BTS İLE HAYAL ET

By HoseoksHopes

161K 6.3K 5.2K

Bts ile küçüklü büyüklü hayaller... More

J-Hope ile hayal et ^_^
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et (^^)
Suga İle Hayal Et :-$
RapMon İle Hayal Et B-)
Taehyung İle Hayal Et O:-)
Jin İle Hayel Et :-*
Suga İle Hayal Et :-$
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et (^^) ~ Part 1 ~
Jimin İle Hayal Et (^^) ~ Part 2 ~
J-Hope İle Hayal Et ^_^
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jin İle Hayal Et :-*
Taehyung İle Hayal Et O:-)
RapMon İle Hayal Et B-)
J-Hope İle Hayal Et ^_^
Suga İle Hayal Et :-$
Taehyung İle Hayal Et O:-)
Jimin İle Hayal Et (^^)
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jin İle Hayal Et :-*
RapMon ile Hayal Et B-)
Taehyung İle Hayal Et O:-)
Jungkook İle Hayal Et ;-)
J-Hope İle Hayal Et ^_^
RapMon İle Hayal Et B-)
Taehyung İle Hayal Et O:-)
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et (^^)
Jin İle Hayal Et :-*
J-Hope İle Hayal Et ^_^
Jungkook İle Hayal Et ;-)
Jimin İle Hayal Et ^^
RapMon İle Hayal Et B-)

Suga İle Hayal Et :-$

3.3K 158 165
By HoseoksHopes

Yazar ard arda bölümlerle okuyucu janlarini costuruyordu 😂😂

Bu da benden size bayram şekeri tadında bir bölüm 😘😘

Bu bölümü biricik aşkım Arya_yoongi ye ithaf ediyorum 😍😍

Keyifli okumalaarrr~~~

---------------------------------------

BASKETBOL⏪

"Off!! Hadi ama YoonGi bu kadar yalvartmaya değer mi?!"

"(adın) bir daha söylemeyeceğim. Hayır. Sana basketboll oynamayı öğretmeyeceğim. Ben mi dedim sana o kızlarla saçma sapan bir iddiaya gir diye."

Ardından Suga sektirdiği topu tekrar potaya yolladı. Sen de bıkkınlıkla spor salonunun zeminine bağdaş kurarak oturdun.

"Çok kötüsün YoonGi!"

Okulda hiç sevmediğin bir kız çetesi vardı. Okul içinde ve dışında sürekli sana bulaşıyorlardı. Bu durumdan bıkmış usanmıştın artık. Seninle dertlerinin ne olduğunu anlamasan da Mi Hi senin Suga ile olan ilişkini kıskandıklarına emindi.

Bu yüzden onlarla konuşmaya karar vermiştin. Onlar da seninle uğraşmayı ancak onları bir maçta yenersen bırakacaklarını söylediler.

Ve tahmin et bu ne maçı? Bence tahmin edebilirsin. Çok kolay. Evet bildiniz basketbol maçı. Üstelik o kızlar okulun kız basket takımındaydı.

Suga da erkek basket takımının yıldız oyuncusuydu ~tbi olm Suga yane sjsjsk~ Ama sana öğretmemek için inat ediyordu.

Suga antrenman yapmak için geleli yaklaşık bir saat olmuştu. O zamandan beri yalvarıyordun ve artık gına gelmişti.

Hışımla ayağı kalktın.

"İyi. Sen öğretmiyorsan ben de kendim öğrenirim!"

Suga sektirdiği topu tuttu ve sana 'Nabıyon gülüw??' bakışı attı. Eşofmanının paçalarını katladıktan sonra kollarını sıvadın ve Suga'nın elindeki topu aldın.

İki üç kere topu sektirdikten sonra potaya nişan alıp attın. Top potadan çok alakasız bir yere gidince kaşlarını çattın.

Suga ise katıla katıla gülüyordu.

"Bu atışlarla mı maçı kazanacaksın? Maçta da böyle atış yaparsan direk faul sayarlar. 😂😂"

Elindeki basket topunu sinirle Suga'ya attın. Kafasını hedef almıştın ama iyice gelişmiş olan refleksleriyle anında tutmuştu topu.

Gülümseyerek konuştu.

"Iskaladın güzelim 😁"

Gözlerini kıstın.

