Kress gözlerini uykusundan uyanarak birden açtı.
Terden sırılsıklam olmuştu.
Kabuslar..
Yine kabuslarla kuşatılmıştı geceleri.
Ara vermemişti ki bu kabuslar.
Yine de Kress Janessa sürecinde kabusların biraz ara verdiğini anlayabiliyordu.
Fazla değişiklik.
Dün gece birlikte aynı odada yatmamışlardı Janessa'yla.
Janessa yatak odaısnın yanında ki odaya girmiş orda uyuyakalmıştı.
Kress onun bunu bilerek yaptığını düşünsede gerilmesini istemeyip yatak odasında uyumuştu oda.Nazik
bir Kress..
Kress değiştiği gibi can sıkıcı şeyleri düşünmek istemiyordu. Yatakta hızla doğrulup banyoya doğru ilerledi.
Sabah sabah terler içinde uyanıp kahvaltıyada böyle inecek değildi.
Duşu soğuğa ayarlayıp suyun altına girdi Kress...
Janessa uyanır uyanmak üşüdüğünü hissetti.
Dün gece aldığı duş onu üşütmüş olmalıydı. Islak saçlarla yatmanın vergisi... diye düşündü sıkkınlıkla.
Eli nemli saçlarına giderken başına bir havlu sardı.
Acıkmıştı,susamıştı ve hemen sıcak bir şeyler içmek istiyordu.
Her ne kadar yataktak çıkmak istemese de bu durumları göz önünde bulundurarak kapıyı açıp salona çıktı.
Sonra bir an durakladı. Üşüyordu,hırka giyse iyi olurdu.
Odasına tekrar girip bir hırka alıp giydi ve odadan çıkınca kendini kollarıyla sardı.
Kress saçlarınıda kurutunca odasından çıktı.
Janessa'yı görünce dudaklarında istemsiz bir gülümseme oluştu.
"Günaydın." dedi Janessa'ya.
Janessa başını kaldırıp ona baktı,gülümsemek yerine yüzünü buruşturdu.
Eli ağzına giderken bu kadar şeyin üst üste gelmesiyle hafifçe inledi Janessa.
Kress bu kez anlamıştı, uçaktaki gibi olmayacaktı.
Janessa lavaboya koşarken oda peşinden geldi ve kapıyı kapatmasına izin vermeden yanıan çöktü.
Janessa klozetin kapağını kapatmış kusmaya çalışıyordu.
Ama zaten midesinde bir şey olmadığı için öğürüyordu sadece.
Bitkin uğraşlarının arasında Kress başını tutuyorken tek eliyle onu ittirdi.
"Git.." diye inledi acı çeken bir fısıltıyla.
Kress onu aldırmadı.
Yanlarında ki lavabonun suyunu acuyla doldurup kızın yüzüne soğuk su kompleksi yapmaya başladı.
Tek eli alnına giderken Janessa kusmayı bırakmıştı.
Klozetin kapağını hızla kapatıp kalan son gücüyle başını kapağına yasladı.
"Tanrımibundan nefret ediyorum.." diye inledi.
Yine de Kress'in akıllıca giriştiği soğuk su kompleksi işe yaramıştı. Daha iyiydi böyle.
Kress onun bu bitkin haline içi istemeden de olsa burkularak baktı ve kıza eğildi.
Janessa'nın itiraz etmek gibi bir derdi yoktu.
Kress onu kucağına aldı ve duvara yaslanırken yüzünü kenndine çevirdi.
"Daha iyi misin?" diye sordu hafif bir çekingenlikle.
"Evet.Teşekkür ederim.." bir an kaşlarını çattı Janessa. "Sana git dedim,nedenn gitmedin..?"
Kress ona onun silahıyla karşılık vermenin daha akıllıca olabileceğini düşündü.
"Babalık derslerine katkıda bulunmak istedim."" dedi alayla.
Janessa gülümsemeye çalıştı.
"Bu iğrenç.." dedi küçük bir çocuğun mızmızlanmasıyla.
Kress onu ilgiyle süzdü. Budda benim yüzümden..
Kress saçma düşünceleriyle kafasını salaldı. "Hadi kahvaltıya inalim.." dedi. Sonra gözleri kızın başındaki yarı kaymış,
yarı saçında kalmış havluya kaydı.
Havluyu yavaşça çekince saçları serbest kalmıştı Janessa'nın. Kress kaşlarını çattı.
"Yeni duş mu aldın.?"
"Hayır, dün almıştım."
Kress duyduğuyla nedense olması gerekenden fazla sinirlenmeye başladı birden.
"Dün geceden bu yana saçların ıslak mıydı yani?"
Janessa kaşlarını çattı. "Evet.."
