LEVENT- Bir Jinekoloğun Hikay...

By ElifKaplan3

1.4M 15.1K 1K

Ben Levent Öztürk, Gecelerin yaramaz çocuğu Gündüzlerin ise en tanınan ve başarılı j... More

1-GİRİŞ
2
3
4
5
6
7
9
10
11
DERİNLİKTE SAKLI
M&A Bir Veliahtın Hikayesi
Levent Aşkınızın Kapağı🤩
LEVENT SATIŞA AÇILDI❤🎉
ÖZEL BÖLÜM

8

22K 1.1K 57
By ElifKaplan3

"Hale Hanım ile tanıştırayım." Deniz kadını bana tanıtırken ben yüzüne ve saçlarına odaklanmış durumdayım. Saçında boya var. Uçları da şu aralar moda olan sarı saçlardan. Yüzünde de azımsanmayacak kadar makyaj var. Bunun anlamı bakımlı demek. Ben de bakımlı kadın severim. Ayrıca bayağı benim tipim bir kadın. Şu an uzattığı elini tutuyorum. El sıkıştıktan sonra hemen konuşuyorum.

"Levent," diyorum sakince. Yüzüme bakıp gülümsüyor. Ben de aynı şekilde karşılık veriyorum. 

"Dediğim gibi Levent aşırı yoğun oluyor."

"Evet namınızı ben de duydum. Kıskanmamak elde değil." Demek açık sözlü. Bu da hanesine bir artı yazdırıyor hemen.

"Ah, huyum kurusun." Birlikte gülerken Deniz bir anda gülmeyi sonlandırıp öğleni hatırlatıyor. Onunla uzun zamandır kahveciye gitmemiştik. Ayrıca şu ameliyat işini de derinlemesine konuşmadık. 

"Hale Hanım yarın başlayacak." 

"Yani yarın biraz daha rahatım." Kadını etkilemeye çalışıyorum ama çoktan etkilenmişe benziyor. Evet cazibe anlamında da namım yürümüştür. 

"Umarım... Ben gitsem iyi olacak. Yarın görüşürüz." Hale yanımızdan ayrılırken Deniz saatini kontrol ediyor. 

"Bence tam zamanı. Bayağı iyi anlaştınız ha?" 

"Dün Serhat abim bir şey dedi. Ona uyuyor bu tanım. Ben de neden olmasın diye düşündüm." Nedense içim rahatlıyor. Daha ferahım ve gelecek daha parlak sanki. Hatta gökyüzü bana baş parmağını gösteriyor. Hızlıca hastanenin biraz ileriisndeki kahveciye yürüyoruz.

"E ne oldu? Nihal'i ikna ettin mi?"

"İknadan daha ileriye gittim tatilde. Ayrıca asıl korkusunu da öğrendim."

"Sana o yüzden değildir demiştim."

"Haklı da çıktın." 

"Görülen o ki engeli de aşmış gibisin." Kaldırımda hızlıca yürürken beyaz önüklüler olarak çok fazla göz önündeyiz. 

"Ayrıca televizyon programına çıkıyorum pazar günü." Bana da geldi ama bir türlü çıkmak istemedim. Belki de bu ailemin o önyargısını yenmesine yardımcı olabilir. Bu parlak fikir ile daha da aydınlanıyorum sanki.

"Belki ben de kabul ederim."

"Denek mi oldum yani?" 

"Bir bakıma kardeşim." Omzuma hızlıca geçiriyor. Kahvecide biraz sıra var. Sıraya geçiyoruz hemen. İkimizin tercihi de aynı. Sert bir kahve. Sırada dururken masalara bakıyorum. Birden tanıdık bir sima dikkatimi çekiyor. Yine mi?

"Yine mi?"

"Ne*" diyor Deniz hemen. Bakışlarımı yakalıyor. O da inceliyor.

"Bu kadın neden bana tanıdık geliyor? Bir yerde gördüm sanki." Deniz'İn de onu tanıyor olması garip. 

"Benim aşırı kaygılı bir hastam. Her altı ayda smear testi yaptırıyor." Dikkatle onu inceliyorum. Karşısında bir kadın daha var. Koyu bir sohbetin içindeler. Kahvesini dudağına götürürken bir an duruyor. Arkadaşının söylediği bir şeye gülüyor yavaşça. Açıkçası şirin gözüküyor. 

"Neden bu kadar sıkı takipte."

"Anksiyete işte. Sen daha iyi bilirsin." diyorum ona takılarak. 

"O değil de ben bu kadını nerede gördüm ya. Yüzü çok tanıdık geliyor."

