Boundary ♕ bts×bp

Bởi Lalicorn

122K 8.5K 5.9K

❝ Yüzyıllardır kimsenin çözemediği bir şekilde lanetlenmiş iki krallığın koyduğu Sınır Çizgisi, yeni macerala... Xem Thêm

prolog » boundary
1 » hayal
2 » aynı gökyüzü
3 » dilek
4 » saraydan kaçış
5 » seus prensleri
6 » seusgözü
7 » son
8 » ölecek miyiz?
9 » ressam
10 » fikir
12 » tanışma
13 » ölümün melodisi
14 » lady chaerin
15 » mektup
16 » şimdi ya da asla
❝ NOT ❞

11 » siz kimsiniz?

5.7K 464 252
Bởi Lalicorn


Medya-Prens Jin&Prenses Jisoo

[Medya tam anlamıyla bu kitaba uymuyormu?Ben bayıldım]

Seus Kraliyet Sarayı♐️
Yoongi~

Tahtıma oturup öylece etrafı seyrederken görkemli odanın kapısı açıldığında gülümsedim.

Sonunda gelmişti..İyi haberler getirdiğini varsayarak;
"Hoşgeldin,namı değer Ressam Kang Kris" dedim.

Önümde eğilerek kırmızı halıları takip etmeye başladığında yavaşça ayağa kalktım.

"İyi duyumlar aldım,prensim" dediğinde Kaşlarımı havalandırdım.Söyleceklerini merak ediyordum.

Ona emrettiğim gibi Prenses Rose hakkındaki bütün bilgileri toplayıp gelmişti,yani ben öyle umuyordum.

Ağzındaki baklayı çıkar artık dercesine ona sert bakışlar attığımda
"Kral Hangun ve Kraliçe saraydan ayrılmışlar efendim,bir süreliğine başka bölgede olacaklar"Dedi.

Hafifçe tebessüm ederek bu Bilginin benim ne işime yarayacağını sorgulamak istedim.Bu ihtiyar ne saçmalıyordu?

"Sen!" Dedim bağırarak
"Sen söylediğin basit olaylar ile bana o Prenses Hakkında bilgi getirdiğinimi sanıyorsun?Sana onun Herşeyini öğren demiştim!"

Ressam Kris aşağılayıcı bir kahkaha atarak
"Aslına bakarsanız elimde daha nice bilgi var.." Dedi.

Rüşvet teklif ettiği yüzünden okunurken cebimden çıkardığım bir kese altını onun tam  önüne fırlattım.Bunu yapmamı beklercesine keseyi yerden aldığında,konuşmasına devam etti.

"Hmm,Prenses Rose.O Hangun Kraliyeti'nin 'Peri kızı' olarak tanıdığı güzelliğiyle bilinen bir Prenses.Nasıl olur bilemem ama Hangun Halkı en çok Prenses Rose'a düşkün.Ayrıca o merak ettiğin Prenses bir tutsak yani saray altından çıkamayan acınası biri-"

Ressam Kris sözlerine devam edecekken sözünü kesip;
"N-Nasıl yani Saraydan ayrılmaları yasakmı?" Dedim merakıma yenik düşerek.

"Hmm,hmm" diyerek başını salladığında aldığım bilgilerin yeterli olduğunu düşünerek odadan çıkmasını  işaret ettim.

Bu ihtiyar iyi iş çıkarıyordu...

👑👑👑

Jungkook~
Yoongi abimin  anlattıklarıyla şaşkın halime bürünmüşken odayı aydınlatan loş meşalelere baktım.Sıcak hissettiriyorlardı.

Jin hyung söze atılarak
"Demek saraydan çıkma yasakları var ha?" Dediğinde Yoongi hyung başını sallamıştı.

İşte şimdi taşlar tek tek yerine oturuyordu.Bizi ilk gördüklerinde kaçıp gitmeleri,garip tavırlar sergilemeleri dışarıya ilk kez çıktıklarının göstergesiydi.

