Geri Vites // Boy×Boy

Von QueenWitchZaya

486K 37.2K 8.6K

Behlül Utku ve onun çıkmazı 2. Kitap Aşkımcım'ın yan hikayesidir. Teksting Mehr

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
45
46
47
Final

44

10.1K 687 97
Von QueenWitchZaya


Medya: Mithat Can Özer- Ateş Böceği

**

 Kollarımdaki çocuğun saçlarını kokladım.

 ''Yine başladın." Dedi kıkırdayıp. Bende güldüm. 

 İki saattir sarılıp yatıyorduk. Halının üstünde olmak bile umrumuzda değildi. Yani benim değildi ama Çınar bu konuda ne düşünüyordu bilmiyorum.

Saçlarını tekrar koklayıp bana bakmasını sağladım. "Kokunu çok seviyorum!"

Kocaman gülümsedi. Ağlamaktan şişen gözleri tamamen kaybolunca onları öpmekten alamadım kendimi. Çınar'a ne kadar dokunursam dokunayım, ne kadar koklarsam koklayayım yeterli gelmiyordu.

  Kafasını boynuma gömüp öpücük kondurdu. Tüylerim diken diken olurken kendimi biraz geri çektim.

"Eğer buna devam edersek Ceren'in evinde hiç hoş şeyler olmayacak." Dedim.

Ne demek istediğimi anladığında kahkaha attı. Sesi kısıktı. Çok yorulmuştu. Çok yorulmuştum. Ama geçip gitmişti işte.

"Bence benim eve gitmemiz daha iyi olacak gibi" Yanakları kızarırken gülümsemem büyüdü. İyiki arabamla gelmişim.

Ayakta dikilirken ona montunu giydirdim. Yahu üzerine hala iki beden büyüktü bu mont ama onu nasıl bu kadar tatlı gösterebiliyordu aklım almıyordu. Fermuarını çektim. "Ellerini de ceplerine koy dışarısı soğuk."

Dediğimi anında yaparken gülümsedim.

Kendi kot ceketimi giydikten sonra kapıdan çıkmaya hazırdık.

Ateşli bir adam olduğum için pek üşümüyordum. Ama bunu asla Çınar'a söylemezdim. Benimle ölümüne dalga geçebilirdi.

  Evin önüne geldiğimizde çoktan uyuklayan çocuk gözlerini açmıştı.

Hâlâ konuşulacak şeyler vardı ama konuşmak istemiyordum. Onu yeniden kırmaktan ölesiye korkuyordum.

Üstelik o beni çok uzun süredir seviyordu be!

O an idrak edemedim ama resmen bana platonikmiş!

Canım sevdiğim ağacım beni sevdiği halde ne güzelde süründürmüştü! Böyle bir şeyin ihtimali asla aklımın ucundan bile geçmezdi.

Göğsümde halay çeken kelebekler sırıtmak istememe neden oluyordu.

"Behlül ben daha önce sana öyle kötü davrandığım için üzgünüm. Aşırıya kaçtım.

Geçen gecede kıskanınca abarttım. Özür dilerim.

Ama asla arkandan iş çevirmek değildi amacım.

Sadece seninle konuşmak istemiştim."

Onun hala kafaya taktığını görünce gülümsedim. "Geçti gitti. Üstelik şöyle bir düşününce eğer o olanlar olmasaydı ben hayatımın aşkına nasıl kavuşurdum.

Bazen hatta çoğu zaman düşünmeden konuşabiliyorum. Bunun için üzgünüm.

Özür dilerim."

Usulca bana uzanıp beni öptü.

Bu konuşmayı onun odasında gerçekleştirmemiz çok iyi olmuştu.

Ona anında karşılık veren duraklarım yanıyordu. Onun ateşi beni yakıyordu.

Kalbim yeniden hızlanmaya başlarken onun üzerine biraz daha eğilip yatağa uzanmasını sağladım.

Elleri dağınık saçlarımın arasında gezerken ben onun üzerinde ki tşörtten kurtulma derdindeydim. Onu özlemiştim. Ne yaparsam yapayım dinmeyecek olan bir özlemdi üstelik bu. 

 Çıplak teninde ellerimi dolaştırırken dili ağzımın içini buldu. Bu gün biraz fazla cürretkar davaranıyordu ve bu benim ölesiye hoşuma gidiyordu. 

 Onun daha çok alev almasını istiyordum. Beni kavururken kendi yansın kül olsun istiyordum. 

 Elimle pantolonunun üzerinden onu okşadım. 

 Kafasını geri atıp inlemesini serbest bıraktı. 

Adem elmasına öpücükler kondururken hızla alıp verdiği nefesler kulağıma doluyordu. 

 Onun odasında ve onun yatağındaydık ama ben belkide ondan daha çok kendimi buraya ait hissediyordum. 

 Kendi kokusunun odanın her bir tarafına sinmiş olması bile bana bir mucize gibi geliyordu. Çınar her şeyi ile bana muhteşem geliyordu. 

