Taehyung uzun kollu kapüşonlusunun kollarını sıyırdı. Sıcak hava onu bunaltmıştı. Gözüne düşen kahküllerine üfleyerek alnından kısa süreliğine uzaklaşmasını sağladı. Daha sonra sınıftan çıkarak, sınıfa göre daha serin olan koridorda dolaştı. Dış kapının girişindeki kitaplıktan birini inceledi. Jungkook'un ona verdiği kitabın ikincisinin burada olduğunu bilmiyordu. İncelediği kitaplığa yaklaşıp kitabı eline aldı. İçinde bir kağıt fakat boştu. Sadece ilk zamanlardaki gibi kalın ve siyah –K yazıyordu. Jungkook ne yapmaya çalışıyordu?
Kartını ve kitabın kodunu, kitap ödün almak için kullanılan sisteme okuttu. Çalan zille sınıfa ilerleyip derse girdi.
Okuldan sonra en yakın arkadaşı Hoseok'la konuşmak için aradı. Reddedilen çağrıyla kaşları çatılmıştı. Birkaç dakika sonra diğerinden gelen aramayı parmağını ekran üstünde kaydırarak yanıtladı. Büyük olan muhtemelen dışarıda olduğundan gelmeyen sesi duymaya çalıştı. Kısa süre sonra sesler kesilmiş, Hoseok görünmüştü.
"Hyung! Neredesin?"
"Dışarıdayım. Sen okuldan çıktın mı?"
"Ders bitti ama okuldayım. Buralara yakınsan yanıma gelsene."
"Şimdilik çok yakında değilim ama bir kırk dakikaya orada olurum. Bekleyebilir misin?"
"Kırk dakika çok değil mi?"
"Geleceğim Taehyung."
"Hyung!"
"Efendim?"
"Yanındaki kim?"
"Yanımda biri olduğunu nereden biliyorsun?"
"Arkanda saçma sapan hareketler yapan yeşil saçlı bir çocuk var."
Hoseok şaşkınlıkla arkasına dönmüş, dil çıkaran Yoongi ile karşılaşmıştı. Yoongi onun döndüğünü görünce elindeki içeceği içmeye başlamış fazla hızlı çektiği için boğazına kaçmasına sebep olmuştu. Kısa olan öksürük krizine girerken diğeri Taehyung'a yarım saat sonra geleceği ile ilgili bir şeyler zırvalamış, telefonu kapatmıştı.
Taehyung yüzünün görünmesi için kaldırmak zorunda olduğu elini indirmiş, uzun zamandır öyle beklediği için uyuşmuş olan kolunu sıvazlıyordu.
Arkadaş gruplarına yeni birinin katılacağına emindi. Çünkü bir kişi Hoseok ile arkadaşsa Taehyung'la da arkadaş olmak zorundaydı aksi taktirde Hoseok'un arkadaşı olamazdı. En yakın arkadaş kuralı!
Bahçedeki ağaçlardan birine kurulmuş salıncağa oturmuş yavaş yavaş sallanıyordu. Kulaklıklarını taktıktan sonra gözlerini kapatmıştı. İleri geri yapan salıncak saçlarının rüzgarla dans etmesine neden oluyordu. Jungkook'sa bu görüntüyü dünyanın en güzel mücevherini fotoğraflarmışçasına özel karelere dökmeye çalışıyordu.
Taehyung gözlerini açtığında Jungkook'la karşılaşmayı beklemediğinden afallamış, dengesini kaybetmişti. Düşeceğini zannederken yabancı bir kokunun onu sahiplendiğini hissetti. Bu biraz önce Hoseok'un yanındaki yeşil saçlı çocuktan başkası değildi. Kollarından yavaşça ayrılırken Jungkook onları izliyor, bu hallerini yanlış anlamasını sağlıyordu.
Hoseok, Taehyung'u salıncaktan alıp Jungkook'a baş selamı verdikten sonra tuttuğu kolundan çekiştirerek arabasına götürmüştü. Yoongi ile vedalaştıktan sonra ikili arabaya yerleşti ve aynı anda sordular.
"O çocuk kim?"
"O çocuk kim?"