Kress soğukluğuna geri bürünürken kendiyle beraber Janessa'yıda ayağa kaldırıp banyo dolaplarına yöneldi.
"Bir daha saçlarını ıslak bırakma." keskin emir Janessa'nın kan akışını hızlandırdı.
"Bu her zaman yaptığım şey Kress. "
"O zaman artık yapmaman gerektiğini öğren."
Bu ters cevapta sinirlendirmişti Janessa'yı. Elleri yumruk halindeyken dişlerini sıkarak sinirle konuştu.
"Bana bir şey olmaz!"
Kress bulduğu saç kurutma makinesinin fişini banyo aynasının kenarına takarken Janessa'nın aynada ki sinirli yansaımasına baktı.
Janessa bazen gerçekten de aranıyordu.
Genç kadının ela-yeşil gözlerine bakarken rahatlamaya çalıştı. Ama rahat batabiliyordu arada.
"Bedenin artık daha hassas Janessa, her şeyde 2 kez düşünmelisin." dedi daha nazik olmaya çalışarak.
Janessa siniri bir kenara atmaya çalışıp buna hak verdi.
Evet babası, sende haklısın tabii. diye düşünürken keyifle gülümsedi.
Kress onun gülümsemesi altında ne ne yattığını düşünmeden oda hafifçe gülümsedi ve Janessa'nın eline uzandı.
Janessa'da elini uzatınca yine o karşı konulmaz çekime yakalandılar ve tenleri yine tenlerindeydi.
Altı üstü el eleydiler.
Ama hissedilebilecek daha fazlası ve daha fazlası düşüncelerine karıştıkça ikisininde tüyleri diken diken oluyordu.
Kress bunları aklının bir köşesine sabırla itmeye çalışırken Janessa'nın elini sıkıp onu kendine,yanına doğru çekti.
Janessa aynanaın karşısında kendini incelerken içinden lanet etti.
Beti benzi biraz atıktı,gözlerinin altı hafiften morarmıştı.
Hamilelik kitaplarını düşünce sinirlendi. Birde hamileler çok tatlı olurlar demezler miydi!
Ah aynada ki halini daha fazla görmek istmeiyordu. Gzölerini hafifçe kapatırken Kress kurutma makinesini açıp elini
Janessa'nın ipek gibi saçlarında dolaştırmaya başlamıştı.
Janessa'nın nefesi hızlanırken Kress'in eli o an o kadar ilahi geliyordu ki ona.
Okşar gibi.. Sevgiyle kucaklar gibi.
Böyle devame et. diye düşündü Janessa sıkkınlıkla.
Düşündükleri günden güne beynini sarmaya devam ederken yine de kendini Kress'in sıcaklığına bırakmak istiyordu.
Kress arkasına geçmiş uzun boyuyla hava atmak ister gibi durduğu yerden sadece elini oynatarak kızın saçlarını kurutoyordu.
Janessa kendini biraz daha serbest bırakırken Kress'te ona yaklaşmıştı.
Bu bir tuzak mıydı bilmiyordu Janessa, ama bu taptığıyla Kress'in geniş ve sıcak göğsüne yaslanmış buldu kendini.
Janessa utanıp geri çekilebilirdi. Ama bunu yapmadı.
Kendine daha fazla karşı koyamıyordu.
Hata olduğunu düşünüyorsa Kress geri çekilebilirdi,ama Janessa bunu istemiyordu.
Kress'te geir çekilmemişti ztaen.
Kress kalbinin olması gerekenden daha hızlı attığını hissederken aynadaki yansımalarına bakıyordu.
Duyguların aşırılığından yutkunurken saç kurutmayı kapatıp aynanın kenarına bıraktı.
Janessa gözleri hala kapalı bir şekilde huzurluca geniş göğsü üzerinde yatarken Kress onu idaha fazla sarmalayabilmeyi diliyordu
içinden.
Tamamen bana ait..
Kress bu düşünceyle bir kez daha yutkundu. Evet, onun kazadan bu yana kimsesi olmamıştı ama, Janessa
birden tamamen ona ait olarak kendi ayaklarıyla ona gelmiş,Kress onu tutsak etmişti.
Ve yine tamamen ona ait bir şey daha vardı aralarında.
Bebekleri.
Kress tüm kaybetmişliğinin yanında sıfırdan başladığı hayatında gerçekten bir şeyleri elde etmişti.
Birden bire.
Kress Janessa'ya biraz daha yaslanırken Janessa artık tamamen ona yaslanır durumdaydı.
Janessa Kress'in eline uzanıp onu tuttu ve karnına doğru yönlendirdi.
Karnında hafif bir çıkıntı vardı,bunu Kress'te Janessa'da yeni anlamıştı.
