Mucize Bebek.

By odorviolas

4.3M 136K 5K

Hayat ne garip,lanet ..ve boktan bir dönemeçten ibaret!' diye düşündü genç kız..Onun için hiçbir şey normal d... More

Mucize Bebek.
✌1✌
✌2✌
✌3✌
✌4✌
✌5✌
✌6 ve 7✌
✌8✌
✌9 ve 10✌
✌11✌
✌12✌
✌13✌
✌14✌
✌15✌
✌16✌
✌17 Part1 ✌
✌17 Part2 ✌
✌18✌
✌20 ve 21✌
✌22✌
✌23✌
✌24✌
✌25✌
✌26✌
✌27✌
✌28✌
✌29✌
Final - Part 1
Final - Part 2
EPİLOG
Aylar öncesinden gelmesi gereken açıklama
3.Bölüm Tekrar

✌19✌

113K 3.9K 109
By odorviolas

Banyo kapısının tıklama sesiyle gözlerini tavandan ayırdı Janessa. Kalp atışları hızlanmıştı.

“Gir!” diye seslendi kapıya doğru. Kress kapıyı yavaşça açıp içeri girdi ve ardından kapıyı kapatarak Janessa’sına döndü.

Üstünde ki baştan çıkarıcı ve dantelli gecelik takımını görmesiyle gözleri kararırken olduğu yerde öylece kaldı Kress.

Ne yapması gerektiğinden emin değildi ve gördükleri, onu yapmaması gereken şeyler hakkında cüretkar hayaller kurmaya davet ediyordu.

Janessa boğazını temizledi.

“Gelsene Kress…”

Kress kendini toplamaya çalışarak bir an düşündü. Kısa bir an…

Janessa onun şu anda ne halde olduğunun farkında değildi belli ki, ama her şey karşılıklıysa, ki Janessa’dan sonra bu ikisinin de hayat felsefesi olmuştu.

Madem Janessa bu kadar rahattı, Kress’te gevşeyebilirdi.

Üstünde ki tişörtü çıkardı Kress en normal haliyle.

Janessa tek gözünü kısarak ona bir bakış atarken, bu kez yutkunma sırası ondaydı.

Kress’in bir gram yağı olmayan teni, kat kat kaslarıyla ve pürüzsüzlüğüyle karşısında ona alayla göz kırpıyordu sanki.

Her hareketinde dalgalanan güçlü ve kaslı gövdesine bakarken karnından aşağı bir sıcaklık yayıldığını hissetti Janessa.

Kendini dizginle kızım, ağzının salyalarını sil ve planına sadık kal.

İç sesine boynunu bükerken Kress ona doğru hareket etti. O anda Janessa onun yan taraflarına doğru uzanan yara izlerini fark etti.

Derin yaraların izleri.

Bir an yüzüne soğuk su çarpılmış gibi irkildi Janessa.

Bunu ona kim yapmıştı ki?..

İki küvet birleşimi gibi tek bi küvetin bulunduğu yatak odalarının banyosu şuan yapacakları işe tam olarak uygundu.

Janessa birinci küvete yatmış, ikinci küvetin birleşim noktasında ki boşluğa kafasını rahatça yaslamıştı.

Kress’t ikinci küvete otururken suyun akacağı yere denk gelen noktalı delikçiklerin tıkacını açtı.

Kenardaki rafta yer alan türlü türlü şampuan ve jellere bakarken sordu.

“Hangi esanstan istersin?.”

“Her zamankinden…” Janessa tuzak sorusunu tek düz, normal bir sesle sormuş Kress’in cevabını yada olumsuz seçimi zevkle bekliyordu.

Ama Kress onun beklediği gibi hiçbir hata yapmadan seçtiği şampuana uzandı ve suyla Janessa’nın saçını ıslatmaya başladı, özenle.

Janessa şampuanın soğuk temasını hissederken kokuyu içine çekti.

Ama Kress onun bu şampuanı kullandığını nereden biliyordu ki?

