o gece, hep sen

Por euphoriamilena

2M 65.1K 8.6K

(1) Matthew Curtis, tek gecelik ilişkileri severdi ama Veronica Wood'un ona hissettirdikleri birkaç saate sığ... Mais

⚘bir
⚘iki
⚘üç
⚘dört
⚘beş
⚘altı
⚘yedi
⚘sekiz
⚘dokuz
⚘on
⚘o gece
⚘on iki
⚘on üç
⚘on dört
⚘on beş
⚘on altı
⚘on yedi
⚘on dokuz
⚘yirmi
⚘yirmi bir
⚘yirmi iki
⚘yirmi üç
⚘yirmi dört
⚘yirmi beş
⚘yirmi altı
⚘yirmi yedi
⚘yirmi sekiz
⚘yirmi dokuz
⚘otuz
⚘otuz bir
⚘otuz iki
⚘otuz üç
⚘otuz dört
⚘otuz beş
⚘otuz altı
⚘otuz yedi
⚘otuz sekiz
⚘otuz dokuz
⚘kırk • son

⚘on sekiz

49.8K 1.4K 216
Por euphoriamilena

Saat günün yarısına geldiğinde uyanabildim. Matthew'un sırtı gözlerimin önüneydi. Sırtında, uzun bir şekilde aşağı dökülen tınak izleri vardı. Sol elim aramızdaki boşluğu kapatarak ona dokunmak için hareketlendi. Uyuşuk acı, üzerine yattığım kolumdan vücuduma doğru yayıldı. Bu beni durdurmadı.

Parmaklarım tenine ince bir baskı yaptı. Fakat bileğimi görmemle geri çekildim. Başımı eğdim, kolumu kaldırdım ve tenime baktım. Bileğim tamamen morarmıştı, kollarımın üst kısımlarında ise yer yer morluklar vardı.

Diğer kolumun acısını, üzerine yatmış olmama veriyordum ama o da aynı haldeydi. Dişlerimi birbirine bastırdım, sessiz olmaya çabalayarak kalktım. Kalktığım gibi düşecektim ki son anda dengemi sağlayabildim. Kendimi odadan dışarı atarken kapıyı arkamda kapadım.

Ağzımı açtım, içimden çığlık atarak duvara yaslandım. Her hamlem bana acı veriyordu. Alt kattaki tuvalete gidene kadar hissettiğim acının beni ağlatmamış olması bir mucizeydi.

İçeri girdiğimde başım eğikti. Suyu açtım, yüzümü yıkadım. Sanki asıl amacım ne halde olduğuma bakmamak değilmiş gibi dişlerimi dahi fırçaladım ama en sonunda gözlerim aynaya vardı.

Boynumun sol kısmında bir tane büyük, iki tane de küçük gri renk almış yuvarlaklar vardı. Kollarımın hali daha kötüydü. Daha gazla ayakta duramadım, geri geri giderek yere oturdum. Altımda sadece külodum vardı, soğuk zemin tenime değiyordu ve iyi geliyordu. Ellerimi bacaklarımın arasına koydum, onları hareket ettirmeye halim yoktu. Bacak aramda sancılı bir acı vardı, dün gece kendimi fazla kasmış olmalıydım.

Başımı kaldırarak duvaraya yasladım, derin bir nefes aldım.

Adımın seslenildiğini duyduğumda panik yaptım. Kalkmaya çalıştım ama yaptığım panik kaslarımı iyice mahvetmişti.

Elimi kaldırarak başımın sağ kısmında asılı duran havluya doğru götürdüm, çekelediğimde üzerime düştü. Onu omzuma aldım, kollarımı ve boynumu kapatması için. Öne eğildim, tek bacağımı zar zor yana açtım ve büktüm. Sanki tenimi inceliyormuş gibi parmaklarımı üzerine koydum.

"Güna-" Durdu. "Yerde ne yapıyorsun?"

