Medya: Ayaz ve Gamze
Keyifli okumalar🎇🎇🎇
Rüzgar'ın ağzından
Mekana girdiğimde gördüğüm kişiyle şok yaşadım. Bu Eren'di. Bana saplantılı duygular besleyen Eren. Üç yıl önce tanışmıştık. Yine kafes dövüşünde. Kafes dövüşleri yeraltı dövüşleri hileli olduğu için ölme ihtimaliniz de vardı. O gün Eren ölmek için buraya gelmişti. Amacına ulaşmasına ramak kala onu kenara itip rakibini yenerek bıçaklanmaktan hatta ölmekten son anda kurtarmıştım. Dövüşe iki kişinin girmesi yasaktı ama ben Eren'i saf dışı bıraktığımı ve yalnız dövüştüğümü ayrıca kafes dövüşlerinin ne zamandan beri kurallara uyduğunu söyleyerek işin içinden çıkmıştım.
O günden sonraki gün Eren'e neden böyle bir şey yaptığını sormuştum. İlk başlarda onu kurtardığım için kızmıştı ama ben böyle intihar denemeleriyle sadece ruhunun kirleneceğinden bahsetmiş ve sorumu tekrarlamıştım. O da sevgilisinin onu aldattığını söylemişti. Ben de onu rahatlatmak amaçlı birkaç tüyo vermiştim ki gerçekten rahatlamıştı.
O günden sonra Su ve Gamze'den sonra onunla vakit geçirmeye başlamıştık. O olmayan erkek kardeşimdi benim için ama sonraları beni sevdiğini belli etmeye başladı. Ben de onu kardeşim gibi gördüğümü ima ediyordum.
Birgün bana beni sevdiğini söylemişti ve sevgili olmamızı istemişti. Ben de onu kardeşim gibi olduğunu söylemiş böyle bir şeyin olamayacağını açıklamıştım. Daha sonra tehdit falan derken iyice ileri gitmiş beni öpmeye çalışmıştı. Hiç istemesem de benim iznim olmadan beni öpmeye çalıştığı için bir güzel benzetmiştim. Sonra Amerika'ya gitmişti.
Şimdi ise karşımda bana doğru geliyordu. Kaşlarımı çatıp ondan gelecek hamleyi bekledim. Karşıma gelip durduğunda
_" Sevgilim seni gerçekten çok özledim hasretine dayanamadım ve geri döndüm" dedi. Göz ucucyla Arel'e baktım. Onun bu durumu nasıl karşılayacağını merak etmiştim nedensiz bir şekilde. Kaşlarını çatmış olayı anlamaya çalışıyordu. Gamze Eren'den nefret ederdi. İlk tanınma zamanlarımıza iyi birisinin olmadığını hissettiğinden bahsederdi. Ki onun altıncı hissi kuvettliydi. . Su da ona katılıyordu ama ben onların kuruntu yaptığını Eren'in iyi bir çocuk olduğunu savunurdum ama daha sonra onun beni zorla öpmeye çalıştığını söylediğimde çok sinirlenmişlerdi.
Konuşmaya ilk ben başladım
_"Eren!! Ben senin sevgilin değilim!! Ayrıca senin burada ne işin var?!" dedim. Eren
_" Seninle geçen gün dövüştüğün adamı ayarlatıp seninle tekrar dövüşmek istediğini söylettirmiş olabilirim. Keriz Hakan'da yuttu." dedi. Su
_" Neden böyle bir şey yapma gereği gereği duydun?" dedi tiksintiyle. Eren
_" Eğer benim burada olduğumu öğrenseydi Rüzgar buraya gelmeyecekti. Yani demem o ki sevgili baldız onunla kafes yapmaya geldim ve geri çevireceğini sanmıyorum" dedi. Baldız kelimesine sinirlenip
_" onlar senin baldızın değil! Çünkü ben senin sevgilin değilim" diye tısladım çünkü herkezin gözü bizim üzerimizdeydi ve ben rezillik çıkarmak istemiyordum. Sonuçta burada bir namımız var. O sırada Eren
_" Evet gençler! Eskisi gibi kafese ne dersiniz? Rüzgar ve ben eskiyi yâd ederiz" deyince herkez
_" Kafes! Kafes! Kafes!" diye bağırmaya başladı. Arel
_" Rüzgar bunu yapmak zorunda değilsin!" diye Eren'e doğru tısladı. Eren
