Esrarengiz kasaba/Gravity Fal...

By MisDipp

5.5K 191 77

O yazdan sonra Dipper ve Mabel'ın ailesi farklı bir yere taşınma kararı aldılar. Bu yüzden 2 yaz boyu Esraren... More

Bilinmeyenin içi
Bilinmeyenin içi-2
Bilinmeyenin içi-3
Gerçek ya da gerçek
Beden değişimi
Gideon'dan Will?!
Günlük: yarım bir parça kağıt.
Boyut kapısı silahı
Yeniden
Kamp Faciası
Ses Avı

Soosenstein (Suzınştayn)

1.6K 54 29
By MisDipp

Dipper ve Mabel otobüstelerdi. Mutluluktan diyecek bir kelime bile bulamıyorlardı.
Mabel: Buraya döndüğümüze inanamıyorum!
Dipper: Ben de! Sonunda geri geldik. Bunun için tam 3 yıl bekledik, koca 3 yıl.
Mabel: Acaba Candy ve Grenda bizi görünce ne yapacak? Ehehe.
Dipper içinden: Acaba Wendy sevinecek mi? Gerçi dosttan öte davranmıyor hala ama olsun. Onu cidden yüz yüze görmeyi özledim. Umarım beni o da özlemiştir.
Mabel: Ne düşünüyorsuuun?
Dipper: Ahaha hiç! Hiç! Aa bak, geldik!
Dipper'ın boyu uzamış ve fiziği kendini toparlamıştı. Sırık çocuklar gibi görünmeyecek kadar düzgündü fiziği ve 177 boyundaydı. Saçları eskiye göre daha uzundu. Mabel ise tellerinden kurtulmuş 169 boyunda güzel bir kız olmuştu. Ama kişiliğindeki hiçbir şey değişmemişti. Hala aynı Mabel'dı. Otobüsten indiler, Stan amcaları onları karşılamak için gelmişti.
Mabel: Stan amca!!!
Üzerine koştu ve sarıldı.
Stan: Hehey!! Cidden büyümüşsün tatlım. Dipper, amcaya sarılmayacak mısın?
Dipper: Elbette sarılacağım fakat, Büyükamca Ford nerede?
Stan: Ah, yeni bir arayış peşindedir. Biliyorsun, maceralarımızdan döneli çok olmadı.
Dipper: Elbette, bu arada yeniden gizemli kulübeyi devraldın mı? Şapkanı takmışsın.
Stan: Elbette aldım. Soos gene elemanım. Ahaha, o çocuk beni cidden seviyor.
Dipper da amcasına sarıldı.
Stan: Wendy'nin verdiği şapkayı hala çıkarmıyor musun sen?
Dipper: Aha nee? Yo, sadece ona sürpriz yapmak için ta-taktım.

Geçmişi hatırlar

Okuldaki bir çocuk: Çıkar şunu Mayısın ortasındayız Pines!
Dipper: Hayır! Bu şapka çok önemli benim için!
Çocuğu itti ve şapkayı korudu.
Başka bir yerde başka bir zaman.
Okuldaki başka bir çocuk: Şapkanı aldım şimdi ne yapacaksın Dipper?
Dipper: Bırak onu!!
Çocuğa vurdu.
Mabel: Hey hey! Artık şu şapka olayını büyütmeye başladınız. Takması neden rahatsız ediyor?
Çocuklar: Çok mantıklı. Evet çok mantıklı, bize ne bundan.

Stan Amca parmağını şıklattı

Stan Amca: Neye daldın öyle evlat?
Dipper: Hiç! Hiç!
Mabel: Eminim sadece bugüne özel takıyorsundur.
Dipper: Mabel yapma!
Mabel: Ahaha tamam. Hadi yerleşelim!
Dipper: Peki.
Eşyaları yukarı çıkarırken Soos'u gördüler.
Soos: Kankalar?! Kankalaaar!!! Geri gelmişsiniz.
Dipper&Mabel: Evet Soos!
Birbirlerine sarıldılar ve yukarı çıktılar.
Soos: İşte çantanızı getirdim.
Dipper: Sağol Soos.
Mabel: Teşekkürler Soos.
Soos: İhtiyacınız olursa, ben aşağıdayım. Çağırmanız yeter.
Yarım saat yerleştikten sonra aşağı indiler.
Dipper: Bu yaz çok güzel olaca-Wendy!
Wendy dükkana gelmişti. Dipper'ı görünce heyecanlandı.
Wendy: Dipper! Dönmüşsünüz!
Birbirlerine doğru yaklaştılar, sarılcakken ikisi de duraksadı. Wendy, gülümsedi. Ardından sarıldılar
Wendy: Çıkartmamışsın, şapkanı.
Dipper: Sende çıkartmamışsın. Bu arada elbette çıkarmadım, sen verdin bunu.
Wendy: Sen benim için değerlisin.
Dipper: Sen de öyle.
Wendy, Dipper'ın şapkasını yüzüne çekti.
Mabel: Candy ve Grenda'yı çağırmalıyım! Wohooo!
Koşarak telefona gitti.
Mabel: Telefon numaralarını unutmuşum, rehber nerede Soos?
Soos: Aa hangi rehber?
Mabel: Telefon rehberi tabiki.
Soos: Ahahah o mu? O...

