Tüm Asker ve polislerimize ithafen...
Keyifli okumalar...
******
Sabah güneş ışınların yüzüme vurması ıle uyandım.
Yüreğimde ki acı ve kalbimde ki sızıyla kuruyan boğazımı , kuruluk hissini geçirmek için sessizce sevdamin yanında kalktım çünkü dün ıkimiz de çok geç yatmıştık.
Ben sabah kadar kuran-i Kerim okumuş oda namaz kılmıştı.
Çünkü dün tam 44 can tam 44 can gül sultanın doğum gününde komşu gitmiştı.
Tam 44 beden toprak olmuştu sevdiklerini,canlarını, eşlerini, evlatlarını bırakıp sırf güneş bize güzel doğusun diye can vermiş toprak olmuşlardi.
Toprak şehitler olduğu için mi ? Güzel kokar yoksa şehitler güzel koktuğu için mi? Toprak güzel kokardi.
Bunları düşünürken bir yandan suyumu içmiş bir yandan da küçüğümun açılan üstünü örtmüştüm.
Allahımin En güzel emanetine gücümuz yediği kadar bakıyor , ömrümün.yediği kadarda Allahımın izniyle bakacaktık.
Yavaş hareketler ile odasından çıkıp sessizliğe bürümüş sanki şehitlere ağlamaya hazır hicran bulutlarını seyrettim holde ki camdan.
Ne hüzün vardı bugünku hüznü yansıtıyordu hava , bulutlar bile hüzün yüklüydü bu sabah.
Gözüm saate kayınca daha erken olduğu için mutfağa geçerek az sonra okula gidecek olan minik kuşuma ve işe gidip bizim için ekmek parası kazanacak olan eşime kahvaltı hazırlamaya başladım.
Sonra aklıma yaslandığı direği kaybetmiş eş , baba diye ağlayan evlatlar gelince Dua ettim Allahım artık canlar yanmasın.
Evlatlar babasız , Eşler eşsız , hayaller yarım , sevdalar eksik kalmasın diye.
O anda Gözümden akan bir adet yaşı el çabukluğu ile silmiş olsamda arkamda ki hareketlik ve Rüzgarın fark ettiğini anlamam uzun sürmemiştı.
"Gülüm? "
Ne güzel diyordu öyle gülüm , gülüydüm demj ben onu hiç soldurmaya , kırmaya dayanamadigi gülü.
"Bir şey yok Rüzgarım.Git sen hazırlan sonrada kızımızi uyandır."
Tabii uyanırsa oda geç saatlere kadar minik ellerini semaya kaldırip saf yüreği ile Sonsuza aşka yalvarmiştı.
Ben bu geceyi hatiramda yoklarken ne ara yüzümun Rüzgara dönüp sevda ile parıldayan gözlerini gördüm anlayamamıştı.
"Gülüm Mina'm sakın ama sakın o inci tanelerini akitma söz vermiştin unutun mu ? Ağlamak yok hatta yasaklıyorum.bundan sonra o güzel inci taneleri akmiyacak hatun.Sen agladikca paramparça oluyor yüreğim."
Ah Rüzgarım sevdam sen ne güzel seviyorsun öyle kırmadan , yormadan , dağıtmadan.
Ne güzel seviyorsun öyle ki şu gözünün içi parlıyor,ne güzel seviyorsun ki sen gelmeden yanıma kalbinin atışını hissediyorum ben.
"Tamam Rüzgarı'm hadi git giyin.Sonra da kuzumuzu uynadir.Yoksa ikinizde geç kalacaksınız"
Gözlerini gözlerine dikip o en çok sevdiği duymaktan hiç bıkmayacağım ve her geçen günler aynı kelimeyi duymam rağmen hep aynı heycan ile karşılık verdiğim o iki kelimeyi söyledi ;
"Tamam Hatun.Seni çok seviyorum öz evim."
Bende onun ki kadar sıcak bakış ile cevap verdim.
"Bende seni can evim bende seni çok seviyorum."
Anlıma küçük bir öpücük kondurup odaya doğru geçti.
Içerden gelen gülüş sesleri kulağımı doldurunca Rabbime bir kez daha şükür ettim bana böyle iki güzel hediye , nimet verdiği için.
Huzurlu bir hayatın hayalini kurdum ben hep dualarım kabul oldu çünkü hayallerim dua olmuştu.
Küçük bir yuva hayal etmiştım ben , içinde sıcacık şefkat , tüm içtenlik ile sevgi , ve bir küçük kız çocuğu tüm sıcaklığı ile sessizliğimize ses olacak.
Hayallerimi yaşıyordum ben.Rabbime ne kadar şükür etsem az.
Rüzgarım kalp doktorluguna geri dönmüş kalbide yavaş yavaş tedaviye cevap veriyordu.
Bende atama beklerken kur'an kursunda benden büyük teyzelerime , ablalarıma dini eğitim veriyordum çok şükür elhamdülillah.
Mehir ise artık yurdan çıkmış kendi evlerinde kalıyordu.Abim ile evlenmişlerdi hemde afganistana gidecegi gün.
O kadar sevinmiştık ki.
Hepimize süpriz olmuştu en çokta Mehir'e , tek bir eksik vardı mutluklarında abim daha dönmemiştı.
Ama bunada şükürdu sayılı günler vardı ve bu günlerde geçerdı.
