Yeni Çocuk

By evinasosyalprensesi

15.8M 678K 75.7K

Hayatı sırandandı. Ta ki yan eve birileri taşınana kadar... More

Tanıtım
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
Yazardan İstek
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm
53.Bölüm
54.Bölüm
Final - Part 1
Final - Part2
Özel Bölüm - 1
Özel Bölüm - 2
Üniversite Zamanları
Büyük Final
Yeni Çocuk 2
Yeni Çocuk Kitap Oluyor

52.Bölüm

176K 8.9K 1.9K
By evinasosyalprensesi

52.Bölüm

Uyandığımda henüz hava aydınlanmamıştı.
Sahi ne ara uyumuştum ben?
Üstümdeki ağırlığa bakılırsa uyanmaya niyetim yoktu.
Bir dakika ya bu kol?

"Aaaaa!"
"Aaaaa!"

Ben çığlığı basınca kolun sahibi de bir anda uyanıp çığlığı bastı. Gözlerim karanlığa yeni yeni alışırken yanımda doğrulmuş bana bakan Ezra'yı fark ettim.
Hemen kendimi attım yataktan.
O da peşimden kalktı.

"Senin ne işin var burada?"

Tam o sırada odamın kapısı birden açıldı. Ve ışıklar yandı.
Önde babam ve Ali amca arkada ise annem ve Katre Teyze göründü.

Babam : Çocuklar? Ne oluyor burda?

Açıkla bakalım dercesine Ezra'ya döndüm. Yanıma gelip kıvrılan oydu. Açıklasın hadi.

"Şey, ben Alina yalnız kalmasın diye gelmiştim de ders çalışırken uyuyakalmışım koltukta. Alina da zaten yatağına uzanmıştı biraz. O da uyuyakalmış."

Katre Teyze : İyi de oğlum niye çığlık atıyorsunuz?

Ezra bana döndü ama istifimi bozmadım. Beyefendi kandırma konusunda uzman nasılsa. Bulsun buna da bir kılıf.

Ezra : Alina kabus görmüş de anne. Ondan o çığlık atarak uyandı. Ben de çığlığı duyup da uyanınca korktum haliyle.

Annem benim yanıma gelip damağımı çekti hemen.
Katre Teyze ise Ezra'ya sarıldı.
Bize üç yaşındaki çocuk muamelesi yapsalar da sesimizi çıkarmadık.

Ali Amca : Oğlum bizi korkuttunuz. Tam eve girdik salona geçiyorduk ki çığlığınızı duyduk.

Ezra : Sizi de korkuttuk ama isteyerek yapmadık. Özür dileriz baba.

Ali Amca : Özür dilenecek bir şey yok oğlum.

Babam : Hadi biz aşağı inelim o zaman.

"Tamam babacım."

Onların indiğinden tamamen emin olunca kapıyı kapatıp altına da yastık koydum.
Ezra'ya bağırmayı düşünüyorum da duysunlar istemem sonuçta.

Ezra : Ne yapıyorsun Alina?

"Hah! Asıl sen ne yapıyorsun? Yanıma yatmak da nedir ya? Nasıl girdin sen eve?"

Koşarak balkona gitti Ezra. Ardından bir oh çekti.
Bense hâlâ ona bakıyordum.

"Ya ben yine merdiven dayamıştım da balkonuna. Sağ olsun Ufuk almış sonradan herhalde."
"İyi yapmış. Babam görseydi o merdiveni kim bilir ne yapardı sana. Ama uf ya! Keşke görseydi."
"Ne diyorsun sen Alina ya?"
"Diyorum ki Hazal nasıl? İyice hasret giderebildiniz mi?"
"Alina..."
"Ama sen buraya geldiğine göre Hazal gitmiştir değil mi?"
"B-..."

Konuşmasına fırsat tanımadan tekrar bastırdım.

"Gitmedi mi Ezra? Bana Hazal'ın şuan sizde olduğunu söyleyemezsin."
"Gitti."
"Hah!"
"Ama Alina ben..."
"Sen ne Ezra? Sen ne!"
"Ben..."
"Sen zavallının tekisin Ezra. Sırf eski kız arkadaşına benziyorum diye benimle çıktın ya! Bunun beni nasıl hissettirdiğine dair bir fikrin var mı?"
"Alina bak..."
"Hayır Ezra. Seni dinlemek istemiyorum. Şimdi odamdan çık git."
"Alina lütfen dinler misin?"
"Hayır. Dinlemek istemiyorum dedim. Git."