_" Vayy. Demek düşmanım dediğin adamlarla takılır oldunuz ha GECENİN CELLATLARI?" dedi. Bizim yeraltındaki takma ismimiz Gecenin Cellatları idi. Su
_" Eren! Böyle yaparak hiçbir yere varamazsın. Şimdi buradan defol git" dedi. Eren
_" Halâ soruma cevap alamadım kızlar. Özellikle sen Su" dedi ve devam etti
_" 'Düşman ölene kadar düşmandır ' sözünü ne çabuk unuttun?" dedi. Su
_" Benim bir şeyi unuttuğum falan yok. Zaten bunun için buradayız." dedi. Araf
_" Her konuyu ortaya koyma Su! " dedi. Eren
_" Neyse sizin ne yaptığınız beni ilgilendirmez. Tabi Rüzgar hariç" dedi ve bana bakmaya devam etti. Ben
_" Tamam kardeşim sıkıntı yok. Sonuçta eski kardeşten düşman olmaz" deyince Eren'in sırıtması kayboldu ve sinirlendi. Eren
_" Dediğin gibi eski kardeş ama şimdi sevgili" dedi ve tekrar sırıtmaya başladı. Gazme
_" Hakan ona fake atmanın bedelini sana ağır bir biçimde ödetecek" dedi. Ben
_ " Hayır. Hakan bilmeyecek. Şimdi Eren'le kafes yapacağım ve yine buralardan defolup gidecek" dedim. Eren
_" Eğer ben kazanırsam sevgilim olduğunu kabul edeceksin." dedi. Gerçekten beni sinirlendirmeyi başarıyor. Eren' e dönüp
_" Ben kumar oynamam Eren. Ya gideceksin ya gideceksin" dedim ve kafese doğru yürümeye başladım.
Canımı en çok acıtan da Arel'in sessiz kalmasıydı. Biliyorum düşmanım biliyorum sırf intikam almak için hayatıma girdi biliyorum beni sevmiyor ama yine de şu kalbim ondan bir adım bekliyor. Bu akşam Eren'e olan sinirimden değil kalbime olan sinirimden kafes yapacağım.
Sonra aklıma bu kıyafetlerimle dövüşemeyeceğim geldiğinde Eren'e dönüp
_" Beş dakika bekle! Giyinip geliyorum." dedim.
Bir yandan yürürken bir yandan da Eren'in beni sevdiği halde neden dövüşmek istemesi beynimi kurcalıyordu.
Dövüş kıyafetlerimi giyinip kafese doğru yürüdüğümde Eren'in ringde diğerlerinin ise tek bir dövüşü yani bizim dövüşümüzü izlemek için ringin etrafını çevrelemiş olduğunu gördüm. Kafese girdiğimde Eren sırıtarak bana bakıyordu. Bu hareketine göz devirerek ellerimi yumruk yaparak siper aldım. Eren
_" Ah sevgilim panterliğin yine üzerinde" deyince Eren'e
_" Hiç değilse senin gibi dişi kedi gibi hareketlerim yok eski dostum" dedim. Bu halime cevap vermeden o da gardını aldı.
İlk hareketi ondan bekleyeceğimi bildiği için ilk atağı benden bekledi. Bu hareketine gülüp üzerine koşmaya başladım. Tam beni tutacakken bacaklarının arasından geçip arkadan tekme attım. Düşmedi ama sendelemişti. Yine ilk atağı ben yaptım ve yumruk atıyormuş gibi yapıp yüzüne tekme attım. Birnevi sağ gösterip sol vurdum. Bu hareketimi beklemediği için geri geri gitti. Bu sefer gerçekten yumruk atmak için hamle yaptığımda yumruğumu savuşturdu ve beni kendisine yapıştırdı. Amacını şimdi anlamıştım. İlk öpücüğümü almaya kararlıydı. Kendimi geri çektim ama yine kendine çekti beni bu sefer konuşmaya başladı
_" İlklerin hep ben olacağım sevgilim" dedi ve dudağıma eğildi. Eğildiği gibi hassas noktasına tekme attım iki büklüm oldu fırsattan yararlanıp ellerimle kafasını tutup yüzüne dizimi geçirdim. Burnundan 'çıt' diye bir ses geldiğinde burnunun kırıldığını anladım. Demek ki sert geçirmişim. Kafasını kaldırıp iki elimle karnına yumruk attım tekrar eğilirken kafasını kaldırıp aparkatı geçirdim. Sağ ve sol kroşeden sonra elimle itekledim ve karnına tekme attım. Bu sefer konuşma sırası bendeydi.
