ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Krali...

By sogukcehennem

247K 10.7K 1.9K

Sakarlıklarıyla bezdiren bir kadın... Öfkeli ve bir o kadar anlayışlı bir adam... Klişelere kafa tutan patron... More

1.Bölüm ( Mektup)
2.Bölüm( Alyans)
3.Bölüm ( İnatçı Keçi )
4.Bölüm ( Skandal)
5.Bölüm ( Blöf)
6.Bölüm ( Ayakkabı)
7.Bölüm (İntikam)
9.Bölüm(Zorla Güzellik)
10.Bölüm( Hırsız)
11.Bölüm (Parti)
12.Bölüm(Dans)
13.Bölüm(Yandım!)
14.Bölüm(Enişte)
15.Bölüm( Konser)
15.Bölüm(Konser2)
16. Bölüm(Şehir Dışı)
17.Bölüm(Selvi)
18.Bölüm(Sahil)
19.Bölüm(Hastane)
Duyuru!
20. bölüm(Açıklama)
Lütfen okuyun🙏🏻
21. Bölüm( Yüzleşme )
22.Bölüm (Duygusal mood)
Yeni bölüm duyurusu
23.Bölüm (Ortaya çıkan yalanlar) 1.Kesit
Selammmm ben geldimmm!
24.Bölüm (Tehdit)

8.Bölüm(İntikam 2)

11.7K 499 149
By sogukcehennem


Öncelikle Bayramınızı kutluyor ve size hayırı getirmesini umuyorum. Bayramın ikinci gününe ancak yetiştirebildim ve aynı zamanda +100 okunmadan sonra yb yazma ihtimalim oluyor. Beni destekelyerek çok mutlu ediyorsunuz. Dilerimki sizi mutlu edebiliyorumdur. Bu bölümde kızımız yine talihsiz malesef. Beğenmenizi umarak sizi bölümle baş başa bırakıyorum keyifli okumalar. Aynı zamanda kitap konusunda bana destek olup arkadaşlarınıza önerirseniz çok sevinirim beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen... :)


Multi: Ayşe Korkmaz'a gülerken.


Pelin hanımın odasından aldığım bir kaç evrakı Korkmaz Beye verip temizlik beziyle odanın tozunu aldım. Anlamadığım ben temizlikçisi değil asistanıydım(!) ancak bir tepki gösterirsem alacağım karşılıktan tırsarak sesimi çıkarmıyordum. Adam gibi haklarımı bile savunamıyordum. İnkar etmemeliydim aynı zamanda bu adam dün bana hiç kimsenin yapmadığı bir iyiliği yapmış, nefret ettiğim adamdan uzak durmamı sağlamıştı. Ona minnet borçluydum. Odanın kapısı açıldığında doğrulup camsili aldım ve camları silme işlemine geçtim. Kendimi reklamdaki kadınlar gibi ovalıyorum çıkmıyor havalarına kaptırmışken Korkmaz Beyin sesi ilişti kulaklarıma. 

'' Günaydın.'' Arkamı dönüp kaşlarımı kaldırarak baktım ona. Düne kıyasla daha sakin ve daha az ciddiydi.

'' Günaydın efendim.'' O evrakları karıştırmaya devam ederken bütün temizlik işlerini halledip odadan çıktım. Korkmaz Bey günlük olarak bir kural belirlemişti. Her sabah bol köpüklü kahvesini getirmemi istiyordu. Bir kahve kapıp odasına çıktım. Kapıyı çalıp girdiğimde telefonla konuşuyordu ve yüzü kaskası kesilmişti. Patronların bile canını sıkacak olaylar olabiliyordu demek ki kahvesini masasına indirdiğimde telefonu kapattı. Dünkü durumun etkisi  hala üzerimdeydi ve daha solgun duruyordum açıkçası. Hatta bela olmayacak kadar sakindim belki hayatımda ilk kez bugün sakarlık bile yapmayabilirdim. Bir yangın vardı bedenimde ruhumu küle çevirip beni yavaş yavaş tüketen. Hayata tutunmaya çalıştıkça dallarıma tekme sallamakla meşguldü Orhan. Üstelik okkalı bir tekmeyi beni bırakıp giderken sallamıştı bana. Aman ne kadar üzücü(!)