Vanilya esansını sevdiğini nasıl biliyordu..?

Kress bu sorusunu duymuş gibi kendiliğinden yanıtladı sorusunu.

“Aynısını kullanıyoruz Janessa.”

“En başından beri mi?”

Janessa şaşkınlığını gizleyememişti. Kress’te onun bir şeyleri hatırlamadığını sandığı için rahattı zaten.

Aslında senin kokunu aldığımdan beri. O ilk geceden bu yana…

Kress bu fark edişle kaşlarını çatsa da aldırmadı.

“En başından beri..” diye fısıldarken Janessa’nın saçlarında ki eli masajına başladı.

Janessa Kress’in nazik masajıyla duraksadı bir an. Ama duramazdı.

İçi içini yiyordu çünkü. Duramazdı.

“Kress… Biliyorsun, hatırlayamadığım şeyler var.”

Kress işine özenle devam ederken Janessa’nın saçlarını düşünüyordu. Saçları nasılda ipek gibiydi…

“Hm?” demekle yetindi düşünceleri arasında.

Janessa yattığı yerden Kress’in gözlerini görebilmek için bakışlarını yukarı çevirdi.

Ama Kress’in gözleri en sabit haliyle saçlarındaydı. Kress işinde çok iyi ve…kendini kaybetmiş görünüyordu.

Janessa devam etmeye çalıştı.

“Ben, nasıl bir kaza geçirdim…?”

Kress’in saçlarında ki elleri duraksadı bir an. Janessa bakışlarını tekrar yukarı çevirince Kress’in de ona baktığını gördü.

Kress bakışlarını kaçırıp masajına devam etti.

“Sanırım ayağın kaymış… Elena öyle diyor en azından.” Diye mırıldandı.

Başkalarına yalan söylemek bu kadar zor değildi. Kress zaten dediğim dedik, yaptığım yaptık bir adam olduğu için yalan söylemesine hiç gerek kalmamıştı şu zamana kadar.

Ama şimdi, artık daha fazla zorlayamıyordu kendini. Özellikle Janessa’ya karşı.

Janessa bu duyduklarıyla tek elini yumruk haline getirdi.

Orospu.

Kişisine göre muamele diye geçirdi içinden. Janessa sinirini başka bir şeye çevirmeye çalıştı, ama sora fark etti.

O sinirli değildi.

İçinde hissettiği een büyük şey hayal kırıklığıydı. Hüzündü.

“Elena kim ki?” dedi sessizce. Sesini bilek kısmıştı, yoksa masumluğu falan kalmazdı Janessa’nın.

“Misafirdi…”

“Onu tanımıyorum, senin misafirin miydi?”

“Evet…” diye mırıldandı Kress. Seri cevaplar ver ki sussun.

“Hatırlamadığım için mazur gör, ama neyin oluyordu?”

“Eski bir arkadaş.”

Böyle devam et oğlum…

Kress Janessa’nın saçında ki köpükleri akıtmak için ılık suyu narince başından aşağı bıraktı.

Bir yandan da eliyle saçını duuluyordu. Başında ki darbeye zarar verecek yakınlıktan su ve köpük geçmemişti.

Bu iyiydi.

Janessa’ysa artık kabullenmek üzereydi.

Kaltak kadını koruyordu Kress.

Janessa yattığı yerde başka şeylere odaklanmaya çalıştı.

“Aramızda sırlar yoktu değil mi Kress?”

“Şey, biz birbirimize karşı açık sözlüydük.”

“Öyle mi?”

“Evet, kesinlikle.”

Janessa’nın ona ettiği hakaretleri,kavgalarını , sataşmalarını hatırlamak Kress’in dudaklarına ufak bir tebessüm kondurmuştu.

“Sırtında ki yaralar nasıl oldu Kress? Bunu biliyorumdur her halde…”

Kress yutkundu. Birkaç gerçeği anlatmanın zamanı mıydı?. Belki kısaca es geçebilirdi.

“Bir trafik kazasında oldu. Sana söylememiştim.” Dedi kuru bir sesle.