"Günaydın." Başım öne eğik olduğundan sesim kapalı kapılar ardındaymış gibi ulaşıyordu ona. "Git sen. Geleceğim birazdan."

Yanıma doğru ilerledi; göz ucuyla, dizlerinin üzerine oturarak bana uzandığını gördüm. Yutkundum.

Eli çeneme uzandı. "Bana baksana bir sen. Üzerinde neden havlu var?"

Gözlerimi yavaşça kaldırırken karnındaki tırnak izlerime şahit oldum. Hedefime ulaştığımda dudaklarını araladı, bir şey söyleyecekti ki gözleri boynuma kaldı ve sanki nefesi kesilmiş gibi yüzü beyazladı. Eli çenemden indi, havluyu tuttu ama geri çekilmek istemem onu durdurdu.

"Yapma."

Yaptı. Havluyu üzerimden çekti, gözleri ardına kadar açıldı. Elleri saçlarının arasına gitti, bedeni geriye doğru düştüğünde sırtı dolaplara çarptı.

O an ayağa kalkarak abartmamasını söylemek istedim ama eğer ayağa kalkmayı denersem gözlerimin yaşlanacağını biliyordum. Keşke ağrımın bir ara verme butonu olsaydı, ondan saklanabilseydi.

Sessizce mırıldandım: "Göründüğü kadar kötü değil."

Konuşmadı. Onun sakinleşmesini bekledik.

Ayağa kalktı, kalkmama yardımcı olmak için bana uzandı fakat yarı yolda elini geri çekti. Teni, tenimle arasına duvar ördü. Bunu gözlerinde görebiliyordum.

Bakışlarımı yere indirerek sağ elimi duvara sıkıca bastırdım, yüzü saçlarımın arasına sakladım ve ayaklandım.

Gözlerine bakarak "Çıksana." dedim.

"İlk sen çık."

Kaşlarımı çatacaktım ki beni denediğini anladım. Eğer hareket etsem kaplumbağa gibi yavaşça yürüyecektim, o da anlayacaktı. Anlamasında bir sıkıntı yoktu fakat gözlerinde öfkeye şahit olmaktan çekiniyordum.

İfadesiz bir şekilde öylece bekledim. Görmesindense, bacak içlerimdeki acıyı tahmin etmesi daha iyiydi.

Nefesi onu boğuyormuş gibi elini boğazına sürttü. Yanıma gelerek tek kolunu sırtıma yasladı. Hafifçe dizlerinin üzerine eğildi, diğer kolunu bacak boğumumuma koydu ve beni kucağına aldı. Yüzüm, hissettiğim acıyla keskinleştiğinde başımı çevirdim.

Salondaki koltuğun üzerine bıraktı beni, kendisi yukarı çıktıktan sonra giyinmiş halde geri döndü ve hiçbir şey söylemeden evden çıktı. Arkasından baktım sadece.

Kendini suçluyor olabilir miydi? Belki. Ama hata yapıyordu çünkü şikayet etmiyordum.

Gözlerimi kapayıp başımı arkaya yasladım. Hazırlanıp okulun diğer yarısına yetişmem gerekiyordu ama gereken şeyi gerçekleştirmem imkansızdı. Kollarımla kendimi sardım, başım omzuma doğru kaydı. Daha fazla hareket etmedim, acı durgunlaştı.

Yaklaşık yirmi dakika geçmişti ki evin kapısı açıldı, ben de gözlerimi araladım. O tarafa bakmama gerek kalmadan Matthew önüme geldi. Dizlerinin üzerine oturdu, eczane poşetinden krem çıkardı.

Ama bu süreçte tek kelime etmedi. Ben de gözlerinde büyüyen öfkeyi izledim, okyanusun sığ sularını lavlar kapladı.

"Kendim hallederim." diyerek elindeki kreme uzandım. Çünkü onun gözlerini daha fazla izleyemezdim, her şeyden çok canımı yakıyordu gergin sinirleri.

