Diana

By HunterofSoul

290 124 44

"Kral III.Roberto Junıor hükümdarlığınıza son veriyor ve hükümdarınız olarak idam edilmenize karar veriyorum"... More

1. BÖLÜM
2. Bölüm

3. Bölüm

45 20 9
By HunterofSoul

İki hafta geçmişti Diana tahta oturalı. İşler istediği gibi gitmiyordu. Askerlerin durumu düşündüğünden de kötüydü. Şimdiye kadar üç isyan çıkmıştı. Üç isyandan sadece birini bastırabilmişlerdi. Ki bastırmak içinde kan dökmüştüler.

Diana pişmandı. Babasını öldürmemiş olsaydı ondan birkaç tavsiye alabilirdi.

Diana ülkenin ileri gelenlerini toplamış toplantı yapıyordu.

"Sizce majesteleri? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?"

Diana gözlerini sabitlediği yerden çekti. "Bence de ağır zırhlar kaldırılmalı. Hareketi kısıtladığı gibi ok atmayada izin vermiyor."

"Ama majesteleri zırh olmazsa yaşama şansları da olmaz"

Diana, Kont Nathan'ın sözünü elini sallayarak  kesti. "Zırh varken de şansları olmuyor" Diana, Kontu zaten sevmiyordu ve sürekli zırhın öneminden bahsetmesi onu deli ediyordu. Üç yıl önce Kont onunla evlenmek istemişti. Diana, ondan tiksiniyordu.

"En azından kaçmalarını sağlıyor"

Diana burnundan soluyordu. "Renald Savaşında kaçabildiler mi? Donald da kaçtılar mı? Ya da Kanlı Meydan'da?"

Üç savaşta son iki yıl içinde yapılmıştı. Çok ağır yenilgiler almışlardı. Özellikle Kanlı Meydan'da. Kanlı Meydan'ın orjinal adı Warlock'tu -yakınındaki kasabadan dolayı bu adı almıştı- ve iki bin asker çok kısa bir süre içinde ölmüştü. Üzerlerine yağan ok yağmurunu zırhlardan bile engelleyememişti.

Odada derin bir sessizlik oldu. Odadaki herkes Diana'nın sinirle aldığı nefesleri dinliyordu.

"Majesteleri oylama yapabiliriz. Sonuca görede gerekeni yaparız" dedi Komutan Ahert. Komutan Ahert altmışlı yaşların ortalarındaydı. Yaşına rağmen hala dik bir duruşu vardı.

"Tamam" dedi Diana. "Kabul edenler?"

Odada sadece Komutan Ahert'in eli kalktı. Sekiz kişiden sadece biri mi destekliyordu?

Diana, Nathan'ın yüzündeki gülümseyişi gördü.

"Kabul edildi"

Nathan'ın yüzündeki gülümseme dondu kaldı. "Ama majesteleri.."

"Kabul edildi dedim". Oda da şaşkınlık vardı. Yediye bir olan bir oylamayı nasıl kabul etmişti?

"Bunun için bana teşekkür edeceksiniz" Diana ayağa kalkıp odayı terk etti. Kapıdan çıkarken başı döndü. Kapı pervazına tutundu.

"İyi misiniz?" Alberto'nun sesi kulaklarını doldurdu. Diana gözlerini açmak istemiyordu. Ayağının altındaki zeminin kaymasından korkuyordu. Diana başını yukarı aşağı salladı. Yavaşça gözlerini açtı. Zemin kaymayınca olduğu yerde doğruldu.

"Ne yaptığını bilmiyor" Diana içeriden gelen sesleri dinledi. Alberto ise Diana'nın eşsiz güzelliğini izliyordu.

"Onu tahtan indirmeliyiz" Diana gözlerini kapattı. Nathan'ın sesiydi bu.

"Nasıl yapacağız?"

"İsyanları artırmalıyız. Diana isyanlarla meşgul olurken sarayı basar tahtı alırız" Onaylayan sesleri duydu.

"Bizimle misin Ahert?"