  İkimizde çıplak kaldığımızda yeşillerine baktım. Titreyen yeşilleri, içimi eritiyordu resmen. 

 Onun sadece gözlerine bile bakarak bu duruma gelebilmem nasıl mümkündü aklım almıyordu. Aşkın bu kadar güçlü olabileceğine asla inanmazdım. Asla beni böyle perişan, darmaduman edip tekrar bir araya getirebileceğine inanmazdım. Tüm bu yaşananlar basit bir aşk hikayesi değildi benim için. Olağanüstü idi. 

 Ve tüm bunlar tek bir bakışla başıma geliyordu. 

 Delirmiş olmalıydım. Delirmiş olmalıydık. Belli ki aşk delilikti. 

 Onunla bir olduğum zaman dünyanın durması bu yüzden olsa gerekti. 

 Onun içinde kendimi dünyanın en güçlü adamı olarak hissetmem bu yüzden olsa gerekti. O benim güç kaynağım olmuştu. 

 Bunca zaman nasıl olurda onadan bir haber yaşamıştım ben. 

 Ruh ikizim, ilk aşkım, her şeyim olan bu çocuğu nasıl bu kadar geç bulmuştum ben.

 Peki o beni beklerken umutsuzca ne kadar çok acı çekmişti? 

 Onun çektiği acılar aklıma gelince gözlerim yanmaya başlıyordu. 

 O ise gülümseyerek ne hissettiğimi biliyormuş gibi öpüyordu beni sevgiyle. 

 Onu sevgimle iyi edeceğimi söylemiştim daha önce ama beni iyi eden oydu belliki. 

Kendimi ondan sondan çektiğimde nefes nefes dinlenmeye çalıştık birbirimizin teninde. 

 Onu göğsüme çektim. 

 Kararım kesindi Çınar'ımın en çok yakıştığı yer benim göğsümden başka bir yer değildi. O en çok bana yakışıyordu. 

 Simsiyah saçları göğsümü gıdıklarken varlığı kalbimin gerçekten var olduğunu kanıtlıyordu. Eskiden sadece koştuğumda hızla çarpan kalbim onun her bir hareketinde çırpınıyordu. Bazen acıyla bazen coşkulu bir mutlulukla çoğu zaman sevgiyle...

 Göğsüme minik bir öpücük kondurduğumda gülümsedim. 

 "Ben daha önce kadere inanmazdım. Herkesin mutlu bir tek benim çok acı çektiğimi düşünürdüm. Yapayalnızdım ve buna neden katlanmak zorunda olduğumu düşünürdüm. Böyle bir şeyi haketmem için kötü bir insan olmam gerekiyordu. Ama kötü bir insan olmak istemiyordum. Bu yüzden saçma sapan şekilde kaderi inkar ettim. Onun bana vermek istediklerinden kendimi uzak tutmak istedim. 

 Şimdi ise inanıyorum. 

 Çünkü sen tesadüf olamazsın. 

Senin beni seviyor olman tesadüf olamaz. Belki bir mucize ama bu kaderin benim için hazırladığı en güzel hediye olsa gerek Behlül Utku." 

  Hiç bir şey söylemedim. Çünkü ne söylesem onun kelimelerine denk olmayacaktı. Ama onu ne kadar çok sevdiğimi ona gösterebilirdim. Çınar'a onu ne kadar çok sevdiğimi gösterebilirdim. Hayattaki tek gayem bu olabilirdi. 

  Çünkü benim kaderiminde bana hazırladığı en güzel hediye oydu. 

Eh en yakın arkadaşımın da emeklerini unutmamak gerekiyor. Bir ara ona hediye almalıydım. Benim ruh ikizime benden habersiz iyi baktığı için. Gerçi daha önce bir şeyler yapmadığı için sinir olmuyor değildim ama bunları sonra düşünecektim. Şimdi göğsümde uyyan çocuğa uykusunda eşlik edecek ve ondan önce uyanıp onun için yemek yapacaktım. 


***

 Yahu finali ne zaman yapsak? 

''Yiii ni finili? divim it!" Diyorsanız araya ufak tefek kaoslar eklerim. Sonra şikayet edip beni taciz etmeyin. Hepnizi taciz edicem o olacak.

Mucuk mucuk falan...




Weiterlesen

Das wird dir gefallen

52.7K 5.6K 27
Eşcinsel bir kurgudur.
2.7M 222K 71
Gelecekteki Kocam: Bak, her kimsin bilmiyorum ama son kez soracağım Gelecekteki Kocam: Numaran telefonumda 'Kalbimin Pili' diye kayıtlı Gelecekteki K...
yirmi Von ilayda

Kurzgeschichten

682K 51.2K 67
hazar biraz duyarsız, biraz da sinir bozucu birisi boyxboy ve texting
340K 18.4K 33
Evren: Bana aşkını itiraf et artık Motorcu: Sen bana ettin mi? Evren: Nabzım seksenle kalbim tek senle atıyor bebeyim Motorcu: Neyin neyin? Evren:...