Renaissance in Blood ✾ Jikook

By aerdesu

2K 209 282

"gel ey gecedeki gündüz. çünkü sen gecenin kanatları üstünde, kuzgunun sırtındaki kardan ak görünürsün. ver b... More

2 ℘ fazilet güzelliktir ama güzel kötülükler şeytanın süslediği baş sandıklardır
3 ℘ güzelliğin iyiliğe eşit olduğu, ne kusursuz bir yanılsama
4 ℘ eğer hareket etmezsen, zincirlerini farkedemezsin
5 ℘ ey şaraptaki görünmez ruh, adın yoksa eğer, sana şeytan desinler

1 ℘ bu aşk, gözleri bağlıyken bile nasıl görür gönlümüze giden yolları

998 61 112
By aerdesu

Ölüm yolunda ilerlerken bütün dünlerimiz, geçmiş günlerimiz, sersemlere ışık tuttu. Sön, kısacık mum, sön! Ömür bir yürür gölge; zavallı bir kukla ki sahnede salınıp çırpınarak saatini dolduruyor, sonra bir daha adı duyulmuyor

1586, İtalya

"Kutludur Tanrımız; şimdi ve her zaman ve sonsuza kadar. Âmen."

 Pazar gününün en sevdiğim saatleri bu güzel mevsim ile birleşiyor, güneş tanrısal aşk ile parıldayıp insanın içine dinginlik dolduruyordu Aziz Petrus Katedrali'nde*. Evim bellediğim kutsal yuva bu pazar gününde de yine tüm ihtişamıyla Vatikan'ın önde gelen devlet adamlarına, kardinallere, sanatçılara ve tabii halkın büyük bir kesimine ev sahipliği yapıyordu. Bu görkemi dillerden düşmeyen kutsal ayin silsilesi bizzat babam olan Papaz  Gianpiero'nun önderliğinde süre geliyordu alışıldığı gibi. Halkın da ayine katılma sırası geldiğinde her zamanki gibi en şık kıyafetlerini giymiş hatırı sayılır kalabalık, edilecek duanın devamı için ayağa kalktı.

"Efendi, suçlarımızı bağışla. Kutsal Olan, adın uğruna bizi ziyaret et ve hastalıklarımızı iyileştir. Tanrım, merhamet göster
Efendi, suçlarımızı bağışla. Kutsal Olan, adın uğruna bizi ziyaret et ve hastalıklarımızı iyileştir. Tanrım, merhamet göster 
 Efendi, suçlarımızı bağışla. Kutsal Olan, adın uğruna bizi ziyaret et ve hastalıklarımızı iyileştir. Tanrım, merhamet göster"

"Çünkü krallık, kudret ve yücelik Senindir: Baba'nın, Oğul'un ve Kutsal Ruh'un; şimdi ve sürekli ve sonsuzlara kadar. Âmen "

  

Ayin sona erdiğinde halkın ardından Papaz Gianpiero da Naos'u* terk etti. Ben ise diğer rahipler ile birlikte katedralin nartheks* kısmına ilerledim. Halkın taleplerinin kısaca alındığı yerdi burası. Çoğu zaman sadece yiyecek yoksunluğundan gelirlerdi. Böyle büyük bir katolik kilisesinde düğün bir devlet adamı veya burjuva kesimden bir aile tarafından gerçekleştirilmeyeceği takdirde asla yapılmazdı. Bu nedenle tanrı huzurunda kutsal birliktelik aldığımız en nadir taleplerdendi. Lakin bugün her zamankinden daha boş olan nartheks, yine de fazlasıyla gürültülüydü. Gözlerim biraz ilerde diğer rahiplere zor anlar yaşatan ufak tefek bir beyefendiye takıldığında bunun sebebini açıkça anlayabiliyordum. 

Genç adamın hayli yoksul durduğu söylenemezdi ama burjuva sınıf ile de yakından uzaktan ilişiği yoktu. Kirpiklerine düşen turuncu, gür saçlara sahipti. Mevsim dolayısıyla da saçları açık renk almış, çilleri yüzünde belirginleşmişti. Avrupa'nın güney kesimlerinden gibi durmuyordu ilk bakışta. Bu, sanki onu dikkat çekici kılmaya yetecek bir özellikti. 

"Beni anlama gayreti göstermiyorsunuz, papaz ile görüşmeliyim. Bu mühim!"

Yabancının sesini işittiğimde diğer rahipler onu kibarca geri çeviriyor, papaz ile görüşmenin o kadar kolay olmadığını dile getiriyorlardı. Yabancı ise talebinin gerçekleşmesi için yalvarıyor, durduğu yerde ter döküyordu. Sessiz kalıp bir köşede dinlemek belki de yapılması gereken en doğru şeydi. Ama içimden bir ses onun elinde tuttuğu irice parşömenlerin önemli göründüğünü söylüyordu. Ya da belki de sadece içindekini öğrenme arzusuydu bu. 

"Rica ediyorum. Ben ilgilenirim" Diğer rahiplerin yanına yaklaşıp konuştum. Bu, gözleri parlayan yabancıya ışık tutmuş olacak ki hemen onların arasından çıkıp benimle büyük salonun kapısına yürümeye başladı. 

"Papaz ile görüşmeliyim. Bu mühim bir mesele. Tüm dünyayı ilgilendiriyor!" Garip bakıyordu gözleri. Sanki duyguları değişiyormuş gibi bir hal vardı yüzünde. Gözlerindeki ışığın tanrı aşkı olmadığı belliydi, çok kolay hissediliyordu. Bu, bambaşka bir şeydi. Heyecan dolu, ama biraz da korkulu. Parşömen kağıtlarını saran elleri titriyordu. Yabancı haklıydı tabii, devir her geçen gün değişiyor, katedralin devlet yönetiminde söz sahibi olma oranı her geçen gün artıyordu. Haliyle bir papaz ile görüşmek kolay iş değildi. Ve burada insanların sonu ölüm yolunda pek de kalın olmayan birkaç ip de olabilirdi. 

"Papaz Gianpiero sizi on dakika içerisinde kabul edecek"  Yüzü donup kaldıktan kısa bir süre umutla dolmuş gibiydi.

"Bu nasıl mümkün-"

"Tabii eğer bana kim olduğunuzu ve o parşömenlerin içinde ne olduğunu anlatırsanız." İşittikleriyle birlikte yabancının yüzü gerilmişti ama talebinin kabul edilmesinin heyecanı hala hüküm sürüyordu ellerinde. 

Bir süre sessizce yürümeye devam ettik, düşünceli bakan gözlerinden zihninde cümlelerini toparlamaya çalıştığı belliydi. Onunla Pietà'nın* önünde durduğumuzda gözlerini ayırmadan onu hayranlıkla seyretti bir süre.

"Sanata ilgili misinizdir rahip?" Sorusuyla beni şaşırtıp beklemediğim bir konuşma başlattı. Halen gözlerini heykelden ayırmamıştı. Büyülenmiş gibi bakıyordu, belki de bu yabancı bir sanatçıydı.

"Jungkook. Rahip Jungkook." Başını bana çevirip birkaç saniye gözlerimin içine baktı. Derin bakıyordu yabancı, kızdığında boğaza sarılan bir çift el gibi olabilirdi gözleri, derin ve içtendi. Kendisinden yakınır gibi içten.

"Jimin." 

"Michelangelo'nun en önemli eserlerinden birine bakıyorsunuz Bay Jimin. Bunu bildiğinizi varsayıyorum, çünkü gözlerinizdeki tutku sanata olan sevginizi açığa vuruyor. Kucağında ruhu bedenini terk etmiş İsa Mesih'i tutan bir Meryem Ana heykeli, bu sanatın dinimiz ile birleştiği bir başyapıt. Sevmemek felaket olur."

Derin bir nefes verdi Jimin. Artık iki yabancı değildik. Ardından neredeyse görülemeyecek kadar hızlı bir gülümseme yerleşip kayboldu dudaklarında. Oldukça alaylıydı, lakin ben nedenini sorgulayamadan elindeki parşömenlerden birini bana uzattı. Bir anlık duraksamadan sonra uzun parşömeni iki elimin yettiğince açtım. Ama gözlerim, gördüklerinin üzerine şaşkınlıkla açılmıştı. Neredeyse her şey genç yaşımın alamayacağı kadar teknik metinler ve çizimlerden ibaretti. Fakat bu çizimler müthiş bir el becerisi gerektirecek türdendi.

"Siz bir sanatçı-"

"Ah hayır, rica ediyorum beni o kadar yüceltmeyin. Ben bir bilim adamıyım ve o elinizde tuttuğunuz şey ise güneş sistemi!" Parşömenin tek tarafını alıp kendi eliyle tuttu ve ortamıza alarak biraz daha açılmasını sağladı. Şimdi ise önümde uzanan dev çizim birkaç kürenin oluşturduğu bir çemberdi. "Bunlar-"

"Kilisede mi doğdunuz rahip?" 

"Papaz Gianpiero, kendisi benim babam. Tüm çocukluğum bu olağanüstü katedralde geçti. Her bir anını ona borçluyum."

"Gençsiniz, lakin benden çok da fazla değil. Gök cisimlerini henüz tanıyamıyor musunuz, yoksa bu kutsal yuvanızda kilise öğretileriyle ilim ve irfana kör mü yetiştirildiniz?"

Sözleri sertti, keskin bir bıçak kadar sertti ve her birini nasıl kullanacağını iyi biliyordu. Her biriyle nasıl can yakacağını da iyi biliyor gibiydi. Yerinde bir başkası olsa belki de onu tanrının evinden, bu küstahlığından ötürü kovmam ve bir daha ayak basmamasını istemem gerekirdi. Hatta bu, şu anda benim dışında herkesin yapacağı bir hareketti. Fakat Jimin, yalnızca ufak tefek küstah bir adam gibi durmuyordu, aksine güçlü bir kişiliği vardı. Sivri dilini böyle bir yerde bile durdurmayacak kadar güçlü. 

"Ne demek istediğinizi anlayamıyorum"  Yaklaşıp parşömen kağıdındaki kürelerden bir tanesini son derece ufak eliyle işaret etti. "Burası, evimiz. Katedraller veya kiliseler değil, evimiz burası. Dünya. Ve eğer dikkatinizi verirseniz, güneşin ve tıpkı dünya gibi diğer gezegenlerin de çizili olduğunu görebilirsiniz." Ustalıkla çizilmiş olan şey aslında sanat eserinden çok bir tür gök haritasıydı. Bu yine de insanı büyüleyen bir göz kamaştırıcılığının olduğunu değiştirmiyordu.

"Peki ama, bununla ne yapmayı düşünüyorsunuz?"

Yüzüne alaycı gülümsemesinden tekrar oturtmuştu. Parşömene az evvel Pieta'ya baktığı gibi parlayan gözlerle bakıyordu. "Elinizde tuttuğunuz şey rahip, bir buluş! Tüm dünyanın doğruluğuna kör kaldığı bir gerçek bu!" Heyecanla anlatırken ellerini etrafa savuruyordu. En sonunda ağzından 'Güneş Merkezli Evren Modeli' çıkmıştı. "Sanılanın aksine Rahip Jungkook, dünyamız evrenin ortasında değil. O hiçbir şeyin merkezi değil. Dünyamız dönüyor, hem de güneşin etrafında!" 

Yüzünde geniş bir gülümsemeyle cümlesini bitirdiğinde aldığı haz yüzünden okunur haldeydi. Bense hala ona şaşkın gözlerimle ve öksüzleşmiş aklımla bakmaktaydım. Karşımda duran ufak tefek adam, belki yüzyıllardır bilinen bir gerçeği tüm insanlık için yerle bir etmeye çalışıyordu. Hem de tamamen tek başına deniyordu ki takdir edilesi bir inancı olduğu kuşkusuzdu. 

"Bu, bir saçmalık."

Derin bir iç çekip parşömeni yavaşça elimden aldı. Demin heyecanla dolu olan yüzü şimdi biraz önceki alaylı halini almıştı. "Fazilet. Söyleyin rahip, bu dünyada faziletten güzel ne var?

Kendimi size tanıttım ve amacımı açıkladım. Şimdi eğer mümkünse, papaz ile görüşmek istiyorum"

"Sizi bekliyor, Bay Jimin"

  

Yazar Notu

*Aziz Petrus Bazilikası/Katedrali: Hristiyan dünyanın en önemli yapıtlarından biridir ve Vatikan'da yer alır. Dünyanın en büyük ve ünlü kilisesidir. Medyada resmini görebilirsiniz.

*Naos: Bir bazilikada cemaatin toplandığı alan.

*Nartheks: Kiliseye girişteki kapalı ön mekan.

*Pieta: Pietà, kucağında ölü İsa Mesih'i tutan Meryem Ana heykelidir. 

- Hikayenin geçtiği dönemde laik bir düzen söz konusu değil, devlet yönetimi tamamen din ile bağdaşık ve kilise tarafından yapılıyor. İnsanların dertlerini kiliselere açmasının veya yeni buluşlar için izin alınmasının sebebi de bu. Okuduğunuz için teşekkürler. Sevginizi emirgemeyin ✾

Continue Reading

You'll Also Like

877K 70.3K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
28.6K 1.2K 38
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...
118K 20.5K 16
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting
204K 21.5K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️