Pamuk Prenses Bir Katil

By oziwuzhere

53.1K 5.9K 2.1K

"Kötü Kalpli Kraliçe öldüyse bile, bu kimin umurunda? Kötü adamlar öldüklerinde çocuklar bile el çırparlar." ... More

Bölüm1°Bir Varmış, Bir Yokmuş
Bölüm2°Kaptan Kanca
Bölüm3°Kırmızı Başlıklı Kız
Bölüm4°Sindirella
Bölüm5°Yakışıklı Prens
Bölüm6°Sihirli Orman
Bölüm7°Wonderland
Bölüm8°Rumpelstiltskin
Bölüm9°Kötü Kalpli Kraliçe
Bölüm10°Cüce'nin Baltası
Bölüm12°Çay Partisi
Final°Sonsuza Kadar Mutlu Yaşadılar
Final°"Sonsuza Kadar Mutlu Yaşadılar"

Bölüm11°Katil, Prenses olabilir

2.2K 319 77
By oziwuzhere

O, daha önce rastamadığınız bir şeydi. O, soğukkanlı bir seri katildi ve beni amellerini gerçekleştirebilmem için kullanıyordu. O, kimseyi umursamıyor ve de saygı duymuyordu. Biri onun yoluna çıkar diye, koyun kürkünü soymaya ve altındaki kurtu açığa çıkarmaya her daim hazırdı. Ama onunla aynı kişi olduğum, unutulamaz bir gerçek değil midir?

"Dedektifle mi konuşuyordun sen?" Ben işimi yaparken karşıma geçip önümde bağdaş kuran Rumpel'ı görmezden geldim. "Bir soru sordum, yani cevabı biliyorum ama sebebi ne?" ceset torbasını kontrol etmek için yerden kalktım ve ilerleyeceğim sırada Rumpel tam karşımda belirdi. "Bilmediğim şeylerden nefret ederim. Bilmediğimiz şeylerden nefret ederiz. Hadi bana bir cevap ver!" ilerlemeye devam ettim ve Rumpel'ın içinden geçtim. "Bilmemek pek bize göre değil Pera." sesi artık daha sakin ve yumuşaktı. Ancak onu görmezden gelmeye devam ediyordum. Ve o da sürekli yolumda belirip duruyordu. 

Kollarını göğsünde birleştiren Rumpelstiltskin, şımarık bir çocuk gibi homurdanıyor ve ayağını sertçe yere vuruyordu. "Sersem, sersem." ve hiç beklemediğim bir anda, çığlıklar atmaya başladı. Sürekli bağırıyor ve çığlık atıyordu. Bana küfürler savuruyor ve vurmaya çalışıyor, ama her hamlesinde saydamlaşıp titriyordu.

"Yeter!" ellerimi boynuna sardım ve onu duvara kıstırdım. Bunu yapabilmemin ona verdiği gerçeklik hissini tahmin edebiliyordum. Çığlıkları kesilmişti. Onu boğma çabam aynı zamanda, onu gerçek hissettiriyordu. Hafif panik ifadesini gözlerinden okuyabiliyordum, ancak onun o kirli yüzünde pis sırıtışından başka bir şey yoktu. "Geçen sefer de beni bu şekilde ortadan kaldırmıştın." elleriyle, onun boğazını sarmış ellerimi tuttu ve sinir bozucu nazikliğiyle onları yavaşca ittirdi. "Beni öldürmenin tek yolunun, senin ölmen olduğunu anlamıyor musun?"

Yanımdan geçeceği sırada, kızıl saçlarından onu sertçe çekip tekrar duvara kıstırdım. "Küçük bir fark, sen gerçek değilsin!" diyerek onu cama kadar getirdim. Amacım, kafasını camdan sarkıtıp onun korkmasını sağlamaktı. Gülerek olan biteni izliyor ve hiç karşı çıkmıyor olması planlarım arasında değildi tabii ki!

Cam penceresini açmak için kulpu tuttuğum sırada, planlar değişti. Kafasını hızla cama vurmak istedim ve vurdum da. Bir kere, iki kere -O sırada kahkahalar atıyordu- ve saymayı bıraktığım onca sefer daha..

Kahkaha sesleri kesilip geride sadece cama saplanmış bir kafatası kaldığında saçlarını serbest bırakıp, düşercesine yere oturdum. Yanaklarım ıslanıyordu, bir şey hissettiğimden değil korkumdan. Korkuların tekrar geri dönmüş olmasına ağlıyordum. Banyomda parçalara ayrılmış bir ceset vardı vebu kesinlikle korkunçtu. 

Ben bir katilim, üvey annemden değil. En iyi arkadaşımı öldürdüğümden..

Kendimi toparlayıp kafamı kaldırdığımda, cam parçalarının içine girdiği bir kafatası göremedim. Ancak cam kırıktı ve her yer kandı. Rumpel gitmişti, ama zaten gerçek değildi. O halde.. camı onun kafası kırmadıysa ve tüm bu kanlar ona ait değilse kime aitti?

Yavaşca bakışlarımı ellerime indirdim. Cam parçaları avucumun içine ve parmak uçlarıma saplanmış ve neredeyse kolum, dirseklerime kadar kana bulanmıştı. Canım acıyordu ama sorun değildi. Sürekli elimi oynatmaktan vazgeçip neredeyse yarım saat orada, öylece oturdum.

🍏

Elime aldığım bezle tezgahı silmeye başladım. Her köşesini özenle sildiğim tezgahtan ayrılıp parkeleri kapatan kilim üzerinde yürüyerek kapıya ulaştım. Kapının üzerindeki sönük 'Açık' yazısını parlatmak için ipi hafifçe çektim. Bu sayede yeşil neon aydınlandı ve yüzümde büyükçe bir gülümseme oluşmasına sebep oldu. "Sanırım buraya ne ad vereceğimi biliyorum." Derince bir nefes alıp, kahve kokusunu içime çektim. "Deliliğin anısına, ve sonuna;"

 Sabahın erken saatlerinde, kimsenin bulunmadığı sokağa eğilerek selam verdim. "Rumplestiltskin Kâfe!" 

Continue Reading

You'll Also Like

16.9K 1.5K 17
Buket Ayaz, Kraliçe takma adıyla popüler olmuş bir yazardır. Türkiye'nin en başarılı yazarları arasında parmakla gösterilir. İşinde başarılı olmayı k...
78.8K 700 11
Teknolojinin geldiği son nokta hazırcılığa alıştırdığı insanın hayal gücünü aldı. Hayal gücü giderken uykuyu da peşinde götürmüştü. İnsanlar uyuyamıy...
38.3K 5.3K 16
Allah der ki: "Kimi benden çok seversen, onu senden alırım," ve ekler:"Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım." mevsim geçer, gölge veren ağa...
6.2K 5.2K 41
Lara, isminde genç bir kız babasını bulmak için uzay ile dünya arasında birbirinden tehlikeli soluk soluğa geçen maceralar yaşar. TEK AMACI BABASININ...