Gaia

By ercanercig

141K 13.5K 1.5K

GAIA #Wattys 2018 yarışmasında "Hikaye Ustaları" kategorisinde ödül almıştır. Akıcı, sürükleyici, heyecan dol... More

GAIA Tanıtım
1. Kısım GAIA Bölüm 01
1. Kısım GAIA Bölüm 02
1. Kısım GAIA Bölüm 03
1. Kısım GAIA Bölüm 04
1. Kısım GAIA Bölüm 05
1. Kısım GAIA Bölüm 06
1. Kısım GAIA Bölüm 07
1. Kısım GAIA Bölüm 08
1. Kısım GAIA Bölüm 09
1. Kısım GAIA Bölüm 10
1. Kısım GAIA Bölüm 11
1. Kısım GAIA Bölüm 13
1. Kısım GAIA Bölüm 14
1. Kısım GAIA Bölüm 15
1. Kısım GAIA Bölüm 16
1. Kısım GAIA Bölüm 17
1. Kısım GAIA Bölüm 18
1. Kısım GAIA Bölüm 19
1. Kısım GAIA Bölüm 20
1. Kısım GAIA Bölüm 21
1. Kısım GAIA Bölüm 22
1. Kısım GAIA Bölüm 23
1. Kısım Sonu GAIA Bölüm 24
2. Kısım NEXA Bölüm 01
2. Kısım NEXA Bölüm 02
2. Kısım NEXA Bölüm 03
2. Kısım NEXA Bölüm 04
2. Kısım NEXA Bölüm 05
2. Kısım NEXA Bölüm 06
2. Kısım NEXA Bölüm 07
2. Kısım NEXA Bölüm 08
2. Kısım NEXA Bölüm 09
2. Kısım NEXA Bölüm 10
2. Kısım NEXA Bölüm 11
2. Kısım NEXA Bölüm 12
2. Kısım NEXA Bölüm 13
2. Kısım NEXA Bölüm 14
2. Kısım NEXA Bölüm 15
2. Kısım NEXA Bölüm 16
2. Kısım NEXA Bölüm 17
2. Kısım NEXA Bölüm 18
2. Kısım NEXA Bölüm 19
2. Kısım Sonu NEXA Bölüm 20
3. Kısım GAIA Bölüm 01
3. Kısım GAIA Bölüm 02
3. Kısım GAIA Bölüm 03
3. Kısım GAIA Bölüm 04
3. Kısım GAIA Bölüm 05
3. Kısım GAIA Bölüm 06
3. Kısım GAIA Bölüm 07
3. Kısım GAIA Bölüm 08
3. Kısım GAIA Bölüm 09
3. Kısım GAIA Bölüm 10
3. Kısım GAIA Bölüm 11
3. Kısım GAIA Bölüm 12
3. Kısım GAIA Bölüm 13
3. Kısım Sonu -FİNAL- Bölüm 14
Sizin Düşünceleriniz

1. Kısım GAIA Bölüm 12

2.2K 274 5
By ercanercig

Kız Kardeşlerin alkol bölümüne doğru ilerliyoruz ve barın arkasında bulunan küçük bir kapıdan dışarı çıkıyoruz. Yolumuza koridorda devam ederken, sadece sessizliği bozmak adına gence ismini soruyorum. Bize rehberlik eden çocuk, sorduğum sorunun ardından kısa süreliğine yüzünü bana çeviriyor ve sanki diken üstünde duruyormuş gibi bir ifade takınarak cevaplıyor "Herbert. Benim adım Herbert ve acele etmeliyiz Lara. Artık hiçbir yer güvenli değil."

Dikkatli hareketlerle birkaç koridordan daha geçerek asansöre ulaşıyoruz ve çağırma düğmesine bastıktan sonra beklemeye başlıyoruz. Asansör bulunduğumuz kata geldiğinde eski metal kapılar gıcırtıyla açılıyor ve hepimiz, sanki göğüs boşluğumuza bir darbe yemişiz de nefesimiz kesilmiş gibi kala kalıyoruz. Asansörde bulunan ve kapılar açıldığında göz göze geldiğimiz iki tane tertemiz üniformalı koruyucu, binmemiz için bizi bekliyor. Belli ki durakları bizim bindiğimiz kat değil ve Mavi Özgürlük konusunda kırmızı alarmda olduklarından şüpheci tavırlarla bizi inceliyorlar. Biz içeri girdikten sonra kapılar yeniden kapanıyor ve o sırada çıkan gıcırtı, her zamankinden farklı olarak, bu sefer bana daha çok bir çığlığı andırıyor. İçimde tuttuğum ve beni yiyip bitiren uzun, kulak tırmalayıcı bir çığlık... Herbert onların ineceği katın ilerisindeki, tahminimce rastgele bir katın düğmesine basıyor. Çocuğun yüzü kıpkırmızı ve bizimkiler için de farklı bir şey söylemek pek mümkün değil. Eğer biraz daha böyle devam ederse, zaten gözleri üzerimizde olan koruyucular her an sorular sormaya başlayabilir ve bu durumdan kurtulabilir miyiz gerçekten emin değilim. Bir şey yapmam gerek, bir şey, ama ne? Aslında aklımda bir şey var ama... Hadi Lara, zamanın yok, adamlar aralarında fısıldaşmaya başladı bile, yap şunu!

Aniden Herbert'a dönüyorum ve yüzüne kocaman bir tokat atıyorum. Çocuk neye uğradığını şaşırmışken, konuşmasına fırsat vermeden söze giriyorum "Hiç bir zaman seninle birlikte olmayacağım. Anladın mı? Hiç bir zaman!" Sesim o kadar gür ve yüksek çıkıyor ki, bu nedenle asansörün içinde oluşan yankıdan ben bile rahatsız oluyorum. Düşünmeye zamanım yok. Devam et Lara! İnandır onları... "Seninle bir daha görüşmek istemiyorum!"

Herbert adeta cin çarpmış gibi kaskatı kesiliyor ve bu da aslında benim işime geliyor. Oynadığım kısa filmin inandırıcılığı ne kadar yüksek olursa o kadar iyi. Çocuğa sırtımı dönüyorum ve karşıma çıkan ilk erkeğin dudaklarına yapışıyorum. Günün şanslı ismi Mert ve o da aynı Herbert gibi şaşırmış bir ifade ile, mecburiyetten kaynaklanan öpücüğüme karşılık veriyor "Sen olmasaydın beni aldattığını asla bilemezdim. Teşekkür ederim." Dudaklar yoluyla edilen bu teşekkürün ardından koruyuculara göz ucuyla bakıyorum ve yüzlerini başka bir yöne çevirdiklerini görüyorum. Sanırım homurdanmalarının nedeni, asansörden bir an önce inmek istemeleri. Başardın Lara! Onları kandırmayı başardın...

Koruyucular kendi duraklarında indikten sonra, Herbert onlar varken bastığı katın düğmesini iptal edip gerçekten gitmemiz gereken kata basıyor. Bu sırada tarafıma yapılan ilk tebrik Irinda'dan geliyor "Harikaydın Lara! Bir an yakalanacağımızı düşünüp çok korkmuştum." Jake ve özellikle Mert'teki şaşkınlık devam etse de, kendilerini tebrik etmek zorunda hissederek, bana yönelttikleri birkaç övgü dolu sözcükle Irinda'yı takip ediyorlar. Son noktayı Herbert'ın koyacağı sırada çocuktan önce davranıyorum "Çok özür dilerim. Gerçekten çok özür dilerim." Genç delikanlı gayet sakin "Özür dilemene gerek yok. Dikkat dağıtman gerekiyordu ve kendi yöntemlerinle sadece yapman gerekeni yaptın. Bunun için sana minnettarım." Herbert kibar ve anlayışlı birine benziyor. Tamam yapmam gerekeni yapmış olabilirim ama yine de başka bir şey tercih etmediğim için beni azarlayabilirdi. Ama o, bunun yerine bana teşekkür etmeyi tercih etti. Herbert'ın bu davranışı, zihnimdeki tabloda Mavi Özgürlük'e artı bir puan kazandırıyor.

Şehir sakinlerinin yaşadığı, evimle arasında sadece üç kat bulunan otuz sekizinci katta, bizi taşıyan asansör duruyor. Kapılar açıldığında ilk inen Herbert oluyor ve etrafa şöyle bir göz gezdirdikten sonra, bize inmemiz için güvenli olduğunu söylüyor. Z koridorunda yavaş adımlarla, mümkün olan en az dikkati çekerek ilerliyoruz. Çevremizde koruyucular olmasa da, sürekli bir yerlere giden ya da bir yerlerden gelen insanlara rastlıyoruz. Kırk beş numaralı odanın önünde durduğumuzda, Herbert Mavi Özgürlüğün parolasıyla kapıyı önce üç ardından bir ve son olarak yeniden üç defa çalıyor. İçeriden gelen bir kadın sesi "Özgürlük için" diyor ve Herbert "Fedakarlık gerek" dedikten sonra, onun dışında hepimiz açılan kapıdan içeri giriyoruz. Sanırım genç adam, odanın güvenliğini sağlamak için dışarıda dolaşarak gözcülük yapacak ya da başka bir şeylerle ilgilenmesi gerek. Kim bilir...

Odada büyük dikdörtgen bir metal masa ve çevresindeki sandalyelerden başka hiçbir eşya yok. Masanın en ucunda bay Lowen, diğer sandalyelerde ise ikisi kadın, üçü erkek olmak üzere altı kişi oturuyor. Bize kapıyı açan kısa boylu, siyah kısa saçlı, otuzlu yaşlardaki sempatik görünümlü kadın da boş olan sandalyelerden birinde yerini alınca, oluşan yedi kişilik Mavi Özgürlük grubu bize de oturmamızı rica ediyor. Arkadaşlarım ve ben de boş kalan sandalyelere yerleşirken ortam sessiz ve gergin halini koruyor.

Bay Lowen "Hepiniz hoş geldiniz," diyene kadar ellerim ayaklarıma dolaşmış bir şekilde, ne yapacağımı bilemeden oturuyorum. Adam, özellikle benim gözlerimin içine bakarak, başladığı konuşmasına devam ediyor "Önce sizleri Mavi Özgürlükle tanıştırmama izin verin." Bay Lowen yaptığı kısa girişin ardından, bizi masada oturan diğer kişilerle teker teker tanıştırıyor. Bay Lowen'a ve son görüşmemizde anlattıklarının devamını dinlemeye o kadar odaklanmışım ki, tanıştırma kısmında söyledikleri bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkıyor. Hadi be adam! Anlat artık ne anlatacaksan! Dünya Sağlık Örgütü Başkanı, sanki beni duymuş gibi arkadaşlarıma dönüp "Lara'yla daha önce konuştuklarımızı size anlattığını var sayıyorum." Bizimkiler onaylarcasına başlarını sallıyorlar. "O zaman kaldığımız yerden devam edelim." Yine bana bakıyor ama bakışları artık beni eskisi kadar rahatsız etmiyor. Sanırım bu adama ısınmaya başladım.

"Nerede kaldığımızı bize hatırlatabilir misin Lara?" Bay Lowen'ın benimle olan konuşması buraya gelene kadar defalarca aklımdan geçmiş olsa da, nedense bir anlığına duraksıyorum. Sanki bana şu an sorduğu soru, benim için çok önemli olan bir sınavın yüz puanlık sorusuymuş gibi yanlış bir cevap vermekten korkuyorum -Sana dünyanın en zor sorusunu sormadı ya! Kendini topla ve soruyu cevapla!- "En son Gaia'nın inşa edilişini anlatıyordunuz." Kısa duraksamam yüzünden onu biraz bekletmiş olsam bile, bunu çok önemsediğini düşünmüyorum.