"Dalga geçme ve yardım et. Eğer öğretirsen-"

"Öğretirsem bu sefer kafamı ıskalamazsın değil mi? 😁"

Göz devirdin. Suga da topu oldukça uzak bir mesafeden potaya gönderdikten sonra arkasını dönüp spor salonundan çıkarken bağıdın.

"Ya! Öğretmeyecek misin?!"

Sana dönme zahmetinde bile bulunmadı.

"Yapmayacağımı söylemiştim."

Ardında oldukça sinirli bir sen bırakarak spor salonundan çıktı.

"Aman be! Öğretmeyecekmişmiş. Ben de kendi kendime öğrenirim. Sana ihtiyacım yok!!" diye kendi kendine bağırdıktan sonra sinirle topu potaya fırlattın. Top potanın demirine çarpıp sektikten sonra kafana çarptı.

Elinle acıyan başını tutarken oflayarak yere oturdun.

"Yani sanırım yok."

Ardından o kızların sözleri ve gıcık davranışları geldi aklına. Hemen ayağı kalktın.

"Yılmayacağım YoonGi efendi! Görürsün sen?'

---

Yorgunlukla nefes nefese tekrar potaya topu gönderdin. Top nihayet potaya girince saçma sapan bir sevinç dansı yapmaya başladın.

"Şans eseri tutturdun."

Sesin sahibine döndün. Suga elinde su şişesiyle sırıtarak yanına geldi. Sen onun yanıldığını ispatlamak için topu tekrar attın ama top potanın kenarından kayarak düştü.

Suga suyun kapağını açıp içecekken duraksayıp omuz silkti.

"Ben demiştim." Ardınan suyu tam içecekken hızla elinden çektin ve şişeyi kafana dikip tek nefeste bitirdin.

"Bana bir şişe su borçlusun!"

"Sen gitmemiş miydin ya? Neden geldin. Dalga geçmek için mi?"

"Aslına bakarsan gitmeyen biri gelemez."
Anlamadığın için saf saf ona bakıyordun.
"Ne?"

"Gitmemiştim yani. Soyunma odasında uyuyordum."

Göz devirdin. Sugaydı bu. Havada karada suda ve spor salonunun soyunma odasında hiç fark etmez her yerde uyuyabilirdi.

Suga'nın elindeki topu alıp tam atacakken aniden elinden çekilen topla kaşlarını çatarak Suga'ya döndün.

"Topu böyle tutmalısın."

Sonra topu potaya attı. Tabii ki girmişti.

Sonra topu sektirerek yanına geldi ve sana uzattı.

"Yardım etmeyeceğini sanıyordum?"

Göz kırptı.

" Bilirsin benim gibi yakışıklı yetenekli bir basketbolcunun sevgilisi en azından topun nasıl atılacağını bilmeli değil mi?"

İçinden sabır çektin. 'Dua et sana ihtiyacım var YoonGi efendi!' diye geçirdikten sonra uzattığı topu elinden çekerek gösterdiği gibi attın ve şaşırtıcı biçimde girmişti.

O gün akşama kadar Suga basketbolun kurallarından tut hamlelere kadar her şeyi göstermişti. Kesinlikle zordu ama daha maça iki hafa vardı. Ve sen yapabileceğine inanıyordun.

---

Ertesi günden itibaren bir takım kurmuş ve çalışmalara başlamıştınız ve sen takımın kaptanıydın. Maça iki gün vardı ve canınızı dişinize takmış çalışıyordunuz.

"Mi Hİ topu fazla hızlı atıyorsun! Böyle giderse maçı kaybederiz!!"

Mi Hi'nin bir şey demesine fırsat vermeden tekrar bağırdın.

"Ya! Ja Ahn! O kadar alçaktan pas veremezsin! Futbol oynamıyoruz!" Ja Ahn sana göz devirdi.

Tam o sırada potaya topu atan Hye Min potayı tutturamayınca çığlığı bastın. Hemen yanına gidip topu hışımla elinden çektin.

"Neredeyse iki hafta oldu ve sen hala topu doğru düzgün atamıyorsun!"

Ardından topu potaya attın ve sayı attın.

Mi Hi yanına geldi ve omzuna dokundu. Ardından diğerlerine döndü.

