PROTECTOR

By baekyeolturkey

261K 29.2K 14.6K

Yazar: coffeeortea Çeviri: UzumluCikolata İzin alınmıştır. Orj link; https://www.asianfanfics.com/story/view... More

FOREWORD
TRAILER
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM (Final)
Yazardan Açıklama

1.BÖLÜM

9.9K 812 372
By baekyeolturkey

Yazar; coffeeortea

Çeviri; UzumluCikolata


"İşte bu." Dedi Baekhyun kendi kendine, sırt çantasını belli belirsiz bir zıplayışla yeniden düzeltirken. Gözlerini devasa giriş kapılarına ve okulu çevreleyen şarap rengi tuğla duvara dikmişti.

"Bunu yapabilirsin Baek. Adamın dibisin sen." Girişe bir adım daha yaklaşırken söyledi Baekhyun. Bahçedeki ağaçların sonbahar yaprakları görüş alanını doldurdu. Kampüs kesinlikle önceki okulununkinden daha iyiydi ama hala neden üçüncü sınıfta okul değiştirmek zorunda kaldığını anlayamamıştı.

Baekhyun derin bir nefes aldı ve giriş yolunu yürüyerek geçti.

Birkaç yeni arkadaş edinmek ne kadar zor olabilir ki?

Yönetim binasına giden yoldan aşağı yürümek için acele etmemişti.

Buradaki herkesin kibar olduğundan eminim. Burası çok prestijli bir okul, öyle değil mi?

Çok sayıdaki basamağı tırmanarak merdivenlerden yukarı çıktığında bir elini kapı kulpuna koyup sıkıca kavradı.

Bu sadece okul.

*

"Gi-Hyeon Akademi'ye hoşgeldin Byun Baekhyun. Aramıza katılmana çok memnun olduk." dedi okul müdürü Kim elini kısa olana uzatırken. Baekhyun, kadınla tokalaşmak için tereddütle elini uzatmadan önce gözlerini kırpıştırmıştı.

"Burada olmak harika." Gözleri kadının geniş ve ferah ofisinde dolanmadan önce ufak bir gülümsemeyle kısmen yalan söyledi. Tavandan yere kadar uzanan devasa pencereler güneş ışınlarının içeri akın etmesine izin veriyordu.

"Dersler üçüncü güne kadar başlamıyor; yani eşyalarını açıp yerleştirmek ve okul arazisini keşfetmek için bugün ve yarının var." dedi kadın koltuğuna yerleşirken. Masası kağıt ve evraklarla doluydu ama önündeki yığının en üstünde Baekhyun'un transkripti (Ç/N: Not durumunu gösterir belge) duruyordu.

"Ah-"

"Endişelenme. Sana yurda kadar eşlik edecek birini bulacağız." Masasının tek köşesinde duran telefonda bir tuşa basmadan önce söyledi.

Birkaç saniye içerisinde kapı çalınmış ve bir erkek öğrenci içeriye göz atmak için kafası ve omuzlarına yetecek kadar kapıyı iterek aralamıştı.

"Müdür Kim." Dedi ve kadın girmesi için eliyle işaret ettiğinde odaya girerek ilerledi.

"Yixing, Baekhyun'la tanış. Yeni öğrencimiz." Dedi kadın, sırt çantasıyla beceriksizce ayakta dikilen Baekhyun'u gösterirken.

Yixing bir gülümsemeyle Baekhyun'a dönmeden önce Bayan Kim'e yaklaşıp başını eğerek selam vermişti.

"Okulumuza hoş geldin, ben Yixing." Hafif bir aksanla söyledi.

"Yixing de bir nakil öğrenciydi, Çin'den." Bayan Kim neredeyse kibirli bir ifadeyle Baekhyun'a açıkladı. Yixing ondan nispeten daha uzundu ve sağ yanağına gömülü belirgin bir gamzesi vardı.

