Taehyung saate baktı. Favori şovuyla eğlenen Jungkook'da gözlerini gezdirdi.
Saat on ikiyi gösteriyordu ve Taehyung yerinde doğruldu.
"Sikeyim seni! Bugün bana ne yaptıysan hepsini sikeyim! Tekrar sikeyim seni üstelik kazağı giymeye devam ediyorum bu yumuşak!"
Ayağa kalkıp evden çıktı. Gittiği yere bakmıyordu ve birden takılıp düştü.
"Ne halt ediyorsun?! DUKE!"
Pantolonunu silkeleyip kalkarken iğrenmiş görünüyordu.
"Taehyung neden gidiyordun?
Jungkook kapıda şaşkınca duruyordu.
"Çünkü gün bitti seni pezevenk!"
"Ah, şu diğer şeye bağırma sebebin bu yani?"
Taehyung gözlerini devirdi.
"Teknik olarak sen uyuyana kadar gün bitmiş sayılmaz. En azı dan annemin bana söylediği bu."
Jungkook aşağı doğru adımladı. İki köpeğe göz atarak tabii. Ve Taehyung'u kucakladı.
"İndir beni, seni vahşi bok turtası!"
"Ne dedin bana?!"
Jungkook içeri geçip odasına doğru adımlarken kahkaha attı.
Taehyung nereye girdiklerini farkettiğinde daha çok kıpırdanmaya başladı.
"Hayır! Bırak eve gideyim! Senden nefret ediyorum sikik hindistan cevizi kafalı!
Jungkook, elbette sırtındaki zayıf yumrukları görmezden gelerek odasına girdi. Taehyung'u yatağa attı.
Hızla tişörtünü çıkarıp ışıkşarı kapattı ve yatağa zıpladı.
"Tişörtsüzsün"
"Öyleyim."
"Rahat değilim."
"Rahatla."
Taehyung kaşlarını çatıp, Jungkook'un burnunu sıktı.
"Gitmeme izin ver seni yan yatmış muz. Beni burada tutmaya hakkın yok."
Jungkook kıkırdayıp, Taehyung'a daha sıkı sarıldı.
"Seçeneklerin uyumak ya da becerilmek, hangisini istersin?"
Taehyung katı bir şekilde devam etti.