Gaia

By ercanercig

141K 13.5K 1.5K

GAIA #Wattys 2018 yarışmasında "Hikaye Ustaları" kategorisinde ödül almıştır. Akıcı, sürükleyici, heyecan dol... More

GAIA Tanıtım
1. Kısım GAIA Bölüm 01
1. Kısım GAIA Bölüm 02
1. Kısım GAIA Bölüm 03
1. Kısım GAIA Bölüm 04
1. Kısım GAIA Bölüm 05
1. Kısım GAIA Bölüm 06
1. Kısım GAIA Bölüm 07
1. Kısım GAIA Bölüm 08
1. Kısım GAIA Bölüm 09
1. Kısım GAIA Bölüm 10
1. Kısım GAIA Bölüm 11
1. Kısım GAIA Bölüm 12
1. Kısım GAIA Bölüm 13
1. Kısım GAIA Bölüm 14
1. Kısım GAIA Bölüm 15
1. Kısım GAIA Bölüm 16
1. Kısım GAIA Bölüm 17
1. Kısım GAIA Bölüm 18
1. Kısım GAIA Bölüm 19
1. Kısım GAIA Bölüm 20
1. Kısım GAIA Bölüm 21
1. Kısım GAIA Bölüm 22
1. Kısım GAIA Bölüm 23
1. Kısım Sonu GAIA Bölüm 24
2. Kısım NEXA Bölüm 01
2. Kısım NEXA Bölüm 02
2. Kısım NEXA Bölüm 04
2. Kısım NEXA Bölüm 05
2. Kısım NEXA Bölüm 06
2. Kısım NEXA Bölüm 07
2. Kısım NEXA Bölüm 08
2. Kısım NEXA Bölüm 09
2. Kısım NEXA Bölüm 10
2. Kısım NEXA Bölüm 11
2. Kısım NEXA Bölüm 12
2. Kısım NEXA Bölüm 13
2. Kısım NEXA Bölüm 14
2. Kısım NEXA Bölüm 15
2. Kısım NEXA Bölüm 16
2. Kısım NEXA Bölüm 17
2. Kısım NEXA Bölüm 18
2. Kısım NEXA Bölüm 19
2. Kısım Sonu NEXA Bölüm 20
3. Kısım GAIA Bölüm 01
3. Kısım GAIA Bölüm 02
3. Kısım GAIA Bölüm 03
3. Kısım GAIA Bölüm 04
3. Kısım GAIA Bölüm 05
3. Kısım GAIA Bölüm 06
3. Kısım GAIA Bölüm 07
3. Kısım GAIA Bölüm 08
3. Kısım GAIA Bölüm 09
3. Kısım GAIA Bölüm 10
3. Kısım GAIA Bölüm 11
3. Kısım GAIA Bölüm 12
3. Kısım GAIA Bölüm 13
3. Kısım Sonu -FİNAL- Bölüm 14
Sizin Düşünceleriniz

2. Kısım NEXA Bölüm 03

1.8K 207 9
By ercanercig

Gizemli tepeden ordu sınırlarının dışına çıkacak, daha sonra da evlerimizde sonlanacak kısa yolculuğumuz sırasında, zorlu bir görevin adayları olarak, daha fazla zaman kaybetmeden, hatta sabah Savaş Merkezi'nin önünde yapmamız gereken şeyi yapıyoruz. Tanışıyoruz...

Bizi bir araya getiren şartların ciddiyetini benimsemiş olsak da, kendimizle ilgili iyi intiba uyandırmaya çalışarak gülümsüyoruz. İnsanların birbirlerini tanımasının kısa bir yürüyüşe sığdırılamayacağının farkındayız ama bir yerden başlamadan bir yere varılamayacağını da biliyoruz. Minla ile ilgili asla başaramadığım şeyi en azından burada yapabiliyorum. Bu da bir gelişmedir... Kim bilir, günün birinde belki Minla'yı da tanımayı başarırım.