Janessa o istemedikçe bir şeyler anlatmak için onu zorlamamakta kararlıydı. Bunu Kress istemeliydi.

Tabii asırlar sonra anlatırdı belki…

Kress Janessa’nın saçını havluyla sardı. Olduğu yerden kalkarken Janessa’ya da elini uzattı.

Zamanı gelmişti.

Janessa’ da onun elini tutunacak tek dalmış gibi sımsıkı bir sıcaklıkla tuttu.Kress onu sadece ayağa kaldırmak için destek verirken Janessa birden dibinde bitivermişti.

Janessa Kress’e baktı.

Kress’te şaşkın gözlerle ona bakıyordu. Janessa heyecanlıydı, biraz sonra yaşayacakları için heyecanlıydı.

Ama şaşkın falan değildi. Bu heyecanda tüm kalp kırıklıklarının yanında vücudunun Kress’e verdiği, yalnız ona özel verdi bir tepkiydi.

Bedenleri o kadar yakındı ki birbirlerine, aradan hava bile sızamaz gibiydi.

Yüzlerinin arasında ki 2-3 cm lik mesafeydi onları durduran tek şey.

Kress kendini Janessa’nın yemyeşil gözlerinde kaybediyordu, şu an Janessa’nın üzerinde ki baştan çıkarıcı takımı düşünmek istemiyordu.

Ama lanet dantelli şey göz ucuyla bile fark ediliyordu. Sakin ol Kress… diye mırıldandı içinden.

Sakin ol.

Janessa ise Kress’in siyahlarında kaybolmuştu. Kalbi dört nala koşmaz, uçarken yutkunamıyordu bile artık.

“Beni seviyor muydun?”

Bu planına dahil değildi. Ağzından öylesine çıkıvermişti.

Kress duraksamadı.

“En az senin beni sevdiğin kadar…”

Kress kendinden o kadar emin konuşmuştu ki Janessa nasıl anlaması gerektiğinden emin değildi.

Bunu anlayamıyordu. Ama sanırım Kress ona onu sevmediğini söylüyordu.

Janessa bu tuzak cevabı umursamamaya çalıştı.

Bakışlarını kaçırmamaya çalışırken gözlerine her an dolabilecek yaşları kışkışlamaya çalıştı.

Şimdi olmazdı.

“Hiç aşık oldun mu Kress,birini çok sevdin mi hiç?..”

Janessa’nın boğazına bir yumru otururken tek elini kaldırıp Kress’İn yanağına götürdü usulca.

Kress gözlerini kapattı. Aşık olmak şu an Janessa’ya hisettikleri gibiyse, oyuncak ve dondurma yüklü bir arabanın altında kalan çocuğun ki gibi ne olduğunu bilmeyen ama mutlu bir ölüm gibi, aynen buna benzer bir şeyse, Kress aşıktı belki de.

Kress bilmiyordu.

O hiç aşık olmuş muydu?.

Elena veya Marianna’ya hiçbir zaman aşık olmamıştı. Marianna zaten söz konusu bile olamayacakken Elena’yla yaşadıkları, Janessa’yı karşılaştıracak olursa, devenin yanında ki cüceden farksızdı.

Kress kendini Janessa’nın dokunuşuna bırakırken tereddütle fısıldadı.

“Hayır..”

Janessa bu tereddütü hissederken ağlamak istedi. Hıçkırmak istedi.

Onu bu kadar düşündüren neydi, geçmişinde ki kaltaklar mıydı..?

Janessa bu ızdıraba daha fazla dayanamadan dudaklarını sertçe Kress’in dudaklarına yapıştırdı.

Planı belki buydu, ama bu sertliğinin sebebi, bir teselli aramaktı. Belki rastladığı elle tutulur bir duygu, ileri de Kress’i affedecekse, işe yarayabilirdi.

Bu öpücük Kress içindi. Kress’in verebileceklerini bekledi Janessa.

Ama Kress hareket etmedi.

