Sana Tutsağım

By sadecekelebekler

63K 1.9K 1.4K

İmkânsıza meyilli, onu yaralayan adama tutulmuş çok seven bir kadın. Şefkat göstermekten, adamın onu tüm yara... More

-1- "Senin dizlerinde"
-2- "Özlem"
-3- "Şefkat"
-4- "Tutku"
-5- "Poyraz"
-6- "Ayrılığın hüznü"
-7- "Beklenmeyen"
-8- "Kavga"
-9- "Dizinden öpmek"
-10- "İlgili bir baba"
-11- "Bitmedik"
-12- "Risk"
-13- "Leyal"
-14- "Tutsak"
-15- "Virane"
-16- "Düşmek"
-18- "Tenine zimmetli"
-19- "Veda"
-20- "Kaybetmek"
-SON- "Lunapark"
GÖZLERİNE TUTKUN

-17- "Boşluk"

2.1K 90 84
By sadecekelebekler

Bölüm şarkısı: Kuytu-Düş İçime
...
Daha çabuk unutulurdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
...
Can Yücel, Kim Özlerdi Avuç İçlerinin Kokusunu şiirinden

Gözlerimi hissettiğim yorgunlukla zar zor aralarken, başım çatlıyordu. Gördüğüm duvar bana hastane odasında olduğumu kanıtladı, kafamı uyuşuk uyuşuk yan tarafa çevirdiğimde koltukta oturan Emir'i gördüm. Bakışları bomboştu, benim gibi yorgun gözüküyordu. Ona baktığımı hissetmiş gibi kafasını bana çevirdiğinde telaşla yanıma gelip yüzümü avuçlarının arasına aldı.

"Poyraz? Poyraz iyi değil mi?"

"Zeynep... Özür dilerim ben..." Gözyaşlarım yanaklarımdan boşalırken ellerim artık şiş olmayan karnıma kaydı. Boştu. Oğlum, umudum yoktu.

Kaybetmiştim.

Kaybetmiştik.

***

Gözlerimi hastane odasının duvarlarına karşı aralarken, bomboş hissediyordum. Gerçekten bomboş. Kaybetmiş, tutunacak tek bir dalı kalmayan birinin hissetmesi gerektiği gibi. Çaprazımdaki koltukta oturan Emir, gözlerimi açtığımı fark edince aramızdaki o kısacık mesafeyi hızlı ve büyük adımlarla kapatıp yanıma geldi. Yüzümü avuçlarının arasına alırken gözyaşlarım çoktan akmaya başlamıştı. Elim iki yanımda öylece duruyordu.

"Kaybettik." dedim yaşlı gözlerimle ona bakarken. "Kaybettik umudumuzu, güneşimizi.."

"Kaybetmedik, Poyraz burada bak." dedi ellerini ellerimin üzerine koyup. Karnım şişti, Poyraz oradaydı. İçimdeydi. Benimleydi. Bizimleydi oğlumuz. Ellerimi ellerinin üzerine koyup oğlumuzu hissetmeye çalıştığımda kıpırdayarak karşılık verdi bize.

"O burada değil mi? Onun yerinde boşluk yok." dedim deli gibi gülümseyerek. O kadar mutluydum ki... Sokakta oyun oynarken annesi eve çağıran çocuk değil de abileriyle oynamaya devam eden çocuk olmuştum bir anda. Emir avuç içlerini karnıma yaslayınca ben de ona ayak uydurdum.

"Boşluk değil, Poyraz küçüğüm. Bizim oğlumuz bizi bırakmadı, bırakmayacak hiçbir zaman."

"Kabustan beter bir şey gördüm. Poyraz yoktu, sen özür diliyordun.. O kadar kötüydü ki Emir..." derken mutluluktan ağlıyordum. Kaybetmemiştik, oğlumuz bizimleydi.

Emir ağladığımı gördüğünde telaşla yüzümü avuçladı, dudaklarını alnıma dokundurduğunda istemsizce gözlerimi kapattım.. Sadece bir ya da birkaç dakika öyle kaldık. Sonra.. Sonra aklıma o gün geldi. O aşağılık sözleri edip, her şeyi mahvettiği gün. Zaten aklıma o günün gelmesiyle Emir'in ellerini "Dokunma!" diyerek
itmem bir olmuştu.

Emir geri çekilerek, sinirlenip gözlerini kapatsa da kendine hakim olarak bir şey demedi. Gözlerini tekrar açtığında bakışları solmuş yüzüme odaklandı.

"Neden kendine bunu yapıyorsun?" dediğinde camdan dışarıya bakmaya başladım. Yağmur yağmaya devam ediyordu.

"Neyi?" diye sordum.

"Kendini öldürmek için mi yoksa bana acı çektirip intikam almak için mi yapıyorsun bilmiyorum ama yapma." Ona cevap vermedim, bilerek yaptığım hiçbir şey yoktu ki. Poyraz iyiyse sorun yoktu, ikimiz için de tek önemli olan şey Poyraz'dı.