'' Başka bir isteğiniz.'' Bir müddet boş boş gözlerimin içine baktı. Yine saydırmasını bekliyordum ancak başını olumsuz anlamda salladı ve kararsız bir şekilde gözlerini ayırıp evraklara odaklandı. Tek kaşımı kaldırdım ve arkamı dönüp kapıya yöneldim.

'' Bekle...'' Duraksadım. Arkamı döndüğümde, evrakları bir kenara ittiğine şahit oldum. Bir elini masanın üzerine eklerken, diğer eliyle gelmem için işaret etti. Verdiği emre itaat edip masaya doğru yaklaştım.

'' Ayakta dikilme otur.'' Şaşkınla ne dediyse bir bir yerine getirdim. Karşısında bulunan koltuğa oturduğumda, elleriyle saçlarını karıştırıp ardından tekrar gözlerime odaklandı ve gözlerini kıstı.

'' Sen iyi misin?'' kaşlarımı kaldırıp şaşkınlıkla ne diyeceğimi seçmeye çalıştım.

iyi değilim ama olmaya çalışıyorum. 

'' İyiyim.'' alayla gülümseyip başını olumsuz anlamda salladı.

'' Dünden beri tuhaf davrandığının farkındayım asistan.''

'' Size öyle geldi heralde. Gayet normalim.''

'' Benim tanıdığım kızın şuan burada temizlik yaparken sağlam bir yer bırakmaması gerekiyordu. Hatta şansın var, takılıp camdan düşmemişsin. Hala tek parçasın.''

'' Dalga geçmeyin lütfe...''

'' O adamda sana ait bir şey var. Onu görünce uysallaşıyorsun.''

'' Korkmaz Bey bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.''

'' Onu seviyorsun.'' Kırgın bakışlarımı gözlerine sabitlerken, aynı zamanda susmayı tercih ettim.

'' Aynı zamanda o da sana karşı boş değil.'' Hayır psikiyatri misin arkadaş özel hayatımdan sanane.

'' Yeter bu kadar.'' çatallaşan sesim dağıldığımın farkına varmasına sebep oldu.

'' Orhan'ı çok iyi tanıyorum. Öfkesini rahatça kontrol edebilen sakin bir adam. Ancak dün yaptığım hamle beni dövmeye kalkışmasına neden oldu.Bu hareketi karşısında kendime engel olamayıp onu  biraz hırpaladım.'' 

'' Ne yaptınız?''

'' Dayak konusunda detay vermeyi sevmiyorum ancak, karşılık vermek yerine olduğu yere yığılıp adını sayıklayıp durdu.'' Öfkeden kararan gözlerine bakıp gözyaşlarıma engel olamadım.

'' Bir ahmak, yediği haltın bedelini bu şekilde ödememeli. Bir köşeye sinip sızlanmak yerine acının üstesinden gelebilmeli. Telafi etmeli...''

'' Bunları bana neden anlatıyorsunuz.'' 

'' Bu adam bencilin teki. Sadece farkına varmanı istiyorum.'' gözlerimde sıra sıra dizilen damlalar yanaklarımı sızlatıp boğazımı tırmalıyordu.

'' Sizi dinlemek istemiyorum!''

'' Şu aptal tavırlarını bir kenara bırak artık!''

'' Haddinizi aşıyorsunuz!''

'' Kendini toparla, doğruların bu denli canını acıtmasına izin verme.'' Öfkeyle kalkıp sehpanın üzerinde ki vazoyu alıp hışımla yere fırlattım.

'' Gelin şimdi bu vazoya kendisini toplamasını söyleyin. Üstelik tek tük parçalarını kaybetmişken ve darmadağan haldeyken...ben aptalım ve aptal olmayı seviyorum. En azından hesap vereceğim kimse yok. Nedenim apaçık belli anlamıyorum. Şimdi kalkıp bana hayat dersi vermek yerine hayatımda sadece bir işi adam gibi yapmama izin verin.'' Yüksek sesim odayı doldururken tepki vermek yerine sessizce beni dinledi. Odayı terkettim. Bu kadar sıra sürede hangi sorun varsa beni buluyordu.