Janessa sinirlenirken ona sımsıkı sarıldı ve tüm tutkusunu öpücüğüne aktardı. Kress’İn üst dudağına dilini değdirirken karşılık vermemesinden korktu.

Gerçekten korktu.

Ama Kress bu haşin öpücüğe daha fazla dayanamazdı.

Genzinden gelen boğukça bir inlemenin ardından Janessa’yı hızla kucağına çekti ve alt dudağını içinde ki sarsıntıların verdiği vahşilikle emmeye başladı.

Janessa’yı istiyordu. Onu deli gibi istiyordu.

İkisinin de kulaklarında yalnızca kendi düzensiz kalp atışları, ve hızlı nefesleri çınlıyordu.

Janessa’nın rol yapmasına gerek yoktu. O da deli gibi Kres’İ istiyordu.

Janessa Kress’İn kucağında bacaklarını iyice ona doladı ellerini boynuna doladı.

Kress dilini onun diline dolarken bir oyunun ritmini tutturmuş ikisi de inliyordu. Kress Janessa kucağında, dikkatlice yatak odalarına yürümeye başladı.

Bu tutkuyla öpüşler ikisi içinde bambaşkaydı, bambaşka.

İlk geceleriyle alakası yoktu. İlk gece onlar birer yavancı, yaşadıkları sıradan bir ilişkiydi.

Şimdiyse birbirlerine itiraf edemeseler de onlar birbirine bir mühürle bağlı, birbirini tanımış, hissetmiş ve belki de derin bir tutkuyla, onları birbirine bağlayan mucize bir bebekle birbirlerine aşıktılar…

Onlar artık iki yabancı değil, Kress ve Janessa idi…

İkisi de bu farkındalıkla heyecanla dolmuş, garip bir acelecikle birbirlerini öpüyorlar, birbirlerini keşfediyorlardı.

Kress Janessa’yı yumuşak yatağa yavaşça bırakırken onunla birlikte yattı. Janessa tek eliyle Kress’in kaslı göğsüne uzandı.

Tanrım, çıplak…

Kress’in çıplak olduğunu unutmuş, bir engele rastlamamanın sevinciyle sert kaslarını okşamaya başlamıştı Janessa.

Kress’in kasları gerilirken oda elleriyle Janessa’nın vücudunu keşfe çıktı. Janessa’nın üstünde ki geceliği fark etmesiyle üstündeki geceliği acele bir hoşnutsuzlukla çıkarmaya çalıştı.

Janessa’da ona yardımcı olmak adına hafifçe doğruldu ve işte, çıkmıştı nihayet.

Kress Janessa’nın güzel, narin ve ipek tenine boynundan başlayarak dokunmaya başladı.

Onun Janessa’sı her şeyiyle güzeldi…

Janessa’nın gerdanından omuzlarına ulaşan dokunuşları omzunda ki sutyen askısını indirdi yavaşça.

Janessa titredi.

Bu şey onun için daha başkaydı. Bu onun bilerek, isteyerek , en azından travmasız olarak yaptığı ilk sevişmeydi…

Kress’in dudakları hafifçe kenara çekilirken sarhoş gibiydi adam, kendini yönetmiyordu. Bedeni onu yönetiyordu.

Janessa titremeye devam ediyordu. Kress’in yakıcı dudakları Janessa’nın omuzlarında dolaşmaya başlarken elleri Janessa’nın vücudunun altlarında mesaisine başlamış, onu tanıyordu.

Janessa’nın karnını yumuşakça okşayan eller Janessa’nın gözlerinin dolmasına yetmişti.

Janessa kapalı olduğunun farkında bile olmadığı gözlerini açtı yavaşça.

Kress’in elleri dantelli külotuna kayarken öpüşleri göğüslerine uzanmaya başlamıştı. Janessa sessiz bir inleyişle karşılık verdi bu dokunuşlara.

Kress’in içi coşkuyla doluydu. Janessa inlerken daha fazla dayanamadan o iç gıdıklayan dantelli külotunu parçalayarak çıkarıverdi.

Janessa bu hırpani davranışla tekrar titremeye başlarken Kress ‘in öpücükleri göğüslerinde ateşlenmişti.

Hamilelik Janessa’yı değiştirmişti. Göğüsleri, bedeni, her şeyi biraz daha dolgundu öncesine göre. Ve hassastı…

Kress Janessa’ya türlü işkenceler yapmaya başlarken Janessa’nın dudaklarından çıkan inlemeler çığlıklara dönüşmek üzereydi.

Kress ne yaptığının farkında olmasa da Janessa’yla ilgili her şeyde kendine dur demesi gereken yeri bilerek bu tatlı işkencesini yarıda keserek öpücüklerini aşağı indirdi.

Janessa onun bacaklarını okşadığını ve dudaklarının aşağı indiğini hissederken Kress’in vaat ettiği derinden sarsıntıyı bekliyordu artık.

Ama Kress’İn dudakları Janessa’nın hafifçe şişmiş, bombeleşmeye başlamış karnına şefkat ve tutkuyla kayarken Janessa bir kez daha açtı gözlerini.

Kress’in öpücüklerinin bir anlık olmasını beklerken elleri de oyununa dahil olmuş cinsellikle alakası olmayan bir okşayışa başlamıştı teninde.

Kress’in öpücükleri yakıcı ve kesinlikle sahiplenici bir şefkatle bezenmişti.

Janessa beyaz tavanı, avizeyi öylece izlerken gözlerinin dolduğunu hissetti.

Kress Janessa’yı sevmiyor olsa da bebeklerini seviyordu. Bunu o kadar belli ediyordu ki.

İçten içe fısıldadı Janessa.

Ne yapıyorum ben?..

Janessa ona bir şans daha verebilmeliydi. Elleri Kress’in karışık saçlarını giderken başını dikkatlice tutup yukrı çekmeye çalıştı.

Kress bunu anlamış gibi dikkatlice başını yukarı, onunla göz göze gelebilecek hizaya getirdi.

Janessa’ya göz göze gelirlerken Kress ondan uzak durmak istemiyormuşçasına dudaklarına minik öpücükler kondurmaya başladı.

Janessa’da hafifçe karşılıklar verirken yine elleri saçlarında, onu uzağa itmeye çalışıyordu.

“Kress..” diye mırıldandı sessiz, mayışmış sesiyle.

Kress odaklanamayan gözleriyle başını kaldırıp ona bakmaya zorladı kendini.

Janessa gözlerine tüm bildiklerini katmaya çalışarak fısıldadı.

“Anlat bana.”

Kress bir an duraksarken gözlerinde ki kararışla Janessa’nın o tatlı dudaklarına yumuldu.

Janessa’nın elinde değildi, karşılık verdi çaresizce.

Kress dudaklarını kulaklarına doğru kaydırırken boş duramamaları için dudaklarıyla geçtiği her yere bir öpücük konduruyordu.

Nihayet kulaklarına ulaşınca boğuk sesiyle konuşmaya çalıştı.

“Seni istiyorum, seni deli gibi istiyorum Janessa… Seni özledim. Tenini, kokunu, her şeyinle bana ait oluşunu…”

Sonlara doğru dayanamayıp tekrar dudaklarını öpmeye başladı Janessa’nın.

Janessa sessizce ağlarken ona tüm kalbiyle karşılık verdi. Janessa anlat derken gerçekleri söylemesini beklemişti ondan.

Ama Kress onu ne kadar istediğini söylemişti.

Janessa buna göz yumdu.

Kress onu okşayıp, severken Janessa’da ona aynı karşılığı verdi.

Onların ilişkileri hep kısasa kısas olmuştu, yine öyleydi. Kress ona ne verirse Janessa’da karşılığını veriyordu.

Kress onu yatakta biraz daha ileri iterken üzerinde ki şortu hızla çıkardı. Janessa üstünde sadece sutyeniyle kalmıştı zaten. Kres Janessa’nın sutyenini askılarından tutup çekerek üstünden alıp bir kenara fırlattı.