"Neyim var?" dedim avucumu karnıma yaslarken. Poyraz elimi hissedip kıpırdanınca gülümsedim. İyi ki dedim. İyi ki hamile kalmışım yoksa dayanamazdım.

"Kan değerlerin çok düşük. Vitaminlerini içmedin mi? Yeme içmene dikkat etmedin mi?"

"Vitaminlerim aklımdan çıkmış ve evet dikkat etmiyorum çünkü canım bir şey yemek istemiyor."

"Canın istese de istemese de yiyeceksin. İki canlısın, sadece kendini değil bebeğimizi de düşünmek zorundasın. Başına birisini mi dikmem gerek?"

Alayla gülerek "Eski karın beni yerlerde sürüklerken kanama geçirdiğimde ona tek kelime etmeyen adam mı söylüyor bunu?" dedim.

"Merak etme az kaldı. Dört ay sonra kurtulacaksın fahişe damgasını yakıştırdığın çocuğunun annesinden."

"Senden.." dediğinde devam etmesine izin vermeden böldüm sözünü.

"Benden kurtulacaksın. Az kaldı işte dayan bari son aylarımda ağlatma beni daha fazla." Belki de ölmem en iyisiydi herkes için. Ailem namuslarını kirleten kızlarının utancıyla yaşamazdı, Emir Poyraz'la mutlu olurdu. Abim, Nihan'la. Ölümümü umursayıp üzülecek tek kişi oğlumdu. O da biraz büyüdüğünde anlardı annesizliği. Hatta Emir annesinin ben olduğumu söylemezdi belki. Ondan her şeyi beklerdim.

Emir birden iki eliyle yüzümü avuçlarının arasına alarak kafamı yastığa bastırdığında bir an beni öldüreceğini düşündüm. Gözlerimiz birbirine tutukluydu. "Sen benim kurtulmak istemeyeceğim tek kadınsın artık."

***

Hastaneden çıkalı üç gün olmuş, bu üç gün içerisinde de Emir yanımdan bir saat bile ayrılmamıştı. Yoğun ısrarı -zorlama mı demeyeliyim yoksa- yüzünden onun evinde kalıyorduk. Şirkete gitmemiş işlerini telefon ve mail yoluyla halletmişti fakat bugün onu zorla yollamıştım. Kendimi iyi hissediyordum.

Ayaklarıma kendini sevdirmek için dolanan Mırıl'ı kucağıma alarak başını okşamaya başladım. Buraya gelmeden önce benim isteğimle onu da yanımıza almıştık. "Sevdirmek mi istiyorsun sen kendini.." diyerek başını gülümseyerek okşarken kapının zilini duymamla duraksadım. Emir gideli iki saatten fazla oluyordu, ben buradayken eve kimse gelmemişti. Ben bir elimle Mırıl'ı bir elimle de karnımı tutarak kapıya yürürken Efsane kapıyı açmıştı bile. Nihan'ın sesini, Deniz'in mırıldanmalarını duymamla kaskatı kesildim. Emir yoksa yine.. Nihan bu eve geri mi dönüyordu? Elimde olmadan hızlanarak ona yürürken etrafta Emir'i göremedim.

"Ne işin var burada?" diye sordum yanına gittiğimde. Mırıl kucağımdan inmek isteyince onu yere bırakıp, Nihan'a baktım.

"Deniz'in Emir'de kalma günü. İstedi, getirdim mecburen." Deniz'in bana gülmesiyle ben de ona yönelip kucağıma aldım. "Özledin mi beni?" dedim yanağını öperken. Mırıldanmalarıyla beraber kendince bir şey anlatmaya başlayınca tekrar yanağını öptüm. "Evet ben de özledim seni. Hıı öyle miymiş?" Kucağımda Deniz'le beraber koltuğa yerleştiğimde Nihan da karşıma oturmuştu.

"Burada olduğunu bilmiyorduk." deyip, uzun uzun bana baktı Nihan.

"Normal." dedim sadece. Bakışlarımı ondan kaçırıyordum, gözlerine bakmak istemiyordum.

"Hiç düşünmüyor musun Kemal'i? Aileni?" Burukça gülümsedim. Abimi özlemiştim, yanımda olmasını isterdim. Annemi de özlemiştim.

"Her şeyi düşünmeyi bırakalı uzun süre oldu." Deniz'i kucağımda oynatırken, kokusunu solurken Poyraz'ı merak ettim. Acaba o nasıl kokacaktı? Böyle cennet gibi mi kokardı? Annesiyle babasında olmayan şey gibi, masum gibi mi kokardı? Ben o kokuyu soluyabilmeyi istiyordum. Ben oğlumu kucağıma almadan, kokusunu solumadan ölmek istemiyordum. Sonuçlar olumsuz çıktığından beri bunu düşünüyordum sadece.

"Kemal hep seni düşünüyor. Bazen uzun uzun dalıp gidiyor. Yapma bunu Zeynep, yapma bunu ailene." Gülümseyerek Deniz'in boynuna burnumu gömdüm. O kokuyu solumak gözlerimin dolmasına neden oldu.