Eve ulaştığımda beni karşılayan Meli'ye onu sevdiğimi söylüyorum. Evet, az önce bir robota onu sevdiğimi söyledim. Eve gelmek için bindiğim hava aracından bu yana içimde dizginleyemediğim heyecan öyle büyük ki... Sanırım bilincim bugün öğrendiğim, belki de geleceğimi değiştirecek bilgilerden korkmak yerine, onları heyecana dönüştürüyor. Ordu adına hizmet etme şansı bulmanın heyecanı, önemli bir göreve gönderilecek bir takımın üyesi olabilme ihtimalinin heyecanı, kendi gezegenim Nexa dışında yeni bir gezegen görebilme ihtimalinin heyecanı...

En yakınımdaki insanlar olan ailem, Peneks ve platonik aşkım olmaktan öteye geçememiş Minla bir türlü aklımdan çıkmıyor. Peneks ve Minla şu anda akademide, ailem de işte olduğu için, sahip olduğum sınırlı zamanı olabildiğince iyi değerlendirmeye çalışarak, kişisel eşyalarımı organize ediyorum.

Diş kapsülüm, saçımı ve yüzümde yeni yeni oluşmaya başlayan sakallarımı kesmek için programlayabildiğim eski model yüz şekillendirici maskem, galaksimizdeki parlak güneşin gözlerimiz için zararlı ışınlar yaydığı saatlerde üstlendiği koruyucu görev hariç, kitap okumak ve insanlarla iletişim kurmak dışında çok da işime yaramayan düşük model gözlüğüm, yedek üniformam, pijamam... Başka bir şey kaldı mı? Bir şeyleri atlamış olabilir miyim? Orada, iç çamaşırı dışında sivil bir kıyafet giyebileceğimizi düşünmediğimden, yanıma alınacak başka bir şey aklıma gelmiyor.

Evimden uzak geçireceğim on gün için eksik bir şey kalmamasına odaklanmışken, ailemin küçükken duyduğum ilgiye dayanamayıp, on ikinci yaş günümde bana hediye olarak aldığı oyuncak yıldız kruvazörü gözüme takılıyor. O gün yaşadığım mutluluğu hala unutamıyorum. Tek elime sığacak kadar küçük olan oyuncağın, eskiden sürekli yaptığım gibi üzerindeki düğmesine dokunuyorum ve yıldız kruvazörüm odamın içinde uçmaya başlıyor. Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen hala bir yerlere çarpmamasını sağlayan sistemleri çalışıyor, hala sapasağlam... En sevdiğim, hatta tek sakladığım, yeri başköşem olan oyuncağımın havada uçarken çıkardığı vızıltı, çocukluk anılarımın canlanmasına neden oluyor. Her biri aklıma geldiğinde gülümsüyorum ve beni bugünkü halime getiren, böyle önemli bir görev için seçmelere katılmamı sağlayanın geçmişim olduğunu düşünüyorum.

Anne, baba, size şu an için bir şey söyleyemiyor olsam da, umarım sonunda oğlunuzla gurur duyarsınız. Sonunda, karşılık beklemeden hayatımın her anında hep yanımda olduğunuz için, önemli bir şey yapma, belki de bir fark yaratma fırsatı yakalayabileceğim...

Eve ilk olarak gelen babamı, ondan kısa bir süre sonra da annemi kapıda karşılıyorum ve günlerinin nasıl geçtiğini soruyorum. Benden bu tarz bir ilgi görmeye pek alışık olmadıkları için, yüzlerinde oluşan şaşkınlığı gizleyemiyorlar. Beraber biraz zaman geçirip havadan sudan konuştuktan sonra, her ikisini de karşıma alıp Komutan Kall'ın bizden istediği şekilde, on gün boyunca akademide olacağımı söylüyorum. Bununla kalmayıp, eğer yeterlilik ölçümlerinde başarılı olursam, bunun benim için önemli bir fırsat olduğunu da ekliyorum.

Neden böyle bir şey yaptım şimdi? Onlara neden durduk yere umut verdim? Sanırım, gerçekten yaşanacak olan ve aileme anlattığım tamamen yalan olan arasındaki tek bağlantı, her ikisinin de benim için fırsat olması. Benimle gurur duyun olur mu?