Kress göğüslerine yoğunlaştığında Janessa’nın hassas olduğunu bildiği için ordan çok zor da olsa küçük öpücüklerle geçti.

Janessa’nın üzerine yaslanırken kendini ait olduğunu içten içe hissettiği yere yerleştirdi.

Janessa buradaydı, yatağında, hazır, ve yalnız onun.

Bunun bilincine varmanın mutluluğuyla kendini yavaşça ileri itti ve Janessa’nın zevk dolu sesli inleyişini içine çekmek ister gibi dudaklarını öpmeye başladı.

Bedeni ve dili genç kadına aynı hareketlerle sataşırken Janessa kollarını ve bacalarını sımsıkı Kress’e doladı.

Kress bu sımsıkı yakınlıkla kendinden geçercesine homurdandı ve sert olmamaya çalışarak hızlandı.

Janessa’nın düzenli inleyişlerine kendi zevk dolu mırıldanışlarını da katarken dudakları Janessa’nın boynuna kaydı.

Ne Janessa onu bu kadar dolu dolu hissetmişti içinde, ne de Kress hissetmişti ta yüreğinde…

Bu ikisi içinde ilkti.

Bambaşka ve apayrı bir dünyaya aitmişçesine, kimse bilemezcesine bir ilk…

Kress bir şeyler mırıldanıyordu hissettiği bu yoğunlukla.

“Seni…Ah, Janessa… sen cennet gibisin…”

Janessa onun bu övgülü sözlerine dayanamayarak dudaklarını sertçe dudalarına çekti.

Kress’le deli gibi öpüşürlerken ikisi de en mükemmele yaklaştıklarının farkındaydılar.

Janessa durmaksızın, ağlar gibi çağresizce inlerken, Kress onu teselli etmek ister gibi bir tek ona verdiği tutkuyu sundu dudaklarına.

Janessa sakinleşirken doyuma ulaşmak üzereydiler.

Kress artık kendini tutamıyordu, artık ne yumuşak nede yavaştı.

Janessa’nın bundan şikayeti yoktu, ama Kress’in bilinç altı bebekleri için endişeleniyordu.

Bedeniyse bilinç altından etkilenemeyecek kadar kapılmıştı Janessa’ya.

Kress ellerini Janessa’nın yanında dimdik tutarak gövdesini ondan ayırdı ve kendini daha çok bastırdı Janessa’ya.

Janessa onun bu yaptığıyla doyuma ulaşmıştı zaten. Ama dudaklarını ondan uzak tutmasını istemiyordu.

Bunu belli etmekten utanmayarak tek eliyle Kress’i ensesinden tutup kendisine çekti sertçe.

Kress onu öpmek için eğilirken Janessa zevk dolu bir çığlık eşliğinden içinden dışına sarsılmaya başladı.

Kress kendini kaybederken son vuruşunu yaparak Janessa’ya tutkuyla sürtünerek Janessa’nın aklını başından altı ve genzinden gelen boğuk bir zevk homurtusu eşliğinde titremeye başladı.

İşte buydu…

Janessa onun cennetiydi.

Artık Kress onu sevdiğinden kesinlikle emindi. Bebeğine hamile bu kadın onun kadını, onun Janessa’sıydı.

Janessa’yı ezmek istemediği için elinde ki son gücüyle yatakta Janessa’nın kenarına kıvrıldı ve onu da kendine çekti.

Janessa ona çekilmekten alamadı kendini.

İçten içe mutlu da olsa Kress onu hiç sevmeyecekti. Bebeklerini ondan alacaktı belki ileride, o zaman ne yapardı Janessa…

Başını Kress’in sert ama güven veren göğsüne yaslarken hisleri o kadar yoğundu ki.

Kress onun çenesini parmaklarıyla nazikçe tutup yukarı doğru kaldırdı.