"Yixing, Baekhyun'a odasını gösterebilir misin? Gönderdiğimiz mektupta yazıyor olmalı, yatılılıkla ilgili tüm bilgilerle birlikte." Kadın dediğinde Baekhyun başıyla onayladı.

"Peki ya-"

"-valizlerin mi? Hepsi çoktan odana gönderildi. Merak etme." Dedi kadın Baekhyun tekrar başını sallamadan önce.

"Hadi Baekhyun." Yixing çıkışa yürürken söylemişti. Baekhyun hızla arkasını dönüp Bayan Kim'i selamladı ve odanın dışındaki diğerini takip etmeden önce acele bir teşekkür mırıldandı.

"Üçüncü sınıf mısın?" diye sordu Yixing halıyla kaplı koridorda yürürlerken. Okulun binaları; süslü dekoru ve güzel avizeleriyle Avrupa tarzındaydı. Bu tür tasarımları Kore'de hiç görmemişti.

"Evet, sen?" Sordu Baekhyun. Yixing yan yana yürürlerken göz ucuyla ona baktı.

"Dördüncü."

"Oh-!" Baekhyun bir üst sınıf öğrencisiyle gayri resmi konuşmuş olduğundan dolayı paniklemişti ama Yixing sadece güldü.

"Endişelenme. Benim için fark etmez. Nasılsa Korece anadilim değil. Ben de aynı şeyi yaptım, geçen sene." Dedi nazikçe omzunu pat patlarken. Baekhyun ona yolu gösteren Yixing olduğu için minnettardı. Oldukça cana yakın görünüyordu ve Baekhyun onun kendisine eşlik etmesinden rahatsız olmamıştı. Belki de okula bir şans vermeliydi. Annesi bu akademiden, önceki okuluna göre daha çok hoşlanacağını garanti etmişti.

"Peki... Okul nasıl bir yer?" Baekhyun binadan çıkarlarken sordu. Henüz hala asıl okulu görmemişti. Ve Yixing'den başka öğrenci de görmemişti.

"Okul? Eğlenceli." Yixing'in coşkudan yoksun söyleyişi Baekhyun'un biraz gergin hissetmesine neden oldu.

"Dersler zor mu?"

Yixing omuz silkti "Pek değil. Herhalde en iyi ders N.U.'dur."

Baekhyun tek kaşını kaldırdı. "N.U.?"

"Nova Uygulamaları." Dedi Yixing, onları ormanlık alana açılan toprak bir yola yönlendirirken.

"O ne?" diye sorunca Yixing ona deliymiş gibi baktı.

"Bilirsin işte. Novalarınla alıştırma yaptığın ders. Gayet açık."

Baekhyun'un kafası daha çok karışmıştı. "Benim novam ne?"

Yixing kıkırdadı. "Bilmiyorum, sen söyle. Benimki iyileştirme."

Baekhyun alnını çattı. İyileştirme mi?

"Pekala, okuldan bununla ilgili herhangi bir mektup almadım... Benimkinin ne olduğunu nereden öğrenebilirim."

Yixing duraksayarak genç olana döndü. "Kendi novanı bilmiyor musun?"

Baekhyun başını salladı.

Yixing ona baktı "S-sen novanın ne demek olduğunu biliyorsun... Değil mi?"

Kısa olan cevap vermek yerine gözlerini kırpıştırınca Yixing neredeyse düşecekti.

"Neden? Bu önemli mi?"

Yixing inanamayarak gökyüzüne baktı ve derin bir nefes aldı.

"Baekhyun, bu akademi yalnızca novası olan insanlar için."

"Buraya gelmeden önce bir tane almalı mıydım? Hala nereden alabileceğimi anlayamadım?" dedi Baekhyun ama Yixing başını sallamıştı.

"Novalar 'alabileceğin' şeyler değiller. Novalar elementlerdir ya da daha basit tabirle güçler ki onlarla doğarsın."

Baekhyun gülüşünü tutmaya çalışmıştı. "Güçler mi? Süper güçler gibi mi?"

Yixing kaşlarını çattı "Evet."

Baekhyun zoraki bir kahkaha attı. "Komiksin, hyung."

"Sana yalan söylemiyorum. Bu gerçek."

Baekhyun gözlerini devirdi ve önden yürümeye başladı. "Eminim, neden uçup gitmiyorsun o zaman? Eğer uçabilirsen sana inanacağım."

Yixing yolun aşağısına doğru devam ederlerken koşarak Baekhyun'a yetişmişti. "Sana söyledim, benim novam iyileştirme."

Baekhyun, Yixing'e şüpheyle bakmıştı. "Bak, bu saçma sapan okulun ne olduğunu bilmiyorum ama-"

"Bu saçma sapan değil." Yixing sözünü kesti "Bu biziz. Bu okul bu yüzden var."

Baekhyun iç çekti "Ben gözümle görmediğim şeye inanmam."

Yixing alnını kırıştırmıştı "Oh, kesinlikle göreceksin."

*

"Burası senin odan." İki oğlan öğrenci yurdunda ahşap bir kapının önünde duruyorlardı.

"Her odada kaç öğrenci kalıyor?" Baekhyun merakla sordu.

"Sadece iki. Okulumuzda yalnızca 400 kadar öğrenci var." diye açıkladı Yixing.

"Oda kartın?"

Baekhyun elini cebine daldırıp üstünde oda numarasının ve kimlik bilgilerinin yazılı olduğu plastik bir kart çıkardı.

"İşte." Kartı verince büyük olan onu alıp kapı kolunun üstündeki kilide okutmuştu. Bir 'klik' sesinin ardından Yixing kapıyı iterek açtı.

Oda, her iki tarafındaki yataklarla oldukça genişti. Yatakların ucundaki masalar, duvara gömülü dolapların hemen yanında duruyordu.

Aniden sağ taraftaki kapı açılmış ve yüksek belli bir eşofman giyinmiş, üstsüz bir çocuk görünmüştü. Kalın dudakları ve diğer iki öğrencinin varlığını fark etmesiyle genişlemiş yuvarlak büyük gözleri vardı.

"Oh-! Yeni oda arkadaşım bir ihtimal sen misin?" diye sordu, teninin birazını gizlemeye yeltenerek. Yixing'e bir bakış atmadan önce doğrudan Baekhyun'a konuşmuştu.

"E-evet, ben Baekhyun." dedi. Çocuk beklentiyle Baekhyun'a bakıyordu. "Ah..."

Baekhyun başka ne söyleyeceğini bilemeyerek elini uzatınca diğeri memnuniyetle teklifini kabul edip elini sıktı.

"Kyungsoo. Kuvvet novası." Ona bir gülümseme vermeden önce kendinden emin bir sesle söylemişti. Hemen hemen aynı boyda olmaları Kyungsoo'yu biraz daha az 'göz korkutucu' kılıyordu.

Baekhyun başıyla onaylasa da novaların ne olduğunu hala anlamamıştı. "Havalı."

Yixing halinden memnun bir şekilde başını salladı "Peki o zaman, ikinizle de okulda görüşürüz. Baekhyun...Kyungsoo."

Baekhyun, büyük olan başını okşayıp Kyungsoo'ya el sallayarak ayrılmadan önce ona teşekkür etti.

Valizinin yataklardan birinin yanında durduğunu fark ettiğinde iç çekti. Kyungsoo çoktan eşyalarını masalardan birine dizmiş ve yatağını yapmıştı.

"Peki, senin novan ne? Hiç bahsetmedin." Yeni oda arkadaşı üstüne bir kapüşonlu geçirip saçlarını küçük bir havluyla kurulamaya başladığında sormuştu.

Baekhyun gözlerini kırpıştırdı "Ah... Biliyorsun işte..."

Kyungsoo tek kaşını kaldırdığında diğeri göz temasından kaçınmaya çalışarak bavuluyla meşgulmüş gibi davranıyordu.

"Aslında, bilmiyorum."

Bir şeyler uydurmalı mıyım?

Baekhyun beceriksizce güldü "Benim novam... ahh... bir sır."

Kyungsoo havluyu masaya koyarken tuhaf bir şekilde ona baktı. "Bir sır mı?"

"E-evet... İnsanlara gösterme konusunda pek rahat değilim."

Kısa olan elini rahatlatıcı bir tavırla Baekhyun'un omzuna yasladı. "Eninde sonunda göstermek zorunda kalacaksın. İlk gün NU dersimiz var."

Baekhyun kalbinin panikle sıkıştığını hissetmişti. Kaçınılmaz son yakında geliyordu. Eğer okulun ilk gününden önce açığa çıkarılmazsa da utançtan ölecekti.

"Aha... Bu kulağa... eğlenceli geliyor?" Cevabı daha çok soru sorar gibi çıkmıştı. Kyungsoo güldü.

"Heyecan yapma. Üçüncü sınıfsın değil mi?"

Baekhyun başıyla onayladı.

"Ben dörtteyim dolayısıyla aynı sınıfta olmayabiliriz." dedi Kyungsoo ve Baekhyun'un gözleri genişledi.

"Sen benden büyük müsün?!"

"Öyle görünüyor." Kyungsoo neredeyse gururla söyleyince Baekhyun yatağa oturdu.

"Geçen sene oda arkadaşın var mıydı?" diye sordu.

"Evet, ama mezun oldu. Novası uçmaydı." Büyük olan sıradan bir şeymiş gibi açıklamıştı.

Kahretsin! Onu uçarken görmeliydim. Belki o zaman bu süper güç saçmalığına inanabilirdim...

"Bana novanı gösterebilir misin?" Merakla sormuştu. Eğer Yixing ona novasını gösteremediyse, o zaman Kyungsoo'ya sormak zorundaydı.

"Onları NU dışında kullanmaya izinli değiliz..." diye başladı "ama sana ne yapabildiğimi bir miktar tattıracağım."

Baekhyun'un gözleri Kyungsoo'nun sözleriyle ışıldamıştı ve Kyungsoo onun ağır bavulunu yakınına kaydırırken dikkatle izledi.

"Yok...artık!!"

Kyungsoo valizi yalnızca 3 parmağıyla kaldırmıştı ve Baekhyun'un gözleri gördüğü anda büyüdü.

"Ne- Nasıl?!?" inanamayarak sordu. Kyungsoo bunu hiç çaba harcamadan yapmıştı.

"Benim novam diğerlerinden biraz daha esnek." Kıdemli olan bavulu geri koyduğunda Baekhyun onu kendi kendine kaldırmaya yeltendi. İki kolunu da kullandığı halde yerden havalandırmak için büyük çaba sarf etmesi gerekiyordu.

"Bir binayı kaldırabilir misin?" Baekhyun şaşkınlık içinde sormuştu ama Kyungsoo sadece güldü ve kafasını salladı.

"O kadar değil."

Baekhyun dudaklarını büzüp başını sallarken Kyungsoo'nun gücü karşısında hala şaşkındı. Ama bu yine de novaların var olduğunu kanıtlamıyordu. Belki de Kyungsoo sıklıkla spor salonuna gitmişti ve son derece büyük kol kaslarını gri kapüşonlusunun altında saklıyordu. Belki de süper güçleri olduğunu sanmaları için buradaki herkesin beyni yıkanmıştı. Diğer novaları görmeliydi. Tercihen sihirli olanları.

"Peki... Şimdi ne yapıyoruz?" diye sordu Baekhyun odalarında etrafa bakınırken.

Kyungsoo omuz silkti "Şimdilik sen ne istersen. Saat..." Masasındaki saate baktı "12.43... İlk güne kadar okul etkinliklerinin hiçbiri başlamıyor. Ayrıca o gün bir de açılış törenine katılacağız. Henüz, herkes yurda yeni yeni yerleşirken insanlarla şimdi kaynaşmanı öneririm."

Baekhyun nasıl ya da nereden başlayacağını bilemeyerek gömleğinin kenarını çekiştiriyordu. Kyungsoo kıdemli bir öğrenci olduğundan muhtemelen kendi arkadaş grubu vardı.

Kyungsoo, Baekhyun'un kolunu çekerken ona gülümsedi.

"Hadi öğle yemeğine gidelim. Yemekhane şu an açık. Hadi gel, seni birkaç kişiyle tanıştıracağım."

*

"Yo!" Açık kahverengi saçlı bir çocuk Kyungsoo ve Baekhyun'u çağırıyordu. Daha çok Kyungsoo'yu.

Baekhyun, masaya yaklaşırlarken kısa olanı, adeta arkasına saklanarak takip etti. Yemekhane aşırı kalabalık değildi ama sıradan bir okul yemekhanesi gibi görünüyordu. Etrafta yürüyen tek boynuzlu atlar ya da cinler yoktu. Her şey sadece... normaldi.

Kyungsoo kesinlikle arkadaşları arasında popülerdi. Baekhyun'u fark etmeleri uzun sürmemişti.

"Bu kim?"

Baekhyun göz temasından kaçınmışsa da Kyungsoo buna izin vermeyecekti.

"Yeni oda arkadaşım, Baekhyun."

Kısık gözlü ve şiş yanaklı bir çocuk ona gülümsedi.

"Minseok, Dondurma." diye tanıttıktan hemen sonra Kyungsoo'nun arkadaşlarından birisi daha sesini yükseltmek için hevesliydi.

"Jongdae, Şimşek!" Minseok'un yanındaki çocuk neredeyse fazlasıyla samimi bir biçimde söylemişti. Dudakları uçlarından kıvrıktı ve düzenli saçları alnının büyük kısmını örtüyordu.

Baekhyun karşılık olarak utangaçça başını salladı. Bir başkası daha kendini tanıtmaya karar vermeden önce o ve Kyungsoo masanın sonuna oturmuşlardı.

"Ben Luhan. Telepati." dedi Kyungsoo'ya seslenen ilk çocuk. Yüzü kusursuzdu ve Baekhyun'un bütünüyle takıntılı olmadığı o Kpop idollerinden biri gibi görünüyordu. Kesinlikle takıntılı olmadığı.

"İnsanların düşüncelerini mi okuyabiliyorsun?!" diye sordu Baekhyun kısmen panikleyerek.

Luhan kıkırdadı. "Yalnızca birazını. Bu göründüğü kadar kolay değil."

Baekhyun rahatlamayla bir iç çekiş koyvermişti ama hiçbiri fark etmiş gibi değildi.

"Joonmyun. Su." Yakışıklı bir çocuk Baekhyun'un gözlerinin içine bakarak masanın diğer ucundan söylemişti. Görünüşü onu bir okul birincisi gibi gösteriyordu.

Baekhyun bunu bir fırsat olarak gördü. "Bir şeyler yapabilir misin? Herhangi bir şey."

"Bunu izle." dedi Jongdae sırıtarak ve su bardağını aldı. Bir saniye içerisinde, bardaktaki tüm sıvı Joonmyun'un suratına sıçramış, saçını ve kıyafetlerini sırılsıklam etmişti.

Jongdae, boğulan öğrenciye gülüyordu; ama parmaklarının kısa bir şıklatmasıyla Joonmyeon tamamiyle kurulandı ve bütün su yeniden bardağa döndü. Su; saçı ve kıyafetlerinden ayrılmış ve her bir damla kaba dönüş yolunu bulmuştu.

Baekhyun'un gözleri genişlerken Joonmyun Jongdae'ye ters ters baktı.