Beni büyütüp bu halime getiren insanlar, söylediğim yalanın ardından sırayla sarılıp beni tebrik ediyorlar. Ailemle beraber yediğim akşam yemeğinin ardından Peneks'le görüşmek için simülasyon odasına gidiyorum. Arkadaşımla bağlantı kurmak için gereken komutları, odadaki masanın kendisine özel bilgisayarına girdikten sonra, Peneks'in yanımda belirmesi çok da uzun sürmüyor.

Bağlantı kurulur kurulmaz Peneks ağzını öyle bir açıyor ki, onu durdurmak için bir düğme olsa da bassam diye düşünüyorum. "Bugün niye yoktun? Neredeydin? Bir şey mi oldu? Neden bana anlatmıyorsun?" ve bunun gibi bir sürü soruya son vermek amacıyla, aileme söylediklerimin aynısını ona da söylüyorum. Ancak karşılaştığım tepkinin az öncekiyle ilgisi yok. Ailem, onlara anlattıklarımdan sonra beni tebrik ederken, aynı cümlelere Peneks'in tepkisi "Sen beni aptal mı sandın?" oluyor. "Akademide ne zaman böyle bir uygulama olmuş? Gelecekteki keşif görevleri için yeterlilik mi ölçeceklermiş? Sen onu benim kıçıma anlat tamam mı? Ben beraber büyüdüğüm insanı yeterince iyi tanıyorum ve o insan, iki gün önce eğitim salonunda, yanına bile yaklaşamayacağımız bir rütbeliyle tek başına konuşuyor. Sonrasında bize, yok dedesiyle ilgili bir yazıda onun fikrini sormuşlar gibi saçma sapan bir bahane uyduruyor. Derslerini asla ihmal etmeyen aynı insan, bir gün boyunca hiçbir derse girmiyor. Neler karıştırıyorsun bilmiyorum ama, eğer gerçekten dostun olduğumu düşünüyorsan bana anlatırsın. O zamana kadar..."

Arkadaşım çok kızmış olacak ki, daha cümlesini tamamlamadan bağlantısını kesiyor. Neden bu kadar zeki olmak zorunda? Onu çok seviyorum ama şu anda ona gerçekleri anlatmam mümkün değil. Kısa boylu, çelimsiz görünümünün arkasında sakladığı gücü, sadece onu yakından tanıyanların bildiği ve en önemlisi de, ihanete asla hoşgörü göstermeyen sevgili arkadaşımı nasıl geri kazanacağım? Peneks'le geçmişte yaşadığımız sorunların hiçbirinin nedeni ondan bir şeyler gizlemem değildi. Kendimi çok kötü hissediyorum...

Sürekli uyanıp tekrar uykuya daldığım kötü bir gecenin ardından kendimi, Lanila'nın bizimle buluşmak istediği yerde ve saatte, diğerler adaylar ile birlikteyken buluyorum. Yol boyunca aklımda dönüp duran düşünceler nedeniyle, adeta bulunduğum yere ışınlanmışım gibi hissediyorum. Lanila bizi kısa bir süre beklettikten sonra, sanki bir anda var olmuş gibi yanımızda beliriyor. Federasyonu oluşturan gezegenleri koruyan gizlenme teknolojisinin, içinden geçmek isteyeni bayıltan koruyucu bir sistemle birleştiğini, eğitmenimizin orada gözden kaybolduğunu ilk gördüğümde anlamıştım. Nasıl çalıştığını biliyor olsam da, bu durumu her gördüğümde bana bir çeşit sihir gibi geldiği gerçeğini değiştirmiyor.

Lanila'nın gözlerini üzerimizde gezdirmesinden, herkesin burada olup olmadığını anlamaya çalıştığını fark ediyorum. Kendince emin olduktan sonra, sadece on gün için geçerli olduklarını belirterek giriş kartlarımızı dağıtıyor. Bu işlemi bitirmesinin ardından, keskin bir ifadeyle hazır olup olmadığımızı soruyor. Sanki hazır değilim desem bir şey değişecek...