***

Soluğu şirkettin bir kaç cadde ötesinde bir kafede almıştım. Tek tek söyledikleri diziliyordu aklıma. Aslında en çok canımı acıtan saydırdıkları değil, söylediklerinin doğru olduğuydu. Sıcak çikolata dolu kupayı iki elimle kavramıştım. Acı öyle bir etkiyle üzerime yığılmıştı ki uzun süredir kaynar bardağı o şekilde tuttuğumun farkına varmamıştım. Parmaklarımı kavrayan ellerle kendime geldim. Korkmaz Bey karşımdaki sandalyeye oturmuş iki elimi avuçlarının içine almış çatık kaşlarla inceliyordu. Sonunda idrak edebildiğimde çekmeyi denedim, ancak engel oldu. Öfkeli bakışlarımı gözlerine sabitlediğimde, aynı şekilde o da aynı karşılığı vermişti.

'' Sorumsuzca davranıyorsun.Elini yakmışsın.''

'' Bunu canımı yakan adam mı söylüyor?'' sorumu pek umursamayıp garsondan buz istedi. İstediğini alan Korkmaz Bey küp buzları avucumun içine yerleştirdiğinde, yüzümü acıyla buruşturdum.

'' Acıyor mu?'' yok ben keyiften maymuna benzetiyorum kendimi. Başımı olumlu anlamda salladığımda, daha çok öfkelendi.

'' Acısın.  Belki aklın başına gelir.''

'' Sizi şuan dövmeyi o kadar çok istiyorum ki...''

'' Dene istersen. Ancak sorumluluk kabul etmiyorum.''

'' Pislik!''

'' Ne dedin?''

'' Pisliksin oğlum. Kendini kusursuz sanıyorsun ancak kusurun hakikisi sende var.''

'' Bakıyorum eski haline dönmüşsün.''

'' Bunu istemiyor muydun?''

'' Pekala...ağzını topla bir tarafını kırmak istemiyorum.''

'' Gerizekalı.''

'' Duyamadım(!)''

'' Seve seve tekrarlarım gerizekalı.''  ellerimi bırakıp öfkeyle yumruğunu masaya vurdu.

'' Adamlık yumruğunu masaya vurmakla olmuyor Korkmaz Bey.''

'' Kimin patron olduğunu unutmuşsun galiba. Seni kovabileceğim aklına hiç gelmiyor mu?''

'' Aptallık karın doyurur. Gurur ise tatmin. Aptal olabilirim ancak gururluyum. Ne yapmak istiyorsanız buyurun tutan yok. Çünkü hayatıma müdahale etmenizden artık çok sıkıldım.''

'' Sessiz ol.'' Garsonun masamıza getirdiği ilk yardım çantasını açıp içinden sargı bezini çıkardı ve ne kadar dirensem de ellerimi iyice sardı.

'' Yok öyle kafana göre diklenip kendini attırmaya çalışmak. Yaptıklarının cezasını kaçarak ödeyemezsin.''

'' Ne yapmamı bekliyorsunuz.'' Kollarımdan çekmesiyle ona yaklaşmak zorunda kaldım.

'' Daha sıkı çalıştıracağım seni. Madem adam gibi bir iş yapmak istiyorsun. Hakkıyla yapmak zorundasın.'' Aklıma koyduğum ilk hedef geldi. Eğer şimdi işi bırakırsam belki hayatım boyunca bir daha böyle bir fırsat yakalayamayacaktım. Bu şirkete kabullenmek için kaç tane takla attığımı saymıyorum bile. Üstelik bunlardan bazıları gerçekten kafamı yaracak taklalardı. İşe yetişmek için taksi bulamamış koşarak gitmeye çalışıyorum üstelik topuklularla. Bir anlık burkulmayla kendimi frenleyemeyip caddenin ortasında yere yapışmıştım. O acı an aklıma gelince yüzümü buruşturdum. Kendime geldiğimde Korkmaz bey elini yüzümün önünde sallıyordu. Derin bir nefes alıp verdim.

