Sondaki nota bakın güzel ınsanlar bu not sonradan eklendi...
Sana nefesim diyemem , insan aldığı nefesi geri veriyor , sana ömrüm diyemem o da tükeniyor ,
Bedenim desem oda yok oluyor sen benim ölmeyen ruhumsun çünkü o hep yaşıyor...
Mina'dan;
Bir dakikaya geliyorum dostlarım çünkü şu an evde tatlı bir telaş var bende ona kapıldım , ay evet herkesin soluksuz okuyupta beklediği gün geldi beni istemeye geliyorlar beni hayat arkadaşim.iman eşime ıstemeye geliyorlar.
"Mina Kızım hadi gel çıkar şu denetleri."
Hı bende ne zaman benim.için sakladığı danteleri sandıktan çıkaracak diye bekliyordum ki beklediğim an geldi şimdi televizyondan tut kanepeye kadar evi denetleriz.
"Bak ya bak hala otuyor ya kızım kuzum bugün seni istemeye geliyorlar Mehiri değil kız senden daha çok iş görüyor."
Dur anne ya ben daha olayın şokunu atlatmiş değilim.
Siz bana temizlik yapıyoruz diyorsunuz ay beni istemeye geliyorlar demi.
Ay ay Daha yeni nasıl güzel heycan yoktu nerden çıktı bu heycan ağlamak geldi içimden bir an.
Gözlerimi kocaman açıp elim ile hava yollayıp ağlama isteğini geri gönderdim bugün benim en mutlu günümdü ne ağlamasi , ağlamayı düşünmek bile büyük hata ya.
"Bak ya Minaaa kime diyorum ya Erkekler gitmişken çabucak bitirelim şuraları şimdi gelince ayak altında dolaşıp dururlar."
Traş olmaya gittiler üçüde birlikte hemde sanki düğün var sanar gören de.
"Kalktım sultanım sınırlenme sen."
Gidip iki yanağına kocamdan sulu sulu bir öpücük kondurup öptüm.
Oda bana sarılıp gözleri dolu dolu gözlerime bakıp ;
"Ay şimdi seni teli duvaklı gelinimi ediyorum ben.Yuvadan uçama vakitimi daha sana doyamamisken öpmeye kiyamazken başka hayatta mi yoluyorum senj."
"Aa daha evlenmiyorum Hafıze sultan gönlün rahat olsun."
Hafize annen ağlamakli bir ses ile ;
"Seni bugün istemeye geldiklerinde seni verince bir ayağın bu hayatta diğer ayağın ise senj bekleyen hayatta olacak yani bir adım daha uzaklaşacaksin bizden gülüm."
Derin bir nefes alıp devam etti kelimelerine arada yutkunuyordu ağlamamak için kendinu sıktığı çok belliydi.
"Gülüm eğer olurda bir gün bir nedenden o gül yüreğini solmaya başlarsa bu kapı sana her zaman açık hiç sıkılma darılma çıktığım bu kapıdan nasıl girerim diye düşünme.
Çünkü solan yüreğinj sevgimiz ile sular geri eski haline döndürürüz."
Artık bu son cümle ikimiz içinde akmaya hazır olan yaşlar için son hamleydi.
Ikimiz sarılmış ağlıyorduk sonra aklıma gelen düşünce ile ;
"Anne abim gelecek yine dalaga geçecek ayrılalım bugün mutlu bir gün.Bunları düşünme sultanim sen beni sevdiğim ile mutlu bir hayat bekliyor."
Aynen de öyleydi bizi üçümüzü acılardan sonra gelen sevinçlerimize olarak birbirimize tutunacak
Ve Rabbimizin izniyle hiç ayrılmayacaktik.
Sonra annem Mehir'e dönüp ;
"Sanki dün sana Deniz oğlum bir şey söyledi artık senin yerin orası değil burası."
Diyerek diğer yanını gösterdı. Ikimizede kocaman sarıldı bizde Mehir ile komutlaşıp aynı anda yanağına kocaman ve sulu sulu bir öpücük bıraktık.
Hafıze annem de şakadan bir sinir ile ;
"Hadi hanminlar kalkıyor ve bugünün önemli bir gün olduğunu hatırlayip işe koyuluyoruz."
Bizde hemen ayağa kalıp Mehir ile aynı anda asker selamı verip ;
"Emredersiniz komutanım."
Hafıze annem ise ;
"Dalga geçmeyi bırakın deli kızlar daha bir sürü işimız var."
Bende dudağım büküp ;
"Daha akşama çok var sultanim."
Hafıze annemde bana bakıp ;
"Sana inanmıyorum Mina akşam dediğin ne ki bır bakmışsın akşam olmuş."
Haklı yanı Nede olsa onun yaşanmışliği var biliyor herşeyi.
Benim en çok merak ettiğim olay benim çocuklarım olduğu zaman annemin sözünü dinlemediğim.zaman benim başıma mutlaka bir şey gelirdi , benim çocuklarımada böyle 'olacak mıydı ki ?
Yaşayıp görecektim.
"Tamam sultanim ben evi danteleyim sizde söz için aldığımız tepsiyi falan ayarlayım."
Hafıze annem bana bakıp ;
"Dalga geçme Mina."
Buzdugu dudağına bakıp yanağına öpücük konudurup sarıldım ;
"Tamam sultanim kızma."
Bana bakıp iki elinin arasına yüzünü alıp ;
"Hep mutlu ol güzelim kimsenin seni üzmesine ızin verme çünkü sen bu hayatta bu güzel yürek ile mutlu olmayı hak ediyorsun."
Sonra ellerini yüzümden çekip kocaman sarıldık ayrılmasam yine duygu seli yaşana bilirdi ama ayrılıp ;
"Tamam sultanim hep dediğin gibi elif gibi dik olacağım yanlız rabbimin huzurunda vav gibi eğileceğim."
Ellerimi ellerinin arasında alıp ;
"Aferin benim gönlü güzel yavruma."
Deyip saçımı okşayıp tekrardan sarıldı.
Ne kadar duygusal bir insan olmuştuk bugün biz hemde böyle bir günde.
Mehir hayatimi kurtaran kardeşim yine kurtaramişti bu zor anlardan kurtarmami sağlayan kelimeleri kullanmıştı.
"Aaa Hafıze hatun bize kızıyorsun kendin oturuyorsun ayıp ama."
Hafıze annem.gülüp ;
"Haklısın güzelim."
Ayağa kalıkip ;
" o zaman herkes işinin başına."
Deyip mutfağa geçti gene sultanligi ile tüm marifetini ortaya dökecektı.
Mehir ile işleri değişmiştık o istemesede en ağır işler ona gelmiştı.
Bir şey olsa abime nasıl hesap veririz demi ama. :-)
O sandığın olduğu yere gidip taa ben 16 yaşımda iken hazırlanan çeyizin içinden dantel ve tepsiyi aldı o alırken benim gözüm ve aklım geçmişe daldı ;
Geçmişten bir kest ;
Hiç unutmama eve yorgun argın gelmiş odama geçmek için hafıze annemi arıyorum tam hafıze anne diye bağaracak iken sandığın başında oturmuş özenle bir şey yerleştiyordu arkası dönük olduğu için görmemiştim.
Yanına gidip arkadan boynuna sarılıp kocaman iki yanağından öptüm.
Ağzıma gelen acı tat ile ağladığını anlamıştım ;
"Noldu anne"
O sırada gözümü dantel ve tepsi çarpmıştı.
"Önemli bir şey değil kuzum."
Tüm meraklı tavrım ile ;
"Peki bunlar ne ? "
Parmağım ile gösterip hafıze annemjn vereceği cevabı bekledim ;
"Senin kuzum bir gün yuvadan uçma vaktin gelince senin için çıkaracağım o güne kadar hiç kullanmayacagim."