Anladığım kadarıyla giriş kartlarımızın üzerindeki bir çip sayesinde, karşımızda bulunan iki katlı küçük binaya ulaşmak üzere sırayla güç alanının içinden geçiyoruz. İçeride bizi bekleyen sürprizi gördüğümde, bu duyguyu paylaştığım diğerleri gibi şaşkınlıktan dilim tutuluyor.

Dışarıdan gördüğümüz ve aslında gerçekleri gizlemek için kullanılan bir halüsinasyondan ibaret olan iki katlı mütevazi binanın yerinde devasa bir üs bulunuyor. Neredeyse güç alanıyla aynı çapa sahip üssün ilk fark ettiğim özelliği ise, yer altına doğru, ucunu bulunduğum noktadan göremeyeceğim kadar derinlere inmesi. Lanila bizi rahatlatmak için "İlk gördüğümde bende sizin şimdiki halinizden farksızdım. Beni takip edin, size kalacağınız yeri gösteriyim," dedikten sonra, hepimiz silkinip kendimize gelmeye çalışıyoruz. Ancak bunu başarmak ne yazık ki o kadar kolay değil...

Aşağıya doğru baktığımda birçok platform, bütün üssü saran balkonlar, küçüklü büyüklü savaş gemileri ve daha ne olduklarını bile bilmediğim birçok makine görüyorum. Peki ya silahsızlanma... Ordunun azaltılması... Bu üssün yasal olup olmadığı sorusunun aklımdan geçmemesi pek mümkün değil.

Lanila onu takip etmemizi söylüyor ve hemen yanımızdaki, üsse ait tek girişin bulunduğu büyük odadaki dört asker, üstümüzü arayıp çantalarımızı didik didik ediyor. Diğerlerinin yanlarında getirdiği reçetesiz birkaç ilacı saymazsak, bu aşamayı da sorunsuz atlatıyoruz. Bizi aşağıya indirecek dev asansöre bindiğimizde düğmelerin üzerinde yazan kat sayısını görüyorum ve az önce heyecana dönüşen şaşkınlığım daha da artıyor. Yüz yirmi sekiz... Yüz yirmi sekiz mi?

Ayaklarımızı bastığımız zemin dışında her tarafı şeffaf olan asansör, Lanila'nın bizim ardımızdan kabine girerken bastığı kat olan on dörtte duruyor. Kısa ve dar bir koridorda devam eden yolculuğumuz, küçük bir yatakhaneye ulaştığımızda sonlanıyor. Ben daha etrafa bakıp tam bizim sayımız için hazırlanmış ranzaları yeni fark etmişken, Lanila söze girmekte gecikmiyor. "Dolaplara eşyalarınızı yerleştirdikten ve nerede yatacağınıza karar verdikten sonra otuzuncu kata gelin. On beş dakikadan fazla sürmesin! Lavabolar ve duşlar bitişikte... Kullanacağınız asansörün ise nerede olduğunu biliyorsunuz. Diğer asansörleri yetki seviyeniz artmadan kullanamazsınız." 

Continue Reading

You'll Also Like

5.9K 361 112
Dünyanın üçüncü dünya savaşının eşiğinde olduğunu düşmüş bir melekten öğrenen Mürsel, kendisinin de bu eşikte bir rolü olduğunu bilmeden yaşam mücade...
256K 29.3K 51
psk üyeleri ve onların psk üyeli çocukları.
1.9K 372 50
Binlerce yıldır bükücüler tarafından muhafazasının üstlenildiği karanlık diyar hiç beklenmedik bir anda açılır. Bükücülerin yeniden kapıyı kapatmak v...
89.7K 10.2K 73
Wattys 2018 "Dünya Kuranlar" kazananı! Bir evren hayal edin: İçerisinde düzinelerce galaksinin bulunduğu, rengârenk yıldızların sonsuz karanlıkta pa...