"Yah! Kaç kere dedim sana; tükürükle karışık suyunu yüzüme atacaksan en azından söyle."

Jongdae pişmanlık barındırmayan bir gülüşle arkadaşından uzağa doğru eğilmişti. Grubun şakacısının o olduğu açıktı.

"Affedersin, hyung." dedi Jongdae ama diğeri gözlerini devirdi. Baekhyun gösteriden dolayı hala şaşkınlık içindeydi. Eğer Kyungsoo'nun novası etkileyiciyse, Joonmyeon'unki kesinlikle inanılmazdı.

"Peki ya sen ufaklık?" Minseok ilgiyle sormuştu.

Baekhyun düşüncelerinden sıyrılıverdi.

"H-ha?"

"Senin novan ne?" Luhan gülümseyerek sordu.

Baekhyun diğerlerinin tüm ilgisinin üzerinde olmasından hoşlanmayarak gözlerini kırpıştırdı. Bir novası yoktu; ama kesinlikle bunu ortaya çıkaramazdı.

Kyungsoo arkadaşlarına eliyle durmalarını işaret etmeden önce Baekhyun'un tedirgin ifadesini fark etmişti. "Beyler, çocuğu biraz rahat bırakın. O, üçüncü sınıf bir nakil öğrenci."

Teşekkür ederim hyung...!

Baekhyun rahatlayarak sessiz bir nefes verdi. Kalbi stresten patlayacaktı. Bir şeyler düşünmeliydi.

"Hepimiz son sınıfız burada, Jongdae dışında. Ama o da bizle yaşıt; yani hepimiz arkadaşız." Luhan Kyungsoo'nun yanından konuştu.

"Senin hyungların olacağız." dedi Minseok, Baekhyun'a baş parmağını sallarken ama diğeri yalnızca zayıf bir gülümsemeyle karşılık verebilmişti.

"Her neyse... Chanyeol nerede?" diye sordu Kyungsoo, dirseğini gelişigüzel Luhan'ın omzuna yaslarken.

Baekhyun utanmış ve rahatsız bir halde orada oturuyordu. Herkes çok kibar ve samimi görünmüştü. Eğer onlar gibi olmadığını bilselerdi...

"Oh, onu bilirsin. Yine dışarıda ormand-" Joonmyun suyun tekrar yüzüne çarptığını hissettiğinde çığlık atmıştı. Gözleri sımsıkı kapalıydı ve su saçlarından yanağının aşağısına doğru damlıyordu.

Jongdae, Joonmyun bir kez daha tüm suyu ayırıp bardağa geri döndürmeden önce arkadaşının yüz ifadesine gülmüştü. Baekhyun, Joonmyun'un ağzına kadar suyla dolu bardağı nasıl sıkıca kavradığını gördüğünde gülmemeye çalıştı.

"Komik mi bu sence? Peki, al o zaman!" dedi , bardağın içindekileri Jongdae'nin suratına fırlatırken.

Ancak bardağın içinden hiçbir şey çıkmadı.

Hepsi donup buza dönüşmüştü.

"Yah, Kim Minseok!!" Joonmyun hayal kırıklığı ve utançla haykırınca Baekhyun; Kyungsoo ve Luhan'la birlikte kahkahalara boğuldu.

Bu okul... gerçek olmak için fazla garip.

Continue Reading

You'll Also Like

43.2K 1K 37
Shadowhunters başlamadan 3 sezona kadar bilgiler ve görseller içerir. Ayrıca kitapta bahsedilen fakat derine inilmeyen bilgileri de bulabilirsiniz. K...
202K 8.3K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
1.5K 191 24
Kimsin sen? Veya kimsiniz? Neden benim çevremde ölüm var? Ve neden sadece erkekler? Yibo'ma ne yap...
6.6K 663 11
Karşı karşıya olan balkonlar, iki genç ve ellerinde sigaraları. #1 yizhan 03.01.21 #2 theuntamed 04.10.22