Gözleri yine dolan hafıze annemin ağlamasina dayanamayan yüreğim şakayla birlikte ;
" Aaaa hafıze sultan alındım bak şimdi erken mi göndermeye kararı aldınız yoksa sıkıldınız mi ? Benden"
Hafıze annem ise ;
"Olur mu öyle şey yavrum hiç seni erken göndermeye dayanacak yüreğim varmı."
Kocaman sarılıp öptüm.
Geçmişten gelen bu anın verdiği gülümseme ile işime devam ettim harika olmuştu.
Işimiz bitince üçümüzde günün verdiği yorgunluk ile kendimizi kanepeye attık.
Hafize annem ortamiza oturmuştu Elerimizi alıp tüm sıcaklığı ile ;
"Allah razı olsun kızlarimdan harika oldu heryer."
Ikimizde gülüp Mehir ile aynı anda ;
"Sendende sultanim."
Gülmüştük.
Herşeye rağmen
Herkese rağmen
Yaşamisliklara inat
acı çeken yüreklerimize inat
Gülmüştük...
Hafıze annem gülüp ;
"Ve bizim süper üçlü gelmeden duş falan alsanız güzel olur kuzularım rahat edersiniz."
Başında bir büyük olması süper harika bir şey rabbime şükürler olsun ki başımızda bir büyük var.
"Tamam sultanim."
Mehir ile odaya geçip abimin bizim için aldığı iki güzel parçaya baktık harikalardi.
Erkeğe göre harika seçim yapmıştı benim duvar adamım.
Mehir'e dönüp ;
"Kuzum eğer biraz daha bakarsak kendi kendimize göz değecegiz."
Kıkırdama ile ;
"Alemsin Mina ya."
Bende gülüp ;
"Ne var ya haklı değil mıyım ? Ve bu arada dusa ilk sen gir."
Bende hiç mesaj atmayan hayırsız helalıme mesaj atsam mi ? Atmasam mi ? Diye düşünüyüm.
"Haklısın kuzum.Tamam"
Deyip beni sanki içine doğmuş gibi düşünmem için bırakıp gitti mesaj atsam ne derdi ki yada ben ne yazsam ki.
Afff Allahım afff
Odanın içinde deli danalar gibi gezinirken telefon sesi ile durdum.
Açsam mi ki ? Kimden geldi ki ?
Ay korku filim repliğin içinde gibiyim sanki en son öyle dediğimde mutfakta abimi görmüştüm.
Telefonu açıp gönderen kişiye baktım imanimin yarısindan di heycan ile okumaya başladım her kelimede içimden ağlamak gelsede sustum.
"Bundan aylar önce çocumluğumun geçitiği parka gitmiştim gidereken hayatımın değişecegini söyleseler inanmazdım.
Sonra bi baktım salıncakta sesiz sedasız oturan bir kız sesizce gittim yanına usulca oturdum geldimi bile fark etmiyordu.
Eline çarptı gözüm ince tanesin olmuştu eli ağlıyordu.
Sonra sorduğum ve aldığım cevap ile bu kız benim merkezim oldu.
Onu kurtardığım gece de o da benim hayatımi kurtardı aldı ellerinin arasına ölü kalbime hayat verdi.
Tıpkı ölü bir hastayı canlandiran doktor gibi.
Haberim yoktu ailem benden habersiz istemeye gitmişler bana biri kızı bana onun sen olduğunu bilemezdim.
Sonra çocukluğumdan kalan tek şeyin aslında park olmadığını öğrendiğim anda gelip sarmak istediği yüreğim seni ama senin haram diye ördüğün duvarlarr vardı aramızda.
Sonra gönlümün sahibi kız ile bir hayata yelken açamaya yaklaşımişiz ve bugün ilk adımı atacakmişiz."
Ben gönlüme taht kuran o musum güzelliği olan kıza soruyorum
Bugün de bana burda salıncakta kalbime girdiğin gibi hayatıma girmeye ve biten umutlarima umut olmaya ve yarım olan kalbimi allah yolunda bütün yapmaya varmisin guzel kız ..."