"Bu günlük bu kadar yeter kızlar eve gidebilirsiniz neredeyse üç saat oldu."

Herkes sürekli onları azarladığın için sıfır moralle evlere dağılırken sinirle çantanı aldın soyunma odasına giderken Mi Hi kolundan tuttu.

Soran gözlerle ona bakmaya başlayınca derin bir nefes alıp çekinerek konuştu.

"Bak (adın) bu maçın senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum ama sürekli onlara bağırman hem hoş değil hem de moralimizi düşürüyor. Hadi ben neyse ama diğer kızlar.. Unutma hiçbiri oynamak zorunda değil."

Sinirle kolunu tutan elini ittirdin.

"Öyle mi?! Oynamak istemiyorsanız oynamayın!!??"

Bağırarak söylediğin şeylerden sonra sinirle soyunma odasına gitmeden önce gözlerin kapıda sizi izleyen Suga'ya kaydı. Suga sana baktıktan sonra arkasını dönüp spor salonundan çıktı.

Sen de kaşlarını çatıp sinirle spor salonundan çıktın.

---

Sonunda maç günü gelmişti ve özellikle sen aşırı heyecanlıydın. Maçtan önceki gün fazlasıyla çalışmış olmanıza rağmen yine de birkaç pürüz vardı. Bu yüzden için içini yiyordu.

Maç başlamadan bir buçuk saat önce sahaya gelmiş hem ısınıyor hem de o pürüzleri ortadan kaldırmaya çalışıyordunuz.

Rakip takım hala gelmemişti. Telefonunu çıkartıp saate baktın. Maçın başlamasına yarım saat gibi az bir süre vardı. Rakip takımın gelmesi gerekiyordu.

Tam o sırada içeri giren iki ele başı Yoi Sang ve Seon Ah'ı görünce "İti an çomağı hazırla." Diye geçirdin içinden.

Seon Ah seni görünce sırıtarak yanına geldi.

"Bak bak burda kimler varmış. Ezikler takımının ezik kaptanı. Şu an yatağının altında ağlıyor olman gerekmez miydi senin?" ardından iğrenç bir kahkaha atınca Yoi Sang da ona katıldı. Sonra Yoi Sang tıslarcasına konuştu.

"Maçtan önce takımını fazla yorman iyi olmuş bücür. Sizi ezmemiz daha kısa sürecek."

Fazlasıyla sinirlenmiştin yine de yüzüne yandan bir gülümseme yerleştirdin.

"Lafla peynir gemisi yürüseydi Amerika'yı fareler keşfederdi değil mi?"

Seon Ah sinirle üzerine yürürken Yoi Sang onu tuttu.

"Bırak şunu nasıl olsa maçın sonunda onu öldürmemiz için yalvaracak!" sana bakarak söylediği nefret dolu sözlerle Seon Ah'ı da alıp kendi takımının soyunma odasına gitti.

Zaferle arkanı dönüp takımına baktığında Yoi Sang'ın bu konuda haklı olduğunu anladın. Hepsi fazlasıyla yorgundu.

"Pekala takım. Şimdi herkes soyunma odasına. Maçtan önce iyi dinlenin!"

Hepsi soyunma odasına giderken ensende hissettiğin nefesle tırsarak aniden arkanı döndün.

"YoonGi?! Ne işin var burda?"

Omuz silkti.

"Hiiç. Basket maçı var dediler geldim."

Onun bu uyuşuk tavrı seni biraz daha sinirlendirirken kendi takımının yanına döndün. Maç başlayana kadar dinlendin.

Nihayet o büyük an gelmişti maç başlamak üzereydi. İki takım da sahaya çıkarken gözlerinle Suga'yı aradın.

Zaten az olan izleyicilerin arasında en ön sırada kaşlarını çatarak bir yere bakıyordu. Yavaşça kafanı onun baktığı yere çevirince gördüğün şeyle sen de kaşlarını çatmaya başladın.

Yoi Sang ve Seon Ah' ın takımı sahaya çıkıyordu ama bir terslik vardı. Onların takımında erkek basket takımının en iyi oyuncuları da vardı.

Arkandan Mi Hi itiraz etti.

"Ama bu haksızlık. Kurallara aykırı!"

