Radio Show |Oneshot|▪JenSoo▪ ✔

By Jigeumun

2K 148 210

"Kızgın erkek arkadaşını aegyo yaparak neşelendir...Erkeği Jisoo oynayacak." dedi Gukjoo. Jennie ve Jisoo ayn... More

Radio Show [M]

2K 148 210
By Jigeumun

Kim Jennie'nin en sevdiği şeylerden biri, internette üç kelimeyi aratmaktı.
İlki kendi adıydı.
İkinci Blackpink'ti.
Ve üçüncü de...JenSoo.

Ama ne yazık ki, son zamanlarda JenSoo'yu arattığında pek de yeni sonuçlar görmüyordu. Eh, moment vermediklerini biliyordu, kız arkadaşıyla. Kız arkadaşım demeye bile çekiniyordu hatta Jisoo'ya.

Ne olduğunu bilmiyordu, bir anda uzaklaşmışlardı birbirlerinden. Jisoo sürekli Lisa ile takılıyordu. Bir vliveda az daha Lisa ile öpüşecekti! Jennie durumu hem izleyenlere çaktırmamak için şakaya vurarak hem de Jisoo'nun fark edebilmesi için de iğneleyici bir şekilde, "Bizi izleyen insanlar var." demişti. Oysa, kız arkadaşı(?) onun içindeki kıskançlık ateşini fark edemeyecek kadar umursamazdı.

Jennie neden böyle olduğunu bilmiyordu. Kendisi mi aşırı kıskançtı acaba? Ama elinde değildi ki, onun ilgisini daha çok istiyordu. Dalgom'la ve Lisa'yla daha az oynasa olmaz mıydı? Yastığına sıkıca sarıldığında gözlerinden bir damla yaş aktı.

"Jendeukie~"  Jisoo odaya girdiğinde ağlamasını durdurmayı, yaşları içine akıtmayı denedi. Ama başarısız olmuştu. Jisoo onun burnunu çektiğini duyduğunda hemen yanına koştu.

"Jennie-yah, ağlıyor musun sen?" Endişeyle sordu, eli sevgilisinin yanağına ulaşmıştı. Okşadı. "Ne oldu?" 

Jennie onun elini itti. "Yok bir şeyim." Soğuk bir tavırla yataktan kalktı. "Boşver beni...hep yaptığın gibi.

Jisoo'nun ikinci cümleyi duymasına imkân yoktu. Jennie çoktan odayı terk ettiğinde eklemişti. Yurttan da çıkacağı sırada kapıda Lisa'yı gördü. Maknae, başta neşeyle Jennie'yi selamlayacakmış gibi göründü. Fakat büyüğün pek de iyi bir hâlde olmadığını fark ettiğinde yüzüne endişeli bir ifade yayıldı. "Unni? Ne ol-"

Lisa cümlesini tamamlayamadı. Jennie onun omzuna çarpıp gitmişti öylece. Turuncu saçlı olan öylece kapıya bakıyordu. Aynı Jisoo'nun yaptığı gibi.

*

HeartbreakerChu : Jennie-yah neredesin?

HeartbreakerChu :  Özür dilerim  Jennie-yah, farkında olmadan kırdım mı seni?

HeartbreakerChu : Neredesin ve neden  aramalarıma cevap vermiyorsun?

HeartbreakerChu : Umm sana bir sürprizim vaaar

HeartbreakerChu : Nerede kaldın Allah'ın cezası?! En sevdiğin dondurmayı almıştım. Ama hepsini yedim seni beklerken. Seni düşünende kabahat zaten

HeartbreakerChu : Özür dilerim

HeartbreakerChu :  Jendeukie seni seviyorum, çok özür dilerim. Lütfen gel ya da mesaj at ya da telefonunu aç. Çok merak ediyorum.

Jennie kalbi acıyarak telefonunu cebine koydu ve gecenin sessiz uğultusunu dinlemeye devam etti.

*

Kapıyı çaldı.
Açıldı.
Minik bir el onu içeri çekti.
Sıkıca sarıldı.
Sonra itti ve hızlıca omzuna vurdu.

