Arabanın bile sığamayacağı bir sokağa girdiğimde yüzümde gülümseme oluştu.
Belki de sugadan uzak durmak en iyisidir.ne biliyim daha beni seviyor mu onu bile bilmiyorum?
Yaptığımız şey iğrenç bir şey gerçekten.ilkimi aldı evet ama bedenim ve ruhum bu konuda çok rahatsız.
Eun-ji'yi de bıraktım orda şu an belki de ağlamaktan gözleri şişmiştir yada hiç bir şeyden haberi yok.
Offf çok can sıkıcı bu konular.
Çalan telefonumun sesiyle ellerimi cebime götürüp telefonu aldım.ekrana baktığımda ise bu kişinin eun-ji olması beni biraz mutlu etmişti.bazen canımı sıkıyor ama ben bunca yaptığı şeylere rağmen onu çok seviyorum.annem gile ne zaman sinirlenip evden kaçsam beni bir şekilde bulup evine götürdü.
Aramayı onaylayıp telefonu kulağıma götürdüm.
"Tanrı aşkına nerdesin sen!!! Gecenin bu saati evi bırakıp gitmek de neyin nesi?"
"Ben üzgünüm...ben daha gelmeyeceğim Kendinize iyi bakın görüşürüz."
"Hey he-"
Eun-ji cümlesini tamamlanmadan telefonu kapattım.biliyorum bu yaptığım çok saçma ama ne yapabilirim.başka çarem yok en iyisi sugadan uzak bir yer.
Telefonum tekrardan çalmaya başlayınca sessize alıp cebime koydum.
.
.
.
.
Kendime bir bilet aldıktan sonra ilk uçakla busan'a gidecektim ama ondan önce bir günlük bir otelde kalmam gerekiyor.
%%%%
Otelin önüne gelince dönen kapının içinden geçip yavaş adımlarla kapının yakınlarında duran orta yaşlarda ki bayanın yanıma gittim.
"Merhaba ben bir günlük tek kişilik bir oda alabilir miyim?"
"Tabi......9793. oda "
"Teşekkürler"
Anahtarı alıp asansöre doğru yürümeye başladım.bindikten sonra 9793.kata basıp yukarı çıkmaya başladım.
Asansörün kapısı yavaşça açılınca bıkkınlıkla asansörden inip odama aramaya başladım.dar bir koridor sonunda en son kapı olan odanın kapısını açıp odaya girdim.daha çok siyahın yer aldığı odada loş bir ışık odaya başka bir hava katıyordu.
Çantamı yatağın üstüne koyup boş kalan yerine kendimi attım.artık yeni bir hayata başlamanın tam zamanıydı.
Telefonumu montumun cebinden çıkarıp kilidini açtım.ekranda yazan bildirimlerle telefonu sessiz modundan çıkarıp bildirimleri açtım.
5 arama 8 mesaj vardı . aramaların 1'i jungkook 2'si eun-ji,2'si de sugadan'dı.mesajlarin hepsi ise sugadan'dı .
Mesajlara girip okumaya başladım.
"Tanrı aşkına nerdesin sen?"
"Aramaları neden yanıtlamıyorsun."
"Nerde olduğunu söyle gelip seni alacağım"
"Eunji'nin halini bir görsen ağlamaktan gözleri Kıp kırmızı oldu"
"Bak yaptığım şeyler çok saçmaydı biliyorum ama lütfen gel"
"Mesajlarıma cevap ver hyun-ji!!"
"Tamam seni bulacağım"
Son yazdığı şeye gülüp ekranı izlemeye başladım.ne kadar salak bir kızım.
Ama sana bir şey diyim.beni hiç bir zaman bulamayacaksın min yoongi.
Montumu çıkarıp yatağın içine girdim ve bir daha uyanmamak üzere gözlerimi kapattım.
%%%%%%
Sabah hiç olmadığı kadar erken uyanmıştım.saat 06:20 'yi gösterirken ben bu saatte uyanmıştım.ne yapacaktım şimdi.en iyisi hava alanına gidip ilk uçakla busan'a uçmaktı. Yataktan hızlıca kalkıp üzerini örttüm ve montumu üstüne giyip odadan çıktım. Döner kapıdan bu sefer çıkmak için geçtim.dışarı çıkmamla soğuk havanın yüzüme vurmasına sövmeye başladım.bu hava hangi ara bu kadar soğuk olmuştu.
Atrafımda taksi var mı diye göz gezdirirken gözüme çarpan siyah araba ile şok oldum.bu araba suganın arabasıydı.arabanın kapısı açılınca içinden inen suga ile koşarak olduğum yerden uzaklaşmaya çalıştım. Bir taksi görmekle koşarak kapıyı açtım ve bindim .
"Şey hemen SEOUL NEW hava alanına götürür müsünüz?"
"Olur."
Araba ilerlemeye başlayınca derin bir nefes aldım.anlaşılan bu gün bayağı yorucu bir gün olacak.
Hava alanına gelince parayı ödeyip taksiden indim. Uçakların adına bakmaya başladım.
"Busan uçağımız kalkmaktadır lütfen bütün yolcularımız yerlerini alsın."
Duyduğum sesle hemen koşarak busan uçağına yetiştim.25 numaralı koltuğa oturup kulaklığımı taktım.
.
.
.
.
.
.
.
2-2,5 saatlik yolculuğun sonunda busan'a iniş yapmıştı uçak.
(2 hafta sonra)
Yeni bir ev tutmuştum.ve yeni bir iş barman'dim ama işte çok para vardı.geride bıraktığım üçlüden bir haber yok annemi babamı sayımıyorum bile.
