Prince And Commander

By maivuluan

15.2K 1.8K 870

On yedi yaşında Jungkook, neredeyse her şeyin yasak olduğu, herhangi birine yanlış şekilde bakmanın ölümle so... More

PAC ⚔ 1.Bölüm
PAC ⚔ 2.Bölüm
PAC ⚔ 3.Bölüm
PAC ⚔ 5.Bölüm
PAC ⚔ 6.Bölüm
PAC ⚔ 7.Bölüm
PAC ⚔ 8.Bölüm
PAC ⚔ 9.Bölüm
PAC ⚔ 10.Bölüm
PAC ⚔ 11.Bölüm
PAC ⚔ 12.Bölüm
PAC ⚔ 13.Bölüm
PAC ⚔ 14.Bölüm
PAC ⚔ 15.Bölüm
PAC ⚔ 16.Bölüm
PAC ⚔ 17.Bölüm
PAC ⚔ 18.Bölüm

PAC ⚔ 4.Bölüm

1.2K 156 68
By maivuluan

Tahtadan yapılmış askeri tatbik kılıcı Yoongi'nin sağ kolunu es geçerken bileğinin ani bir hareketiyle rakibini savuşturdu ardından karşısındakinin göğsüne vurarak onu sırtüstü yere yatırdı.

Yüksek bir "Ah!" sesiyle boynunda tahta kılıçla iki büklüm olan adam gözlerini kırpıştırdı, bir dakikadan daha az süre içinde kaybettiği için şaşkındı. Maçı izleyen diğer askerler alkış tuttular.

"Eğer rütbe atlamak istiyorsan, bundan daha uzun süre dayanmaz zorundasın ve rakibinin zayıf noktasını bulmalısın." dedi Yoongi dudağını hafifçe kaldırarak. Adamın ayakları üzerine kalkması için elini uzattı.

Yoongi komutan olduğu süre zarfında çok güçlü askerler yetiştirmişti. Her terfi isteyen asker önce en güçle askerle kılıç tutup eğer kazanırsa en son Komutan Min ile tatbik ediyordu ve eğer Yoongi onay verirse rütbe atlıyordu.

Askerlerin hepsi Yoongiyi yenmenin zor olduğunu biliyordu. Kılıçla, okta, dövüşte neredeyse her şeyde iyiydi. Bu yüzden askerler indan daha iyi olmak için çalışıyorlardı.

YoonGi, askerleri etrafında dar bir çember oluştururken onları izledi. "Başka rütbe atlamak isteyen var mı?"

Kimse öne çıkmadı uzun zamandır hazırlananlar biri en arkalara geçip kendilerini gizlemişlerdi. YoonGi kaldırdığı adama dönüp onu inceledi.

"Birliğine rapor et. Reddildin!"

Yağmur yine başlamıştı. Yoongi iki adım ötesini zar zor görebiliyordu. Sürekli olarak yağan bu yağmurlar fırtınalı geçecek olan kışın habercisiydi.

Tüm askerler Yoongi'nin işaretiyle kaleye geçerken yanında bir tek kişi bile kalmamıştı Yoongi bu ironiye güldü; hayatında çok yanlız kaldığı anlarda bildiği ve güvendiği insanlar tarafından çevrilmek için her şeyi yapabileceği zamanlar olurdu.

Korkulan bir komutan olduğu için pek fazla kişi onunla muhattap bile olmak istemiyordu. Bunun nedenide aslında ilk komutan olduğu zamanlar askerleri fazla disiplinli yetiştirmesiydi.

Yoongiyi askerleri sevmesede ona saygı gösteriyorlardı onun gibi güçlü bir komutan ya da asker olmak için savaşıyorlardı. Hatta Yoongiden övgü alabilen bir asker gelecekte iyi yerlere geleceklerine inanıyorlardı ki öylede oluyordu. Çünkü Yoongi pek fazla kişiyi övmezdi övdüğü zamanda olan olurdu.

Yoongi kafasını kaldırdığında kendi odasına baktı görünürde bir şey gözükmüyordu hala Jungkook uyanmamıştı. Onu saraya getirlemekle iyi bir şey yaptığını düşünmüyordu buradaki askerler Jeon Krallığına karşı düşmandı.