Seon Ah sırıtarak yanınıza geldi.

"Hangi kurallar!? Bu oyunda kuralları biz koyarız." Ardından pis pis sırıtıp takımının yanına döndü.

Sen de ellerini yumruk yapıp kendi takımına döndün.

"Takım! Toplanın!!"

Hepsi toplanıp çember oluşturdu. Sen de taktiği anlattıktan sonra gaza getirmek için bağırdın.

"Hadi takım! Yapabiliriz! Fighting! "

Ardından çalan düdükle maç başlamış oldu. Top ilk başta sizin takımdaydı ama bu çok uzun sürmedi. Ja Ahn'ın küçük bir pas hatasıyla top onlara geçti. Sen sinirlendin ama bir şey söylemedin.

Yoi Sang potaya doğru koştu ve topu attı. Top potadan geçti ve karşı takım üç sayı kazandı. Maç genel olarak böyle devam ediyordu. Sürekli onlar sayı attığı için top sizde başlıyor ama her defasında küçük bir hatada onlara geçiyordu.

İlk periyodun bitmesine yakın iyice sinirlenmiştin ve önüne gelen herkese bağırıyordun ancak bu moralleri daha çok düşürmekten bir işe yaramamıştı.

Mola düdüğünün çalmasına çok az kalmıştı ve top zar zor size geçmişti. Elinde topla potanın önündeki Mi Hi' ye ümitle bakarken Mi Hi zıpladı ve topu attı. Ancak son anda karşı takımdan birinin önüne geçip bloklamasıyla top potaya gidemeden mola düdüğü duyuldu.

Sinirle Mi Hi'nin yanına gidip bağırmaya başladın.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen??! Zaten berbat oynuyorsunuz en azından bir şansımız vardı onu da yok ettin!!?"

Mi Hi dayanamamıştı artık. O da bağırdı.

"Yeter artık (adın)!! Sırf senin hatırın için bu davranışlarına katlandım ama yetti artık! Kimseye böyle bağıramazsın!!"

Ardından arkasına bile bakmadan dönüp gidince sen de sinirle soyunma odasına geri döndün. Biraz dinlendikten sonra içecek almak için soyunma odasından çıkacağın sırada Suga koluyla kapıya yaslanıp önünü kapattı.

Soran gözlerle ona bakmaya başaldın.

"(Adın) bir konuda konuşmamız gerek."

Sonra seni kolundan tutup sandalyelerden birine oturttu. Başka bir sandalye çekip karşına oturdu.

"Evet. Seni dinliyorum?"

"Bak hayatım bu maçın ne kadar önemli olduğunu biliyorum en azından senin için."

Sonra derin bir nefes alıp ciddiyetle gözlerine baktı.

"Ama asıl önemli olan maçı kazanmak değil arkadaşların yardımıyla kazanmaktır. Sen en küçük bir şeyde bile onları azarlayarak büyük bir hata yaptın. Bir maç yüzünden onların kalbini kırmaya değmez."

Şimdi düşünüyordun da haklıydı. Her birini fazlasıyla üzmüştün. Suga'nın tekrar konuşmasıyla ona döndün.

"Başta sana öğretmek istemememin nedeni de buydu. Çünkü sen bir şeyi kafana takınca sadece ona odaklanıyorsun. Başka hiç kimseyi hiçbir şeyi görmüyorsun."

Sıkıntıyla nefesini üfledin.

"Haklısın YoonGi.."

Sonra omuzlarından tutup kendisine bakmanı sağladı.

"Hiç bir şey için geç değil. Gidip Mi Hi ile konuş."

Ardından sağ kolundaki kaptan olduğunu belirten flamayı çıkartıp kendi koluna taktı. Sonra gülümseyerek:

"Ha bir de profesyonel yardım alsan fena olamaz." Diyip sana göz kırpınca sen de gülüp ona sarıldın.

Sonra koşarak soyunma odasından çıktın ve Mi Hi yi aramaya başladın. En sonuna onu bahçede otururken görünce yanına koştun. Seni görünce kırgınlıkla bakmaya başladı.

"Mi Hi ben özür dilerim.. Sen haklıydın. Öyle davranmam yanlıştı. Ama biliyorsun ben kendimi kaptırınca çok kaptırıyorum. Özür dilerim."