Janessa ona karşı koymadı. Kress en yumuşak dokunuşlarıyla ona eziyet ederek, dudaklarını bir aşık gibi nazikçe öperken Janessa’nın yatağa değen yanağına bir damla göz yaşı akıp gitmişti.

Kress ona şimdi onu sevdiğini söylemeliydi. Daha fazla beklemek istemiyordu. Gözlerini açıp, dudaklarını dudaklarından çektiğinde Janesssa’nın kapalı gözleri ardından bir dam göz yaşını görünceyse aklındakiler tamamen uçup gitmişti.

Ne yapacağını şaşırmıştı.

“Janessa,iyi misin?. Tanrım, canını mı yaktım?” dedi Kress endişeyle.

Janessa şaşkınlıkla açtı gözlerini.

Kress ona endişeli gözlerle bakarken Janessa dudaklarını araladı.

“Hayır…Canımı yakmadın.”

Kress çaresizlikle kaşlarını çattı.

“Ama ağlıyorsun, Tanrım, çok aceleci davranmış olmalıyım, canın acıdı mı, doğruyu söyle.?”.

Kress yatakta doprulacakken Janessa onu kollarından tuttu.

“Kress, yat lütfen. Canımı yaktığın alan yok, sadece yorgunum ve uyumak istiyorum…” dedi sessizce.

Kress kaşlarını kaldırırken ikna olmamaışa benziyordu.

Janessa Kress’i bu haliyle hiç görmemişti. Ama bir daha hiç görmeyeceği bu adamı, özleyeceği haleriyle görmekte istemiyordu.

Janessa gülümsemeye çalıştı.

“Yorgunum tamam mı, hadi uyuyalım artık…”

Kress en azından onun dinleneceği fikrini beğenmişçesine yatağa uzandı ve altlarında ki yorganı çekiştirerek yatağa yerleşmelerini sağladı.

Janessa Kress’İn gövdesine zevkle uzanırken gerçekten yorgun olduğunu kabul ederek gözlerini kapadı.

Kress ise ona onu sevdiğini söylemek istiyordu. Bu yaşananlar onlara asla yasak olmamalıydı, onlar birbiri için vardı ve onun böyle düşündüğünü Janessa’da bilsin istiyordu.

Janessa…” derin bir çekti Kress.

“Ben… Ben şunu bilmei istiyorum, daha önce kimseye karşı böyle hissetmemiştim. Ben sanırım…” Kress neden duraksadığını anlamadan kendine kızdı.

Hızla devam etti konuşmasına.

“Sanırımı falan yok Janessa, ben sana aşık oldum. Seni seviyorum.”

Farkında oladan bir oh çekerken Janessa’nın cevap vermesini bekledi. Ama Janessa cevap vermiyordu.

Kress ümitsizlikle bakışlarını Janessa’ya çevirirken onu görmesiyle tüm ümitsizliği yok oldu.

Janessa dudaklarını aralamış, kirpikleri titreşerek uykuya dalmış, çok tatlı o haliyle, masum haliyle uyuyordu.

Kress onun alnına sahiplenici bir öpücük kondururken Janessa’da bunu hisseder gibi Kress’e doğru kıvrıldı.

Kress’in yüreği tekrar o yoğuk sevgiyle doldu. Bunu daha fazla içinde tutamazdı. Yarın uyanır uyanmaz aralarında ki saçma anlamayı fes edip, Janessa’ya onu sevdiğini söyleyecekti.

Hayatında o kadar şey kaçırmıştı ki, onu da kaçırmak istemiyordu …

Kress artık onsuz tek bir gün bile geçirmek istemiyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

8.4M 28.6K 8
İlk 4 bölüm tanıtım amaçlıdır. Hikayenin tamamı için dreame hesabıma beklerim :) Linke profilimden ulaşabilirsiniz...
47.5M 2.2M 89
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...
4.7M 281K 83
Her şey; aslında bütün aile fertlerinin yapmak isteyip de yapamadığı, ailenin küçük oğlu Murat ve eşi Nalan'ın isyanıyla aile apartmanını terkedip, o...