AŞKIN DEĞİŞTİRDİĞİ

By diaryofselin

94 21 11

Devam etmiyorum. Bölümler silinmiştir. More

1. BÖLÜM

94 21 11
By diaryofselin

Yazım ve noktalama yanlışları varsa affola. Ve de açıklamaya göre kitap daha eğlenceli. Efkarlı falan değil yani daha deli dolu, espritüel. Zaten bölümler ilerledikçe anlayacaksınız ;) Umarım beğenirsiniz.

Kulağımın içine sıçan alarmla kalktım. Yaz tatili olmasına rağmen sabahları ara sıra da olsa yardımcı olmak için dükkanımıza gittiğimden alarm kuruyordum.  Tabii ki her zaman ki gibi çok güzel kalktım demek isterdim ki gözlerimi açtığımda "aha hortlak" diye bağırmıştım. Gözlerim zaten çapaktan dolayı bulanık görüyordu. Bulanıklık geçmeye başlayınca hortlağı gördüğüm yere baktım. Acı gerçek. Hortlak aynaydı. Kim koydu ya bu aynayı yatağımın karşısına? Aslında burda devreye egom girerdi ama bu acı gerçeği değiştiremezdi.

Tuvalete gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Havluyla ellerimi ve yüzümü silerken annemin bağırma sesini duydum "Hazel, hadi kahvaltıya uyuyan güzel!" annem belki de nasıl uyuduğumun ve kalktığımın farkına varsa böyle demezdi. "Hemen geliyorum kraliçem!" annemle böyle saçma sapan lakaplar takarak konuşuyorduk. Bende lakap işini sevdiğim için devam ettiriyordum. Evimiz dublex olmadığından direk odamdan çıktığım gibi mutfağa gittim. Aile gelirinden falan değil, iyi gelirimiz vardı ama ne kadar öyle olsada iki katlılara gerek duymuyorduk. İstesek alabilirdik ama iki kişi yaşıyorduk zaten ne gerek vardı ki? Evet iki kişi yaşıyorduk. Babam ölmüştü ablam ise üniversite için yurtdışındaydı. Babamın ölmesi küçükken yaşadığım o kötü olaylarımdandı. Etkisi çok kaldı. Annem de perişanken bana nasıl moral verebilirdi ki? Gitgide iyileşmeye çalıştık, annem erken iyileşti yanımda oldu ve şimdiki ben. Annemi alnından öpüp "Yine neler döktürdün hatun?" dedim. Anneme kocasının sevgisini vermeye çalışıyordum o da bana baba sevgisini vermeye çalışıyordu. "Yaptım işte bir şeyler yavrum."

Bol bol yedikten sonra tabakları bulaşık makinesine koyup makineyi çalıştırdım. Annem de işe gitmek için hazırlanıyordu. Babam ve dostu tanınmış emlakçılardı. Sonra babam ölünce annem devam etmek istemedi ve zaten ayakkabıyla çok ilgilendiği için ayakkabıcı açtı. Şu anda da babamın payı olan geliri alarak şubelerini genişletip tanınan bir marka oldu.

"Hazel'ciğim, iş için Amasya'ya gitmem gerekiyor. Biraz kalabilirim. Gel buraya öpeyim seni."

Aslında şimdi annem üzülmesin diye üzülmemiş gibi davranacak olsam da çok üzülmüştüm. Yere bakarak "Anne kalmasan?" dedim. "Bazı işler var bebeğim. Onları da halletmem gerekiyor. Sen merak etme şipşak geçecek bu bi' iki gün. Seni teyzen bekleyecek söyledim ona. Orada kalacaksın ama istersen ona söyleyip evde TEK kalabilir ya da ECRİN bize gelebilir, sen gidebilirsin."

Annem tek ve Ecrin derken vurgulamıştı. Dediğim dedik biriydi. Ama haklıydı.  "Tamam anneciğim. Kendine iyi bak."
"Sen de iyi bak güzelim. Evde tek kalırsan kapıyı kat ve kat kitle, perdeleri kapa, kapı çalarsa ilk o gözden bak, görünmüyorsa kim o de cevap yoksa ya da sesi tanımıyorsan açma."
"Tamam anne. Zaten sabah ne olabilir ki?" başımı okşayıp "Belli olmaz kızım tacizin saati mi var?" dedi ve ekledi "İstersen cebine GPS falan koyabilirim."
"Tamam anne gerek yok. Dükkanın oralarında olacağım." kafasını onaylamış bir şekilde salladı.

Annem çıktıktan, konuşma ve öğüt faslından sonra odama gidip dükkana gitmek için giyindim. Giyindikten sonra saçımı taramaya başladım. Telefonum titrediğinde tarağı bırakıp Survivor'da gibi yatağa atlayarak telefonuma baktım. Ecrin'den mesaj gelmişti.

Gönderen: Sista❤

Mesaj: N'apıyoruz lan bugün tirrek?