Mi Hi ayağa kalktı.

"Bir daha bağrmak yok o zaman."

Kafanla onayladın.

"Asla."

Mi Hi gülerek koluna girdi.

"E ne duruyoruz o zaman? Kazanılacak bir maçımız var." Ardından gözleri sağ koluna kaydı.

"Kaptanlık flaman nerde?"

Güldün.

"Profesyonel yardım almam gerekiyormuş."

---

Maçın başladığını belirten düdük çaldığında hepiniz Suga'nın önceden belirlediği pozisyonu aldınız. Skora baktın. 15-0.

Top yine sizde başladı. Hızla ilerlerken topun Hye Min de olduğunu fark ettin. İçinden hata yapmaması için dua ettin.

Biraz daha ilerledikten sonra Hye Min topu sana attı ve sen de Yoi Sang'ın topu almasına izin vermeyerek topu kaptın. Yoi Sang sana şaşkınlıkla bakarken Suga'ya pas verdin ve o da potaya üçlük bir atış yaptı.

---

Maçın bitmesine çok az kalmıştı ama hala kazanmak için en az ikilik bir sayıya ihtiyacınız vardı. Sürekli paslaşarak ilerliyordunuz ama bir türlü potaya yaklaşamıyordunuz.

Gözün maç süresini gösteren panoya kaydığında dudaklarını dişledin. Maçın bitmesine iki dakikadan az vardı. Çalan düdükle kaşlarını çattın.

Karşı takımdan biri Ja Ahn'ı yere düşürmüştü. Açıkça fauldü. Ja Ahn' a yardım ettikten sonra topu eline aldın. Serbest atışı yapması için Suga'ya vereceğin sırada gözün kenarda duran Mi Hi'ye kaydı.

Topu Suga' ya vermekten var geçip Mi Hi'nin yanına gittin ve topu ona verdin. Mi Hi şaşkınlıkla sana bakıyordu.

"(Adın).. Hayır ben bunu yapamam. YoonGi yapmalı."

Gülümseyerek elini omzuna koydun.

"Hayır Mi Hi yapabileceğini biliyorum. Sen yapmalısın." Dedin. Mi Hi kafasıyla onaylayıp serbest atış yapmak için pozisyon alınca sen de Suga'nın yanına gittin.

Suga ellerini göğsünde bağlamış sana bakıyordu.

"Bu aldığın büyük bir risk değil mi?"

"Evet. Belki öyle ama çok sevdiğim biri bana önemli olan arkadaşlarınla olmaktır demişti."

Suga bu dediğine gülerken Mi Hi'nin atış yapması için düdük çalındı.

İçinden sürekli tekrar ediyordun. 'Yapabilirsin. Yapabilirsin.'

Nefesini tutmuş beklerken Mi Hi hızlanarak topu fırlattı. Gerginlik her an büyürken nefes almayı unutmuştun neredeyse.

Top potanın çemberinde iki tur döndükten sonra içine girince büyük bir çığlık attın. Mi Hi üç sayılık bir atış yapmıştı. Hemen yanına koşup ona sarıldın. O ise şaşkın şaşkın etrafına bakıyordu.

"Ne oldu? Attım mi?! Kazandık mı?!"

Gülerek bağırdın.

"Kazandık seni aptal kazandık!!!?"

--------------------------------

Ben size bayram hediyemi verdim 😆

Hadi bakalım sıra sizde gidin bana araba alın jdhshs

Sadece oy vererek de bana en büyük hediyeyi vermiş olursunuz 😍😘😄😅😆😊

Sarma sarmaktan parmaklarım curudu. Su an odamda saklaniyorum anneannem bağırıyor ordan gel yardım et diye 😥

Neyse janlar ben gidem sarma saram hshs gelin size de veriyim cohsel sararim valla 😏😝


Resimdeki Namjoonu gören el kaldırsın sjbshs 😂😂

Bysü 👋👋

Continue Reading

You'll Also Like

218K 22.7K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
65.7K 3.2K 42
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
162K 21.7K 22
taehyung'un ilk defa görmüş olduğu mercedes'in yıldız pilotu jeon jungkook'a verdiği tepkiler viral olur ve sonrasında jungkook tarafından fark edili...
22.5K 1.4K 35
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...