Jennie gözlerinden ateş fışkıran unnisine baktı. Onun konuştuğunu bir şeyler bağırdığını duyuyordu ama anlamak için fazla yorgundu. Jisoo'yu geride bırakıp odalarına gitmek istedi. Ama büyük olan kolunu tutup buna engel oldu.

"Cevap ver bana! Neredeydin? Senin için ne kadar endişelendim, haberin var mı?"  Jennie'nin göğsünü yumrukladı güçsüzce.

"Unni... Sakin ol." Rosé araya girmeye çalıştığında Lisa onu tuttu. Jennie ve Jisoo ilişkilerini henüz Rosé'ye açıklamaya fırsat bulamamıştı. Aslında tüm gruba açıklayacaklardı ama Rosé birkaç günlüğüne Avustralya'ya, ailesinin yanına gittiğinden fırsatları olmamıştı. Eh, şimdi de ilişkileri çalkantıdaydı. Belki de bitecek bir şeyi bilmesinin ne önemi vardı?

Lisa onu durdurmuştu çünkü o, JenSoo'yu biliyordu. Daha da şiddetli bir tartışma yaşamadıkları sürece ikisinin arasına girmeme taraftarıydı. Rosé'yi omzundan tutup birlikte kaldıkları odaya götürdü.

"Beni umursamadığını sanıyordum." dedi Jennie aniden.

"Ne?! Beni asıl umursamayan sensin! Sana yakınlaşmaya çalıştığımda soğuk davranıp durdun. Bugün de bu olay oldu. Cidden..."

"Konuşmak istemiyorum. Çok yorgunum. Uyuyacağım."  Jisoo'yu orada öylece bırakıp gitti. Ve uyudu.

*

Jennie rahatsız edici bir hisle uyandı. Oda  aydınlık olmadığından, hâlâ sabah olmadığını tahmin etti. Gözleri hemen odanın diğer ucundaki yatağa kaydı. Boştu.

Kalkmak için hamle yaptı. Fakat ayakucundaki bir şey ağırlık yapıyor ve kalkmasını engelliyordu. Sonunda bacağını kurtarmayı başardığında, kalkıp yatağın ucuna uzandı.

Aptal Kim Jisoo.  Ne zamandır ayakucunda yatıyordu? Cenin pozisyonundaydı. Jennie telefonunun ışığını onun yüzünü görmek için kullandı. Ağlamıştı. Kuruyan yaşları fark edebiliyordu. Kalbi perişan oldu, kendisini pişman hissetti. Jisoo'yu kollarına alıp okşamak, öpüp koklamak istedi. Yapamadı.

Tek yapabildiği onu kucağına alıp yatağına yatırmak oldu. Ardından tekrar kendi yatağına yattı. Gözleri bir kez daha kapandı.

*

Sabah kahvaltıda Jennie, Jisoo'nun konuşmak istediğini görebiliyordu. O da konuşmak istiyordu. Ama yapamadılar. Yalnızca öylece bakışıp durdular. Lee Gukjoo'nun radyo programına katılmak üzere birazdan yurttan ayrılmaları gerekiyordu. Belki de bu yüzden, programın hemen öncesinde kavga etmekten korktukları için susuyorlardı.

Siyah araba onları yurttan almıştı. Jennie hem Jisoo'ya hem de Lisa'ya kaçamak bakışlar atıyordu. Ve her bir bakışında aslında oldukça haksız olduğunu fark ediyordu. İlgi manyağı gibi davranmıştı, çok abartmıştı.

Ya Lisa'ya tavrı? Maknae kesinlikle kötü bir insan değildi. Jisoo'yu elinden almaya falan çalışmıyordu. Jennie kıskançlıktan budalaya dönüşmüştü.

Karar verdi.
İkisinden de özür dileyecekti programdan hemen sonra.

*

Aegyo...aegyo...aegyo...
Jennie nefret ederdi ama Lee Gukjoo onlardan sürekli aegyo yapmalarını istiyordu. Hele bir de kullandığı, "bir kızın bakış açısından bile..." lafı. Jennie iyice sinir oldu. Neden illa bir kadın, bir erkeği etkilemeye çalışmak zorunda? Neden ideal tip sorularında "insan" olarak değil de, "erkek" olarak yansıtıyorlar illa? Sorsan hiçbiri homofobik değil.
Sizi gidi tatlı su LGBT destekçileri.
Jennie hepsinin sahteliğinden nefret ediyordu.