Bana doğru gelince ellerimle ittirdim. Tamam onun yanında çok da güçlü değildim ama yine de tepkimi göstermem gerekiyordu.

Sonunda pes etti.

"Tamam bırak, gidiyorum."

Ardından yüzünü asıp odamdan çıktı.

-----------------------

Helin'in ağzından :

Alinalardan Efe'yle birlikte çıkmıştık.
Biraz yürüdükten sonra aynı anda durduk.
Bunca yaşanan şeye rağmen tek yapmak istediğim dudaklarına deli gibi yapışıp soluksuz kalana kadar öpüşmekti.
Nasıl bu kadar arsız olabilirim ki!
Onu ortada bırakan da benim geri almak isteyen de...
Kesinlikle beni affetmeyecek.
Zaten Yeliz var onun için...

"Helin."

Bana seslenmesiyle vücudumu ona döndürdüm.

"Bir yerde oturup bir şeyler içebilir miyiz?"
"Tamam."

Ağzımdan nasıl çıkabildi bu tamam?
Hayır demem gerekirdi.
Olmaz.
Biz konuşmaya başlarsak beni kim susturacak?
Babasından nefret eden en azından ona kızgın olan bir Efe görmek istemiyorum ben karşımda.

Kafenin yakınlarına gelince geri dönmeye karar verdim. Daha doğrusu düşüncelerim ağır bastı ve yol ortasında bir anda durdum.

"Efe benim gitmem lazım."

Ben birden böyle deyince bileğimi tutuverdi.

"Dur Helin. Nereden çıktı şimdi gitmek? Oturalım iki dakika."
"Ama..."
"Bu kadar mı bittim sende? İki dakika kahve içmeye bile tahammülün yok mu?"

Bir şey demeden bileğimi kurtardım elinden. Ardından kafeye doğru ilerledim. O ise yol ortasında öylece kalmıştı.
Arkamı dönüp seslendim.

"Sadece yarım saat oturacağım Efe. Yerinde olsam acele ederdim."

Belli belirsiz gülümseyip peşime takıldı.

Kafeye girip üst kata çıktık. Köşede kalan bir masaya oturup birbirimize baktık.
Bu bakışma beni fazla heyecanlandırdığından bakışlarımı kaçırıp menüye odaklandım.
Sırf bakışmamak için karşısına oturmamıştım oysa.

"Ben sıcak çikolata istiyorum. Sen ne içeceksin?" dedim sakin sakin. O ise bana bakmayı sürdürüyordu.

"Latte alacağım." dedi bakışlarını çekmeden.

Garson gelince sipariş vermek üzere ona döndü de ben de baskıdan bir an olsun kurtulabildim.
Hayır, kesinlikle Efe'nin bakışlarından rahatsız olmuyorum. Ama...
Ama işte!
Eriyorum resmen o bana derin derin bakınca.
Sanki her an çözülecek, her şeyi anlatacakmışım gibi geliyor.
Hoş, anlatsam da bu saatten sonra ne fark edecek ki.

Garson gidince tekrar bana döndü Efe.

"Helin, bugün Alinalarda..."

Konuşmanın nereye gideceği belli oldu. Demek bu yüzden oturup konuşalım demiş.

"Sorun değil Efe. Yani öpüşme olayını diyeceksin. Ani gelişen bir şeydi senin bir suçun yok."
"Helin..."
"Gerçekten. Bunu konuşmak istiyorsan konuşulacak bir yanı yok."
"Konuşulacak bir yanı yok mu?"
"Evet. Öylesine bir şeydi. Gereğinden yakın durduğumuz için oldu."

O sırada garson gelince sustuk.

"Yani senin için hiçbir önemi yoktu öyle mi?"

Hadi buna da şak diye cevap ver Helin!
Of!
Benim için önemliydi.
Seni ne kadar özlediğimi hatırladım Efe.