Kapıya doğru ilerleyerek
"Ben uyuyacağım" dediğimde hepsi beni takmadan olayı çözmeye devam etmişlerdi...

Bu tam anlamıyla sinir bozucuydu.

~
Sabah olduğunun temsili olan Işıklar her iki Sarayıda aydınlattığında her birini yeni bir umut bekliyordu.

Gözlerini güne daha yeni açan Jennie dışarıya çıkmak için istikrarlı görünüyordu.Bayan Elle'nin sabaha karşı yatması üzerine plan sabaha bırakılmıştı.

Prenses Jennie bitkin ve bir o kadarda sessiz haliyle sendeleyerek Prenses Jisoo'nun odasına gittiğinde hızla onu uyandırmak için yola koyulmuştu.

Fakat Prenses Jisoo uyanmaya hiçte istekli değildi..

Prenses Jennie,Jisoo ile uğraşırken Prenses Lisa ayaklarına yeni aldığı uzun çizmelerini geçiriyordu.

Rose ise hala uykunun sıcak kollarındaydı.

Prenses Jennie sonunda Jisoo'yu uyandırmayı başardığında geriye tek sorun kalmıştı

Prenses Rose'u uyandırmak...İşte bu herşeyden zordu.

👑👑👑
Hangun Kraliyet Sarayı 🍭
Jisoo~

Çizmelerimi giyince etrafımda bir tur döndüm.Dışarıya çıkmaya hazır gibiydim.

Ben uyuduktan sonra 'yeni bir plan' düzenleyen kardeşlerimede kırgındım tabii.

Rose kollarını belime dolayarak
"Hadi unnie üzgünüz,barış bizimle." Dediğinde daha fazla dayanamayarak kahkaha atmıştım.

Lisa fısıldayarak
"Sessiz ol,Bayan Elle uyanabilir" dedi.

Hatamın farkına vararak Jennie'ye baktığımda hala güzel görünmek için taç seçmeye çalıştığını gördüm.

Derin bir nefes alarak
"Şu gümüş olanı takıver işte,sana hepsi yakışıyor" dediğimde Jennie sonunda karar verip başına benim en beğendiğim 'siyah' tacını takmıştı.

Lisa ve Rose'un ellerini tutarak yavaşça kapıyı araladığımda bomboş koridora baktım.Gözüm Bayan Elle'nin kaldığı misafir odasına iliştiğinde hala eskisi gibi kapalı durduğunu gördüm.

Fısıldayarak
"Ortam müsait,gelin" Dediğimde hepsi benim kapıdan çıkmamı beklemişlerdi.

Kapıdan ilk olarak çıkıp bir leylek misali parmaklarımın ucunda ilerlemeye başladığımda sarayın sakinliği beni huzurlu hissettirmişti.

Büyük adımlar atarak merdivene ulaştığımda yavaşça basamakları inmeye başladım.Kalbimin atış sesleri kulağımda yankılanırken yakalanmaktan korkuyordum.

Sonunda 20 basamağı bulunan büyük merdivenleride aştığımızda Jennie yavaşça önüme geçerek
"Eski çıktığımız yerden çıkalım" Dedi.

İçimi bir ürperti kapladığında Oraya gitmek hiç ama hiç istemiyordum.Tutsak kalmış suçluların bulunduğu o karanlık zemin kata kim gitmek isterdiki?

Duruşunu dikleştirerek kendime güvenmeye çalıştığımda Jennie çoktan zemin kata ilerlemeye başlamıştı.

İstikamet zemin kata!

👑👑👑

Hala zemin katın ürkütücü havası bizi bırakmamışken,
Önümüzdeki Büyük görkemli kapıyı açtığımızda çıkan sesler,uçuşan yarasalar hepimizin korkudan titremesine neden olmuştu.

Rüzgar eskisinden daha sert bir biçimde esmeye devam ederken oyalanmamak için kapının önünden geçerek karla kaplı çimenlere bastım.

Kızlar arkamdan gelirken Jennie kapıyı kapatmayı sonunda başarmıştı.