Ama bu tip duyguları insanlara kameraların önünde yansıtmamayı öğrenmişti. Öylece gülüp durdu.
Jisoo da güldü.
Lisa da.
Üçü de gerçekten mutlu oldukları için gülmüyordu.

*

"Jennie..." dedi Gukjoo.  Aegyo yapma sırası ona gelmişti. "Kızgın erkek arkadaşını aegyo kullanarak neşelendirmeye çalış... Erkek rolünü Jisoo oynayacak."

Jennie ve Jisoo aynı anda, aynı duyguları yaşıyordu içlerinde. Şaşkınlık, öfke...umut? Bir kez daha bu duyguların hiçbirini kameraya yansıtmadılar. Yalnızca denileni yaptılar.

"Neden aramalarımı görmezden geliyorsun?" dedi Jisoo. Bunu soracağını biliyordum, pfft.

"Oppa~" Aegyo yaptı Jennie, onun gözlerinin içine bakarak. "Özür dilerim~~"

Jisoo kalp atışlarının hızlandığını hissetti. Lanet şirin şey.  Ama etkilenmemiş gibi yaptı, sinirini çıkarmak istiyordu. "Özür dilemenin yeterli olacağını mı sanıyorsun?"  Yeterliydi. Jisoo bunun oyun olduğunu kendisine söylese de, yeterliydi.

"Sadece bir kereliğine unutalım gitsin. Olmaz mııı?"

Çok şirin.
Senden nefret ediyorum Jennie Kim.

"Güzel olmanın yeterli olduğunu mu sanıyorsun?" Hem Jisoo hem Jennie bu tepkiye şaşırdı. Evet, Jisoo kendisini tutamamıştı bu kez.

Rosé Jisoo'nun cümlesini tekrar edip güldü. Jennie sırıttı ve cevap verdi, "Eveeet."

*

Bir kez daha o siyah arabadaydılar. Jisoo cam kenarına oturmuştu ve Jennie de barışmak için ilk hamlesini yapmıştı. Onun yanına oturarak. Jisoo hâlâ biraz kızgındı, bu yüzden başta uzaklaşmaya çalıştı. Ama gidebilecek yeri yoktu.

Jennie eline bir battaniye alıp bacaklarına örttü. Sağ eliyse örtünün altından gitmemesi gereken bir yere doğru yol alıyordu. Jisoo'nun bacaklarını nazikçe okşadı. Herhangi bir olumsuz tepki almayınca devam etti. Eli mor saçlı olanın baldırlarına çıktı.

Jisoo'nun dudaklarından sıkıntılı bir iç çekiş kaçtı. Elini örtünün altına sokup Jennie'nin elini tuttu ve ön tarafına getirdi.
Jennie şortun üzerinden okşamaya başladı. Jisoo'nun iç çekişleri artıyordu.

Yüz ifadesini de görebilmeyi isterdi. Ama belki utançtan, belki yakalanma korkusundan ikisi de birbirleri dışında her yere bakıyordu.

"Unnie?" Rosé'in sesini duyduğunda ikisinin de az daha ödü patlayacaktı. Jennie beceriksizce elini olmaması gereken yerden çekti. Fark etmemiş olmasını diliyordu. Rosé masum bir kızdı, ilişkilerini bu şekilde fark etmesi hoş olmazdı. Jennie ona her şeyi düzgünce açıklamayı aklının bir köşesine not etti.

"E-efendim?" Jisoo konuşmuştu. Sesi oldukça farklıydı. Neydi bu? Şehvet? Jennie bu sesle daha da beter bir hâle gelmişti.

"Arabadan inmeyi düşünmüyor musunuz? Geldik."

"Ben de geldim." Jennie, Jisoo'nun mırıldandığını duydu.

*

Jisoo dolaptan kendine rahat kıyafetler seçip odadan çıkmaya hazırlanıyordu ki, kapının önüne geçen Jennie bunu engelledi.