3 hafta önceyi hatırlar

Soos: Ford amca, burası sence de soğuk değil mi?
Ford: Hayır, ama istersen şömineyi yakabiliriz.
Soos: Ben üşüyoruum.
Ford: Tamam. Bana gereksiz bir iki parça kağıt ver.
Soos, yandan birkaç parça kağıt verdi ama yetmedi.
Ford: Daha fazla bir şey ver. Defter veya kullanılmayan kitap.
Soos: Aa bu, la8yal(rehber yazılı kapağı tersten okuyor) gerekli mi?
Ford: Sanırım Stan'in saçma kitaplarından biri. Ver.
Soos, rehberi verdi.
Soos: Aa bu klima açık kalmış. Ehehehe!
Ford: Az önce ben rehberi mi attım?
Soos masaya baktı, yanan kitaba baktı.
Ford: Soos!

Soos başını salladı

Soos: Karanlık günler.
Mabel: Of, neyse gidip evlerinden çağırmalıyım.
Dipper ve Wendy konuşmaya devam ediyorlardı.
Stan amca Ford amcayı çağırmak için aşağı indi.
Stan: Hey, çocuklar geldi.
Ford: Şimdi mi? Onları görmeye gideceğim ama Stanley, bu şey sabit değil. Dipper'a ihtiyacım var. Onu aşağı gönderebilir misin?
Stan: Hey hey yavaş ol Stanford, çocuk daha yeni geldi ve sevdiği kızla zaman geçiriyor. Sen de şu saçmalığa bir ara ver.
Ford: Haklı olabilirsin. Şunu kapatayım geliyorum.
Stan yukarı çıktıktan sonra Ford, makineyi kapattı fakat bir kıvılcım dalgası oldu. Ford bunu anlamadan yukarı çıktı.
Dipper: Sonra çocuğa vurdum. Dedim ki "Bu şapka benim için çok değerli çek ellerini!" Eheheh.
Wendy: Vay canına Dipper. Bu, benim için anlamı büyük.
Dipper çok mutlu bir şekilde ona baktı. Yanağından bir kere öpse diye düşünmeye başladığı sırada Ford amcası geldi.
Ford: Dipper!
Dipper: Büyükamca Ford.
Sarıldılar.
Dipper: Seni çok özlemişim!
Ford: Ben de seni evlat. Hey, işin bitince aşağıda bana katılmak ister misin?
Dipper: Evet! Neden olmasın!
Wendy boğazını temizlercesine öksürdü.
Dipper: Şey, bu akşam erken gelebileceğimi söyleyemem Ford amca.
Ford ona göz kırptı.
Mabel arkadaşlarının yanına yürüyordu. Pacifica ile yan yana geçtiler ve durdu bir anda. Arkasını dönüp bağırdı.
Mabel: Pacifica Northwest!
Pacifica: Mabel Pines!
Mabel: Duydum ki iflas etmişsiniz.
Pacifica: Kes sesini! Bu seni ilgilendirmez.
Mabel: Ben, kapımız açık istediğiniz zaman gelebilirsiniz diyecektim.
Pacifica biraz düşündü ve yüzünü döndü.
Pacifica: Üzgünüm, eski alışkanlıklar.
Mabel: Anlıyorum. Belki sonra görüşürüz.
Pacifica: Görüşürüz.
Mabel gitti ve Pacifica: "Eğer Mabel burdaysa, Dipper da burdadır!" Diye geçirdi ve kulübeye hızla gitmeye başladı.
Soos aşağıda toz alıyordu.
Soos: Ah, bu ışıklar da ne?
Soos'un gözlerine elektrik çarptı ve düştü. Gözleri parlar bir şekilde ayağa kalktı. Konuşmuyordu ama kapıya bir yumruk atarak demir kapıyı yerinden metrelerce fırlattı.
Wendy: Bir ses duydun mu?
Dipper: Evet, aşağıdan geldi sanki.
Wendy: Bir bakalım.
Aşağı yavaş ve emin adımlarla ilerlediler. Soos oraya doğru soda makinesi fırlattı.
Dipper&Wendy: Aaaaaah!
Kenara atladılar.
Dipper: Koş Wendy! Koş!
Kaçmaya başladılar. Soos, Dipper'ın peşine takıldı. Etrafındakileri kırıp dökerek yanlarına geliyordu.
Dipper: Biliyor musun şu anda günlük çok işime yarardı.
Wendy: Günlüğü boşver Dipper! Kafanı kullan.
Mabel: Candy!!!! Grenda!!!!
Sarıldılar.
Mabel: Sizi çok özlemişim.
Candy&Grenda: Biz de seni çok özledik!
Mabel: Bu yaz çılgınlık yapmaya hazır mıyız?
Candy: Ne gibi???
Mabel: Şu yeni çocuklar gibi.
Gösterip kaşlarını oynattı.
Grenda: Wooohhh!!
Grenda ayağını yere vurdu ve sallandılar.
Candy: Vay canına Grenda, bu inanılmazdı.
Bir daha sallandı.
Grenda: Bunu ben yapmadım.
Mabel: O halde kim yaptı?
Dipper ve Wendy'nin çığılığı yankılandı. Ormanda koşarken Dipper, Pacifica'ya çarptı ve üst üste yere düştüler. Pacifica heyecandan kızardı.
Pacifica: Dipper...
Dipper: Pacifica?!
Wendy onları öyle görünce elini yumruk yapıp ağzına götürdü.
Wendy: ÖHÖM ÖHÖM! Kaçsak mı?
Dipper: Haklı.
Elinden tutup Pacifica'yı kaldırdı ve koşmaya devam ettiler. Wendy, Dipper'ı elinden tutup bir mağaraya çekti.
Wendy: Burayı bulabilir mi?
Dipper: Bilmem.
Pacifica: Hey!
Pacifica, Dipper'ı elinden kendine çekti.
Wendy: Senin derdin ne?!
Bu kez Wendy kendine çekti.
Pacifica: Bizi buraya çektin, burası kapalı bir yer! Kaçış yok.
Bir daha çekti.
Wendy: Hayır! Saklanmak için çok ideal.
Bir daha çekti.
Dipper: He-Heey! Durun! Wendy, ateş yakar mısın? Burada saklanmalıyız.
Wendy: Evet! Sarışın, Soos henüz seni görmedi burdan gitsen kendi kârına.
Pacifica: Dipper'ı seninle yalnız bırakmı- yani Dipper ve seninle yalnız başıma yakalanmaktan daha çok şansım var.
Dipper: Kimse ayrılmıyor. Hiç birimiz.
Ateş yakıldıktan sonra birbirlerine sığınmış bekliyorlardı.
Mabel: Dipper'ı bulmamız gerek kızlar.
Candy: Merak etme, onu bulacağız.
Stan: Çocuk nereye kayboldu ki?!
Ford: Onu bulacağız merak etme. O akıllı bir çocuk.
Dipper, Wendy'nin omzuna yaslandı.
Dipper: Esrarengiz kasaba gene aynı.
Wendy: Evet. Ama siz yokken neredeyse bir şey olmuyordu.
Gülümsedi.
Wendy: Şapkaları değiştirme zamanı geldi mi sence?
Dipper: Hayır, şimdi değil. Yani bence zamanı gelmedi.
Wendy: Zaten şakaydı, neden bu kadar ciddisin?
Dipper: Üzgünüm, ben senden kalan bir anım olsun istiyorum.
Wendy başını salladı.
Wendy: Kız uyumuş.
Dipper kalkıp üzerini örttü.
Dipper: Soos'a zarar vermeden nasıl kurtulacağız?
Wendy: Yani, onca şeye vurdu hiçbir şey olmadı. Demek ki zarar görmüyor. Başka bir şeyle helletmeliyiz.
Dipper: Belki de bilemiyorum kafasına bir demirle falan vurmalıyız.
Wendy: Ona ağır bir zarar verirse?
Dipper: Başka yolu görünmüyor Wendy. Söylemek istediğin bir şey varsa ama sonuna kadar dinliyorum.
Wendy: Aklıma bir şey gelmiyor.
Dipper: Benim de. Hey, yıldızları izleyrlim mi?
Wendy: Bizi burada bulabilir ama.
Dipper: Hadi ama, o vücutla buraya çıkamaz.
Dışarı çıkıp yıldızları izlemeye başladılar. Yan yana uzandılar. 5 dakika sessizlik oldu. Dipper 10 kere konuşmayı denedi ama olmadı, sonunda tüm cesaretini topladı.
Dipper: Neden bilmiyorum ama, Wendy ben seni unutamıyorum. Yani, hala sana aşığım. Lütfen bana kızma.
Yanına döndü, Wendy'nin gözleri kapalıydı.
Dipper: Bu harika.
Onu içeri götürdü ve ateşin etrafında bir yere yatırdı.
Dipper: Huh! Yeterince güçlü değilsin Dipper.
Mabel: Bu Soos! Soos! Heey!
Stan: Sonunda, belki de Dipperladır. Soos.
Soos arkasını döndü, gözleri parlıyordu.
Ford: Hayır! Ben bunu biliyorum. Bu bir büyü, kan dökülmesi gerek. Bizim çocuklardan birisinin peşine takıldıysa...
