Sian Cadısı Serisi

By ianinprensesi

126K 3.3K 635

"Yıllar önce adı 'Üç Büyük Cadı' olarak anılan üç kız kardeş vardı. Bunlar: Josephine, Joen ve Jobina'ydı. ... More

Kısım 1: TANITIM
Kısım 1: Beyaz Zambak - 1. Bölüm
Kısım 1: Beyaz Zambak - 2. Bölüm
Kısım 1: Beyaz Zambak - 6. Bölüm
Yazar'dan,
Kısım 1: Beyaz Zambak - 24. Bölüm
Duyuru!
Kısım 2: TANITIM
Kısım 2: Beyaz Lotus - 1. Bölüm
Kısım 3: TANITIM
Kısım 3: Kırmızı Karanfil - 1. Bölüm
Kısım 3: Kırmızı Karanfil - 2. Bölüm
Sian Cadısı Kitap Oluyor!
Sian Cadısı I - Kutsama ve Yeniden Doğuş
DUYURU!
21 Ocak,

Kısım 1: Beyaz Zambak - 7. Bölüm

3.9K 430 25
By ianinprensesi

Bölüme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak bırakabilirsiniz!

Bölüm Şarkısı: Nightcore - Hallelujah [male version]

***

Bölüm 7: Avcı

Karanlık bir dünyadan iki defa kurtulmuştum. Çok eski zamanlarda dayanan bir anım zihnimde parıldadığında, bir daha uyanmak istemezcesine kendimi hatıralar denize bırakmaya karar verdim ve huzurlu, kesik bir nefes verdim.

Bir keresinde annemle birlikte, köyümüzün derinliklerinde bir yeraltı mahzenindeydik. O zamanlar on altı yaşımda ya vardım ya da yoktum ama çok net hatırlıyordum dediklerini.

"Soylu bir kana sahip olmak, herkesin kaldırabileceği bir yük değildir," demişti ve yanıma oturup, ellerimi avuçları arasına alarak narin dudaklarıyla ellerimden öpmüştü.

"Bu dünyada dört beyaz zambaktan doğma, Dört Büyük Beyaz Cadı vardır. Onlara, Doğa'nın yarattığı ilk cadılar denir," diyerek anlatmaya devam ettiğinde, o zamanlar bu pek de umurumda olan bir şey değildi. Sadece, her zamanki gibi hikâye anlatıyor sanmıştım

"O Dört Büyük Beyaz Cadı'dan ikincisi, senin büyük annen," dediğinde gerçekten de heyecanlanmıştım çünkü böyle bir şey, inanılmaz bir şeydi. Beyaz Cadı'ların kanına sahip olmak efsanevi güçler verebilirdi bize... Çünkü Büyük Beyaz Cadılar efsanevi güçlere sahiplerdi. Bunlar, geleceği görmek, ölüleri diriltmek ve ölümsüz cadılar yaratmak gibi, efsanevi güçlerdi...

"Annem yakın bir zamanda, büyük bir savaşın başlayacağından bahsetti," dediğinde annemin anlatmaya başladığı şeyin hikâye olmadığını bilmiyordum. Yaklaşan geleceği kimse göremez, diye öğretmişlerdi bize ve Beyaz Cadıların yok olduğundan da bahsetmişlerdi, büyükannem öleli ise yıllar olmuştu...

"Bu savaştan kurtulan tek bir soy olacak. Tek bir kadın kurtulacak," dediğinde teyzelerim Joen ve Jobina bir anda yanımızda belirmişti. "Bu soy, Sian Cadısı'nın soyu olacak," demişlerdi tek bir ses olurken.

Bugüne kadar öyle bir soy duymadığım için korkmuştum, çünkü devam edecek soylar arasında bizim soyumuzun olmasını beklemiştim. Annemin tüm hikâyelerinde, kutsanan soy, Josbien soyu olurdu.

"Sian soyunun lideri de... Freya Josbien olacak."

Gözlerimi araladığımda nefes almak zor gelmişti, şakaklarımdan süzülen terler bir anda kendimi kötü hissetmeme neden olurken elimin tersiyle alnımı sildim. Kısa bir an nerede olduğumun farkında değildim, gözlerim karanlığa alıştığında ise parçalanmış zihnim toparlanarak kendine gelmişti.