"Önemi yoktu diyemem. Ama üzerinde durmamıza gerek yok. Sonuçta biz ayrıldık ve-..."
"Helin. Kaçmaya çalışıyorsun. Lütfen böyle yapma."
"Kaçmaya çalışmıyorum Efe. Düzgünce cevaplıyorum sorularını işte."
"O zaman benden neden ayrıldığın sorusuna da düzgün bir cevap ver."
"Efe-..."
"Ne Efe? Neden Helin neden?"

Söylesem mi?
Ama ya babasından nefret ederse?

"Biz ayrıldık artık. Bunun ne önemi var?"
"Önemi hep vardı Helin. Ayrılmamızın üstünden zaman geçmesi bir şey değiştirmedi. Ancak bugün dudaklarımız birbirine değdiğinde bu soru tekrar anlam kazandı. Sen bana tutkuyla karşılık verdin Helin. Aramızdaki tutkunun bitmesi gibi bir zırvalık değil bu."
"Efe üstelemesen?"
"Başka biri mi vardı?"
"Ne?!"
"Biri aklını çelmiş olabilir."
"Saçmalama. Öyle bir şey değil."
"Ne o zaman!"

Daha fazla dayanamadım.
Biraz daha söylemezsem beni sadık olmamakla suçlamaya başlayacak.

"Baban yüzünden!"
"Anlamadım?"
"Baban Efe baban. Biz çıkarken gelip benle konuştu ve senin hayatınla benimkinin farklarını anlattı."
"Ne diyorsun Helin ya?"
"Bunu beklemiyordun değil mi?"
"Helin ben... Babam..."

Konuşacak hali kalmamıştı. Ama beni buna zorlayan da oydu.

"Baban dedi ki sen küçükken bir arkadaşıyla çocuklarımızı evlendirelim diye anlaşmışlar. Böylelikle şirketler de birleşecek ve daha güçlü hale gelecekler."
"Babam bunu bana hiç anlatmadı."
"Bana 18 yaşına gelmeni beklediğini söylemişti."
"Bir dakika! Buse..."

Buse mi?

"Buse?"
"Babam beni bir arkadaşının kızıyla tanıştırdı ve..."

Hah! Demek ki başlamış çalısmalara.

"Yeliz sana söylemedi mi bir şey? Baban onunla konuşmamış mı?"
"Yok ya ona söylese bana söyleyeceğini bilir. Aramız iyi sonuçta."

Ha?

"Anlamadım Efe. Yeliz senin sevgilin değil mi?"
"Madem sen sebebi söyledin. Ben de Yeliz'i söylüyorum Helin. Yeliz kıskanman gereken en son insan."

Niye? Lezbiyen mi?

"Çünkü Yeliz benim kız kardeşim."

İçmeye çalıştığım sıcak çikolata boğazımda kaldı ve öksürmeye başladım.
Tamam. Ben yanlış anladım. O çok yakın anlamında kullandı kız kardeşi.

Efe'nin uzattığı sudan bir yudum aldım ve yavaş yavaş kendime geldim.

"Nasıl kız kardeşin? Ne ara yakın oldunuz o kadar?"
"Helin, babam annemi aldatmış. Yeliz benim biyolojik kardeşim."

Bu sefer sıcak çikolata içmiyor oluşuma şükrettim. Çünkü bu kolay kaldırılacak bir şey değil.
Ne demek biyolojik kardeş ya! Gerçekten de Yeliz kıskanacağım son insan bile değilmiş.
Ama...

"Efe ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Öğrenince ben de öyle olmuştum. Ama sonra Yeliz'le iyi anlaşmaya başladık. Hani Alina'yla resim paylaştığımız gün vardı ya. İşte o gün Yeliz'i sakinleştirmeye çalışıyordu Alina. Üçümüz vardık yani."

Normalde Yeliz ve Efe'nin arasını yaptığını duyunca Alina'yı öldürmem gerekirdi.
Ama kardeş olmaları...
Bu her şeyi değiştiriyor işte.

Elimi destek olmak için elinin üzerine koydum.
O da diğer elini koyarak elimi hapsetti.