Mesajına gülerek cevap yazdım.,

Gönderilen: Sista❤

Mesaj: Ben dükkana gidiyorum koyunum. Sen n'apıyorsun?

Dakikalarda mesajıma cevap gelmişti.

Gönderen: Sista❤

Mesaj: Hiiç iyiyim senle dükkana geleceğim işte öyle.

Gönderilen: Sista❤

Mesaj: Gel kankiciğim. Ama şimdi çıkacağım. Hızlı ol da bekletme beni.

Gönderen: Sista❤

Mesaj: Tamam.

Seviyordum bu kızı. Saçımı tarayıp salık bıraktım. Her zaman ki pek belli olmayan makyajımı yapıp, anahtarımı aldım ve çıktım. Arabam ve motorum vardı ama spor olsun diye ve de dükkan yakın olduğu için bisikletle gitmeye karar verdim.

Pek büyük bi' dükkan olmamasına rağmen 2-3 tane çalışanlarımız vardı. Herhangi bir sandalyeye oturup Ecrin'i aradım.

"He kanka?"

"Ecrin iyiki beni bekletme demiştim n'apıyorsun?"

"Çıktım otobüs bekliyorum kanka. Bugün halam da kalmıştım. Sizin dükkana uzak."

"E neden taksiyle gelmiyorsun?"

"Para mı sıçıyorum eğer sen vereceksen olur."

Güldürdü.
"Pis fakir. Neyse hızlı ol."

"Tamam kanka daha hızlı otobüs beklerim"

Gözlerimi devirip telefonu kapattım. Otururken etrafıma bakınmaya başladım. Denizli, kasaba gibi, yazlık bir yerdi burası. Bende küçük yerleri seviyordum zaten. Ben 2 yaşımdayken buraya gelmiştik. Dükkanımız sahildeydi. Yanımız da bir dükkan yeri vardı ama satılıktı. Bayağı oldu satılığa verileli ama hâlâ alınmadı boş duruyor. Ben ilk aşkımı burada yaşamıştım. Yakınımızdaki fırıncıda çalışan bir çocuk vardı ama benden büyüktü. Ben 13 yaşımdayken o 16 yaşlarındaydı. Bence bir fark yoktu ama onun gözünde kardeşiydim. Hiçbir zaman açılamadım. Sonra dükkanları satılığa çıktı başka biri aldı. Ben hâlâ düşünürken Ecrin'in geldiğini duydum. O yaklaşırken alayla

"Sen kimsin ya? Yoksa yıllar önceden beri beklediğim Ecrin mi?" dedim gülerek. "Kanka çıkamadım işte bu kadar takma." gözlerimi devirdim. "Herneyse." deniz bugün dalgalıydı. Havadaki martıları ve kıyıya vuran bazıları da bize gelen sulara bakıyordum.

"Ee planımız ne?" bakışlarımı Ecrin'e çevirdim. "Sinemaya gidelim mi?" fikrime ısınmıştı. "Film var mıymış ki?"  
"7D'de ki klasik filmlere gideriz işte" kafasıyla onayladı ve yürümeye başladık. Kulağımın içini dalga sesi dolduruyordu. Bu sene normalde üniversite 2'ye gitmem gerekirken iki sene geç başladığım için lise sona gidiyordum ve üniversiteye geçecektim. Belki annem sayesinde bi' torpil alabilirdim. Tam bilemiyorum, olmayadabilirdi.

Sinemaya yaklaşırken filmleri inceledim. "Şu korku tüneline girelim mi?" filmi iyice inceledim ve "Güzel bi' filme benziyor." filmin kapağındaki ruhumsu dedeyi inceledim. Mağara girişi vardı. Mağarının içinde biraz geride de dede bakıyor ve sırıtıyordu. "Dedeye sahip çıkalım mağaralarda yatiyir" diye bi' espri patlattı Ecrin. Anırarak güldük. Kankaydı sonuçta gülmek vazifeydi.

Filme giriyorduk. Gözlükler takılmıştı. Filmin başlayışı tırsınçtı. "Haydi Bismillah" dediğinde gülüp filmi izlemeye başladık.

"Tüü olmaz olsun böyle film"
"Bunu korkunç diye yazanın ebesini pandalar soksun" Film gerçekten hiç korkunç değildi. Gittiğime pişmandım açıkçası. Hem sövüp hem de yürüyorduk.

Hava hafifçe ılık esiyordu. Meltemliydi işte. Bu sevdiğim yazlığın sevdiğim havaları. Üşürüz diye bugün denize girmemiştik ve şimdide yapacak bir şey yoktu. Boş boş oturup bazen telefona bakıyor, bazen de etrafa bakıyorduk. Aklıma gelen fikirle sandalyeden sıçradım "Kanka bisiklet sürelim mi? Giderken tekel bayiiden aburcubur alır her zamanki yerimizde yeriz." yavaş yavaş korku filmindeymiş gibi kafasını çevirdi. Yüzüme baktığında düz, soğuk bir şekli vardı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Aniden gözlerini pörtletti ve güldü "Süper. Hadi sürelim!"