_" İlklerimin hiçbirinde sen olmayacaksın. Çünkü sana beslediğim nefret duygum bile yok. Sen onu bile haketmiyorsun" dedim ve yere attım.
Dövüş bitmişti ve ben hem terlemiş hem de yorulmuştum. Kafesten çıktığımda Arel'in bana hayranlıkla baktığını görünce içimde bir yerlerde bir alevlenme oldu. Şimdi sadece dövüşten çıktığım için değil Arel bana hayranlıkla baktığı için yanmaya başladım. Gözlerimi çekerek kızlara çevirdim bakışlarımı. Gamze
_" Neden buraya geldiği belli oldu gerizekalının" dedi tiksintiyle. Su
_" Rüzgar. Kafes sırası bizde istersen başka zamana erteleyelim. Ne dersin?" dedi. Gamze ve Su da en az benim kadar kafes dövüşünü seviyorlardı. Özellikle yapacakları bu kafes farklıydı. Çünkü sevdikleri adamlarla dövüşeceklerdi. Bu dışarıdan bakıldığında fazla garip gelebilir sonuçta sevdiğim dediğin insanla dövüşüyorsun ama eğer sevdiğin be sen hem mafyaysan hem de sevdiğin kişinin senden nefret ettiği dünyada yaşıyorsan yaşanılan olaylar aslında absürt olmuyor. Karmakarışık bir hayatta karmakarışık duygular...
Su'ya
_" Tabi ki de hayır Su! Sonuçta düşmanınla maç yapacaksın bu anı ben bile kaçırmak istemiyorum." dedim ve güldüm. Su düşman kısmına biraz takılsa da hemen toparladı ve gülümsedi. Tabi Gazme beni çimdiklemeyi unutmadı. Cidden acıdı ya. Su
_" Tamam kardeşim ben giyinip geliyorum o zaman" dedi ve soyunma odasına benzeyen bir odaya gitti. Gamze Araf'larla daha yakın olduğu için
_" Araf sen bu kıyafetlerle mi dövüşeceksin?" dedi. Araf
_" Hayır şimdi kıyafetler gelir" dediği an bir adam elinde bir poşetle Araf'ın yanına geldi ve poşeti verip gitti. Araf poşeti alıp direkt erkeklere özel soyunma odasına ilerlerken kafamı Arel'e çevirdim. Bana herzamanki gibi yine bakmadığı için içimden kendime bu duruma alışmam için telkinler veriyordum. Gamze bana burukça gülümsedi ve Ayaz'a döndü. İtiraf etmeliyim ki ona özenmiştim sonuçta sevdiği adam yanıbaşındaydı. Hoş benim de sevdiğim adam yanıbaşımdaydı ama düşmanım olarak sevgilim olarak değil. Bir süre sonra Hakan gelip
_" Nerde Eren? " dedi sinirli bir ifadeyle. Öfkeyle Gamze'ye baktım.
_" Ne bir dayağı hakediyordu" deyince
_" Ben zaten cezasını verdim. Yaptığın iyi bir şey olmadı" dedim ve Hakan'a döndüm
_" Hakan! Sen Gamze'ye bakma. Bak zaten tedavinin ortasında yapacağın şey sil baştana sebep olabilir. Bu sefer boşver." dedim. Hakan
_" Olmaz Rüzgar zaten Ela'nın yüzünden kimseye bir şey yapamaz oldum" deyince bu gergin ortama rağmen kahkahayı bastım.
_" Vayy demek yengenin adı Ela ha? Nasıl bari seni sakinleştirebiliyor mu? Fotoğrafını göstersene" dedim muzipçe. Gamze
_" Ben gördüm. Afet bildiğin bir içim su" deyince
_" Birisi benden mi bahsetti?"diyen Su'ya döndük. Dövüş kıyafeti giydiği için bütün vücüt hatları ortadaydı. Hemen ardından Araf'ta geldi. Ben
_" Yok kardeşim yengeden bahsediyorum" deyince Su şaşırmış bir ifadeyle
_" Hadi canım! Sen sevgili mi Hakan?" deyince Hakan
_" Kızlar bunu sonra konuşalım hem öyle bir şey yok" dedi. Biz de bunu müsait olduğumuz bir anda kesinle konuşacaktık. Su ve Araf ringe girdiklerinde herkezin
_" Araf!" diye tezahürat yapması beni şaşırtmıştı çünkü biz buraya iki yıldır geliyorduk ve tanınıyorduk. Şaşkınca Arel'e bakınca o da bana baktı
_" Ne? Biz buraya beş yıldır uğruyoruz" dedi. Kafamı anladım dercesine salladım. Dövüşün başladığını belirten düdük çaldığında ilk atağı Su yaptı. Yumruk attı ama Araf bunu kolayca savuşturdu. Su bu sefer tekme atmaya çalıştığında Araf bacağından tuttuğu gibi yere attı. Atışı nedense yumuşaktı veya bana öyle gelmişti bilmiyorum.