Burası benim evim değildi, benim evim olmaya layık olamayacak kadar kötü, derme çatma bir kulübeden farkı yoktu. Yüzümde iğrendiğimi belli eden ifade saniyesi geçmeden oluşurken, derin bir nefes alıp panik yapmadan önce en son neler olduğunu düşünmek için zihnimi zorlamaya çalıştım. Sırasıyla bugünümü gözden geçirmeye başladığımda, "Shelly, orman, Dante, Arianna'nın sesi..." diye mırıldandım ve bir anda dona kaldım. Arianna'nın sesinden sonrası karanlıktı...

Gözlerimi kırpıştırırken yatakta doğrularak ayağa kalktığımda ayaklarımı saran zincirler yüzünden diz kapaklarımın üstünde yere yapışmıştım. Eklem yerlerimden büyük bir acı vücuduma yayılırken, "Kahretsin," diye mırıldanarak ellerimi zincirlerin üstüne koydum ve eritme büyüsü mırıldanmaya başladığım anda bir ses, "Deneme," diyerek ofladı.

"Bildiğim bütün büyüleri denedim ve bir sonuç alamadım," diye devam eden sesi hemen tanımıştım. Arianna'nın sesiydi bu.

"Senden çok daha güçlü olduğumu hatırlatmama ihtiyacın olduğunu sanmıyorum," dediğimde, Arianna derin bir nefesi yavaşça verirken, "Şu an bir cadı kapanının içindeyiz ve o zincirler büyü geçirmez, inan bana damarlarımda cadı kanı olmasaydı şu an arkama bakmadan kaçıyor olabilirdim," dedi. Zihnimdeki boşluk yüzünden ne yapacağımı bilemeyerek zincirlere sıkıca tutundum ve kendimi yatağın üstüne çektim.

Yatakta oturur pozisyona geçtiğimde Arianna'yı görebilmiştim. Pencere ile yatak arasında kalan gölgelenmiş alanda oturuyordu.

"Bizi buraya kim getirdi?" diye sorduğumda Arianna, başını dizlerine yaslayıp bana baktı. "Şu ormanda konuştuğun beyaz saçlı adam," dediğinde kaşlarımı çatarak, "Dante mi?" diye sordum, ismini hatırlayabildiğim için kendime hayret etmiştim.

Kalın ve neşeli bir sesin, "Evet, ben getirdim," demesiyle karanlık oda aniden aydınlanmıştı. Birden açılan beyaz ışıklar gözlerimi kapatmama neden olurken, Arianna küfürler ederek, "Kapat şunu," diye haykırmıştı. Fakat Dante ışıkları kapatmak yerine, "Birkaç saniye içinde alışırsın," demiş ve yanıma oturmuştu.

Gözlerim hâlâ kapalıydı fakat yatağın çöken kısmından şu an birkaç santim ötemde olduğunu hissedebiliyordum. Gözlerimi aralayarak sağ tarafıma döndüğümde, simsiyah gözler beni inceliyordu. Gülümseyerek, "Bu hiç hoş olmadı Dante," diye mırıldandım.

Arianna, "Siz tanışıyor musunuz?" diye sorduğunda, ona, "Sen gelmeden önce tanışmıştık sanırım," dediğimde Dante'yi izliyordum. Hâlâ aurası gizliydi, bu yüzden ne olduğunu anlamakta zorlanıyordum ama buradaki cadı kapanı ve zincirdeki büyülerin beni tutmayacağını bilmiyor oluşu benim kim olduğumdan habersiz olduğu anlamına geliyordu.

Bu yüzden onu inceleme şansını değerlendirmek istiyordum böylece, onun kim olduğunu öğrendiğimde gönül rahatlığıyla Dante'yi öldürebilirdim.

"Ufak yalanlar söylemiş olabilirim," diyen Dante'ye üzgün bir ifadeyle baktım. "Yoksa bekâr değil misin?" diye sorduğumda, Dante o sahte sırıtışıyla beni süzdü.

"Hayır, bekârım ama bu durumu değiştirebilirsin," diyerek göz kırptığında, kendimi kahkaha atmaktan alıkoyamamıştım.

"Sen büyücü değilsin," dedim kahkahamın ardından dümdüz çıkan sesimle. Derin bir nefes alarak, "Nesin sen?" diye sorduğumda, Dante'nin yüzündeki sahte sırıtış da silinmişti.