"Ayrılma sebebine hâlâ inanamıyorum. Seni o kadar çok suçladım ki. Tabi kendimi de... Nerede ne yaptım diye o kadar çok düşündüm ki... Biz mutluyduk Helin."
"Ben mutlu değildim Efe. Babanla konuştuktan sonra mutlu olamadım. Geleceğini çalıyormuşum gibi hissettim."
"Ama bu çok saçma."
"Saçma falan değil. Baban benimle olursan şirketi büyütemeyecek. Senin belki de daha fazla kazanmanı engelliyor olacağım. Hem bizimkisi lise aşkından ibaret. Seninse geleceğin söz konusu."

Sadece baktı. Hiçbir şey söylemeden dakikalarca gözlerime baktı.
Neden sonra dili çözüldü.

"Helin, ben seni seviyorum. Hâlâ..."

Hiç düşünmeden ben de söyledim.

"Ben de seni seviyorum Efe."

Hem de deli gibi.

"Ama bu hiçbir şeyin çözümü değil ne yazık ki."
"Helin farkındaysan ben sayısal okuyorum. Eşit ağırlık okuyup işletme kazanabilirdim, dil okuyabilirdim. Ama benim şirketin başına geçme gibi bir hayalim olsaydı yapardım bunları Helin. İşletme okuyup iş bulamayan bir sürü insan varken benim yerim hazır olduğu halde okumadım. Ya da dilde kendimi geliştirip yurtdışına açılmayı düşünmedim. Ben de para kazanmak isterim tabi. Hayat şartlarımı en üst düzeye taşımak isterim. Ama bunun için kendi ayaklarım üzerinde durmayı da bilmem gerek. Kendi kararlarımı verebilecek yaşa da geldim. Ve ben kararımı çoktan verdim Helin. Benim hissettiğim basit bir lise aşkı değil. Ben hayatımın her anında yanımda ol istiyorum."

Nutkum tutuldu derler ya aynen öyle olmuştu işte.
Söylenecek onlarca sözün hepsi bir yere kaçmıştı.
Ağzımı açsam dilim kanatlanıp uçacakmış ve ben konuşamayacakmışım gibi geliyordu.

Sadece baktım ben de.
Efe'ye öylece baktım.

"Şaşırdığını biliyorum Helin. Senin bunu lise aşkı olarak gördüğünü de anladım ama..."
"Hayır."
"Efendim?"
"Hayır lise aşkı olarak görmüyorum. Bu hissettiğim basit bir şey değil Efe."

Kocaman gülümsedi Efe.

"O halde babamı da şirketi de boşver. Biz neden birbirimize daha fazla eziyet edelim ki Helin?"
"Haklısın ama..."
"Amalara yer yok artık. Yarın ilk iş seni sevgilim olarak Yeliz'le konuşturuyorum. Ardından bu haftasonu Buse'yle babasının geleceği kahvaltıya senle gidiyorum. Anlaştık mı?"

Kafa salladım.

"Peki o zaman. Hesabı ödeyeyim. Biraz dolaşalım ha? Ne dersin?"
"Tamam."

Kafeden çıktıktan sonra sessiz sessiz dolaştık bir süre.
Yan yana yürürken ellerimiz birbirine çarpıyor ama ikimizde tutamıyorduk.

Efe birden durup elimden tutarak beni de durdurdu.

"Ne oldu?"
"Bir şey unuttum?"
"Ne? Cüzdan, telefon?"
"Hayır, hayır öyle bir şey değil."
"Ne unuttun?"

Durup derin bir nefes aldı. Ardından yutkundu.

"Helin, benimle yeniden çıkar mısın?"

-

Gözümden uyku akarken yazdım canlarım. Sürçü lisan ettiysem affola.

Continue Reading

You'll Also Like

359K 13.3K 48
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
40.9K 3.2K 64
Gece neydi? Çoğu insanın korktuğu ve evlerine çekildiği saatler miydi? Ya da "bir an önce gece olsa da uyusam." diyen uykukolik insanların sığınağı m...
913K 42.2K 62
Yıllar sonra kardeşinin yaşadığını öğrenen Ateş Sermen onu bulmak için İzmir den Istanbula gelmiştir.Ancak koruma olarak girdiği bu evde kardeşini bu...
25.5M 906K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...