Rose
"Koşalım hadi!" Dediğinde Jennie bize yetişerek çoktan yanımıza gelmişti.

Paltoma dahada sarılarak koşmaya başladığımda,topuz yaptığım saçlarımın açılma korkusu ile başbaşaydım.

Lisa
"Sınır çizgisinde harika Zamanlar geçireceğiz.Belki kartopu oynarız ha?" Dediğinde neden sınır çizgisine gittiğimize anlam verememiştim.

"Neden kasaba merkezine gitmiyoruz?" Dediğimde Jennie kedicik tavırlarıyla
"Çünkü Oraya gidersek halk bizi tanır ve babamın kulağına bu hemen gider.Sınır çizgisinde bizi kimse bulamaz değilmi?" Dedi.

Jennie'ye hak verdiğimde hepimiz önümüzdeki duvardan atlayıp sarayın bahçesinden sonunda çıkabilmiştik.

Ayağımdaki kalın çizmeler sayesinde karda pürüzlü izler bırakırken,oldukça rahattım.

Koşmaya devam edip önden giden Rose'un koluna girdiğimde bana o güzel gülümsemesini bahşetmişti.

Ellerim çoktan buz tutup kızarmaya başlamışken,yüzümde ellerimden farksızdı.Rose Benim aksime daha sıcak olan elleriyle,elimi daha sıkı sıktığında elimi ısıtmaya çalıştığını anlamıştım.O harika bir kardeşti!

Sonunda o tanıdık tabelanın önüne geldiğimizde -eskisi- gibi aynı yolu ezbere takip ettik.

Yarım saatlik daha yolumuz vardı...

~
Hangun Prensesleri kaderlerine bir adım daha atmışken yakışıklı prensler ise masallardaki gibi beyaz atları ile yola çıkmışlardı.

Şuan tam tamına kaderleri ile bağdaşıyorlardı.Ne de olsa Kader tesadüfleri severdi değilmi?

Prensesler sınır çizgisine sadece dinlenmek için gelsede çok yakında bu çizgiye aşık olacakları prensleri görmeye geleceklerdi.

Prensesler soğuk havaya aldırmadan sınır çizgisine vardıklarında yorgun düşen bedenleri ile kendilerini karlara atmak istediler.

Buz tutmuş kirpiklerinin ardındaki gözlerinde eski anıları canlanmıştı.Onlarda gördükleri prensleri unutmamışlardı elbet.

Prenses Lisa bitkin düşmesine rağmen gümüş eldivenlerinin arasına bir kar parçası alıp yuvarlamaya başladığında,kardeşleri herşeyin farkında olarak yapacağı hamleyi beklediler.

Prenses Jennie önlemini şimdiden almak isteyip;
"Sakın bana atayım deme o güzel saçların tek tek yok olur çünkü" dediğinde Lisa dudak büzerek Rose'a bakmıştı.

Rose'da aynı tepkiyi verdiğinde Lisa son çareyi Jisoo'da bulmuştu.Biraz oyun oynamaktı amacı..

Prenses Jisoo
"Üşüdüm" dediğinde Lisa sinirlenerek elindeki kartopunu yere fırlatarak ellerini beline bağlamıştı.Oynamak isteyen hiçkimse yoktu!

Bunca yolu sadece boş boş durmak için geldiklerine kızıyordu Lisa.

Lisa başına kapşonunu geçirmeye çalıştığında tacı buna engel olmuştu.

Ve Prensesler kendi hallerinde durarlarken sonunda vakit gelmişti.

'1 Ocak 2018,Saat 9:00 Hangun Prensesleri Seus Prensleriyle sınır çizgisinde yeniden görüşür.Fakat bu görüşme diğerlerinden farklıdır..."

Jimin~
Atımı sınır çizgisine sürmeye devam ederken ileride gördüğüm kişiler ile duraksadım.Sınır çizgisinin ötesinde birileri vardı.

Kim olduklarını ayırt etmeye çalışsamda bütün çabalarım başarısızdı.