"Avcıyım," diyerek beni cevapladığında, damarlarımda alevlenen kanımı dinginleştirerek, yavaşça yutkundum ve "Bizden ne istiyorsun?" diye sordum. Siyah gözleri, yeşil gözlerime odaklandığında bir süre söyleyeceği şey üzerinde oyalandı ve yüzümü incelemeye başladı.

"Bir cadıyı arıyorum," dedi düz bir sesle, "Onu bulabilecek güçlü bir büyüye ihtiyacım var," dediğinde, Arianna, "Şu saklanma zıkkımını öğrendiğin cadıdan ya da büyücüden yardım isteyemez miydin? Yani bizi bir çuvala tıkıp buraya kadar taşımana ne gerek vardı?" diye homurdandığında kaşlarımın çatılmasına engel olamamıştım.

"Beni onunla aynı çuvala mı tıktın sen?" diye tısladığımda Dante gülerek, "Seninle aynı çuvala giren kişi olmayı isterdim ama taşıyacak güçlü birine ihtiyaç vardı," dediğinde koluna sertçe vurdum.

"Kolumu sinek ısırdı sanırım," diyen Dante'ye düz bir ifadeyle bakmaya başladığımda, "Bu kızı niye kaçırdın? O bir cadı bile değil?" diye sorarcasına mırıldandığımda Dante, kaşlarını kaldırarak, "Senin için önemli birisi olabileceğini düşündüm. Ya da sen onun için önemlisindir," dediğinde suratımı buruşturdum.

"O büyücü müsveddesi mi benim için önemli olacakmış?" dediğimde, Arianna cırtlak bir sesle, "O, kendisi gibi karakteri de cadı olan Freya mı benim için önemli? Şuraya kussam, kusmuğum ondan daha değerli olur be," diye homurdandığında, yüzümü buruşturarak, "İğrençleşme," dedim.

"İnsan ol," dedi o da.

"Ari!" diyerek ona döndüğümde, Arianna surat ifademi taklit ederek, dudaklarını büzdü ve "Fri!" dedi. Tam, Arianna'ya adımı kısalttığı için kızmak üzereyken, Dante ayağa kalktı ve "Tanrı aşkına, kesin şunu!" dedi.

Arianna ile aynı anda Dante'ye dönerek, "Sen kes sesini ve defol!" dediğimizde, Dante boş bir ifadeyle bize baktı.

"İki cadı bozmasını kaçırmak bir hataydı," diyerek sırtını bize döndüğünde, Arianna'ya bakarak zincirleri göz ucuyla gösterdim. Arianna'nın zinciri uzundu ve Dante şu anda Arianna'nın zincirine basıyordu.

"Çek," diye mırıldandığımda, Arianna zinciri çekerek Dante'nin önüme doğru yalpalamasına neden olmuştu. Elime doladığım zinciri Dante'nin boğazına attığımda, Dante'nin ayağa kalkmasıyla omuzuna yerleşmiştim.

Ayak bileklerimdeki zincir ikimizi birden duvara çektiğinde, bacaklarımı sıkıca Dante'nin boğazına sardım ve "Ne istiyorsun bizden?" diye haykırdım.

Kollarımı çenesinin altından sararak, başını göğsüme bastırırken boynunu kıracak şekle getirmiştim. Dante iki yanındaki kollarını havaya kaldırıp parmaklarını omuzlarıma batırdığında verdiği acıyla, Dante'nin başını biraz daha geriye büktüm ve "Ölüme merhaba de avcı," diyerek, kırılacak kadar büktüm.

Fakat bir anda Dante hızlı adımlarla duvardan ileri koşarak zincirlerin onu geri çekmesiyle birlikte kendini duvara atarak, beni duvarla kendi arasında sıkıştırdı. Anın şokuyla tüm kaslarım gevşediğinde, Dante ona sardığım zincirlerden kurtularak ileri atıldı.

O benden uzaklaşırken ben de, iki büklüm şekilde duvarın önüne düşmüştüm. Ciğerlerime nefes çekmekte zorlanırken, omuriliğimin incinmiş olabileceği düşüncesi ve ardından tüm sırtımı kaplayan ağrıyla biraz daha bükülmüştüm.

Dante'nin "Bunu iki medeni insan gibi konuşabilirdik," demesine karşılık, sadece acıyla inledim.