"Anne babam beni yiyecek kurtar beni"
Diye bağırıp koşup gelip kucağıma atlayan miniğim.ile düşüncelerden sıyrıldı.
Eslemim kucağımda iken son kez kontrol ettim kahvaltı sofrasını.
Rabbime şükür elhamdülillah hiçbir eksiklik yoktu karnımız doyacak rabbimin sonsuz nimetleri ile donatılmisti kahvaltı sofram ve birazdan Rüzgarımda gelip sevgi ile harman olup huzur, ile çay kokan sofrada kahvaltı yapacaktık.
"Ay kuzum kıymaz ki baban sana."
Herzaman ki tatlı heycani ile.
"Öyle bir kıyar ki şaşıp kalırız vallahi."
Akılli bidik zeka küpüm yüzüme tebessüm kondurun huzurum.
"Allah Allah ne zaman gördünkü kıydini akıllı bidiğim."
O sırada kucağımdan sandalyeye otuturmus önünde bir bardak her sabah içmek istemesede içmek zorunda olduğu sütü koydum ve her sabah ki gibi ;
"Içmek istemiyorum anneciğim neden anlamak istemiyorsun ki"
Artık her sabah aynı nidaları duymaktan bıkmış ben her sabah sızlanmaktan bıkmayan Eslem ile tam inatlaşmaya başlıyordum ki.Her sabah ki gibi ciddi bir tavır ile duruşundan ödün vermeyen ve o siyah takım içinde ağır bağlılığı ile içiriyen giren Rüzgar;
"O süt bitecek Eslem nokta."
Tüm içtenlik ve beni büyük bir dertten kurtaran Rüzgara tüm içtenlik ile tebessüm yolladım o da bana göz kırpıp ;
"Ama Bab-"
Tam sızlanmaya ve her sabah klasiğine dönecek gibi oluyorduk ki gene tüm ciddiyetini bozmadan ;
"Amasi yok Eslem bitecek o süt."
"Off tamam baba ya."
Allahım büyüdükce daha bir kişiliği oturmaya başladığı için bu günlerde fazla kırılgan , alıngan ve hırçın tam ben off değil aff diyecek iken Rüzgarım benden önce cevap verdi.
Rüzgardan;
Allahuteala herşeyi o kadar güzel o kadar mükemmel ve kusursuz yaratmıştı ki.Herşeye herkese bir yol bir ömür nasıp etmiş benim nasibime düşen Allahın en güzel emanetleri varya onlar için ne kadar şükür etsem secde etsem az kalır nasıl teşekkürlerimi sunsam şükranlar etsem herşey Sonsuz güzelliğin yolladığı güzellikler karşısında az kalırdı.
Rabbim , benim şu kahvaltı sofrasında ki huzurum , emanetlerin yüzünde ki tebessümü, geri kazandığım işim, sağlığı için sana sonsuz şükürler.
Huzur kokuyordu, yıllar önce biri bana düzenli hayatın olacak ışten sonra hayatında iki değerli varlığı özleyip onları görmek için acele edip kavuşmanin sevincini yaşayacak deseler inanmazdım.
Ama şimdi rüya gibi bir hayat yaşıyordum masaldan bölümler filimin en güzel sahneleri gibiydi hayatım arada atışmalar küçük tatlı kavgalar , küçük tırip atmalar olsada bu ilişkinin tadi tuzuydu ev onlarsız ev yuva onlarsız yuva olmuyordu.
Her acının ardindan güneş doğmaz sanırdım çünkü ben hep karanlıktım ben güneşin bir gün hayatıma girip bu denli aydınlatacağını hiç bilmezdim.
Rabbime şükürler olsun ki karanlığım karşısinda yolumu aydınlatan iki güneş yolladı bana hem yolumu hem gönlümü.
Tıpkı şu an da olduğu gibi günümü aydınlatan soframa huzur ile doldurduklari gibi.
Ve süt içmek istemeyen Esleme her sabah ciddi baba profili çizmekten yoruldum o içmemek istememekten yorulmadı.
Ve şu an da offladi için Minadan önce davranıp ;
"Off değil Eslem aff."
Bana dönüp ima yüklü ;
"Aff. Oldum mu ? Babacigim."
Allahim bu aralar fazla atar yüklüyüz büyüyor ve o büyüdükçe ona bakamam yetememe korkusuda bizi sarıyordu.
Bende tipki onun gibi ima yüklü bir şekilde;
"Oldu Babacigim."
Minaya baktığım zaman bize bakıp tatlı tatlı güldüğünu gördüm.
Iste burda huzur vardı , neşe vardı , sevinç vard ,
Ömrüme doğan iki güzel güneş ve Sonsuzdan yollanmiş iki güzel emanet vardı.
Allahım sen benim günahlarimi af eyle bu mutlulugu bozacak bir imtihanı verme.
Beni sevdiklerim ile imtihan etme.
Huzur gönderen rabbime şükürler olsun...
######
EsSelamin Aleykum Derttaslar benim karalamalarima değer bicip bugünlerime gelme sebeblerlim.iyiki varsınız.
Çoook teşekkür edrim.
Bu aralar okuyucularim o kadar artık ki anlam vermedim o kadar sevindim o kadar mutlu oldum ki bir bölüm yazmak istedim dedim okuyucularim beni mutlu ediyorlar bende onları mutlu ediyim.
Iyiki varsınız.
Iman Dolu kalın....
InşAllah diğer Özel bölümde buluşmak duasi ile Allah'a emanet.