adımı at.''
----------------------------------------------------
''Öğrencilerim. Sizleri buraya toplamamın tek bir sebebi var. Kızımla tanışmanızı istemem. Alice Clast. Kim ki ona zarar vermeye çalışırsa, Ejderha Lordu olarak onu ve soyunu katledeceğimi ilan ediyorum. Benim özel eğitimime girecek ve tek çırağım olacak.''
Leo bir platform üzerinde dururken, yanında ki küçük kızı göstererek bu kelimeleri söylediğinde öğrencilerin gözleri şaşkınlıkla açılırken, Alice'in utandığını belli eden kırmızı yüzüne çevrilmişti. Küçük kız üzerine oturan cüppesiyle birlikte siyah saçları ve tombul yanaklarıyla oldukça sevimli gözükse de, bundan sonra kimse ona küçük bir kız gibi davranamazdı. Ejderha Lordu'nun çocuğuna İmparator bile karışamazdı. Üstüne üstlük zaten Ejderha Lordu sadece öğrencileri değil, aslında tüm insanlığı tehdit etmişti ki, bunun ne gibi sonuçlar doğuracağı bilinmese de onun şimdi karşılarına bir çocukla çıkmasını garipsemişlerdi.
''Bugün kızımın şerefine ordu savaşı yapacaksınız. Ona ne kadar güçlü olduğunuzu gösterin!''
dediği anda kimse yakınmaya fırsat bulamadan Leo elini sallamasıyla birlikte devasa bir ogre ordusu arkasında belirirken, havada griffinlerden oluşan bir bulut vardı. Elini bir kez daha sallarken, canavarları kükreyerek öğrencilerine saldırırken öğrencileri korkusuz bir şekilde tekniklerini açığa çıkarmışlardı bile.
''Bu kişiler benim ayda 1 hafta eğittiğim kişiler olmalarına rağmen şimdiden Kristal Vücutlarını uyandırmayı başardılar. Senin ise bu eğitimlerden çok daha farklı bir eğitimin olacak. Çünkü iki sınıfın için de vücudunu hazırlamalıyız.''
dediğinde gözlerinde parlayan ışıkla birlikte Alice sadece yutkunabildi. Aklında ise tek bir soru oluşmuştu.
''NASIL BİR HATA YAPTIM!?''