"Nereye gidiyorsun?"

"Banyoya. Üzerimi değiştireceğim."  Sen varken burada değiştiremem. Arabada yaptığın şeyden sonra. Tabii ki de son iki cümleyi söylememişti.

Jennie ona yaklaştı. Tam önünde durduğunda üzerindeki gömleği çıkardı. Jisoo'nun ağzı şaşkınlıktan hafifçe aralandı. Gözlerini küçük olanın göğüslerinden ayıramıyordu. Yaşın küçük ama göğüslerin büyük, Jennie Kim.  Farkında olmadan dudaklarını yaladığında Jennie ona bir adım daha attı.

"Üzerini değiştirmene yardım edebilirim diyecektim. Dudaklarını yalamana bakılırsa...bunu sen de istiyorsun."  Baştan çıkarıcı bir şekilde fısıldadı. Eli Jisoo'nun üzerindeki kumaşı kavramıştı çabucak. Jisoo onun da en az kendisi kadar cinsel anlamda uyarılmış olduğunu görebiliyordu ancak aynı zamanda sakinliğini koruyabilmesine şaşırıyordu. Oldukça yavaş ve nazik hareketlerle çıkardı Jennie, tişörtü. Jisoo'nun yatağına bıraktı.

Ardından yine kız arkadaşına döndü. Sinir bozucu bir yavaşlıkla yaklaşıp elini kızın beline sardı, yanan vücutlarını birbirlerine yapıştırdı. Aynı anda dudakları da omzuna minik öpücükler bırakıyordu.

"Jisoo...mmm."  Kızın boynuna sesli bir öpücük bırakırken söyledi. "Özür dilerim." Bedenlerini ayırmıştı ve kızın gözlerinin içine bakıyordu.

Jisoo o kedileri andıran gözlerde, şehvet dışında birkaç duygu daha gördü. Sevgi, şefkât, hüzün, pişmanlık.

"Ben seni...çok kıskandım. Seni Lisa'yla öyle yakınken görmek kalbimi acıttı. Dalgom'u bile kıskandım. Benimle daha çok ilgilen istedim...Bebek gibi davrandım, özür dilerim." Gözleri yaşlarla dolmuştu. Jisoo baş parmaklarını kullanarak yavaşça sildi.

"Radyoda özür dilediğinde affettim zaten...Oyun da olsa...Özrün yeterli olmadığını söylemiş de olsam...Affettim işte şapşal." Jennie'nin gözünün önüne düşen bir tutam saçı çekerken söyledi. "Ben de özür dilerim. Seninle daha çok ilgileneceğim."

İkisi de kocaman gülümsedi.
Bir süre sonra Jisoo boğazını temizleyip bu faslı sona erdirdi.
"Şey...ben şimdiden ıslandım da acaba diyorum...Sevişsek mi?"

Jennie sırıtıp onu yatağa itti. Kumaşlar birer birer yerle buluştu. Genç olan, unnisinin üzerindeki yerini aldı. "Radyoda erkek olan sendin ama...Üstte ben olacağım, unni."

Fısıldayıp altındaki kızın dudaklarına kapandı. Açtı, çok fazla açtı.
Özlemişti.
Neticede, Jennie daha önce hiç bu kadar hırçın bir şekilde öpmemişti Jisoo'yu. Ama büyük olan bunu da sevdi. Zaten onun her bir dokunuşunu seviyordu, bunu nasıl sevmeyecekti ki?

Dudaklarını ayırdığında, tüm açlığına rağmen altındakini incitmekten korkuyormuş gibi yine nazikleşmişti. Bir dakika boyunca Jisoo'nun dudaklarına minik öpücükler bıraktı, ardından dudakları kızın boynuna indi. Boynunu emiyor aynı anda da göğüslerini okşuyordu.

Artık Jisoo'nun boynu öpülüp emilmekten kızardığında kafasını kaldırdı. Minik kız arkadaşının yüz ifadesi oldukça komikti. Dayanamayıp kıkırdadı. Jisoo kaşlarını çatıp onun ellerini tuttu ve göğüslerine koydu. "Benimle dalga geçmeyi bırak da işini yap." Aslında kızgınca söylemişti ama, ancak son dört harfi kızgına benzetebilmişti. Azgın.