Yalnız kalmalıydım.

"Sakın." dedi, keskin bir sesle. Boynuma, oradan da kollarıma uzandı bakışları. "Düzelteceğim."

"Ortada bir hata yok." Elini tuttum, beni ittireceğini anladığımda parmaklarımı sıkıca tenine bastıdım. "Aptalca davranma."

Gözleri aşağı eğikti fakat sesi tamamen bana dönüktü. "Halini görmüyor musun sen?"

Kremi kaparak arkama yaslandım. "İyileşirim."

Ellerini oturduğum yerin iki yanına koyarak başını eğdi, omuzlarını kaldırarak derin bir nefes aldı.

"Pişman değilim. Sen de öyleymişsin gibi davranma. Hatta eğer öyle hissediyorsan da hissetme." Hareket etmedi. "Başını kaldır. Lütfen."

Ricamı duymasıyla vücudu titredi, başını kaldırdı. Gözlerindeki öfke yumuşadı. "Bunu yapmamalıydım."

Geri çekileceği sırada ona uzanarak elimi yanağıma koydum. "Gece güzeldi, Matthew."

Başını iki yana salladı. "Canının acısına değmez."

Parmaklarım yavaşça avucuma doğru kıvrıldığımda elimi indirdim, gözlerini kapadı. "Duygusal konuşuyorsun. Yapma."

"Kendime bir söz vermiştim." Sesi hırlarmış gibi çıktı. Kendini azarlıyor gibiydi. "Biriyle birlikte olduğumda, ertesi sabaha hep böyle oluyordu. O yüzden kimseyle ikinci kez görüşmüyordum. Ama bunu sana yapmayacaktım. Çünkü senden uzun süre vazgeçmeyeceğimi biliyordum. Şimdi... şu haline bak."

Her kelimesinde kalbim hızlandı. "Konuşmanı istemiyorum."

Çünkü konuşması kalbimi kıpırdatıyordu.

Gözlerini açtığında kremi ona uzattım. Tereddütle vücudumu inceledi, ardından da aldı ve eline sıktı.

Parmakları boynuma dokundu, kremi yavaşça yaydı. Eli duraksadı, nefesini seslice vererek başını eğdi ve alnın bacağımın üzerine koydu.

Ona ne oluyordu? Matthew böyle davranmazdı.

Gerilerek toparlandı. Yanıma oturdu, eliyle bacaklarımı üzerine uzatmamı istediğinde yavaş hamlelerle dediğini yaptım. Kremi ilk önce boynumdan kollarıma uzandırdı, ardından da bacaklarıma inerek ovmaya başladı. Parmakları sessizdi, neredeyse hissetmiyordum.

Hiç durmayacakmış gibi devam ettiğinde boğazım düğümlendi. İki elini de tutarak ittirdim. "Yeterli, teşekkür ederim."

Beklemediğim bir hareket yaptı: Dudakları nazikçe bacağıma değdi; titrek bir özür niteliğindeydi.

Ayaklarımı kendime doğru çekerek koltuğun sırtıma doğru döndüm, o da yanağını dizimin altına yasladı ve birlikte nefes aldık. Öylece durduk. Belki de duran biz değildik, dünyaydı. Ayırt edemedim.

Continuar a ler

Também vai Gostar

1.3K 167 11
Kader, kendisiyle karşılaşana dek kötü insan nedir bilmeyen kızı, kötülüğün kendisiyle tanıştırdığında, ruhu bir duvar gibi soyulmuştu. Ve kötülük...
1.6M 59.9K 56
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
YUVA Por _twclr

Ficção Adolescente

696K 34.3K 49
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
Çilek Kız Por Lara

Ficção Adolescente

1.1M 74.4K 56
Çilek Alança Yıldırım mı demeliyim yoksa sen mi gerçek ismini açıklamak istersin Çilek Alança Saruhan? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek...