Bukra'nın omzumdan sarkan elini tutmak istedim ama avucu sımsıkı kapalıydı. Gözlerini beyaz camdan bir saniye olsun ayırmıyordu.
-Ben Esen Kaplan. Metamorfoz Projesi'nin eski koordinatörü, UGAM hekimlerinden biri ve değişenlerin lideriyim. Az önce hayatınıza devam etmenizi engelleyen ve sizi biraz ürküten durumun sorumlusu ise bu dostumuz.
Kahverengi kırmızı pötikareli ceket takımının içine siyah beyaz kareli gömlek giymiş genç bir adam. Çakır mavisi gözleri ile parmaklarının ucundan çıkan mavi şimşekler birbirini tamamlıyordu. Kameranın kendisini çektiğini hissedince cam siler gibi ellerini salladı çocuk. Elini sağa götürdükçe kaybolan görüntü sola çektikçe düzeliyordu. Siyah saçlı genç selamlamasını bitirince, değişenlerin lideri konuşmaya devam etti.
-Bugün burada, ulaşabileceğiniz tüm ekranların karşısında sizin için bulunuyoruz. Tüm sorularınıza cevap vermek için. En başından başlayalım, yalansız ve net. UGAM, devlet eliyle oluşturulmuş genetik araştırmalar yapmak için kurulmuş bir kurum. Dünya değişiyor dostlarım, sandığınızdan çok daha fazlası kapalı kapıların ardında konuşuluyor. En karanlık kabuslarınızda göremeyecekleriniz beyaz eldivenli ellerin altında gerçeğe dönüşüyor. Sizleri korumak için, ülkemizi daha iyi bir yer yapmak için biz de bu değişen düzene ayak uydurduk ama bir farkla. Kimsenin yapamadığını yaptık ve özel bir madde keşfettik. En basit tabiriyle değiştirici! 17 yaş üzerindeki erkeklerde fiziksel ve mental değişikliklere yol açan bir kimyasal. Bugün, ekranlarınızda konuşabiliyorsam değiştiricinin Doruk'a sunduğu özel güçler sayesinde.
17 yaş üzerindeki erkekler mi? Bakışlarım istemsizce Bukra'ya kaydı. On dokuzunu birkaç dakika önce tamamlamış bu çocuk nefes bile almadan olan biteni izliyordu.
- Eğer kurumumuzun iç işlerine karanlık müdahalelerde bulunulmasaydı vakti geldiğinde bu gelişmeler yetkili kişilerce sizlere açıklanacak ve gönüllüler üzerinde çalışmalar devam edecekti. Ama öyle olmadı. Yeni iktidar, UGAM'dan bir ordu istedi. Dünya'ya hükmedecek bir değişen ordusu. Biz istediklerini vermeyince, değişenlerimiz ve kurumumuz arasına nifak sokup isyan çıkardılar. Belki bundan sonrasını duymak hoşunuza gitmeyecek ama açın kulaklarınızı ve beni iyi dinleyin! İsyan sırasında değişenlerin büyük çoğunluğu aranıza karıştı. Duvarlardan geçebilen bir hırsızı engelleyebilir misin misiniz? Ateşte yanmayan bir adamı ölümle korkutabilir misiniz? Dertleriniz bunlardan çok daha büyük sevgili insanlar. En küçük derdiniz biriktirdiğiniz paranın bir değişen tarafından çalınması olacak.
Televizyona bir şeyler fırlatıp bu kadını susturmak istedim. Dünya görüp görebileceği en korkunç şeyle karşı karşıyaydı ve ağabeyim arkada sessizce bekliyordu. Kadının biri televizyona çıkmış beni, ailemi, herkesi tehdit ederken ağabeyim orada sessizce izliyordu. Ak saçlı susmadı:
- Değişenler isyan sırasında tüm laboratuarları patlattı. Bu değiştiricinin havaya karışmasına sebep oldu. Değiştiricinin havaya karışmasının ne demek olduğunu anlamayanlar için açıklayayım. Çok yakında 17 yaşından büyük tüm erkekleriniz tek tek değişecek. Kimi özel güçlere sahip olurken kimi sağlık problemlerine kapılıp bir kenarda ölümü bekleyecek. Ölemeyecek kadar şanssız olanlarsa ruh ve bedenlerindeki yaralarla yaşamaya mahkum olacak. İnsan ırkı melezleşip kaybolacak. Bir piyangoyu bekler gibi bekleyeceksiniz değişiminizi.
Süreyya annem daha fazla sessiz kalamamıştı. Bir çığlık attı ve peşinden gelen ağlamalar... Kocasını feda etmek onu öldürmemişti ama yavrusuna zarar gelmesi ihtimali bu kadını yıkardı. Kardeşimin onlardan biri olmasını istemiyordum. İnsan ırkının yok olması sonra geliyordu benim için. Önce kardeşim iyi olsun sonra insanlar. Eğer bir çözümü varsa bu işin, kardeşimi onlardan biri olmaktan koruyabileceksem eğer elimden geleni yaparım bir an bile düşünmem. Değişenlerin lideri anlatmaya devam etti:
- Ama ben değişenlerin lideri olarak, iyi niyetimizi göstermek için size bir teklifte bulunuyorum. Bizleri karanlığa mahkum eden, değişen ordusunun hayaliyle yanıp tutuşan Başkan'ı üç gün içinde patlamanın olduğu meydana getirin diyorum. Başkan'ı getirin, kendiniz de gelin. Adaleti sağlamamız için onu bize teslim edin. Beni sizlerin de lideri olarak kabul edin ve ben de oğullarınıza, kocalarınıza ve kardeşlerinize seçme hakkı tanıyayım. Değiştiricinin panzehirini bilen yegane kişi benim. Bırakın bildiklerimi sizlerle paylaşayım. Bırakın erkeklerinizin kendi geleceklerini seçme şansı olsun. Onlara özgür olmaları için bir şans tanıyın.
Görüntü gitmiş birkaç saniyelik sessizliğin ardından televizyonlar kendi akışına dönmüştü. Tüm ülke belki tüm Dünya nefesini tutmuştu. Sessizlik anlarında ağlayan bebekler bile ağlamıyor, kuşlar ötmüyor, rüzgar esmiyordu. Değişenlerin lideri, özgürlük sözüne karşılık infaz istiyordu. Biz ona ne yapmıştık? Oğullarımız, kocalarımız ve kardeşlerimiz ne yapmıştı? Başkandan ne farkı vardı? Başım alev almıştı sanki. Bukra' ya sarıldım. Bir şey yapmazsak kardeşim er ya da geç değişecekti. Bir şey yaparsak katil olacaktık. Her şeyin daha adil çözüleceği bir yol arıyordum. Kardeşim önce annemi sonra beni alınlarımızdan öptü. Bizim aksimize o, oldukça sakindi. Ellerimizi tutup tane tane konuştu.
- Her şey yoluna girecek.
Söylediklerine inanmak istiyordum ama bir küçük kardeşim her şeyin üstesinden nasıl gelebilirdi? Tanıdığım en harika adamın cesaretini kırmak istemedim. Kırık bir tebessümle karşılık verdim söylediklerine. İnanmadığımı fark etmişti. Bakışları göz bebeklerimden kalbime indi.
-Sana söz veriyorum Hüma, bana bir şey olmayacak. Ailemizi koruyacağım, ant olsun!