Jennie onun göğüslerini cidden seviyordu. Boyutlarının tam Jennie'nin elleri için uygun oluşu...Fazlasıyla hoşuna gidiyordu.
Uzunca masaj yaptı onlara, uçlarıyla oynadı. Jisoo'nun inlememek için dişlediği dudaklarını gördüğünde daha fazla dayanamayıp göğüslerinden birini ağzına aldı.

Jennie cidden de bir bebekti. Eh, bebekler de en çok memeyi sevmez mi? Emdi, dişledi. Jisoo hafifçe inlediğinde kendinden geçti. Kesinlikle daha fazlasını istiyordu ama göğüslerle işi bitmemişti. Ötekini ağzına almadan önce biraz oynadı. Altındaki kızı iyice çıldırtmak için dilini üzerinde gezdirdi, ucunu öptü.

Jisoo onun saçlarını çekip iyice bedenine yaklaştırdığında Jennie de memeyi ağzına almıştı. Artık Jisoo sessiz olmayı pek önemsemiyor, devamlı inliyordu. "Mmm Jennie..."

Genç olan tekrar yukarı çıktı ve son kısımdan önce rahatlaması için Jisoo'nun yüzünün her bir köşesine masum öpücükler bıraktı. "Hazır mısın annecik?" Devamında sorduğu soru pek de masumca değildi elbette.

Jisoo derin nefesler alıp verdi. "Oldukça..."  Jennie uygun bir pozisyona geçerken Jisoo da bacaklarını iki yana açtı.

"Un-" 

PAT!

Park Chaeyoung, Boombayah & As if it's your last haricinde de zemini boylamıştı gördüğü manzara karşısında.

Jennie hemen Jisoo'nun üzerinden kalkıp baygın kıza baktı. Jisoo ise, başkaları için endişelenemeyecek kadar azgındı.

"O ses de- Ooops." Lisa gözlerini kapatmıştı daha cümlesini tamamlayamadan. "Affedersiniz...O zaman ben Rosé'yle ilgileneyim. Siz işinize devam edin."

Yerdeki kızı sürükleyerek odadan çıkardı.

"Lanet olsun."  Jennie zaten Lisa'dan özür dilerken zorlanacağını düşünüyordu, ya şimdi ne olacaktı? Nasıl bakacaktı maknaelerin yüzüne?

"Boşver şimdi onları da işini tamamla. Sonra düşünürüz bir şeyler."

Jennie kafasını unnisinin bacaklarının arasına soktu.
Büyüklerin sözü dinlenmeliydi, değil mi? Bir anlığına her şeyi boşverip sadece işini bitirmeye karar verdi.

-SON-

Yuh gecenin bu saatinde ne yazdım ben fhcgcgchhvjv  Neyse bu da böyle bir fic oldu işte, inanan arkadaşlarımız gidip af dileyebilir Tanrıdan ㅠ.ㅠ  Zihninizi kirlettiğim için üzgünüm...

En son 2 yıl önce smut yazmıştım sanırım, kötü olmuş olabilir. Zaten çok fazla böyle şeyler yazan birisi değilim. Bu şimdiye kadarki dördüncü smutım ghvgvgvhvb  Neyse çok konuştum, umarım yorum yapar ve öteki ficlerime de göz atarsınız ^^



Continue Reading

You'll Also Like

2.4K 61 5
hayal etmemenin sınırı yoktur. Ne kadar zorlarsan o kadar mutlu olursun. Hayal etmek binevi yaşamaktır hayal etmeyen can neye yarar ki? Imkansız bir...
6K 635 25
bu gece görüşürüz kötü bir fikir değil mi? bu gece görüşürüz siktir et, sorun değil ~öğretmenine aşık olmak ne kadar doğru olurdu ki? ☆☆☆ Yoonmin _...
787K 26.1K 51
"Abiler ya da arkadaşlar bu tür yaklaşımlar yapmaz sarışın." (! Reklam yapmak yasaktır.)