Kress Janessa'nın karnına götürülen eliyle o çıkıntıyı hissettiğinde yine çok garip duyguların esiri olmuştu.
Yine sahiplenici ve sevgi dolu,boğazına bir yumru gibi oturan duygular...
Janessa iki eliyle Kress'in tek elini karnına tamamen yaslarken Kress diğer eliyle Janessa'yı belinden tuttu.
Niyeti destek almaktı ve bu durumda Janessa'da neden belimi tutuyorsun diyecek değildi.
Kress hissettiği bu güzel duyguyu kaybetmekten korkar gibi ilk kez elini hareketlendirip karnını okşadı Janessa'nın.
Janessa yanağından bir dam gözyaşı akarken endişeliydi.
Sadece tepkileriyle beyninde ki sorulara cevap bulmak istiyordu.
"Kress.."
Janessa gözlerini açmış aynadan Kress'e dolmuş gözleriyle bakıyordu.
Kress' te gözlerini aynadan onun gözlerine çevirdi. Konuşamıyordu.
Janessa bunu efendim diye algılayarak başını yana yatırıp,Kress'in onu anlamısını isteyerek baktı gözlerine.
"Onu sevecek misin?"
Kress şaşkındı.
Gözleri en savunmasız bakışlarını sunuyordu çocukluğundan bu yana.
Yine de bu duyguya asla karşı koyamazdı.
Bu bebeği farkında olamadan birden,içinden sahiplenivermişti.
Onu asla yok sayamazdı artık.
O onun minik meleği olacaktı.
Kress gerçekten artık büyümüştü,o baba olacaktı.
Belki de geçmişine bir sünger çekemese de ,geleceğine merhaba diyebilirdi geçmişi yok sayıp.
"Kress?.." diye yineledi Janessa.
Kress yutkundu.
"Evet Janessa..Onu seveceğimm." diye fısıldadı sahiplenici sesiyle. Ve Janessa'nın yanağına bir öpücük bıraktı.
Bu ne cinseldi,nede tutkusal.
Bu bir annne ve babanın heyecanına dizginiydi, bu bir destekti...
Bu onların olduğunu bildikleri şey için ilk gönülden birleşmeleriydi...
*****
"Hanım efendi..." diye fısıldadı Mary.
Natalia sıcak olmasını umduğu bir şekilde gülmeye çlaıştı.
Ama bu uzun zamandır yapmadığı bir şeydi. Yani gülümsemek.
"Mary. Ben geldim,ve bir misafir de getirdim." dedi Mary'nin tepkilerini izleyerek.
"Hoş geldiniz efendim. Şey, ama.."
Natalia kaşlarını çattı.
"O burda değil mi?"
Mary hayretle kaşlarını çattı.
Anne ve oğulu daha önce hiç düşman görmemişti. Bun kendine bile yediremiyordu.
Çocukluğunu görmüştü Kress'in.
Annesi onu çok severdi. Çok..
Ve Kress'te hayırlı denen evlat türündendi.
Bir kaza, gerçekten anne va evladını ayırabilir miydi böylesine?
Ya bu düşmanlık.?
Bir anne ve oğul birbirine böyle düşman olabilriler miydi?
Mary boğazında ki yumruyu gidermek için hafifçe öksürdü.
"Evet,Kress geleli 2 gün oldu.."
"Güzel, hizmetçilere söyle 2 oda hazırlatsınlar."
Mary çaresizce başını sallayıp kabullendi.Yine de bir an durup bir zamanlar
çok iyi anlaştığı yaşıtlarında ki kadına baktı.
"Misafirimiz kim acaba efendim? Odayı ona göre hazırlattırayım..?_"
Natalia gülümsedi. Buda soğuk bir gülümsemeydi.
"Onu tanıyorsun Mary.."
Mary kaşlarını çattı.
"Kim ki ?"
"Elena, Kress'in eski nişanlısı. Kısa bir maziye dönüş hoş olur dedik."
Mary gözleri büyürken şaşkındı.
Kress eve karısıyla gelmişti, şimdi de eski nişanlısı olacak o kaltak ta mı bu evde yaşayacaktı.
Mary korkuyla yutkunurken boynunu eğip bunu onayladı.
Neler olacağını Tanrı bilebilirdi.
Ama bu olayların bir tek o kıza zarar verebileceğini biliyordu Mary.
Her şeyin arasında kalmış olan o kıza içinden üzülmeye başladı Mary.
"Hiçbir şeyin suçlusu olmayan bir kız ..Çok yazık.." diye gerçek bir hüzünle farkında olmadan sessizce mırıldandı Mary.
Janessa için daha sevinemeden gerçekten üzülmüştü onun için.
Her şeyden habersiz olan bu kız bakalım bu lanetli Stewert ailesine ne kadar katlabilecekti.