"Ben kraliçeye ihanet etmem"

Diana duyması gerekenleri duymuştu. "Alberto meydanı hazırlatır mısın?"

Alberto şaşkın gözlerle baktı.

"Neden majesteleri?"

Diana tehlikeli bir şekilde gülümsedi. Alberto'nun içi eridi. "Hainlerden kurtulacağım"

"Hemen hazırlatıyorum" deyip oradan ayrıldı.

Diana taht odasına geçti. Kimsecikler yoktu. Tahta oturup yüzünü ellerinin arasına aldı. Ne yapacağını düşünmeye başladı. Gerçekten bir ülkeyi idare edebilir miydi? Bu ülkeyi çöküşten kurtarıp yüceltebilir miydi? Tahtan indirilirse ne yapardı? Geri alabilir miydi?

O kadar çok dalmıştı ki Alberto'nun geldiğini fark etmedi. "Majesteleri"

Diana yerinden sıçradı.

"Affedersiniz. Korkutmak istemedim"

"Ne vardı?"

"Akşam yemeği hazır, kraliçem"

Diana masaya oturdu. Yemek istemiyordu ama güçlü olması gerektiği için yiyordu. Diana, Arthur'a baktı. Öylece oturuyor yemeğine bakıyordu. Siyah kaşları hafif çatılmıştı. Anlaşılan şu günlerde herkes düşünüyordu.

Diana, Casio'yu gördü. Casio masanın etrafında hızlıca dolaşıp yanına geldi. Diana'nın kulağına eğildi.

"Lucian adında biri geldi. Sizin onu çağırdığınızı söylüyor. Bu konuda bilginiz var mı?"

Diana duyduğu isimle yüzünü buruşturdu. Diana şakaklarını ovarken Arthur'a baktı. Arthur ile göz göze geldi. Ablasının yüzünde acı çeker gibi bir hal vardı.

"Bir sorun mu var?"

"Çok büyük bir sorun var" Diana, Casio'ya dönerek kafasını salladı.

Casio'nun çıktığı kapıdan Lucian girdi. "Kraliçe Diana, Prens Arthur ve Prenses Semantha sizleri görmek büyük şeref"

Arthur donup kaldı. Ablasının eşsiz yeşil gözlerinin aynısına nasıl sahip olurdu? Bu imkansızdı. O koyu yeşil gözler sadece Diana'ya ait olmalıydı.

Diana tiksintiyle yeşil gözlere baktı. Lucian gülümsedi.

Semantha araya girdi. "Oturun lütfen. Sizede hazırlatayım"

"Teşekkürler" dedi Lucian, Semantha'ya bakarak. Semantha utanarak başını çevirdi.

"Majesteleri beni kardeşlerinize tanıtmayacak mısınız?"

"İlk önce niyetini anlayayım. Gerekirse sonra tanıtırım"

Arthur birşeyler olduğunu anlamıştı. Bir türlü büyük tabloyu tamamlıyamıyordu. Zirâ çok fazla eksik taş vardı.

Lucian boğazını temizledi. "Niyetim gayet açık. Hakkım olanı almaya geldim"

"Hakkın olan nedir?" dedi Diana soğuk bir sesle.

"Taht. Taht erkeklere aittir"

Diana gülümsedi. "Birincisi taht erkeklere ait değildir. İkincisi burada tahtı alacak bir erkek varsa o Arthur'dan başkası değil"

Semantha ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Arthur bu konuda Semantha'dan öndeydi.

"Prens Arthur'dan daha büyük olduğuma eminim. Benim hakkım oluyor"

Diana kafasını olumsuz anlamda salladı. Birkaç yıldır sakladığı sırrı ortaya çıkarma zamanı gelmişti. "Tahta geçmek için ebeveynlerinin kraliyet ailesinden olmalı. Her ne kadar baban Kral olsa da annen terzi"

"Ne?" Semantha'nın yüksek çıkan sesi tavanlara çarpıp yankılandı.

"Sana söylemiştim. Annem babamı hiçbir zaman aldatmadı"

Arthur sandalyesini hızla iterek kalktı ve kapıya yöneldi. Diana da peşinden gitti.

"Arthur!"

Arthur duymazdan gelip sarayın dışına çıktı. İlk bulduğu ata binip saraydan uzaklaşmaya başladı. Diana etrafta at göremeyince ahıra koştu. Agrios'a binip peşinden gitti. Agrios hızlı bir attı. Aradaki mesafeyi kapatıp Arthurla hizaya geldi.

"Beni yalnız bırak!" diye bağırdı Arthur. Diana ikisininde canının çok yanacağını bilsede Arthur'un üstüne atladı. Birlikte yerde yuvarlandılar. Diana acıyla kıvrandı. Dirseğine baktı. Büyük bir alanın derisi yüzülmüştü ve etrafı yanmıştı.

Arthur düşüşün etkisiyle kafasını yere çarpmıştı. Kaşı yarılmış, kulaklarına doğru ince çizgiler halinde kan akıyordu. "Ne yaptığını sanıyorsun? İkimizi de mi öldürmeye çalışıyorsun?"

"Yapmazsam durmazdın"

Arthur doğrulmaya çalıştı. Karnına saplanan acıyla vazgeçti. "Neden söylemedin?" Sesi öylesine hassas öylesine naif çıkmıştı ki kendisine acıdı.

"Söyleseydim hayallarimi çalardın. Babamı öldürür tahta geçerdin"

"Dalga geçme!" Arthur, Diana'nın omzuna vurdu. Diana yaralı olmayan kolunu kafasının altına alıp gülümsedi. "Ciddiyim" dedi.

"Başka sakladığın şeyler var mı?" sesinde bolca alay vardı. Birazcıkta kızgınlık.

"Çok fazla şey var. Ama hepsini zamanında öğreneceksiniz"

"Yine mi ata binip kaçmam gerekecek?" Arthur yüzünü buruşturdu.

"Yine üstüne atlarım"

"Kabul"

"Kabul"

Bir süre ikisi de yattıkları yerde yıldızları izlediler. Sessizliği Arthur bozdu. "Abla, ona tahtı vermeyeceksin değil mi?"

"Merak etme, tahtı alacak kadar yaşamasına izin vermem"

Arthur aldığı cevaptan memnun olduğu için gülümsedi.

Diana sıkıntıyla iç çekti. "Benden hala nefret ediyor musun?"

"Senden hiç nefret etmedim. Sadece fazlasıyla kırıldım"

"Biliyorsun şu sıralar biraz desteğe ihtiyacım var. Bana yardım edebilir misin? Hem sende deneyim kazanmış olursun"

Arthur biraz düşündü. "O ağır zırhlardan kurtulmadığın sürece yardım etmem. Kendimi içinde ölüyor gibi hissediyorum"

"Bugün hallettim. Benimle misin?"

"Elbette seninleyim" Arthur biraz ilerledi ve ablasının boynuna sarıldı. Canının yanması umrunda değildi. Ablasının o güzel kokusu acılarını bastırırdı.

Continue Reading

You'll Also Like

ÖLÜ PORTRE By asileyda

Historical Fiction

92.6K 7.6K 34
Ecem'in normal giden hayatı, gittiği resim sergisindeki portrenin içine çekilmesiyle tepetaklak olur. Gözlerini açtığında ise, prensini öldürmeye çal...
1.2M 116K 68
| WATTYS 2021 KAZANANI | Melis Aksoy, her yerde görebileceğiniz türde sıradanlığa sahip bir genç kızdı. Onu diğerlerinden ayıran mükemmel bir dış gör...
Algon By cicek8899

Historical Fiction

29.2K 1.4K 28
iki düşman ailenin arasında filizlenen bir sevda meselesi🌼
557K 63.4K 63
Bir cariyenin intikamı nelere yol açabilir? İHANET SEVDİĞİ ADAMDAN GELDİ Ayana, İmparatorluğa cariye olarak gelmesinin bir nedeni vardı. Sevdiği adam...