Vampir Akademisi

By light_moon-

1K 212 227

23.03.18 #128 O şey her ne ise çoktan önüme geçmişti. Arkamı kontrol etmek istediğimde ayağım taşa takılmış k... More

V.A.-1
V.A.-3
V.A.-4
V.A.-5
V.A.-6
V.A-7

V.A.-2

151 32 44
By light_moon-

Umarım bölümü beğenirsiniz iyi okumalar :)

Güneşi yalnızca kay yağmaya başladığı gün özlersin.!

***

Hemen toparlanamamıştım, ciddi anlamda başımı belaya sokmuştum. Ayağa kalkabildiğimde önümdeki 4 kişide şaşkındı. Bulunduğum duruma rağmen gözlerim çığlık atanın kim olduğunu arıyordu.. ve bingo!

Biri kız olmak üzere 3 kişi bir kızın kollarından tutuyordu ve kızın acı çektiği belliydi.

"Kızı bırakın!" Bu cesaretim neyime güvenerek gelmişti? Ölecektim!

"Sen kim oluyorsunda bize emir veriyorsun?" Kız haklı deyip gidesim vardı ama yaralı olan kızın gözlerinde bana dair bir umut ışığı gördüğümde yapamadım.

"Kim olduğum değil bu sınırlar içinde kendi türümüzden birine zarar vermeniz sorun! Kızı bırakın" hiçbirşey yapamasamda kızı alıp kaçabilir kaçamazsam da çığlık atar herkesi buraya toplardım.

Nedense kızın bileklerindeki kanları ve yeni yeni iyileşen diş izlerini yeni fark etmiştim. Pek dikkatli biri olduğum söylenemezdi.

"Bir vampirden mi besleniyorsunuz?!" Biraz şaşkınlık ve öfkeyle söylediğim şey birbirlerine bakıp daha sonra gülmelerine neden olmuştu. Kendimi salak gibi hissediyordum.

"Bu kadar yeter bitirin şunun işini" kimin işini? Ne işi? Ben öleceğimi biliyordum. Kaçarsam kızı alamam ama fark ettim ki ben çığlık atana kadar kalbimi sökerler. Her şekilde kötü durumdaydım. Odamdan neden çıktım ki?!

"Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?" Tam bir salaktım. Bilmezlerdi tabii çünkü bir özelliğim yoktu!

Liderimsi tavırda olan kumral çocuk göz devirerek kızın kolunu bıraktı, bana doğru gelip beni geriye doğru ittiğinde -ki onun itmesi benim birkaç metre sürüklenmeme neden olmuştu- benim kaderimde yerlerde yaşamak olduğu kesindi.

"Nathaniel bırak gidelim" kızı bakışlarıyla susturması oldukça etkileyici olsada.. hey, ben burda tüm hayatımı gözden geçiriyorum farkında mısınız?

"Kızı götürün" kızı götürsünler benide yalnız kaldığımızda rahat rahat öldürsün dimi? Adının Nathaniel olduğunu öğrendiğim çocuğa tekme atıp ayağa kalktığımda diğer ikisi üstüme doğru gelmeye başladı.

Kim bilirdi ki bu kadar güzel tekme atabildiğimi? O an iç güdülerimle haraket ediyordum, kızın ve sarışın çocuğun üstünden atlayıp yere inmeyi planlıyordum ama dövüşmeyi bilmediğimi hatırlatan; çocuğun atladığımda ayağımdan tutup yere çarpması oldu.

Zaten çıkmış olan omzumun acısı biraz daha katlanmıştı. Etrafım sarıldığı için artık kaçamazdım.

"Bir çömezin bu kadar oyaladığına inanamıyorum" Nathaniel dişlerini bu sefer bana geçirmek için hazırlandığında ayaklarından birkaç santim ilersine bir ok saplanmıştı.

Yunan tanrıları bana merhamet mi ediyordu? Hayır sadece yüzü ay ışığında zar zor görülen siyah saçlı bir kurtarıcıydı. 3lü çocuğu tanıyor gibiydi. Bütün odak noktaları artık ben değil o çocuktaydı.

"Buda ne? Bir çömezi mi koruyorsun?" Siyah saçlı kızın öfkeli sesi olayların ortasında olmama rağmen oturduğum yerden zevkle izlememi sağlıyordu.

"Kız benimle" hangi kız? Sanırım yaralı kızdan bahsediyordu. Tanımadığım biri -ki onunda beni tanımadığına emindim- beni korumazdı.