Soos, Mabel'a doğru koşmaya başladı.
Ford: Bizim çocuklardan birisini öldürmeye programlı. Kaçın!
Hepsi koşmaya başladı. Ağaçlar mızrak gibi fırlıyordu.
Stan: Bu bela hiç peşimizi bırakmayacak değil mi?!
Mabel: Ayyy!!! Bunu nasıl durduracağız.
Dipper: Bu bağırışmalar da ne?
Bir bağırma sesi daha geldi
Wendy: Bu Mabel'ın sesi miydi?
Dipper: Bana da öyle geldi. Koş Wendy onu kurtarmalıyız!
Pacifica: Ne-nereye?
Dipper: Mabel'ı kurtarmaya.
Kaçarlarken Ford plandan bahsediyordu.
Ford: Onun gözüne elektrik çarptırmalıyız. Başka çaresi yok!
Mabel: Bunu nasıl yapacağız?
Ford: Onu bana bırakın.
Ford ağaçların arasına dalıp kayboldu.
Mabel: Candy ve Grenda nerde?!
Stan: Bilmiyorum! Canını kurtarmaya bak!
Mabel: Olmaz Stan Amca. Onlar benim dostum. Madem büyü ben dayak yiyince bozulacak. O zaman dayak yemeliyim.
Mabel durunca Stan de durdu.
Stan: Mabel hayır! O seni öldürecek!
Yanına gitti ama Soos onlara yaklaşmıştı. Stan Mabel'a sarıldı.
Stan: Soos, bunu yapma! Karşı koy.
Ford ağaçtan bakıyordu, elinde tek mermili bir silah vardı. Elektrik topu atıyordu.
Ford: Hadi arkanı dön! Hadii!
Dipper: Hayır!
Wendy: Sakin ol Dipper.
Kementi boğazına sardı.
Wendy: Asıl!
Dipper ve Pacifica da asıldı ve dengesini bozdular. Arkaya doğru düştü. Kafasını ağaca vurdu ağaç yıkıldı ve diğer ağaçlara çarptı.
Ford: Harika!
Ford atışını yaptı, sarsıntıdan gözünü ıskaladı.
Ford: Olamaz!
Stan: Eyvah! Şimdi ayvayı yedik.
Soos başını tutarak kalktı. "Kafama neyle vurdular? Aah kankalar. Berbat bir rüya gördüm. Ahahah!" Dedi.
Wendy: Kafasını vurması işe yaradı. Aferin Dipper. Çok iyiydin.
Dipper'ın burnuna işaret parmağıyla vurdu.
Pacifica kısık sesle "İğrenç parmaklarını çek ondan" dedi.
Dipper: Film gecesi?
Wendy: Olur.
Pacifica: Aah! Ben eve gidiyorum!
Mabel: Bekle Pacifica. Belki de bizimle takılmak istersin?
Pacifica: Kalsın!
Kollarını bağlayıp arkasını döndü.
Mabel: Hadi amaa. Erkekler hakkında konuşup onlara ulaşma yolları hakkında konuşmalar bunlar.
Pacifica, Dipper'a bu şekilde ulaşma fikrini düşündü.
Pacifica: Belki bu seferlik, tamam.
Dipper ve Wendy gidip film izlemeye başladılar.
Stan: Dipper büyüyor cidden.
Ford: Bu kızın telefonunda hep Dipperla olan fotoğrafları var.
Stan: Nereden biliyorsun?
Ford: Bak.
Wendy'nin telefonunu gösterdi.
Blubs ve Durland geldi.
Blubs: Burada çok fazla gürültü olduğuna dair şikayet aldık.
Stan: Muhtemelen dev ayılardır. Bu saatte bunlardan çok var. Hey ama size ayı kovucu kertenkele maymun totemlerinden verirsem sıkıntı olmaz.
Durland: Aah! Bu gerçek mi?
Blubs:Tabiki değil Durland. Yalan söylüyor.
Stan: Siz bilirsiniz. Bol şans.
Kapıyı kapattı. Ayı hırlama sesleri geldi.
Durland: Aaaaaaaaaaaa!!!!!

İlgi toplarsa devam ederim. Umarım beğenirsiniz.

Continue Reading

You'll Also Like

17.5K 1K 33
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
159K 17.8K 39
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.
200K 20.1K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
642K 70K 40
çapkın bir omega olan kim taehyung, kızgınlıklarını geçirmek için gözüne alfa jeon jungkook'u kestirir