Louis konuşmasını bitirdiginde . Harry'nin birşey demesini bekledi ve duydugu şey onu karanlıktan kurtarmıştı.
-"Seninle gelecegim"
***
Duydugum cevap ile kalbim tekrar çarpmaya başladı sanki.Yeni dogmuş gibi hissettim.Peki ne kadar yaşıyabilecektim bu kötü dünyada?
-"Teşekkür ederim" diyip ona dogru ilerledim ve sıkıca kollarımı etrafına doladım.Başımı omzuna koydum ve onun bana sarılmasını bekledim.Ama bana sarılmadıgını hissettigimde geri çekildim.Gözlerimi ona soru sorar gibi gözlerine diktim.
-"Louis... seninle gelecegim ama şartım var" diyince direk başımı salladım.
-"Ne istersen yapacagım...söz"diye cevap verdim.Merakla muhteşem öpülesi dudaklarından diyecegi şeyi bekledim.
-"Temas yok"
-"Ne?"
-"Bu geçirecegimiz 1 hafta içinde kendini bana affettirmek için bana dokunmayacaksın" dedi gayet ciddi bir tavırla.
-"Peki söz veriyorum...her ne olursa olsun sana kendimi affettirecegim."
***
Sabah tur otobüsüm Harry'i almak için evinin önünde durdu.Tur otobüsünden indim ve kapıyı çalmak için zile bastım.Birkaç saniye sonra elinde küçük bir sırt çantasıyla geldi.Siyah dar pantolonu ve üzerindeki siyah düz tişörtüyle ne kadar seksi göründügünü dememe gerek var mıydı?
-''Günaydın.Hazır mısın?'' diye sordum.
-''Günaydın.Evet gidelim''
Neredeyse yüzüme bile bakmamıştı.İlk günün bizim için bu kadar zor geçecegini tahmin ediyordum ama bu kadar beklememiştim.Sanki hiçbirşey yaşanmamıştı aramızda.Neden bu kadar soguk davranıyordu? Nasıl yapacagımı henüz bilmiyorum ama aramızdaki o soguk duvarları yıkacaktım.
Belki sadece gözlerimin içine bakması yeterliydi.Onu ne kadar sevdigimi görmesi için...
İnancımı kaybederken
Seninle bir arada durmaya çalışıyorum
Bunu yapabileceğimden emin değilim
-''İlk nereye gidiyoruz?'' diye sordu hafif göz ucuyla bana bakarken. Neden göz temasından kaçıyordu.
-''Londra''
-''Londra iyidir''
-''Evet.Daha önce gitmiş miydin?''
-''Hayır bu ilk olacak'' diyip telefonuyla ilgilenmeye başladı.
-''Güzel''
-''Güzel'' İki arkadaş gibi konuşuyorduk.Arkadaş oldugumuzdan bile şüpheliydim.
Otobüs yaklaşık yarım saattir hareket ediyordu.Karşılıklı oturmuştuk.Ben cam kenarından dışarı seyrediyordum.Yani arada bir Harry'nin dudaklarına ve yüzüne bakmayı ihmal etmiyordum tabii.O ise yarım saattir o telefonu ile meşguldü.
-''Harry'' dedigime cevap vermeyince tekrar ''Harry'' diye seslendim.Neden cevap vermiyordu?
Hızla ayaga kalktım ve telefonunu elinden hızlıca aldım.
-''Ne yaptıgını sanıyorsun?!!'' diye hafif bagırarak söylendi.
-''Sen şu lanet telefonunla ilgilenirken , benimle konuşmadan kendimi sana nasıl affettirecegim!!?'' Harry gözlerini kıstı ve kaşlarını çattı.Sinirlendigini hissettigimde ayagı kalktı ve önümde durdu.
-''Ne yani tüm bunlar, şu durumda olmamız benim suçum mu? Neden bir durup sorgulamıyorsun kendini? Acı çeken sadece sen degilsin Tomlinson! Ne zaman sadece kendini düşünmekten vazgeçeceksin?'' diyip elimdeki telefonu çekip aldı ve tur otobüsün yatak bölümüne gitti.
Dedigi karşısında birşey diyemedim.Ne diyebilirdim ki zaten.Bir zavallı oldugumu mu?Acınası bir halde oldugumu mu?
***
Konser verecegim alana ulaştıgımızda otobüs yavaşladı.Sırt çantamı almak için yatak bölümüne gittim.
Yatak bölümünde karşılıklı iki tane ranza vardı Harry alt yatakta uyumuştu.
-"Harry" dediğimde hemen gözlerini açtı ve yatakta dikildi ve ayaklarını aşagı sarkıttı.