Yaralı olan kızıda benide bırakıp ortadan kaybolduklarında rahat nefes alabilmiştim. Bugünde ölmedik..

Hemen yaralı kızın yanına koştum ve kolundan yavaşca tutarak ayağa kaldırdım.

"İyi misin?" Olanları yeni kavramış gibiydi ve şoktan daha yeni çıkmıştı. Kolundaki elime baktıktan sonra elimi çektirdi.

Ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım. Koşarak bizi kurtaran çocuğa sarıldı. Hey, onun için hayatımı tehlikeye atmıştım?! Bir daha iyilik yapmayacağıma tekrar tekrar yemin ediyordum.

Üstümdeki tozları silkeleyip hemde söyleniyordum. Gözlerim tekrar onları bulduğunda kız çocuğa öyle bir sarılıyordu ki çocuk artık sıkılmış olacak ki kızı geri çekti. Kıza sarılmamıştı bile.

"Keşke bi teşekkür etseydin" dedim mırıldanarak kıza. Sanki ben çocuğa teşekkür etmişim gibi.

"Bana beni kurtar mı dedim? Ben başımın çaresine bakıyordum tamam mı?" Ben gelmesem beynini pipetle içeceklerdi aptal!

Sakin kalmalıydım, sakin kalmalıydım.. hayır sinir problemleri olan bir vampir olmak istemiyorum..!

Daha fazla uzatmamak -sinirlenmemek- için birşey söylememeyi tercih ederek çocuğa kısa bir bakış attım.

Ona teşekkür etmek istiyordum ama o kız için gelmişti, benimle ilgisi olmayan birine teşekkür etmek garip gelsede bunu ona borçlu olduğumu düşündüm.

"Her ne kadar onun için gelsende benide kurtardın teşekkür ederim" kızıl saçlarım tokamın azizliğine uğramış ve saçlarım omuzlarıma dökülmüştü. Çocuk yüzüme bile bakmamıştı.

Tokamı elime aldım ve saçlarımdan bir tutamını kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra cevap vermeyeceğini anlamıştım. Burdan hemen uzaklaşmak istiyordum. Ne kadar oyalandığımı bilmiyordum ama güneş doğmak üzereydi.

Kontrol edemediğimi bilsemde vampir hızımla geldiğim yerden geri döndüm. Yerde sonlanacağını bildiğim küçük yolculuğum akademiye ulaştığımda dengemi bile kaybetmeden sonlanmıştı. Ben bu işi çözdüm sanırım.

Odama girdiğimde kendimi hemen yatağıma attım. Güneş çoktan doğmuştu ama birkaç saat daha uyuma umuduyla gözlerimi kapattığımda başıma atılan yastık ile derin bir nefes aldım.

"Ruhumu teslim etmek üzereyim, terk edildim, gözlerim mor, hayata tutunmaya çalışıyorum kısacası ne var?!" Oda arkadaşımla iyi geçinmek istememe rağmen şuan ona bağırmam iyice psikolejimin bozulduğunun kanıtıydı.

Ben bu yerde ya aklımı yitiricektim yada parçalanacaktım. İkiside olabilirdi. Burda herşey mümkündü. Crystal göz devirerek bir yastık daha attığında yastığı tuttum ve başımın altına koydum.

"Bugün dersler başlayacak, gece boyunca uyudun zaten. Aynı gruptayız birlikte gidicez. Hadi git hazırlan" evet gece boyunca uyudum(!) değil mi? oflayarak dünden seçtiğim kıyafetleri alıp banyoda üstümü değiştirdim.

Rimel ve parlatıcı sürdükten sonra saçlarımı toplayıp çıktım. Crystal'i incelediğimde tek dikkatimi çeken topuklu ayakkabılarıydı. Ben düz giymiştim. O ayakkabılarla nasıl koşabileceğini düşünüyordu?

"Ne? Bu kadar mı?" Onu başımla onaylayıp ceketimi elime aldım.

"Aynı odada kalacaksak zevkini değiştirmemiz lazım. Gözlerim kanıyor" saçlarını geriye atıp ceketini giydi ve birlikte dışarı çıktık.

Ben zevkimden memnundum. Sanane? Kıza niye bu kadar sinir oluyorsam.. onunda beni pek sevdiği söylenemezdi.

O nereye gidiceğimizi biliyor gibi davranıyordu. Ben Eva'yı reddettiğim için hiç bir yeri bilmiyordum ve crystal'i takip etmenin mantıklı olduğuna karar verdim.