"Benim o taraflarda oturuyor. Bayağı bir karşılaştık ama beni görmedi bile. Aşırı garip biri." Bana evlenmeyeceğini söyleyecek kadar hem de.

"O değil de sen neden onu bu kadar çabuk hatırladın. Günde kaç kadın muayene ediyorsun." Gözünü kırpıyor. Bu ima hiç hoş değil. 

"Dedim ya sık test yaptırıyor. Oradan dikkatimi çekti." Neden panikledim ki sanki? Bu gayet normal. Farklı bir olay kafanızda yer edinebilir. 

"Bence tam evlenilecek bir tip."

"Evlenmeyecek." Dalgınlıkla dudaklarımdan bu kelime çıkıyor. Kendim de şaşırıyorum bu duruma. 

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Kendi söyledi." Bakışlarımı kaçırıyorum hemen. Niye bu kadar kontrolsüz kaldığımı anlamıyorum. 

" Ne yani, evlenmeyeceğim mi dedi?

"Hayır serviks kanserinden korkuyor. Bu yüzden de cinsel aktiviteden kaçıyor. Evlense ilk yapacağı bu olacak sonuçta."

"Bunları sana mı söyledi?" Deniz şaşkın bir şekilde bana bakıyor. Aslında bu tepkisi doğal.

"Önyargıdan kurtarmak isterken biraz sıkıştırdım. Bana güvenmesini istedim. O yüzden.."

"Oldukça garip."  Sıra yavaş yavaş bize gelirken Deniz'in dediklerini düşündüm. Aklımca nedenler sunuyordum sürekli. Her davranışın mantıklı bir açıklaması kafamda beliriyor. Sıra bize geldiğinde o kadar dalgınım ki çalışan kadını duymuyorum bile. Benim yerime Deniz çoktan söylemiş bile. Dalgınlıktan çıkıp hazırlanan kahveyi alıyorum. Deniz ile yürürken onlar da kalkıyor. Karşı karşıya geliyoruz. Görmemesi mümkün değil. 

Komik olan ilk Deniz'e bakıyor ve gülümsüyor.

"Merhaba Deniz Bey," Birden Deniz'in yüzünde bir şey beliriyor. Galiba kadını nereden tanıdığını hatırladı. 

"Anaokulundan." diyor sanki kendine söyler gibi. 

"Evet..." diyor hastam. Oldukça normal şu anda. Gözleri bana bir bakışa tıp geri çekiliyor. Bunun binlerce anlamı olabilir. Birincisi o benim doktorum bakışı ile gelen saygı ve gurur. İkincisi o benim mahremimi gördü düşüncesi. O daha farklı bir şekilde de anlamlandırmış olabilir. Birden Deniz'in dediği sözcük dikkatimi çekiyor. Anaokulu mu? Ne yani bu kadın veli olmayacağına göre ya öğretmen ya da orada bir çalışan. Birden bana bakıyor.

"Levent Bey ile arkadaş olduğunuzu bilmiyordum." Bu ima bana gelmiş olabilir ama bundan doğal ne var ki?

"Diğer Harward mezunu doktor o. Ayrıca çocukluk arkadaşıyız." Şaşırıyor. Bunu bilmiyordu demek ki. Ben bilerek geldiğini düşünmüştüm oysaki. Deniz'in de bu kadar çok bilgi vermesi hoşuma gitmiyor açıkçası. 

"Test sonucunuz çıkmadı daha." diyorum hastam olduğunu anlatmak için. 

"Biliyorum." Gözlerini kaçırıyor. 

"Biz gitsek iyi olur." Deniz bana bakıyor ve başımı sallıyorum. 

"İyi günler," deyip yanlarından uzaklaşıyoruz. Dışarıya çıkınca direk Deniz'i sorguya çekiyorum.

"Ne demek anaokulu?"

"Diğer öğretmenin eşinin tayini çıktı. O da mecbur gitmek zorunda kaldı. Yerine bu kızı aldılar." Yani teorim doğru çıkmış oluyor. Ben de öğretmen olduğunu tahmin etmiştim. 

"Yarın izin kullanabilirsin istersen. Çok sık çalıştın." İzin alsam ne yapacağım ki? Evde pineklemek dışında pek bir şey yapamam. 

"Yok çalışsam iyi olur."

"Ne yapıp edip kadını göreceğim diyorsun yani?" Bir ima daha. Bu ima daha güzel  görünüyor gözüme. 

"Bence güzel bir kadın. Kesinlikle yanıma yakışır. Ayrıca benim tipim."Göz kırpma sırası bende şimdi. 

