DUYGU / Bir Türk Masalı Seris...

By isilca

1.9M 35.9K 3.4K

More

DUYGU D&R ve seçkin kitap evlerinde....
Duygu Bölüm 1
Duygu Bölüm 2
Duygu Bölüm 3
Duygu Bölüm 4
Duygu Bölüm 5
Duygu Bölüm 6
Duygu Bölüm 7
Duygu Bölüm 8
Duygu Bölüm 9
Duygu Bölüm 10
Duygu Bölüm 11
Duygu Bölüm 12
Duygu Bölüm 13
Duygu Bölüm 14
Duygu Bölüm 15
Duygu Bölüm 16
Duygu Bölüm 17
Duygu Bölüm 18
Duygu Bölüm 19
Duygu Bölüm 20
Duygu Bölüm 21
Duygu Bölüm 22
Duygu Bölüm 23
Duygu Bölüm 24
Duygu Bölüm 25
Duygu Bölüm 26
Duygu Bölüm 27
Duygu Bölüm 28
Duygu Bölüm 29
Duygu Bölüm 30
Duygu Bölüm 31
Duygu Bölüm 32
Duygu Bölüm 33
Duygu Bölüm 34
Duygu Bölüm 35
Duygu Bölüm 36
Duygu Bölüm 37
Duygu Bölüm 38
Duygu Bölüm 39
KÖLE Kitabı Yarışması hakkında
Duygu Bölüm 40
Duygu Bölüm 41
Duygu Bölüm 42
Duygu Bölüm 43
Duygu Bölüm 44
Duygu Bölüm 45
Duygu Bölüm 46
Duygu Bölüm 47
Duygu Bölüm 48
Duygu Bölüm 49
ŞİKAYET ACİL
DUYGU BÖLÜM 50
Duygu Bölüm 51
Duygu Bölüm 52
Duygu Bölüm 53
Duygu Bölüm 54
Duygu Final
Duygu Duyuru..
Duygu Açıklama
Duygu I8 TEMMUZ RAFLARDA
Duygu Özel Bölüm siz meleklerime :)
Duygu
DUYURU

DUYGU DOĞUM SAHNESİ :)

15.7K 890 120
By isilca

Siz meleklerime özel :) kitapta yer almayacaktır... 

Aslında ben sanırım manyaktım. Sedat’a rağmen üçüncü bebeğimizi istiyordum. Her şeyi bir kenara bırakın bir oğlum olsun, Sedat’ın bir oğlu olsun istiyordum. O her zamanki Sedat’tı beş sene önce Defne’ye hamileliğimde nasıl panikse Nehir’de de aynı cehennemi sadece bana değil ailemize yaşattı. Hiç unutulacak günler değildi valla! Onun kabuk değiştirir gibi nasıl huy değiştirdiğini anlata anlata bitiremem. Sakınan göze çöp batarmış ya! Defne’nin doğumuna bir ay kaldı kalmadı Sedat’ın yokluğunu fırsat bilip kızlarla çarşıya indim. Bebeğe yeni ciciler alacağız. İnci’de profeterol yiyeceğiz. Sağımda Aslı, solumda Selma korumaları söylememe gerek yok. Paşabahçe kavanozu gibi arkamızdalar. Muzurluk edip atlattık korumaları, bizdede hiç akıl yokmuş he!

Tam özgürlüğümüzü elde ettik. Kakara kikiri dükkanlara girip çıkacağız ne olduğumuzu anlamadan biz ne için gösteri yaptıklarını bile anlamadığımız bir kalabalığın ortasında kaldık. Polisti, tomaydı, suydu hop ben hastanede doğuma alındım. Korumalar sanırım çareyi kaçmakta buldular. Levent bile iki hafta etrafta görünmedi. Doğuruyorum tek korkum Sedat’la yüzleşmek o kadar yani! Bebeği falan unuttum. Doktor “Sizi doğuma alacağız” diyor ben “Yok valla almayın Sedat kızar şimdi zamansız doğuruyorum diye! Siz onu bilmezsiniz hastaneyi başınıza yıkar” diye avaz avaz bağırıyorum. Selma bile yüzünden akan toma suyuna aldırmadan “Evet evet bir ay kadar beklerse mükemmel olur” dedi yani o kadar tırstık.

Doktor elimi tutmuş beni ikna etmeye çalışıyordu. Tabii bütün manyakları çeken ben, tam çizik bir doktor bulmuştum. “Eh be hanım ne işin var senin hamile hamile gösteride! Kocan şimdi haklı mı? Haklı! Vallaha adam gelsin bende ona seni şikayet etmez miyim? Ederim! Hadi bırak inadı alalım seni doğuma bak bebek geliyor göründü koca kafası!”

“Koca kafası mı?” dedim ya bende renk, tansiyon yerlerde! O nasıl oradan çıkacak diye kara kara düşünmeye başlamıştım. Sancıyla “Selma!” diye çığlık atmışım. Selma’nın beti benzi atmış onu hiç böyle görmemiştim. “Sedat yolda dayan biraz” dedi ellerimi tutarken ama titriyordu. Ona ne oluyorsa koca kafa kızı doğurmak üzere olan bendimki! O hengamede Aslı’ya takıldım. Donmuş süs bebeği gibi öyleyece başımda duruyordu. İfadesiz yüzü beyazlaşmış, bir o kadar korkmuştu. “Aslı gel elimi tut ama ya!” dedim ne diyim yardım etsin ay!