"Oğlumun kokusunu böyle soluyamayacağım diye ödüm kopuyor. Bu korkuyla yaşamak öyle zor ki..." derken çoktan ağlamaya başlamıştım bile. Nihan yanıma oturup Deniz'i kucağına alırken "Seni anlıyorum Zeynep." dedi sadece. "Beni anlayamazsın. Umarım hiçbir zaman da anlayamazsın." derken gözyaşlarımı silmiş toparlanmıştım. Emir'e ağlamayacağıma dair söz vermiştim.

Konuyu değiştirmek için "Evlenecek misiniz?" dediğinde gözleri sağ elimdeki yüzükteydi. Evet, Emir o yüzüğü parmağıma dün gece yemekten hemen sonra takmıştı. O zaman ses etmesem de onunla evlenmeyeceğimi çok iyi biliyordum. Onu affetmemiştim, affetmeyecektim de.

"Belki." dedim yüzüğe odaklı bakışlarımla gülümseyip.

"Biliyorum Emir'i her şeyden vazgeçecek kadar çok seviyorsun.. Bak Zeynep, Emir harika bir baba olur ama asla koca olmaz. Onunla yıllarımı geçirdim, benden iyi kimse tanıyamaz onu."

"Sen Emir'i sevmeyen, ona mahkum edilen kadın olarak geçirdin o yılları. O yüzden onu tanıdığını sanmıyorum Nihan." dedikten sonra biraz daha konuşmuş, sonrasında Deniz'i bana emanet ederek gitmişti. Yerde uyuyakalan Mırıl'a bakarak gülümsedim. Bana huzur veriyordu, tıpkı bebeğim gibi.

İlk önce kucağımdaki Deniz'i beşiğine bıraktım daha sonra da Mırıl'ı sepetine yatırdım. Merdiven inip çıkmaktan yorulsam da değmişti. Kendi evim olsa asla böyle büyük bir ev istemezdim, büyüklüğüne ferahlığına rağmen boğuluyormuş gibi hissediyordum.

Akşama kadar Deniz'le ilgilenmiştim, Mırıl bu sürede uyumuştu. Zaten henüz yavru olduğu için günde 16 saat uyuması gerekiyordu, kalan zamanlarda da beslenip oyun oynuyordu. Kedi olmak isterdim aslında. Derdimin tasamın olmadığı,günümün 16 saatini uyuyarak geçirdiğim bir kedi olmak isterdim.

Kapının çalmasıyla içimde büyük bir mutlululuğun yeşermesi bir oldu. Yerde oyuncaklarıyla oynayan Deniz'i kucağıma alıp, merdivenlerden dikkatli bir şekilde inmeye başladım. Bu sırada Eda kapıyı açmış, Emir de direk benim nerede olduğumu sormuştu. Bu detay yüzümde kocaman bir gülümsemenin oluşmasına neden oldu. Beni merak ediyordu, kapıyı açanın ben olmamı istiyordu. Tıpkı karısı gibi, ailesi gibi.

"Buradayım." dedim kucağımda oynayıp mırıldanan Deniz'le beraber ona yürürken. Deniz'in sırtı Emir'e dönük olduğu için henüz onu görmemişti.

Emir'in yanına geldiğimde gülümseyerek "Hoşgeldin," dedim. İçim zilin çalmasından itibaren mutlulukla dolmuştu, uzun zamandır hissedemediğim aile sıcaklığını hissetmiştim.

"Çok hoşbuldum küçüğüm. Bu ne güzel karşılama böyle..." derken dudaklarını alnıma bastırmış, bir eliyle beni sarmıştı. Diğer eli Deniz'in sırtındaydı.

"Bu karşılamanın kucağında Poyraz ve Tutku'yla olanını da isterim yalnız." diyerek Deniz'i kucağımdan alınca afallamıştım. Tutku da kimdi?

"Tutku?" diye sordum kaşlarımı çatarak. Emir, Deniz'le beraber koltuğa oturmuş özlem gideriyordu.

"Kızımız, küçüğüm. Kızımız. Tutku Kozcuoğlu." 

-Bölüm Sonu-

Selamlar, özlediniz mi beni❤️ Ben sizi çokça özledim. Umarım beğenmişsinizdir bölümü. Hayran kurguda iki yüzlerdeyiz, nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum... Her şey için çok teşekkür ederim, minnettarım size. Yavaştan sona yaklaşıyoruz, görmek istediğiniz sahneleri yazarsanız araya serpiştiririm. Instagram grubumuza gelmek isteyenlerin kullanıcı adlarını yazmaları yeterli. Görüşmek üzere🙃❤️

Sınır: 40 oy

💜

Continue Reading

You'll Also Like

220K 20.5K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
800K 65.3K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
148K 13.4K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
63K 1.9K 22
İmkânsıza meyilli, onu yaralayan adama tutulmuş çok seven bir kadın. Şefkat göstermekten, adamın onu tüm yaralamalarına rağmen onu sevmekten asla vaz...