"Şu halinden kurtul da, başka bir şey istemiyorum."

"Bana diyene bakın hele! Nihal'den istihbaratım var. Zamanında ona nasıl yaklaştığını anlatmıştı bana. Kıza neler demişsin." Hemen itiraz ediyor. Bunu kabul etmeyecek olsa da olanlar doğru. 

"Onu vazgeçirmek içindi." O an telefonum çalıyor. Numara tanıdık. Sıkıntı ile açıyorum.

"Levent hocam hastalarınızdan biri tutturdu. Doğumda olmanızı istiyor. Ona anlatmaya çalıştık ama işe yaramadı." Nesrin ebe çaresiz kalmış sesinden belli oluyor. 

"Tamam dışarıdayım. On dakikaya gelirim. Durum nedir?"

"Doğuma almamıza biraz daha var."

"Yetişirim o zaman." Bugünkü hastaların bazısı yarına sarkacak mecburen. 

"Doğum mu?" Başımı sallıyorum. Hızlıca kahvemi içmeye başlıyorum. Neyse ki çok sıcak değil. Adımlarımı hızlandırınca Deniz de bana uyuyor. Bitirdiğim karton bardağı hızlıca çöpe atıyorum. Deniz ile ayrıldıktan sonra ilk işim servise bakmak. Nesrin ebeyi çıktığı kapıdan görüyorum. 

"Kod 13" diyor hemen. Aramızda böyle bir kod yaptık. 

"Ben onu sakinleştiririm." Birlikte odaya giriyoruz. Sancı sıklaşmaya başlamış yüzünden anlayabiliyorum. Beni görünce yüzü aydınlanıyor. 

"Merhaba," diyorum dostane bir tavırla. Nesrin ebe bana bir çift eldiven uzatıyor. Elime geçiriyorum direk. 

"Bir muayene edeyim." diyorum iç rahatlatmak adına. Kocası da yanında. Bu görüntü hoşuna gitmeyecek. Hatırladığım kadarıyla o da erkek jinekologlara karşı kocalardan. 

"Sizi dışarıya alayım," Burada patron benim dostum havası var üzerimde. Öyle de ben onun işine karışmıyorsam o da benim işime karışmamalı. 

"Hayır..." Kadın kocasını yanında istiyor. Bir şey duymamış gibi işime başlıyorum.

"Açıklığı kontrol edeceğim." Parmaklarımı kullanmam lazım. Dikkatle ve nazikçe başlıyorum. Nesrin ebe kesinlikle haklı. 

"Bakın adımlar normal. Ebelerime güvenim sonsuz. Bir sorun çıkmayacak. Kontrolü onlara bırakmak istiyorum. Sürekli bilgi alacağım onlardan. Doğum bensiz de rahat gerçekleşebilir. Dışarıda beni bekleyen hastam bayağı fazla." Kadın pek kabul edecek gibi değil. 

"Gelip kontrol edeceğim." diye söz veriyorum. 

"Bana güvenin önceden güvendiğiniz gibi." Gülümsüyorum. Eh başardım gibi de. Gönül rahatlığı ile polikliniğe dönebilirim. Çıkarken Nesrin ebeye göz kırpıyorum. 

"Size güveniyorum." deyip hızlıca oradan uzaklaşıyorum. Koskoca bir öğleden sonra beni bekliyor. 

Ayy spoi vermemek için çok uğraştım. Çünkü Hayatımı Değiştir Ada'm ın büyüsü bozulacaktı. Sizden bol bol yorum bekliyorum. Tepkileriniz cidden çok önemli. Özellikle satır arası yorumları dört gözle bekliyor olacağım. İyi geceler.

instagram:kaplanelif95

facebook grubu: ElifKaplan/Wattpad

Continue Reading

You'll Also Like

298K 744 19
+18 içerir
81.2K 4.7K 31
TAHASSÜR Cihan ve Kamerin hikayesi... Yıllar önce birbirine verilmiş sözler... Yıllarca birbiriyle kavuşmayı bekleyen iki insan yıllar sonra tekrarda...
292K 24.5K 24
"Kalmam için bir sebep olması lazım." dediğinde, Leyla'nın sesi titriyordu. O Leyla'ydı, başka kimse değil. Daha on sekizinde tazeyken, Kınalıtepe'ye...
1M 30.6K 31
Mahallenin yaptığı yardımları ile dilinden düşmeyen, bütün kızların deli divane olup peşinden koştuğu, ağırbaşlı, yardımsever ve bir o kadar da sert...