***
"Kankaa ölüyorum, bisiklet durmuyor yardım eett!" bisikletleri almış, şu anda bayır aşağı iniyorduk. Ben bi' korkum olduğu için frene basarak ilerlemiştim ama Ecrin hayvan gibi gitmişti. Korkum ise önceler de bi' ara bu bayırın üstündeki dik bayırdan inmeye çalışırken düşmüş olmamdı. Gaz vermeye çalışmışlardı. Rahat ol bacaklarını serbest bırak tarzı şeyler söylemiştiler ve bende ayaklarımı yukarı kaldırarak aşağı inmeye başlamıştım. Sonrasını da biliyorsunuz.

Ecrin'in bağırıyordu Sanırım memnun ve "Eğleniyorumm, bisiklet çok güzel gidiyor yanıma gel!" gibi bir şeyler diyordu sanırım. Ben de fazla önemsemeden yoluma bakmaya devam ettim. Bayırın sonuna gelmeye başlamıştık. Bu taraflar çok yeşillikti ve neredeyse her tarafta villa vardı. Tam köşedeki çeşmeyi incelerken Ecrin'in çığlığını duydum. Hemen o tarafa baktığımda yere kapaklanmış, sarma gibi dönüp, yerde dolma gibi yatan bir Ecrin görmüştüm. Bir dakika. Ben... Daha demin... Yerde yatan bir Ecrin... Görd... Kendime geldiğim an Ecrin'in yanına hızlı hızlı bisikleti sürdüm.
"Ecrin kanka iyi misin, bir şeyin var mı?" üstünü silkeleyip "Bir şeyim yok. Dizim sürttü o kadar." dedi. Eğer bir şeyi yoksa şimdi kızmaya başlayabilirdim. "Ya bana neden bağırmıyorsun Ecrin, düşüyorum yardım et falan diye?" doğrulup gözlerini devirdi. "Bağırdım herhalde. Hatta bağırmadım anırdım sen duymadın." bir an aklıma o bağırış sesleri geldi. Benim eğleniyorumm yanıma gel gibi anladığım şey aslında yardım istemesiydi demekki. "Ben, eğleniyorumm, bisiklet güzel gidiyor yanıma gel gibi bir şey anlamıştım."
"Demekki öyle değilmiş. Şimdi dikilme de bana yardım et." ona yaklaşıp "Şu Kahvehane'nin yanında çeşme var. Gel şurada elini yüzünü yıkayalım." dedim ve bisiklete binmesine yardım ettim. Aklıma gelen şeyle gözlerimi fal taşı gibi açtım. "Senin bisiklet neden durmadı?"
"Freni fare kemirmiş herhalde. Tutmadı."
"İşte o kadar hızlı gitmeyecektin, bir şey olsa başıma kalırdın salak."
"Hay yine salak olduk ya." deyip güldü. Gülüşüne katıldım.

"Kanka bu amcalar neden böyle bakıyor ya?" gözümü etrafta gezdirip "Güzele bakmak sevaptır diyedir kanka." gözlerini devirip güldü. "Sevgilimin olmamasını hiç hissettirmiyorsun." sırıttım. Şu anda Ecrin'in elini yüzünü falan yıkamak için çeşmeye gelmiştik. Çeşme dediğim İzmir falan değil. Tamam komik değildi. Kendime yüzümü buruşturdum. Nasıl bir espriydi bu böyle? Tabi espriyse. Neyse. Çeşme Kahvehane'nin yanında olduğu için amcalar ayıplar gözlerle dik dik bakıyordu. Ecrin "Amcalarım önünüzdeki oyunlarınızı oynasanıza. Elimi yüzümü yıkıyorum burada Yunus oynatmıyorum." diye bağırdı. Amcalar dillerini şıklatıp kınayarak oyunlarına geri döndü. Biz de dükkanın oraya doğru ilerledik.

Dükkana yaklaşırken yıllardır satılık olan yerin dolu olduğunu, temizlendiğini gördük. Ecrin "Anaa kanka buranın boş kalma rekoru bitmiş." dedi. içeri yaklaştı ve kapıdan baktı. "Sanırım orada bir afet-i devran var."

Continue Reading

You'll Also Like

125K 6.8K 42
05**: Sen doğduğun için güzel olan bu günde, sen sevdiğin için dünyanın en güzel çiçeği olarak kabul ettiğim karanfillerden koy vazona. 05**: Bu da b...
54.4K 932 35
İstediğini elde eden ruh hastası şımarık bir ağa çocuğu Kendisini seven psikopat ruh hastasından kurtulmaya çalışan masum kızımız DURHAN~TUTKU NUN...
2.1M 50.9K 51
Tam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canı...
384K 26.2K 32
" Lan madem Türklerle bu kadar ilgilisiniz . İnsan azıcık Türk tarihine bakar it herif." Sinirle bir yumruk daha çaktı ama ben hala gülüyordum... ***...