Su ayağa hemen kalktı ve Araf'ın omuzlarından tutup kendini yukarı çekerek yere attı böylece Araf'ta yere düştü. Su bacağıyla Araf'ın boğazını sıkarken Araf tek hamleyle Su'yun bacağını üstünden attı ve altına aldı. Yumruk atacakken Su kafasını diğer yana çevirdi ve yumruktan kurtluldu ve Araf'ın hassas bölgesine dizini geçirerek yana doğru düşmesini sağladı. Bu sefer üstüne çıkmadan yakasından tutup yüzüne yumruk attı. Tekrar yumruk atacakken Araf bileğini tuttu ve büküp kenara attı. Sanırım Su'yun bileği incindi. Su hemen ayağa kalkarak ringin kalın iplerine tutunup kendini gerdi ve Araf'ın karnına iki ayağıyla tekme attı. Araf düşmemiş ama sendelemişti. Yine de durmadı ve Su'yu tutarak kendine çekti ve bedenlerini yapıştırdı ardından da yere atıp mağlup etti. Çoğu kişi Araf'ın ismini sayıklarken benim ve Gamze'nin Su'yun ismini sayıklamamız diğerlerini susturmuş ve onlarında Su'ya tezahürat etmelerine sebep olmuştu.
Su ve Araf ringden çıktıklarında demir kafes bir kez daha kapanmıştı. Ringe baktığımda sıranın Gamze ve Ayaz'a geldiğini anladım. Gamze kıyafet olarak hazırdı. Tabi Ayaz da öyle ama bunun gerçek bir dövüş olmayacağını biliyordum. Çünkü ne Gamze ne de Ayaz ona zarar verebilirdi. Ki gerçekten de beklediğim gibi oldu. Gamze ve Ayaz dövüşürken Eren yanıma geldi. Bu hareketiyle Araf, Arel ve Su'yun dikkatini çekti. Artık sinirlenmeye başladığımı anladığımda tüm sinirimi dışarı çıkaracak şekilde Eren'e
_" Senin kadar adi birisini görmedim. Sana benimle bir daha muhattap olma diyorum dövüşe geliyorsun git diyorum yanıma geliyorsun. Yoksa Ceylin'i de mi böyle kaybettin?" dedim ve oradan uzaklaştım.
Gamze dövüşünü izlemediğim için kızacaktı biliyorum ama bunu duyduğunda hak vereceğini de biliyordum. Birinin beni kolumdan çekmesiyle az daha düşüyordum ama dengemi toparladım. Beni çeken kişiye baktığımda az da olsa şaşırmıştım. Çünkü bu Arel'di. Ona 'ne oldu?' bakışı attım. Birkaç saniye sonra konuşmak için ağzını açtı
_" Bana söz vermiştin" dedi. Ne dediğini anlamadığım için
_Ne sözü?" dedim. Arel
_" Konuşacaktık" deyince artık kaçışımın olmadığını anladım.
_" Tamam. Konuşalım" dedim ve bıkkınca nefesimi verdim.
Önden ilerlemeye başladığında onu takip etmeye başladım. Bir yandan da kendini nasıl haklı çıkaracağı konusunda merak ediyordum. Dışarıya çıktığımızda ilk önce arkasını dönüp bana baktı sonra tekrar önüne döndü ve bu içimde yangınlara neden oldu. Arabaya bindiğimizde kokusu her yeri kaplarken ben sadece bunun etkisinden kurtulmaya çalışıyordum. Sessizce arabada ilerlerken beni nereye götüreceğini merak ettiğimden
_" Nereye gidiyoruz?" dedim. Bana kısa bir bakış atıp önüne döndü ve
_" Bekle. Göreceksin" dedi.