Askerler hala Kral Jung'un öldüğünü bilmiyordu herkesten bu gerçek gizlenmişti. Eğer bu öğrenilirse büyük bir ayaklanma olacağını biliyordu bu yüzden kendinden başka kimseye söylememişti.

Hoseok'un yokluğunda da her zaman sarayı Yoongi yönettiği için askerler Hoseok'un seferlere gittiğini düşünüyordu.

Yoongi daha fazla ıslanmamak adına saraya girdi. İçeriye girdiğinde iki adam öne çıktı.

"Komutanım." dedi asker. "Birliğim teftiş şimdi geldi. Doğruluğu bilinmiyor ama bazı dedikodular ortaya çıkmış."

"Peki, nedir bu söylentiler asker?"

"Efendim Jeon Krallığının varisi Prens Jeon'un krallığını bırakıp kaçtığını söylüyorlar."

İkinci subay öne çıkıp selam verdi. "Efendim benim birliğinde gittiği yerlerdede aynı söylentiler yayılmış bizi ilgilendiren tarafıdı onu kaçıran kişinin siz olduğu söyleniyor."

Yoongi elini sinirle sıktı. "Bana bu dedikoduyu çıkartan şehirlerin adını yazıp getirin!"

Subaylar selam verip Yoongi'nin yanından ayrılırken, komutan odasına doğru ilerledi. Bir çok insan Jeon Krallığı ve Kim Krallığının suikast girişimi sonucunda kimliği belirsiz bir kişinin yönetimi altında olduğunu bilmiyordu.

Yoongi bunun eninde sonunda öğrenileceğini bildiği için kendince çözümleri çoktan yürürlüğe koymuştu ancak önce Jungkook'un uyanması gerekiyordu.

Yoongi odasının kapısını tıklayarak içeri girdiğinde yatağında melekler gibi uyuyan çocuk onu gülümsetmeye yetmişti. Kapıyı kapatıp yatağında, onun yanına oturdu.

Elleri çekinerek karamel saçlarına gitti pamuktan bile daha yumuşaktı. Jungkook'u saraya gizlice soktuğundan beri odasından çıkmaz olmuştu.

O zalim olayın olduğu gece askerlerden biri atlarına ok atmasıyla at ürkmüş ve onları yere atmıştı Jungkook kafasını taşa çarptığı için doktorlar onun bir kaç gün baygın kalacağını söylemişti.

Jungkook bu odaya adımını attığı anda Yoongi hiç uyumadı bunun yerine Jungkook'u izlemeyi tercih etti. Onun mimiklerini, yüz ifadelerini, rüyasında sayıklamalarını, uyurken ağlamasını tüm her şeyi özenle izlemişti.

İlk defa biri için bu kadar uzun zaman harcamıştı kendinden ödün vermişti. Yatağın üzerinde gözlerini kırpmadan onu izlerken Jungkook'un hareketlendiğini fark etti.

"Jungkook...."

Ayağa kalkıp önünde eğilmeyi düşündü Jungkook'un kendinden soy olarak üstün olduğu için bunu yapmak istemişti.

Jungkook gözlerini yavaşça açarak kirpiklerinin altından Yoongiye baktı. Dışarıda hala yağmur yağıyor bazende şimşek kendini gösteriyordu.

"Prensim, iyi oldunuz umarım?"

Jungkook gülümsemeye çalıştı ama buna kalbi izin vermiyordu amcasının, kuzeninin ve her ne kadar sevmesede babasının ölümünü görmüştü acılıydı yas bile tutamamıştı.

"Size bana adımla hitap etmenizi söylemiştim Komutan Yoongi." diye karşılık verdi Jungkook yavaşça kalkmaya çalışırken.

Yoongi hafif karanlık odada onu izlemenin ve onunla konuşmanın ne kadar zevkli olduğunu düşündü. Odasına yakın arkadaşı Jimin haricinde kimse gelmiyordu o da saraydaki en rütbeli komutanlardan biriydi. Onda sevmediği tek yanı gevşek biri olmasıydı. Oysa Yoongi disiplin adamıydı.

"Aç mısınız?"

"Pek sayılmaz, aç olsam bile bu halde yemek yiyebileceğimi düşünmüyorum."

Yoongi gözlerini kıstı ve dışarıda bekleyen nöbetçilerden kendisine yemek getirmesini istedi. Yemekler kendisine değildi yanındaki küçük bedeneydi.

"Umarım rahatsız değilsinizdir?"

"Aslında çok rahatsızım. Sizin benimle bu şekilde konuşmanız beni üzüyor..."

Jungkook konuşmasını yarıda keserken iki eliyle kafasını tuttu. Hissettiği büyük bir acı vardı ama nedenini bilmiyordu. Yoongiye kendini güçsüz göstermek istemiyordu her ne kadar kraliyeti başka insanların eline geçse de o bir prensti. Kendini güçlü olmaya zorlayarak omuzlarını doğrulttu.

"Ne kadar süredir kendimde değilim?"

Komutan Min doğruldu. "Yaklaşık iki gündür."

"Prens Hoseok o da..."

"Canlı kalan bir kişi olduğunu düşünmüyorum oradan kimse sağlam çıkamaz Jungko..."

Yoongi sustu ona adıyla hitap etmek istiyordu, çocuk ondan küçük olsada belkide alışkanlığından dolayı bunu yapamıyordu.

Jungkook'un aklına birden sarayın manzarası geldi kendi ülkelerinde oldukça güzel bir manzara vardı burada da aynı manzaradan olduğunu hayal ediyordu. Buradaki binalara göz atmanın güzel olacağını düşündü. Kendi ülkesindeki insanlara benzer miydi? Yoksa kendilerine has bir mimarileri mi vardı?

Ayağa kalkmak için hamle yaptığında midesindeki acıyla olduğu yere yeri oturdu canı acıyordu. Jungkook duygularını dışa vurmasına izin verdiği ve yüzündeki o çaresiz ifadeyi düzeltmediği için kendine kızdı. Elbette bu daha fazla pratik getirecek bir durumdu.

Yoongi hızlıca Jungkook'un kolundan tutup onu dikleştirirken arkasındaki yastığı düzeltti. Jungkook Yoongiyi tanımasamda onun iyi biri olduğunu düşündü kim sevmediği bir krallığın prensine heleki Kralının ölümüne neden olan birinin varisine yardım ederdi ki?

"Umarım bana kızmıyorsundur Yoongi Hyung?"

Yoongi gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

Hyung?

Uzun zamandır kimse ona bu saygı kavramını kullanmamıştı. Jungkook tanıştığından beri bir çok yenilikler yaşamıştı ona. İstemeden daha fazla yakın olmak istiyordu daha fazla vakit geçirmek...

"Ne hakkında?"

"Yaşadığınız..."

"Bu senin hatan değil Jungkook, kimse  kraliyet ailelerinin bir araya geleceği gün suikaste uğrayacağını tahmin edemezdi kendini suçlama."

Odanın kapısı çaldığında nöbetçi asker elinde yiyeceklerle içeri girdi ve Yoongiye selam verip kapının önünde durdu.

"Efendim Komutan Park sizi odasında bekliyor önemli bir konuyu konuşmak istiyormuş."

Yoongi onaylayan mayette kafa sallarken asker daha fazla durmayıp odadan ayrıldı. Yoongi, Jungkook'u tek başına bırakmak istemiyordu hele ki yeni uyanmışken onunla biraz daha konuşmak ve rahatlatmak istiyordu.

"Lütfen beni merak etmeyin gidip arkadaşınızla ilgilenin."

Yoongi o an zorlukla gülümsemeye çalışan küçüğü kollarının arasına alıp sarmalamak istedi. Derin bir nefes alarak yanından kalkıp kapıya doğru yürüdü odadan ayrılmadan önce son kez ona baktı.

⚔⚔⚔⚔

Jimin kanepede dünyayı umursamıyormuş gibi yayılarak, Yoongiyi bekliyordu. YoonGi bitkindi ve tam şu an Jimin ile uğraşacak ruh halinde değildi.

Bütün hayatı birinden diğerine uzanan bir savaş zincirine bağlıydı. Araları bu yüzden sürekli açılıyordu ve bazen hiç görüşmeseler bile saraydayken Jimin asla Yoongisiz yapamıyordu.

