Kaldık 4 kişi başbaşa ıssız bir yerde. Aslında herkesin aklında ne yapacağımızdan çok o yaşlı adamın aniden nereye kaybolduğu vardı.
Uzun süre etrafa baktıktan sonra Tülin, cebinden telefonunu çıkardı ve ailesini aramaya çalıştı fakat bu ıssız yerde telefon çekmesi imkansız gözüküyordu. Zaten Cenk ve Arda'nın şarjları bitmişti. Benimki de bitmek üzereydi.
Hava soğumaya başladı aniden ve Tülin koşarak önümüzdeki binaya girdi ve bizi çağırdı.
Cenk, Arda ve ben birbirimize tedirgin gözlerle bakıp girdik. İçim hiç rahat değildi ama bu soğukta da dışarda donmaya hiç niyetim yoktu.
İçeri girdiğimizde bizi korku filmlerindeki gibi örümcek ağlarının, tabloların karşılayacağını sanıyordum ama hiç de sandığım gibi değildi. Bir okuldu burası hemde ortaokul bu güzel okul neden terkedilmişti acaba!
Fakat iyice bir dolaştıktan sonra yatak olan odalar gördüm ve hemen Tülin'e haber verdim. Tülin buranın yatılı bir okul ve geceyi burada geçirmemiz için çok uygun olduğunu söyledi.
Neler söylüyordu ben burada hayatta kalamam çok tozlu yataklar, küf kokan duvarlar iğrendim şimdiden.
Cenk ve Arda bizden habersiz yiyecek bulmaya çalışmışlar ki ellerinde konserve ve su vardı. Direk Cenk'in elinden suyu aldım ve içtiğim gibi bitirdim ama konserveler çok pis gözüküyordu onlara dokunmadım.
Cenk,Arda ve Tülin konservelerinin bi kısmını bitirdikten sonra Arda, daha yemelerine izin vermedi.
"Burada ne kadar kalacağımız belli değil hepsini şimdi bitirmeyelim" dedi.
Ben bu kötü yerde kalmam...
VOTE ATMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR...