Telefonum çöktü ve bölümler birazcık geç gelecek. Geçen bölümdeki yorumlarınızın çoğuna cevap veremediğim için üzgünüm. Sileri seviyorum 😉😍
1 Hafta Sonra
Dün konağa Mahide gelmişti. Tamer gelmemişti çünki Göktuğ'un ısrarları ve Zelal'in sevdiğinin olması yüzünden gelmemişti onun yerine Birkan aga boş bir araziyi onun üzerine yapıp herkesin ağzını kapatmıştı. Yarın ise Kadir gelip Zelal'i isteyeceklerdi. Dün gece Şahin'le konuşmuştuk üç gün sonra kayıt yapılacağı için İstanbul'a gitmemiz gerekiyormuş. Onu ben hallederim diyip gitmişti. Dün gece bir ilk daha yaşamıştım. Tıpkı benim ilk gecem gibi Göktuğ, Mahide ile işini bitirip yanımda uyumuştu sanırım o gece Zülal'in ne hissettiğini anlamıştım aklımda tek bir soru kalmıştı Zülal'i neden öldürülmüştü Göktuğ. Bunu da öğrenince içim rahatlayacaktı. Kapının çalması ile bir haftanın analizini bırakıp "gel" komutunu verdim. Zelal nefes nefese "hadi yenge ağabeyimi zor ikna ettim alışverişe gidiyoruz çabuk" diyip çıktı. Yataktan kalkıp üzerimi değiştirdim. Göktuğ'un kuralına uygun bir kıyafet seçtim. Ne diyordu "evdeyken ve Mardin sınırları dışında istediğini giy ama Mardin içerisindeyken tesettür giyineceksin" demişti. Üzerimi giyinip aşağıya indim Berzan, Göktuğ, Mahide ve Zelal'in beni beklediğini görüdüm. Tam herkes arabaya yönelmişti ki biricik kayınvalidemin sesiyle herkes ona döndü "Dicle kızım sen gitme istersen. Gebe gebe sokakta ne işin var mazallah hasta felan olursun. Hem bırak ta Mahide gitsin onlarla yeni gelin ya" dedi ima dolu bir dille. Varya bir gün gelecek o dili kökünden sökeceğim ama ne zaman işte. Zelal'e baktım ve arkamı dönüp konağa girecekken Göktuğ kolumu tutup "ana bırak kız gelsin zaten karnı çıkınca çıkmayacak dışarıya ve Mahide zaten bizimle geliyor" diyip beni ön koltuğa doğru yönlendirirken Samed'in gözleri ile gözlerim buluştu. Bu akşam onunla konuşmam lazımdı. Tam ön koltuğa binecekken Mahide "ağam ben ön koltuğa otursam miğdem çok bulanıyor da ben arkaya oturunca" dedi. Göktuğ Samed'e bakıp "Samed sen kullan arabayı koçum" diyip anahtarı Samed'e fırlattı. Arkaya sıkış pıkış oturduktan sonra yola çıkmıştık. Birkaç defa aynada Samed'le gözlerim buluştu ama yanımda Göktuğ olduğu için gözlerimi çektim ve yeri izlemeye başladım. Hele şükür AVM'ye gelmiştik. Aşağıya hızla inip nefes aldım zaten yeri izlemekten ve hamilelikten dolayı miğdem bulanıyordu. AVM'ye girip mağaza mağaza dolaştık ve kendime İki hafta sonraki Göktuğ'un amcasının oğlunun düğünü için onun kurallarına göre tesettür bir abiye aldım (rengini bilmiyorum aşağıdan bakabirsiniz)
Sonunda alışveriş faslı bittiğinde yemek yemek için en üst kata yürüyen merdivenle çıkarken eteğime takılan şeyle aşağıya uçacakken Göktuğ beni tutup Mahide'ye "aptal mısın veya kör müsün ha. Nasıl görmezsin kızın eteğini ya düşseydi" diye kısık seste inkaz etti. Mahide kafasını önüne eğip "özür dilerim ağam yanlışlıkla oldu" dedi. Tabii ben bilirim o yanlışlığı. Yemek masasına oturup herkes hamburgerini sipariş etti. Nedense herkes aynı şeyi sipariş etmişti. Zaten ağabeyimle buraya birkaç kez geldiğimiz için alışkandım. Berzan menülerle uğraşırken Zelal ağabeyine "ağabey yengeminkisini mega boy al o doymaz" diyince herkes güldü Göktuğ bile onu ilk kez gülerken görmüştüm. Yemeklerimiz yani Double Texas Smokehouse Burger'lermiz gelmişti (canınız çeksin 😂😂😈😈)