Krallığını düzeltmek için bir planı vardı. Bunu biriye paylaşmak istiyordu tek başına götürmek ona eziyet gibi geliyordu artık birilerinin Kral Hoseok'un olduğunu bilmesi gerekiyordu.

"Ölü gibisin." dedi Jimin, Yoongi hırsla içeriye girerken.

"Önemli bir şey yok sadece iki gündür gözüme uyku girmiyor."

Yoongi umursamazca karşıdaki masaya oturduğunda Jimin dikkatlice arkadaşını izliyordu. Yoongide ki değişikliği fark etmişti. Çünkü Yoongi asla kendinden bahsetmezdi, yüzümde ki değişik ifadede bir hayli dikkatini çekmişti.

Jimin güldü. "Askerlerim teftiş içim çıktığı bir çok şehirde seninle ilgili sayısız yalan haber almış eğer bir iki tane olsa geçiştirirdim ama bu gittikçe büyüyor Albay Min!"

Yoongi sandalyeyi çekti ve üzerindeki üniformasını çıkardı ve masanın ucuna bıraktı. İleri geri eğilerek hala iyileşmekte olan sırtını gerdi. Yaralarından biri hala iyileşmemişti. Jimin'in onu acı içinde görmesine izin vermek istemediği için dişlerini sıktı.

"Şuan sana söyleyebilecek bir şeyim yok!"

Jimin iğrentiyle ona baktı. "Bana ne olduğunu anlat sana bunu bir daha söylemeyeceğim."

Yoongi'nin yüzünde bir öfke parıltısı belirdi ve ardından, hoşnut ifadesi geri geldi. Duygularını başkalarına karşı gizlemekte çok iyiydi.

"Kral Hoseok öldü, Kim ve Jeon kraliyetinin kralarıda öldü ve şuan şatoda Jeon krallığının son varisi olan prens Jungkook var!"

Jimin güldü ve ayağa kalktı, sıktığı yumruğunu hızlıca Yoongiye geçirdi. Tekrar vurmak için hamle yapacakken olduğu yerde dikildi.

"Yalan söylemeyi kes! Bana doğruları anlat it herif."

"Doğru söylüyorum Jimin, bana inanıyorsan odama gidip bakabilirsin."

Bir an gözlerini birbirlerine diktiler ve Yoongi bakışlarını uzaklaştırdı. Jimin hala onun yalan söylemesini istiyordu. Bu şimdi çok önemli bir şey sayılmazdı eğer Kral Hoseok ölmüşse yerine gelicek varis yoktu çünkü Kral Hoseok'un bir çocuğu yoktu. Ayaklanma başlamasından korkuyordu, burası diğer Kralliyetler gibi değildi ağır yönetimlerle idare edildiği için insanlar en ufak şeyde kızışabiliyordu.

Jimin öfkesini kontrolü altına aldı ve ifadesiz gözlerle Yongiye baktı. Hoseok'un yokluğu en az bir aya kadar fark edilmezdi ancak yakında halka sesleniş etkinlikleri düzeltilecekti ve Hoseok olmadan büyük sorunlar çıkabilirdi.

"Jung Krallığını devam ettirmek için Hoseok'un soyundan gelen biri olması gerekiyor Yoongi ve böyle birisi yok tüm ailesi öldü."

"Eski Kim Kralı sürgün edildiğini biliyorsun o hem Kim hemde Jung Kraliyetinin tek varisi, Jimin Kral Kim buraya geliyor!"

Jimin 'hayır' diye bağırdı. Uzunca bir zaman kendi haline mutluyken şimdi o geri gelemezdi.

.
.
.

Umarım güzel ilerliyoruzdur severek okumanız için elimden geleni yapıyorum.

Ehehe oyuncu kadrosunu biraz genişletelim değil mi?

- MinApJeon





Continue Reading

You'll Also Like

39.7K 634 102
vmin fanart olcak isteyen gelsin smut
119K 9.2K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
537 61 2
Park Jimin korenin en tehlikeli mafyalarından biriydi ve Babasının intikamı için Min Yoongiyi kaçırır ve öldürmek ister ama sonradan Yoongiyi ile hiç...
217K 22.6K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️