Arianna ise sessiz bir şekilde olanları izlerken bir anda net bir sesle, "Ona yardım et," dedi. Bana mı yoksa Dante'ye mi diyordu emin olamadığım için sadece biraz daha inlemekle yetindim.

Ruhum ölümsüz olduğu için sahip olduğum güçle, içinde bulunduğum bu geçici bedeni ölüme karşı kutsayabiliyordum yine de ölümcül yaralarımın iyileşmesi zaman alıyordu ve kırılan bir kemiğin düzelmesi için ilk önce kırılan yerlerin birleştirilmesi gerekiyordu. Ayrıca tüm bu işlemlerin verdiği acıları da sonuna kadar çekiyordum.

"Ölmesine izin verirsen, sana sadece ben yardım edebilir miyim sence? Baksana, Freya ölüyor!" diye haykıran Arianna'nın sesindeki korkuyu hissedebiliyordum. Acaba gerçekten de ölebileceğimi düşünüyor muydu? Ya da ölürsem intikamını alamayacağı için mi endişeleniyordu? Belki de ölme ihtimalinden dolayı korkuyordu... Çünkü bizi kurtarabilecek tek kişi oluşum ve şu an iki büklüm, acılar içinde kıvranıyor olmam onu kurtarabilecekmişim gibi bir hava vermiyordu bana.

Bunu daha fazla sorgulayamamıştım çünkü üstüme gelen güçlü adım sesleri, beni kollarımdan havaya kaldırdığında kemiklerim çatırdayarak yerlerine yerleşmiş ve vücuduma müthiş bir acı dalgası vurmuştu.

İnleyerek başımı öne eğdiğimde, başım Dante'nin boynuna gelmişti. Acı dolu çığlıklarım devam ederken gözlerime yükselen gözyaşlarımı bastırarak dilimi ısırdım ve çığlıklarıma bir son verdim.

Kemiklerim hızla kaynamaya başladığında, "Bu acıyı..." diye mırıldandım Dante'nin kulağına doğru, "...senden kat be kat çıkartacağım Dante," sesim git gide kısılırken Arianna bana sesleniyordu fakat zayıf düşmüştüm, belki de Naomi'nin dediği gibi güçlerimin sınırına gitmeli ve kendimi geliştirmeliydim her zaman büyü yapmak zorunda kalmamak için insani güçlerimi de zorlamalıydım.

Neden sadece kendime güvenip, vücudumu geliştirmemiştim ki? Yine bu, şimdi düşünebileceğim ve arkasından ağıt yakabileceğim bir konu değildi.

Bulanıklaşan düşünlerim arasına süzülen ses, "Freya?" diye sorduğunda, derin bir nefesi yavaşça verdim, gözlerim öyle bulanık görmeye başlamıştı ki bu bulanıklık başımın ağrımışına sebebiyet vermişti.

"Freya cevap ver!"

Arianna'nın sesi zihnimde yankılanırken, "İyiyim," diye fısıldadım ve sırtım yumuşak zeminle buluştuğunda, yankıların arasına yeni bir ses daha katıldı.

"İyi ol Freya, çünkü bana yardım etmezsen bir daha asla iyi olamayacaksın."

~~

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi ve yorumlarınızı buraya bırakabilirsiniz!

Bana ulaşmak için:

Instagram: semihaakaya

Twitter: semihaakaya

Tekrar görüşmek üzere! Sizleri seviyorum, beklediğiniz için hepinize teşekkürler...

Continue Reading

You'll Also Like

119K 14.7K 33
"Çok yakınımdasın kedicik. Dikkat et, ısırabilirim." "O halde sana yeni bir bilgi daha çıngıraklı." Öfkesi birden çekilmişti. "Bir Aslanın dişleri de...
15.8K 1.8K 18
Vampirler ve cadılar yüzyıllardır birbirinden nefret eder ve birbirlerine yaklaşmazlardı İki kişi bu geleneği bozana kadar #Elf 1🥇2024:04:26 #Vampir...
11.1K 38 7
Selam ben Asya 26 Ekim 2008 doğumluyum. doğduğum günden beri bir yurtta kalıyorum, annemi ve babamı hep çok merak etmişimdir. Neden bıraktılar beni b...
77K 5.6K 38
Altı elementin bulunduğu bir okul. Bu okula her şeyden habersiz, bir gece yarısı zorla kaçırılıp getirilen bir baş rol. Annesiyle aynı gece kaçırılıp...