Jin hyung atını daha hızlı sürüp önümüze geçtiğinde
"Sorun çıkarmak için gelen askerlerdir" dediğinde Kaşlarımı çatarak atımı durdurdum.

Atımdan indikten sonra bana ne olduğunu anlamaz şekilde bakan kardeşlerime
"Yürüyerek gidelim,atlarımızı vurabilirler" dediğimde hepsi bana hak verip atlarından inmişlerdi.

Yoğun rüzgar görüş alanımı kısıtlarken,her yeri bir bulut gibi buğulu görüyordum.

Karda kaymamaya özen gösterirken adımlarımı hızlandırdım.

Sınır çizgisine yaklaştıkça kaşlarım yavaş yavaş havalanıyordu.
Çünkü sınır çizgisinin ötesindeki kişiler gerçek kimliklerini belli ediyordu.

Bir dakika bir dakika,bu kişiler sorun çıkarmaya gelmiş olan Hangun askerleri değildi!Bunlar önceden görmüş olduğumuz Hangun Prensesleriydi!

Namjoon hyung
"Bu kızların burada ne işi var?" Dediğinde hepimiz şaşkınca sınır çizgisine dahada yaklaştık.

Bizi halen farkemeyen Prensesler,kartopu oynamakla meşgul görünüyordu.

Sonunda başındaki 'siyah' tacı ile uyum sağlamış olan kız bizi farkedip duraksadığında,kafasına hiçte küçük olmayan bir kartopu yemişti.

Şaşkınlıktan ağzım aralandığında sınır çizgisinin tam önüne varmıştık.Bizi farkeden kız eliyle bizi gösterdiğinde diğer 3 Prenseste bu yana bakmışlardı.

Rüzgar sesindenmi yoksa bizim sessiz yürüşümüzdenmi bilmem bizi yeni yeni farkedebilmişlerdi.

Sonunda karşımızdaki
Kişiler ile gözgöze geldiğimizde hepsinin tepkilerini inceledim.

Siyah saçlı olan dağınık topuzuyla bize uzaylı görmüş gibi bakıyordu.

Hemen yanındaki Kahküllü kız ise elindeki kartopunu hareketsiz elinde tutuyordu.

Onun bir yanındaki kız ise yüzüne gelen saçlarını engellemek için çabalıyordu.

Ve son olarak 'Siyah' taçlı kız karlar içinde kalan saçlarıyla bize ölümcül bakışlar atıyordu.

Daha fazla dayanamayarak onlara seslendiğimde bize korkak bakışlar atmışlardı.

"Siz Kimsiniz?"

&&&

Bölümü uzun tutmaya çalıştım.
Artık böyle uzun bölümler sizi bekliyor olacak
bu arada Bölüm nasıldı?
Kitap Nasıl ilerliyor?
Beğenmediğiniz şeyler var mı?Var ise belirtin lütfen.

Sömestır tatilinde yeni yayınlayacağım bangtanpink kurgumu heyecanla bekleyin!👑👑

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

PAŞAM B×B Bởi Einsames_Rosa

Tiểu Thuyết Lịch Sử

31.1K 1.9K 21
1496 yıllarında Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşa ve onun biricik oğlan kölesi Niko'nun aşkı ( kitap tarihten bağımsızdır)
271K 27K 200
Karanlıkta çok zaman geçirdi. Artık o bile ne kadar olduğunu bilmiyordu. Sonuçta hiçbirşeyi değiştiremedi. 4. kez yine soğukta yalnız başına gözlerin...
AŞK-I DERUN Bởi 👑

Tiểu Thuyết Lịch Sử

4.5K 357 12
Büyük bir sevda ile bir araya gelen iki gönlün büyük imtihanları. Kuruluş Osman karakterlerinden alınmıştır. Algon sevdasını birde kendi hikayelerimi...
Algon Bởi cicek8899

Tiểu Thuyết Lịch Sử

30.8K 1.4K 29
iki düşman ailenin arasında filizlenen bir sevda meselesi🌼