'' Tamam kabul.'' Memnuniyetle gülümseyip sandalyesine yaslandı. Oda içecek ısmarlamıştı ve içeceklerimizi bitirip kafeden çıkmıştık. Araba yerine yürüyerek gitmeyi tercih ettik ancak bu hayatımın hatası olmuştu. İleride bulunan inşaatta iskele üzerinde duvar boyayan adamlardan biri yanlışlıkla ayağını boya kovasına çarpmış, boya başımdan aşağı dökülmüştü. Ben utançla kaldırımda otururken,  Korkmaz Bey karnını tuta tuta gülüyordu. Adam utanmasa gülmekten harbiden ölecekti.

'' Ha..yır anla..mıyorum. İn...san bu kadar mı talihsiz olur?'' gülmekten kelimeleri ağzından zor çıkarıyordu.

'' Gülmeyin ya!'' dayanamayıp ağlamaya ve mızmızlanmaya başladım. Elini şu kendini profesiyonel fotoğrafçı sanan adamlar gibi yaptı. İşaret ve baş parmaklarıyla kare şekli yapıp bana yöneltti.

'' Usta bir ressamın elinden çıkmış gibi...'' hala gülmesine öfkelenip atarlandım.

'' Öyle mi?'' aklımdaki sinsi planla ayağa kalktım ve göz yaşlarımı sildim.

'' Evet öyle.'' hınzırca sırıtıp ellerimi iki yana açtım ve üzerine atlayarak ona sarıldım.

'' Lan!''

'' Korkmaz Bey sizi ne kadar çok seviyorum anlatamam(!) Sevgimi size sarılarak ifade etmek istedim.''

'' Batırdın lan üstümü!'' Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Gözleri alev saçıyordu bir ejderya edasıyla Kahkaha attığımda, yüzü yumuşamaya ve gözlerinde ki öfke kaybolmaya başladı. Yüzlerimizin ne denli yakın olduğunu sonradan idrak edebilmiştim. Bir hamle daha yapıp yüzüne iyice yaklaştım ve yanağından öptüm. Amaç yüzünü de batırmaktı ve hedefime ulaşmıştım. Şaşkın bir şekilde gözlerime odaklanan Korkmaz Beye şirince sırıttım. Pembiş bir Korkmaz. Ne kadarda şirin... her hangi bir ihtimale karşı şirkete doğru koşmaya başladım. Üstelik beni her türlü yakalayacağını biliyordum ancak peşime takılıp beni yakalamak yerine arkamdan aptal aptal bakıyordu. Alışık değildim bu hallerine. Tabi çevreden atılan bakışlar umurumda değildi hem koşarken aynı zamanda arkamdaki adama gülüyordum. İnsanlara hak vermek lazımdı. Sanki orangutan kafesinden kaçmış gibiydi. Nihayet şirkete geldiğimde, dönen kapıya adımladım. Bakışlar gittikçe canımı sıkmaya başlamıştı. Gelmemle birlikte yaslandığı duvardan sırtını ayırıp yanıma gelmeye kalkışan adama kaydı bakışlarım. Bu Orhandı. Bitkin bakışlarını gözlerime sabitlerken olduğum yere çakılı kaldım. Beni kendime getiren yanıma iyice yaklaşması olmuştu. Durumu sonradan idrak edip içeriye hızlıca içeriye girmeye çalıştığımda kolumdan kavradı.

'' Nasıl bu hale geldin.'' ilk defa ona öfkeyle bakmayı becerebildim.

'' Seni ilgilendirmez.''

'' Seninle ilgili her şey beni ilgilendirir ayşe.''

'' Bırak kolumu.''

'' O adamın sana yaklaşmasına neden izin veriyorsun?''


'' Dokundu mu sana?''

'' Yeter be! sana hesap mı vereceğim. Git başımdan.'' tekrar adım atmaya kalkıştığımda, iki kolumdan kavrayıp beni kendine doğru çekti.

'' Yetmiyorsun bana. Benden uzak kalman hoşuma gitmiyor.''