-"Sadece kestiriyordum." dedi gözlerini ovuştururken.
-"Ben..ıhm..geldiğimizi söyleyecektim." Diyip askıda duran sırt çantamı aldım.
-"Uh..peki geliyorum" dedi ve yataktan kalkıp üzerini düzeltti.
Arkamı döndüm tam adımımı atacakken onun sesini duydum.
-"Şeyy...ben ayrıca sabah söylediklerim için ...ıhm üzgünüm" dedi bu sefer gözlerime bakarken.Sanırım sabahtan beri gözlerimin içine ilk defa böyle masum bakıyordu.
Ona gülümsedim.
-"Önemli degil Harry.Her söylediginde haklıydın.Özür dilerim." diyip tur otobüsünden çıktım ve derin bir nefes aldım.
Benim peşimden elleri ceplerinde Harry indi.Önce birkaç korumalarım önde bende onların arkalarından ilerliyordum.Kızların çıglıklarının sesini buradan bile duyabiliyordum.
Soyunma odasına dogru ilerlerken Harry arkamdan seslendi.
-''Ben ne yapacagım?''
-''Benimle gel'' diyip soyunma odamın kapısını açtım.İçeri girdi ve uzun kahverengi koltuga oturdu.
O sırada içeriye stilistlerim ve saçımı yapan Lou girdi.Aynanın karşısına oturdum ve saçlarımı Lou'a serbest bıraktım.
-''Nasıl istersin ?'' diye sordu Lou.
-''Ihm..dogal birşeyler yap''
-''Peki Tomlinson'' diyip gülümsedi.
Arkada stilistim ne giyecegimi seçiyordu.Bir tişört ve siyah dar pantolonu sandalyenin üzerine bıraktı.Ayakkabı dolabından çıkardıgı siyah vanslarıda yanlarına koydu.
Lou saçıma sprey sıkarken stilistim odadan çıkmıştı.Bende o arada Harry'nin yüzümde bıraktı o yarayı kapatmaya çalışıyordum.Hayla izi geçmemişti.Hafif bir makyajla kapanmıştı.
-''Saol Lou begendim'' Saçlarım biraz dagınıktı ve yana dogru taranmıştı.Bu görüntümü sevmiştim.
-''Begenmene sevindim şimdi ben çıkıyorum üstünü çabuk giyin ve çık hayranların seni bekliyor'' diyip odadan çıktı.
Harry ile odada yalnız kalmıştık.
-''Sıkılıyor musun?'' diye sordum.
-''Biraz''dedi oturdugu koltukta kıpraşarak.
-''Akşam bir havuz partisi var.Bizim tüm ekip orada olacak.Bir kutlama gibi birşey.Eglenceli olacak.Gelmek istersin degil mi?''
-''Şey..evet iyi olur ne zamandır böyle birşeye ihtiyacım vardı zaten.''
-''Güzel'' diyip ona arkamı döndüm.Tişörtümü başımdan çıkardım ve sandalyenin üzerindekini saçımı bozmadan başımdan geçirdim.Pantolonumuda aşagı indirdim ve çıkardım.
Tüm bu süreç boyunca Harry'nin beni izledigini hissediyordum.Diger pantolonu aldım ve yavaşça bacaklarıma geçirdim.Kendime son kez aynada baktım.Kalçamı kavrayan güzel bir pantolondu.
-''Gidebiliriz artık'' diyip Harry'e döndügümde gözlerini kocaman açmış kalçalarıma baktıgı gördüm ama hemen gözlerini oradan kaçırdı.
Hemen ayaga kalktı.''Evet gitsek iyi olacak'' dedi ışıkları söndürüp odadan çıktık.
***
Kapıyı kapat, ışıkları söndür
Seninle olmak istiyorum
Senin aşkını hissetmek istiyorum
Yanına uzanmak istiyorum
Denesem bile bunu saklayamam
Kalbim daha hızlı çarpar
Zaman beni kurtarır
Titreyen ellerin tenine dokunması
Bunu daha da zorlaştırır
Ve gözyaşları yüzümden süzülür
Eğer bu hayata bir gün daha sahip olabilseydik
Eğer zamanda geriye dönebilseydik
Biliyorsun ben senin
Hayatın, sesin, yaşama sebebin olacaktım
Aşkım, kalbim
Bu an için yaşıyor
Zaman içinde
Söyleyecek sözler bulacağım
Bugün beni terk etmeden önce...
-''İnanılmaz bir konserdi Londra.Gelen herkese minnettarım.Görüşmek üzere.''
Son şarkımıda söyledim.Bu kadar kalabalık olacagını hiç tahmin etmemiştim.Vay canına.
Tur otobüsüne ilerlerken Harry ''Bu gece harikaydın'' dedi gamzesini göstererek gülümseyerek.Tanrım ne kadarda özlemiştim bana böyle gülümsemesini.
-''Teşekkür ederim.Havuz partisine hazır mısın?'' diye sordum.
-''Tabi ki''
Dışarıdaki hayranların çıglıklarıyla tur otobüsüne bindik.Kendimi koltuga attım.Araba hareket ederken bende Londra'ya teşekkür tweetleri atıyordum.
***
Ben,Harry ile içkilerimizi alırken bizim ekip çoktan dans etmeye başlamıştı.
Harry ile havuz kenarındaki bir ayaklı masaya geçtik ve etrafı seyretmeye başladık.Dans edenler birbiriyle öpüşenler.
-''Sınava girdin mi?''diye konu açtım içkimden yudum alırken.
-''Hayır önümüzdeki ay girecegim''
O sırada Harry'nin telefonu çaldı.Arayana baktıgında hafif gülümsedei ve benden biraz uzaklaşarak konuşmaya başladı.Zaten yogun seslerden ne konuştugunu duyamıyordum.Sadece''üzgünüm'' dedigini duymuştum.Arada bir küçük bir kahkaha atıyordu.Birkaç saniye sonra telefonu kapattı ve yanıma geldi.
-''Gemma mıydı?''diye sordum.Gemma olmadıgını biliyordum.Telefondaki kişiyi direk sormak yerine başka bir türlü sorma yöntemiydi bu.
-''Hayır o Gabriel. Benim ögretmenim şey..sınav için bana özel ders veriyor.''dedi.
''Gabriel.Gabriel.Gabriel.Gabriel.''
Beynimde yankılanan isim.
-Geçmiş-
Çalıyor, çalıyor, çalıyor, çalıyor cevap gelmeyince telefonu tam kapatacakken biri cevap verdi.
-"Efendim?" Bu ses Harry'e ait degildi.Benim Harold'uma ait degildi.Bu bir erkek sesiydi.Kim di o?
-"Harry?" dedim kendimin bile zor duydugum sesimle.
-"Imm şey ben Gabriel.Harry uyuyor." aldıgım cevap ile telefonu suratına kapattım.
Gece vakti.Harry uyuyor ve bir erkek telefonu açıyor.
-Şimdiki Zaman-
-''Şu çocuk..ben geçenlerde seni aramıştım ve telefona bir erkek çıkmıştı.Adının Gabriel oldugunu söylemişti.O bu çocuk..sen ve o gece...sen onunla yattın-'' cümlememi tamamlamama izin vermedi ve araya girdi.
Burnundan solumaya başladı ve kaşları çattı.
-''Tanrı aşkına Louis sana inanamıyorum.Böyle mi düşünüyorsun cidden? Hayır onunla yatmadım duymak istedigin bu muydu? Ben önüme gelenle yatmam.Ben sana hiçbir zaman yalan söylemem.Seni aldatmam.Üzgünüm ama ben sen degilim!!'' diyip kalabalıgın içinde gözden kayboldu.
***
Parti yavaş yavaş dagılırken Harry hayla ortalıklarda gözükmüyordu.Belki tur otobüsüne gitmiştir diye düşündüm ve oraya dogru ilerledim.Etrafta hayla kıkırdaşan , yerde sızan ve yiyişen insanlar vardı.
Tur otobüsüne vardıgımda direk içeri girdim ve ''Harry?'' diye seslendim.Ama cevap gelmedi. 15 dakika içinde araba hareket edecekti.
Telefonumu çıkardım. Harry'i arayacakken onun ayak sesleri arabayı doldurdu.
İçeri girince direk göz göze geldik.Bakışlarını benden çevirdi ve yatakların oldugu yere dogru gitti.Bende peşinden gittim.
Tişörtünü ve pantolonunu çıkardı.Yataga yattı ve arkadını döndü.Bende üzerimdekileri çıkarıp karşısındaki yataga girip yattım.
-''İyi geceler '' dedim.
Ama tekrar cevap gelmedi.
Gecenin sessizligine bizde eşlik etmiş olduk.
YİNE UZUN YAZMAYA ÇALIŞTIGIM BİR BÖLÜM.İNŞALLAH BEGENMİŞSİNİZDİR.
HARRY VE LOU'NUN İLİŞKİLERİNE GELİNCE HERŞEY YAVAŞ YAVAŞ GELİŞECEK.
BEGENMENİZ DİLEGİYLE.VOTE VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.SEVİLİYORSUNUZ.♥♡★☆☆■□●