Bu toplantıya iştirak eden herkes, eski kalelerin taştan yapılan surları gibi hem sağlam, hem de her an bir nedenden dolayı yıkılabilecek gibi tetikte bizi izliyorlar. Adam ayağa kalkıp sözlerine nasıl devam edeceğine karar verircesine, bir süre ileri geri yürüyüp kendi kendine mırıldandıktan sonra bize doğru dönüyor "Altı ay içinde çok büyük bir çabayla şehrin inşası tamamlandı. Ancak önümüzdeki en büyük sorun, Doria istilası başlayıp dünyaya panik hakim olmadan, seçtiğimiz insanları oraya gitmeye ve olası savaş bitene kadar orada yaşamaya nasıl ikna edeceğimizdi. Sonunda, Krenon teknolojilerinin de katkısını içeren bir plan yaptık. Her biri kendi dalında uzman, farklı ülkelerden, faklı şehirlerden, yaklaşık iki bin kişiyi özel bir bilimsel proje başlığı altında ve büyük paralar vadederek Gaia'ya getirmeyi başardık. Ardından ihtiyacımız olan tek şey buraya nasıl geldiklerini hatırlamamalarını ve onlar için yazdığımız senaryoya inanmalarını sağlamaktı. Bunu da, seçtiğimiz insanlar şehre ilk ayak bastıkları sırada, sağlıkları ile ilgili olduğunu söylediğimiz, ancak içerdiği Krenon teknolojisi sayesinde, her birinde yaklaşık bir senelik hafıza kaybına neden olacak bir aşılama ile sağladık. Bahsettiğim senaryoyu zaten hepiniz biliyorsunuz. Ardı ardına yaşanan depremler nedeniyle bütün karalarda çökme yaşanıyor. Buzullardaki erimeyle birlikte Dünya tamamen sular altında kalıyor ve yaşanamaz hale geliyor. İşte şimdi, bütün bunların doğru olmadığını bilen nadir insanlar arasındasınız."

Bay Lowen soluklanmak için duraksadığında fırsattan faydalanan Jake söze giriyor "Peki ama siz bütün bunları nereden biliyorsunuz? Ayrıca nasıl bu kadar uzun yaşadınız?" Başından beri merak ettiğim ve sürekli başka nedenlerle soramadığım bu sorunun cevabını umarım Jake sayesinde alacağız. Adam Jake'e gülümsemesine rağmen, gözlerinin içindeki ciddiyet rahatsız edici derecede yoğun görünüyor "Öncelikle şunu söyleyeyim. Eğer Mavi özgürlük bu kadar gün yüzüne çıkmasaydı ve bu kadar çok kayıp yaşamasaydık, sizler değil, sadece Lara burada olurdu. Bu konuda hepinize karşı dürüst olmak istiyorum. Sizler planlarımıza sonradan dahil oldunuz."

Tam bir soru cevaplanacak derken başka bir soruya neden olan konuşmalar sanırım üzerime kene gibi yapıştı ve hiç peşimi bırakmayacaklar. Demek bu insanların çok daha önceden benimle ilgili bir planları varmış. "İyi de neden ben?" İçimden sorduğumu düşündüğüm bu soruyu istemeden yüksek sesle söylüyorum. Bay Lowen zaman kaybetmeden bana dönüyor "O konuya daha sonra geleceğiz Lara." Oldu mu şimdi bu. Merak, merak, daha çok merak, tek dostum merak, ebedi düşmanım merak, canım merak, sevgili merak... Off ne diyorum ben!

Continue Reading

You'll Also Like

389K 25.2K 40
"Biri var herkesten güçlü, herkesten özel. Kanlarla bürünmüş bir laneti var. Gözleri herkesten farklı. SOĞUK KIRMIZI geldiğinde... O... Ölüm...
10.4K 6.6K 60
Belkide kulun Rabbine aşkıydı Tevekkül
256K 29.3K 51
psk üyeleri ve onların psk üyeli çocukları.