Tabii benimkisi , Berzan'ınkisi ve Göktuğ'unkisi mega boydu. Zelal'in patateslerime baktığını görünce tersimi kendime çekip yemeye başladım. Duvarda asılı olan ; içinden çikolata akan sufle ve yine çikolatalı milkshake dikkatimi çekti. Daha yemeğin bitmeden tatlı istiyordu canım. (İbnelik değil mi hfjhth)
Hızlıca yemeğini bitirip Göktuğ'a baktım. Bana bakıp "al şu cüzlanı ve kasa orada ne istediğini göster ve al ye" dedi. Cülanı alıp kasaya gittim. Ne istediğimi gösterip aldım. Geri masaya gidip oturdum ve afiyetle önümüzdekileri yedim. Herkes tabii ben hariç kahve içip kalktılar. İki saat sonra eve geldiğimizde saat 17:45'i gösteriyordu biz o saate kadar gezmiştik ve ben yorumuştum. Odama çıkıp yatağa uzandım. Yaklaşık bir saat sağa sola döndükten sonra odaya Göktuğ girdi. Kafamı kaldırıp ona baktım. Bana bakıp "sen hala uyumadın mı?" diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp yatağa geri yattım. Üzerini değiştirip yanıma uzandı. Bana sarılıp "sus uykum var" dedi bende susup gözlerimi kapattım.
Zelal***
Gecenin üçü ve benim uykum yok. Mutfağa inip bir bardak su adım elime tam içecegim sırada boynuma birsey sarıldı ve soğuk sesi ile
'Bakıyorum da çok cesursun güzelim benim olduğun geceyi çok çabuk unutmuşsum. Tamam o halde ben zevkle hatırlatırım ama şimdi değil işim var başka zaman tekrarlasak olurmu ? Ha bu arada yarın seni istemeye geleceklermiş hayırlısı olsun. Ben olsam kirli bir kızı kendime karım diye almazdım"
diyip boynumu öptü ve gitti. Titreyen elimdeki bardak bir anda ışığın açılmasıyla yeri boyladı bana korkuyla bakan Samed kaslarını havaya kaldırıp "şey ben birisi var sandım. Yani hırsız felan" dedi. Kafamı olumlu anlamda sallayıp odama çıktım.
Sabah uyandığımda geceki olay hala aklımdaydı ama bir yandan da mutluydum çünki bu akşam Kadir beni isteyecekti. Hızla kalkıp yatağımı düzenleyecekken yatağın üzerine küçük bir kutu gördüm. Heyecanla kutuyu açıp içindekini baktım. Değerli taşlardan yapılan bir kuş bronşu ve bir not notta ;
"aslına Doğan yaptıracaktım ama zamanım olmadı bu da bir kuş bununla idare edersin umarım.
Çok sevdigin Batıhan'
Kağıdı bururusturup çöpe attım. Bronş'u alıp komedinin alt çekmecesine koydum. Günün birinde bu bronş'u onun götüne sokacaktım
Aksam isteme merasimi
Şuan herkes salonda oturmuş benden kahve bekliyordu. Kahveleri karıştırırken içeriye girerken Kadir'in "çok güzel olmuşsun" dediği abiyeme bakıyordum.
Taşmak üzere olan kahveleri alıp fincanlara boşalttım. Damat kahvesinin içine bayaği bir tuz atıp kurdela bağladım. Tam mutfaktan çıkacakken Batıhan'ın sesi doldu kulaklarıma "çok güzel olmuşsun keşke benimle evlensen ama olmaz o zaman intikam alamadan sana aşık olurum" diyip tekrar boynumu öptü. Kısılmış sesimle "ne istiyorsun benden neden böyle birşey yapıyorsun -gözyaşım damat kahvesine damladı. Derin bir nefes alıp- neden bana acı bunaları yapıyorsun ?" dedim. Elimdeki kahve tepsisini alıp masaya bıraktı ve "ağabeyin yüzünden hep ayağabeynin suçu" diyip kapıdan çıktı. Kahve tepsisinin alıp içeriye götürdum. Yarım saat sonra çok istediğim cümle babamın ağzından çıktı "verdim gitti" şimdi ne olacaktı kim bilir. Batıhan'ın benimle ne derdi vardı. Heyecanla Kadir'le sarılıp herkesin elini öptük. Umarım biz mutlu olurduk...