"Ve ben seni koluma kazandığın gibi gönlüme kazıdım yarım.Yarınım oluşunu sevdim hayallerimi süsleyen mavi umutlarim olmanı"
"Benim ile bir ömür boyu Allah'a iyi bir kul olmaya varmisin sevdammm."
Varım yarım varım helal sevdam varım gönlümün neşesi huzuru varım...
"Beni kurtaran kişinin süper kahraman olduğunu bilemezdim bende.
Ve bu hayatta senin ile yaşamaya varım ben."
Yollamiştım kalplerme dolu bir mesaj atmıştı rahatlamıştı gönlüm.
Işim olduğunu söyleyip kapatım bu adam huzurun ta kendisiydi bu adam benim yaşadığım en iyi mevsimim.
Haberim olamadan ağladigimi fark eettiğimde artık herşeye çok geç kalmıştım Mehir görmüş ve bana soru yağmuruna tutmuştu bende telefondaki mesaji açıp kaçarak banyoya girdim.
Bi yarım saatin sonunda işim bitmiş bir şekilde banyodan çıktım giderken fark etmedim güzelik şimdi gün yüzüne çıkıyordu.
Mehir harika olmuştu.
"Vuuuv orda bir ışık var gözümü alıyor."
Mehir'ın yüzünde kocaman bir gülüş ile ;
"Bende senden tarafa."
Kapı birden açılıp içeriye dünya güzeli bir tatlılik girdi gözleri m onun üstünde takli kaldı (bütün kıyafetler medyada var canlar.)
Eslem herzaman ki heyecani ile ;
"Bak mina Ablacigim."
Kendi etrafında bir tur dönerek ;
"Deniz abim aldı."
Sen görüyormusun ya bizim duvar ne kadar zevkli çıktı vay cananina.
Eslemi tutu iki yanağınıdan öptüm şalimizj son kez konturol edip içeriye gittik gitmez olaydik meteorlu bölgeye düşmüş gibi hissettim Ahmet babam bile genç gibi duruyorlardi.
Koşup abimin kolunun altına girdim ;
"Nasıl olmuşuz."
Inadıma olmuşuz diye sordum abimin verdiği cevap tam bir şok anı idi ;
"Harika olmuşsunuz güzelim benim."
Ney ! Abimin kafasına bir saksı falan mj düştü acaba yok saksı hafif kalır kafasına Mehir düştü.
Ben abimden ayrılıp çok güzel bakışlari atan ailemin yanına gidip ellerini öptüm.
Övgüler yağdırmaya devan ederken çalınan kapı ile kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başladı son hazırlaklari yapıp kapıyı açtım
Allahim sana geliyorum...
Aff rabbim aff o bana hala haram.
Kenara çekilip misafirlerimizi buyur ettim Seyfi amcanin elini öptükten sonra bizi evlendirmek için ne kadar aceleci olduğunu anladım.
Bu sonucu çıkarmamda ki etkenler daha yeni hastaneden çıkmasına rağmen buraya gelmiş ve yanınada bir de imam getirmişti aslında harika bir şeydi harama bulaşmadan konusa bilecektik artık.
Rüzgar ise en son elinde ki güleri ve çikolatayı uzatırken söylediği kelime ile Mehir ile birbirimizw baktık sevgili helalim bugün isteme olacağını ve tuzlu kahve içilecegini unutmuş olmalı zavallı sevdam şu an çok acıdim sana kelimeyi soylemesen başına bunlar gelmiyecektı.
"Buyurun küçük hanım."
Bir kelime ne kadar olaya neden olur hepimiz göreceğiz...
¤¤¤¤¤
Allahım nice bayramlar görmemizi nasıl etsin InşAllah sevdikleriniz ile geçireceğiniz musmutlu bir bayram olsun inşAllah...
Büyüklerimin ellerinden küçülerimin gözlerinde öpuyorum.
Müslümanliga Allah tarafından yollanmış bu bayramı en içten dileklerim ve dualarım ile kutluyorum...
Iman dolu kalın...