Birkaç dakika daha yürüdükten sonra binanın içinde döndüğümüzü hissettim.

"Nereye gittiğimizi bildiğinden emin misin? Eğitimlerin binada değilde bahçede olması gerekmiyor mu?" Crystal oflayarak bana döndü.

"Mantıklı ama sanırım kaybolduk" harika(!) Burda normal bir gün geçiremeyecek miydim?

"Eğer bana söyleseydin bizi dışarı çıkarabilirdim.." kendi kendime mırıldanırken etrafa bakıyordum.

"Yoksa dün gece dışarı mı çıktın?" Gözlerini kısarak sorduğunda paniklemeden cevap vermeye çalıştım. Usta bir yalancı olmasamda iyi yalan söylerdim.

"Hayır ilk geldiğimde girişleri ve çıkışları görmüştüm. Büyük ihtimalle bu kapı bahçeye açılıyor" söylediğim en uzun yalandı ve gösterdiğim kapının nereye çıktığı hakkında bilgim yoktu.

Dün gece kapılardan girmiştim binaya. Bu kapılardan biri bahçeye açılıyordu. Gösterdiğim kapıya doğru ilerleyip açtığında yalanımı nasıl toparlayacağımı düşünüyordum ama gerçekten de bahçeye çıkabilmiştik.

"En azından iyi bir hafızan var" ilk defa iyi birşey duymanın verdiği gurur ve tesadüfen yalanımın bir kısmının doğruluğu bende özgüven oluşturmuştu.

"Beni takip et" dedikten hemen sonra vampir hızıyla uzaklaşınca ilk takip ettiğimde kabolduğumuzu hatırlasamda takip etmekten başka yapacak birşeyim yoktu.

"Niye birine sormuyoruz?!" Crystal'e nerdeyde yaklaşmıştım duyduğuna emindim ama cevap vermeden hızını arttırdı.

İlk seferki fiyaskodan sonra birşeyleri başarmak istediği belliydi. Ona fazla kötü davranıyordum sanırım.. yakın bir yerde ayağımın kaymasıyla yolculuğum farklı bir boyut almıştı.

Tam öğrendim derken tekrar yerle buluşacak olmam az önce kazandığım özgüvenimi parçalamıştı. Lanet olsun ben niye şunu başaramıyordum?! İnsanken böyle değildim!

Dengemi sağlamaya çalışıyordum. Bu sefer ki düşüşüm kötü olacaktı ve hâla omzum tam anlamıyla iyileşmiş değildi.

Susuz olduğumuzda iyileşmemiz yavaşlıyordu ve ben bu konularda fazlaca cahildim nasıl iyileştireceğimi de bilmiyordum.

Dengemi sağlayamacağım zaten belliydi ve yere çakılışımı görmemek için gözlerimi kapattığımda beklediğim gibi bir acı beni karşılamamıştı.

Tam tersine yerle buluşamadan bir şekilde ayağa kalkmıştım. Gözlerimi araladığımda Nathaniel ile karşılaşmıştım. Belimden tutarak düşmemi engellemişti. Hadi ama! Tam kurtuldum derken kollarında bulmuştum kendimi..!

"Çömezler hep bu kadar dikkatsiz midir kızıl? Bu aynı şekilde 2. karşılaşmamız" Sensin çömez aptal. Çocuk yürüyen bela gibiydi ve görünüşe göre ben bir bela mıknatısydım.

***

Medya Nathaniel. Klişelerden uzak tutmaya çalışıyorum sizi xmöncnzcz

Continue Reading

You'll Also Like

5.6K 455 42
İnsanları denek olan kullanan bilim adamı yanlış adamı esir almıştır. Kendi eliyle bir canavar yaratmıştır. Bir mafya bu canavarı esir alıp aşık olmu...
123K 5.7K 29
Sadece kafa dinlemek için çıkmıştım evden bir daha dönüşüm olmadı eve bir vampir tarafından esir tutuldum bu beni oldukça korkutuyor kaçmaya çalıştı...
1.6M 105K 95
Birbirlerinden başka kimsesi olmayan üç genç kız büyüdükleri yurdu kapanmaktan kurtarmak için "Günahlar evi'nde" çalısmaya başladılar. "Gece yarısı o...
650K 50.5K 59
Ölümsüzlük uğruna öldüren bir katilin yeni avına karşı bir şeyler hissetmeye başlaması onu istediğini elde etmekten alıkoyabilir mi? Bir avuç güvend...