Çalıştığım bar gayet güzel bir yerdi.genelde kız gelirdi ama onlarda niye gelsin ki başka hepsi benimle aynı vaziyette.bir kız var her gün geliyor.güzel bir kız hemde çok güzel.barda bana emanet bende iki yaş büyük ama benim kardeşim gibi.
Hatırladığım kadarıyla erkek arkadaşından ayrılmış.
Yine har zaman ki gibi bardakları siliyor içki isteyene içki veriyordum.iş biraz kötü ama olsun alıştım.
Kapıdan yine o kızın girmesiyle yüzüme samimi bir gülüş yerleştirdim.bu kız cidden sakin bir kızdı bazıları içer içer çıkar sahneye hayvan gibi dans ederdi ama bu sadece ölesiye içer geri giderdi ara sıra ise benimle derin bir sohbete girerdi.
Karşımda ki sandalyeye oturup çantasını masanın üstüne koydu.
"Nasılsın"
"Her zaman ki gibi"
"Bir bardak wheskey versene"
"Ağır değil mi?"
"Değil "
Bardağa wheskey koyup önüne doğru sürükledim.eline alıp bir dikişte bitirmişti.kendini içkiyle rahatlatıyor.ben ne diyebilirim ki.
"Bir tane daha"
Bir bardak daha doldurup önüne sürükledim.
"Çok seviyorum onu"
Bir yandan içiyor bir yandan ise aşk acısı çekenler gibi söyleniyordu.
"Hemde tahmin edemeyeceği kadar çok seviyorum"
"Ama bana dönmüyor"
"Onu çok özledim "
Dirseklerimi masaya dayayıp onu dinlemeye başladım.
"Biliyor musun geçen üstünde bir kızla gördüm."
"Kalbim dayanamadı.gözlerimin kör olmasını istedim.orayı yıkıp dökmek istedim.o kızı öldürmek anasından doduğuna pişman etmek istedim.ama ağzını açıpta hiç bir şey diyemedim.bedenimi oynatıp ta iki adım yürüyemedim."
Aslında bahsettiği oğlan her gece buraya geliyordu kızı seviyordu ama o da yapamıyordu.ve ben karşımda aşk acısı çeken kıza ağzımı açıpta"o her gün buraya gelip senin için içiyor"diyemiyorum.
"Bir tane daha verir misin?ama bu seferki büyük bardakta olsun"
Kafamı sallayıp en büyük bardakla en ağır wheskey'den verdim belki bunu içerde daha içmez diye.parasını ödemiyordu
Zaten verse bile almam.biriktirdiğim paranın üstüne biraz daha para ekleyip barı alacağım ve bu kızıda yanıma çalışan olarak alacağım.
Kızın anlattıkları karşısında ben hiç bir şey diyemiyordum.kızda sorgulamıyordu niye konuşmuyorsun diye.
"Neyse ben gidiyorum bay bay"
Çantasını masadan alarak kapıya doğru yürüdü.hala sarhoş olmamıştı.kolundan tutup kendime çevirdim.
"Eve gidince beni ara olur mu?"
"Olur"
Sarılıp yanağına bir öpücük kondurdum.o sevgiye muhtaç bir kızdı ve bende elimden geldiğince ona sevgi gösteriyordum.
Kızın kollarında anlamlı dövmeler vardı.iki iç gün önce bende kollarıma dövme yaptırmıştım.
Kızın sırtında bir yazı vardı ingilizce.dovmesini sadece bana göstermişti.
Your love that you burned as fire you left only ashes is my heart.(senin ateş diye yaktığın aşkın benim kalbimde sadece küllerini bıraktı)
......................................
Saat 00:49'u gösteriyordu.bar doluydu ama sessizdi.zaten geceleri hep böyle oluyordu.kapının açılma sesiyle kafamı kafamı çevirdim.yine o oğlan gelmişti.
(Bu arada kızın adı Soo he ,oğlanın adı yoon he.)
Karşıma oturup kafasıyla selam verdi.
"Hoş geldin"
"Hoş buldum.... şey soo he...geldi mi?"
"Bunu sormak yerine niye birlikte olmuyorsunuz."
Kafasını eğip sessizliğini korudu.
(Yazarın ağzından)
İkiside çağresizdi.bir araya gelmeden ikiside bir şey yapmıyordu.barman ise onların bu hâline üzülüp kendini yoruyordu.
"Bir bardak wheskey versene"
Barman duyduğu soru karşısında biraz şoka girmişti çünkü kız da aynı soruyu sormuştu.barman ise kıza
Sorduğu sorunun aynısını sordu.
"Ağır değil mi?"
"Değil"
Barman arkasını dönüp kıza verdiği en son wheskey'den doldurup verdi.oğlan ise barman'in sevineceği cümleleri ağzından sarfetti.
"Çok seviyorum onu"
"Hemde tahmin edemeyeceği kadar çok seviyorum"
"Ama bana dönmüyor"
"Onu çok özledim"
Barman kız kahkaha atmaya başladı.oğlan ise anlamamış bir ifade ile barman'i izledi.
"Sana bir şey diyim mi?Soo he de aynı şeyi söyledi."
"Ne?nasıl yani ?"
"Sana yemin ederim aynı şeyleri Soo he de söyledi. Sen onu seviyorsun o da seni seviyor birlikte olun artık"
Oğlan hala susuyordu.barman ise bu iki genci birleştirmeye kararlıydı.
Bu bölüm pek içime sinmedi ama umarım beğenirsiniz
Okuduktan sonra "★" işaretin üstüne basmayı unutmayın.
Bye bye.