'' Umurumda mı sanıyorsun...hayır umurumda değilsin!'' ondan kurtulmaya çalıştıkça daha fazla yüklendi bileklerimi, defalarca olduğu gibi kendimi tutamayıp ağlamaya başladım. Ne kadar bağırıp çağırsam da yardım istesem de nafile, beni arkasından sürüklemeye başladı. Direnmeye çalıştıkça bileğimdeki kuvvet artıyordu. Nihayet kolumu ondan kurtarmıştım ancak farklı bir durumla karşı karşıya gelmiştim. Korkmaz Bey Orhan'ın yakasına yapıştığı gibi köşeye savurmuştu ve bileğimi kavrayan o ellerden kurtulmuştum ancak dizlerimin üzerine düşmeme neden olmuştu. Sert zemine çarpan dizlerim acıyla sızladı ve kanamaya başladı.

'' Şimdi değil Orhan. Seninle sonra hesaplaşacağız.'' Korkmaz Bey duvara sırtını dayayan Orhan'a tehdit savururken aynı zamanda yanıma eğildi.

'' İyi misin?''

'' İyiyim sadece ufak bir yara.'' başını kaldırıp sabır dilercesine ofladı.

'' Kızım seni iki dakika bırakmaya gelmiyor. Sağlam bir yerin kalmadı.'' Güldüm. Haklıydı. bir elini dizlerimin altına koyup diğer eliyle de sırtımı destekleyerek beni kucağına aldı.

'' Korkmaz Bey yürüyebilecek durumdayım.'' kulağıma eğildi.

'' Küçük bir intikam sadece.'' gülüp düşmemem için düzelmemi sağladı. Korkuyla ellerimi boynuna yerleştirdiğimde, dün karşılaştığım bir çift göze denk geldim. Orhan...Canı yanıyordu burnumu kırıştırıp  dilimi çıkardım ve başımı Korkmaz Bey'in göğsüne yasladım. Tuhaftı ama beni rahatlatacak bir duyguydu. Kafamın dağılmasını ve bir müddet Orhan'a olan sevgimden uzaklaşmamı sağlamıştı. Dönen kapıdan içeri girdiğimizde, Soluklanıp gülümsedim.

'' Bakıyorum hoşuna gitti.''

'' Ne hoşuma gitti?''

'' Koala gibi bedenime yapışmak.''


'' Aman ne komik. Ha.Ha.Ha'' 

'' Üzerimdeki boyanın hesabını vereceksin küçük şempanze.''

'' Şempanze?''

'' Çirkin, inatçı ve yerinde durmayan bir sakar olduğuna göre, sana böyle hitap etmeliyim.''

'' O zaman sizde Goril oluyorsunuz.'' Gözlerimin içine bakıp kaşlarını kaldırdı. Bu kadar ufak mesafeler pek hayra alamet değildi. Dediğimi pek umursamayıp tuhaf bakışlar eşliğinde beni odasına kadar taşıdı. Üzerimdeki pembe boya kurumaya başlamıştı ve bu da oldukça rahatsız ediyordu. Odaya geçtiğimizde beni kucağından indirmeden önce ikinci defa yanağından öptüm.

'' Bu neydi şimdi. Yine üstündeki pisliği mi bulaştıracaktın bana.''

'' Hayır Goril kahramanıma ufak bir teşekkürdü sadece.'' Alayla gülüp başını kaldırdı ve koltuğa iyice yaklaşarak beni koltuğun üzerine fırlattı. Bildiğiniz fırlattı hödük. Koltuğa yapışan bedenim gürültülü bir ses çıkarırken yüzümü buruşturup şaşkınlıkla Korkmaz Bey'e baktım.

'' Şempanzelerle ilgilenmiyor bu Goril.'' Totomun acımasına mı yansam bana alayla göz kırpan adama karşılık veremediğime mi bir türlü karar veremedim.



Continue Reading

You'll Also Like

146K 4.1K 30
Uyarı: Cinsellik argo sigara küfür bulunmaktadır rahatsız olan okumasın lütfen Okulda geçen eğlenceli bir kurgu 🗝️ "Gör beni artık belki de gerçek...
91K 1K 10
ali: Seni sikmeyeceğim. 05..: İtaatkâr olacağıma söz veriyorum, lütfen. !! Vote ve yorum gelmediği sürece birkaç bölüm sonra bir daha bölüm gelmeyece...
1.3M 30.2K 42
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
4.7M 261K 94
Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izlerinden , hayal kırıklığı izlerinden , ac...