Doktor ayrık bacaklarımı örten yeşil örtüyü kaldırdı ve elini nereye soktuysa ben ciyak ciyak bağırmaya başladım. Kükredi bizim manyak doktor “Bebek geliyor başlarım senin kocanada sanada” dedi ve “Hazırlayın doğuma giriyoruz. Bu bebek babasını beklemek istemiyor!” diye çığırdı.

Beni hazırladılar tam ameliyathaneye götürüyorlar koridorda koşarak üç devem bize yetişti.

“Lan Aslı ölümlerden ölüm beğen” diye bağırdı Ali’m ama gözü bende.

“Babam iyi misin?” dedi Bekir ama Selma’ya bir bakışı var öldürdü gözleriyle. Ne diyim! “İyiyim... iyiyiz... ayyyy doğuruyorum iyi olucaz!” dedim gelen sancıyla.

Sedat.... Sedat mı? Titriyordu. Nereden biliyorum elimi tuttu ya! Gören depremde yıkılan evin içinde sallanıyor zanneder o kadar!  Sesi çıkmıyor! Gamzeler görünmüyor, gözleri kömü karası, yüzünün rengi kara sarı, bir bakışı var yemin olsun bir daha bana elini sürmeyecek biliyorum.

“Sedat!” dedim acımı falan unuttum.

“Duygum!” çıktı ağzından

“Valla iyiyim”

“Duygum!” dedi çaresizlikle. Elinden gelse beni doğurtmaz içimde bırakırdı.

“Sizde gelin” dedim inleyerek.

“Nereye?”

“Doğurmaya!” Sedat’tan çıt yok! Kendini ilk toparlayan Ali’m oldu. “Gelirim lan ben Duygu!”

“Bende gelirim babam sen korkma yeter!” dedi Bekir ama rengi kaçmış beyaz suratı griydi valla! Ali’m her zamanki gibi Sedat’a “Abi sen kal istersen!” dedi alayla. Selma “Siz gerçekten kafayı yediniz! Almazlar sizi içeri!”

Sedat’ın ölüm tonunda sesi duyuldu ve doktora baktı “Alacaklar” dediğinde doktor “Yahu alamam ben sizi ne manyaklara çattım arkadaş! Doğuran ayrı, gelenler ayrı! Hanginiz babaysa bir tek o! Mesleği bırakıcam bezdirdiniz!” ben ıkınmaya başlamıştım. De fne beklemiyordu. Sedat tam doktora hamle yaptı “Lan ben senin!” diye ama Bekir “Abi bırak haklı doktor! Canımız elinde!” dedi ben inliyorum ama üzülecekler diye susuyorum. Yoksa acı katlanılır gibi değil!

Sedat elimi tutarken girdi yanımda Bekir ve Ali’min yüzü kireç beyazı el salladılar bana. Kapı kapandı ben artık susmak istiyorum susamıyorum. Kurbanlık koyunlar gibi meliyorum yani! O vakit bitmek bilmedi. Sedat yeminle bu doktoru yaşatmaz. Ebelerin biri geliyor karnıma biri gidiyor. Sedat’ı anlatmaya gerek yok siz hayal edin. Adamın esmer suratı mora yakın! Ben bağırdıkça o yaşlandı. Ben artık en son  “Bir daha normal doğum isteyenin!” diye en son çığlık attığımda Sedat’ın elini ısırıyordum. Tabii onun tepki gecikmedi “Lan bir daha seni hamile bırakanın!” dedi ve ben son bir çığlıkla içimden beni huzura kavuşturacak bir şeyin çıktığını hissettim. Defne’nin sesini duydum ya herşey bitti. O kadar yorgundumki gözümü açamıyordum. Sedat panikle “Duygum iyi misin? Aç gözlerini korkutma beni!” dediğini duydum. Gözkapaklarımı açmak hiç bir zaman bu kadar zor olmamıştı. Ağlayan bebek sesiyle canlandım. Onu görmek için hamle yapmak istedim ama yapamıyordum.  Sedat’a “Bebek! Nasıl?” diyebildim. Doktor “İşte koca kafalı kara kızımız” dedi ve bebeği yani fareye benzeyen kızımızı gelip göğsümün üzerine yatırdı. Ya hu ben sadece saç doğurmuştum sanırım.

“Sedat!” dedim gözlerimden akan yaşlarla hemde ne ağlamak! Ben ömrüm boyunca böyle ağlamadım. Hıçkırıyordum. Defne ağlıyor ben ağlıyordum.  Sedat’ın gamzeler ortada mıydı bilmiyorum ama o gün acıyla, mutluluğunda bir yerlerde kardeş olduğunu öğrenmiş oldum. Defne sekiz aylık doğdu on beş gün küvezde kaldı. Hadi Defne doğdu büyüdü de kaşındım ben! Nehir’e hamile kaldığımda ev halkı benimle iki gün konuşmadı. Kimin yüzünden? Sedat yüzünden! Ben hamileyken adam’ın çekilecek kahrı yok haklılar! Nehir’e hamile kaldım ya, Defne’den idmanlı bırak işe gitmeyi tuvalete bile onunla gidip geldim. Şimdi bakalım ev halkı üçüncü bebeği duyunca ne diyecek! Napim bir oğlum olsun istiyorum. 

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 79.5K 46
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
432 170 31
Çöl ve yağmur'u hiç duydunuz mu? Birbirine o kadar zıt olan çöl ve yağmur artık ayrı kalmamak için verdikleri savaşa şahit olan bir aşk hikayesi... Y...
10K 1.6K 25
"Niye bakıyorsun öyle? Güzel buldun galiba. Aldanma sakın. Benim dışım içimdeki çirkefi kapatmak için böyle." Alaycı bir gülüşü yerleşti yüzüne. "Y...
2M 124K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...